ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
08:24  Geleceğin modelistleri, Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB) ile yetişiyor!
18:57 Tarih ve Diplomasi Kesişiminde Azerbaycan – Ermenistan İlişkileri
12:01 İsmet Taşdemir işini bilir!
10:02 Gergerlioğlu, “MESEM yolsuzluğunda kamu alacakları tahsil edilmeli!”
09:34 KADEM ‘Dünya Kadınlar Günü’ mesajlarını hem Türkiye’de hem de BM’de veriyor 
08:31 Avrupa’da kadın girişimciliği: Hangi ülkelerde kadınlar kendi işlerini kurmaya daha istekli?
08:22 Atlantikçiliğin son kalesi: Meloni’nin AB’yi ABD’nin koruması altında tutma çabası
07:47 Almanya’nın otomotiv endüstrisi Donald Trump’ın gümrük vergilerine nasıl hazırlanıyor?
21:40 Gelecek Partisi İstanbul milketvekili Doğan Demir’den Gültekin Görüm’e ziyaret
18:22 Adaylık çalışmalarına İzmir’de başlayan İmamoğlu: Ben olmadan seçime girmek istiyorsunuz değil mi?
11:19 Bir Saatini Dünyaya Ver; Geleceğe Zaman Kazandır
10:46 Kocaeli Ticaret Odası Başkanı Bulut, “Ticari kredi faizlerini düşürün”
10:10 ASKON: Devrim niteliğindeki tarihi “Terörsüz Türkiye” çağrısını gönülden destekliyoruz
09:38 İHH: “Terörsüz Türkiye ve bölge” için atılan adımları destekliyoruz
09:27 CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Kanko, Türkiye, Enflasyonda Savaştaki ve Ambargodaki Ülkeleri Bile Geride Bıraktı! 
07:44 HAK-İŞ, ‘Terörsüz Türkiye’ konusuna ilişkin destek mesajı yayımladı
06:55 Doğu Türkistan davasında yasak ilişki gölgesi 
00:03  Gazeteci Belle Cushing’in yolladığı ‘Wasington’dan Mektup Var! haber bülteni!
20:56 ‘Terörsüz Türkiye’ hedefine sivil toplum kuruluşlarından tam destek
19:38 “Terörsüz Türkiye” hedefine destek bir destek de MÜSİAD’dan geldi
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Suriye’deki ABD varlığı

Suriye’deki ABD varlığı
7 Şubat 2025
9
A+
A-

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, konuk olduğu Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’nda yaptığı konuşmada, Suriye’deki askeri ABD varlığı hakkındaki soruyu cevaplayarak, bu konuyu önceki gün Türkiye’yi ziyaret eden Suriye heyetiyle görüştüklerini aktardı.

UHA /  İnternational News Agency

Hakan Fidan: Trump'ın Gazze planı kabul edilemez

Suriye’deki ABD varlığı

Fidan, yeni ABD yönetiminde yapılan atamalara işaret ederek, “Buradan gelecek belirli verilerle (ABD Başkanı Donald) Trump yönetimi bir karar verme sürecinde, bunu öyle anlıyoruz.” dedi.

ABD’li muhataplarıyla yaptıkları görüşmelerin son 1 yıldır hız kazandığını söyleyen Fidan, “Umarız burada fevkalade isabetli bir karar verilir. Buradan hep beraber yolumuza devam ederiz. Beklediğimiz konu, Amerika’nın YPG’ye desteğini kesmesi ve oradaki Suriye’nin milli bütünlüğüne ve beraberliğine tehdit eden durumun ortadan kalkması. Artık yeni Suriye’nin de zaman kaybetmeden yoluna devam etmesi lazım.” ifadelerini kullandı.

Fidan, terör örgütü PKK/YPG’nin Fırat Nehri’nin doğusunda işgal ettiği toprakların Suriye’nin yaklaşık 3’te 1’ini tekabül ettiğine dikkati çekerek, “Bu topraklar da büyük bir bölümü Arapların yaşadığı yerler. Orada da öyle bir izlenim var. İleride Kürtler ile Araplar arasındaki sosyal barışı tehdit edecek de bir mekanizma kurulmuş.” dedi.

Terör örgütü YPG’nin yönettiği bir örgütün Arapların olduğu yerleri işgal ettiğini söyleyen Fidan, “Halbuki oradaki Kürtler çok muhterem, aziz insanlar; oradaki Araplarla sorunları yok, Arapların da onlarla bir sorunu yok.” ifadesini kullandı.

Fidan, terör örgütünün dışarıdan getirdiği ithal ideoloji ve organizmayla bölgede bir düzen kurduğunun altını çizerek, “Bu düzen Amerika’nın şu anda desteklemesiyle ayakta duruyor.” dedi.

“Suriye devleti PKK’lıları ya geri gönderecek, ya imha edecekler”

DEAŞ’lıların yer aldığı hapishanelere ilişkin Suriyeli muhataplarıyla konuştuklarını paylaşan Fidan, bu konuda düşüncesi net olan Suriye Cumhurbaşkanı Şara’nın, hapishaneleri kontrol altına alacak vizyonu ve kabiliyeti bulunduğunu söyledi.

Fidan, “Gerekirse Suriye devleti kendi milli bütünlüğünü sağlamak için topraklarını bu adamların işgalinde kurtaracaklar. Çeşitli ülkelerden gelmiş bütün PKK’lıları geldikleri yerlere ya geri gönderecekler, ya imha edecekler.” diye konuştu.

Terör örgütü PKK ve kadrolarında görev yapan İran’dan, Irak’tan, Türkiye’den ve Avrupa’nın çeşitli kentlerinden gelmiş birçok terörist bulunduğuna ve bunların def edilmesi gerektiğini söyleyen Fidan, “Bunun ilk başta belli bir uzlaşma ve konuşma yoluyla halledilmesi konusunda bir irade görüyoruz. Bizim için de olması gereken… İnşallah bu şekilde olur.” dedi.

Fidan, Suriye yönetiminin yeni dönemde uzlaşma yoluyla terör örgütünün “korsan rejimini” sürdürmesini istemediğini ve terör örgütünün başka ülkelerden destek isteyerek otonomi ve federasyon talep etmesini kabul etmeyeceğini aktardı.

Bakan Fidan, Suriye yönetiminin bu konuda net bir pozisyonda olmasından memnun olduklarını vurguladı.

DEAŞ ile mücadele

Fidan, Suriye’nin kuzeydoğusunda terör örgütü PKK/YPG’nin işgalindeki bölgede bulunan Hol kampında tutulan DEAŞ’lı teröristler ve ailelerinin örgüt tarafından propaganda amaçlı kullanılması konusuna da değindi.

“Türkiye’nin, DEAŞ’lıların bulunduğu Hol kampının güvenliğini sağlama konusunda rol almaya hazır olduğunu paylaşmıştınız. Bu önerinin detaylarını bizimle paylaşabilir misiniz? Şam yönetimi ve Batılı muhataplarınızdan bu öneriyle ilgili ne tür sinyaller aldınız? Türkiye-Irak-Suriye-Ürdün arasında DEAŞ ile mücadele konusunda ortak mekanizmaya dönüşecek bir iş birliği geliştirilebilir mi?” sorusuna Fidan, Suriye’deki yeni yönetimin ülkedeki egemenliği sağlama adına bu kampların vaziyet etme konusunda irade ortaya koyduğunu aktardı.

Fidan, terör örgütü PKK/YPG meselesinin DEAŞ ile mücadele olarak görmenin yanlış olduğunu belirterek, bazı ABD’li bürokratların kendi sistemlerine bunu böyle “pazarladığını” söyledi.

Irak, Suriye ve Ürdün’deki temaslarına işaret eden Fidan, DEAŞ’la mücadelede bölgesel inisiyatif alarak Türkiye, Irak, Suriye ve Ürdün arasında ortak mekanizma kurulmasını hedefleyen adımlar atacaklarını açıkladı.

Fidan, bu konuda Dışişleri, Savunma, İstihbarat gibi alanlarda 3+3 formatlarla görüşüleceğini bildirerek, söz konusu 4 ülkenin DEAŞ ile mücadele konusunda atılabilecek adımları ele alacağını belirtti.

Bu bölgesel inisiyatifin “çok önemli olduğunu” vurgulayan Fidan, bütün amacın ortak bir mekanizma kurulması olduğu değerlendirmesini yaptı.

“Bölgenin sorunlarına bir bölgesel sahiplenme anlayışıyla bir bölgesel çözüm getirme anlayışıyla biz yaklaşıyoruz. Bütün konularımız dış politika uygulamalarımız hep bu şekilde. Mekanizma kurarak sahici sorunlara sahici çözümler getirerek gitme konusunda bir irademiz var.” diyen Fidan, hegomon bir gücün sorunları çözmek için geldiği zaman hem maliyetle geldiği hem de gittiği zaman arkadaki resimin daha kötü olduğunun altını çizdi.

Fidan, “Bu noktada Türkiye’nin sahici çabaları ve duruşu bence şu anda kabul görüyor. İnşallah bu noktada atacağımız adımla biz DEAŞ meselesindeki gerçek mücadele nasıl olur onu göstereceğiz.” diye konuştu.

Bölgesel inisiyatifin güçlenmesiyle DEAŞ’a karşı kurulan uluslararası koalisyonun bölgede bulunmaya devam edip etmeyeceğine ilişkin Fidan,”Uluslararası koalisyon burada kendisi ‘artık bana bölgede iş kalmadı’ derse buna bakıp, o kendi bileceği bir iş çünkü her türlü koalisyon ve hareketlilik belli bir bütçe ve insan gücü masrafı gerektiriyor. Şimdi bundan da kurtulmuş olacaklar. Biz kendi bölgemizde sorunları kendimiz çözmek istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Irak, terör örgütü PKK gerçeğini gördü”

Türkiye ile Irak arasında güvenlik alanında yürütülen iş birliği ve terör örgütü PKK’yla mücadelede konusunda Fidan, “Biz yürüttüğümüz diplomasiyle aslında hem kendi kanallarımızda hem diğer kanallarda onlarla bu noktada bir farkındalık oluşması konusunda mesafe aldığımızı düşünüyorum. Bunun gereği olarak işte bir güvenlik mekanizması kuruldu, PKK yasaklı örgüt ilan edildi, belli konularda artık rahatça davranmasına izin verilmiyor.” dedi.

Hala atılması gereken adımlar bulunduğuna işaret eden Fidan, “Özellikle Sincar başta olmak üzere daha doğrusu ‘tartışmalı bölgelerde’ veya Irak’ın merkezi hükümetinin anayasal olarak kendi kontrolü altında olan bölgelerdeki başta PKK faaliyetlerini sonlandırmak üzere atılması gereken adımlar var.” diye konuştu.

Fidan, Irak’taki Sincar bölgesinin hem hükümet birlikleri hem de Haşdi Şabi tarafından çevrelendiğini, terör örgütü PKK’nın belli bir noktaya hapsedildiğini ve temenninin PKK’nın o bölgeden tamamen elimine edilmesi olduğunu söyledi.

Terör örgütü PKK’nın kendisini Türkiye aleyhtarlığı üzerinden kamuoyuna pazarladığını ifade eden Fidan, örgütün, asıl zararı verdiği ülkelerin Irak ve Suriye gibi başka ülkeler olduğunu aktardı.

Fidan, sözlerine şöyle devam etti:

Irak Başbakanı Sayın (Muhammed Şiya) Sudani de şunu çok iyi anlıyor aslında Irak’ın artık olağanüstü dönemlerden, çatışmanın olduğu dönemlerden, kontrolsüz silahlı grupların olduğu bir ülke görünümünden kurtulması gerekiyor. Bunun olduğu bir ülkede siz yatırım getiremezsiniz, alt yapı, üst yapı yatırımları yapamazsınız. Sayın Sudani gerçekten ülkesine hizmet etmek isteyen, ülkesinin kronik altyapı sorunlarını çözmek isteyen bir siyasi lider.

Irak’ın içinde bulunduğu denklemlerin belli hassasiyetleri olduğunu ve bunları uygun şekilde yönettiklerini kaydeden Fidan, Irak’ın, iç savaş ve işgalden kaynaklı sorunları ve yaralarını sarıp bir an önce yoluna devam etmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Bakan Fidan, “Şimdi bu çerçeveyi ortaya koyduğunuz zaman ben Türkiye’nin ortaya koyduğu terörle mücadelenin ana fikri ve amacının daha iyi anlaşıldığını düşünüyorum. Bu noktada hareket ediyoruz Iraklılarla.” dedi.

“(CAATSA) Bu türden bir yaptırım müttefiklik ruhuyla bağdaşmayan bir durum”

ABD’deki yeni yönetimle Türkiye arasındaki ilişkiler ve ABD’nin Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşılık Verme Yasası’nın (CAATSA) yaptırımlarına ilişkin değerlendirmesi sorulan Fidan, her yönetimle yeni bir sayfa açıldığını ancak durumun ilerleyen süreçte görüleceğine işaret etti.

Fidan, bir önceki yönetimle özellikle son 1,5 yılda çok yoğun bir diplomasi trafiği yaşandığını ve stratejik ortaklık mekanizmasının tekrar çalıştırılmaya başlandığını belirtti.

Bu görüşmelerde belli konularda mesafe alındığını dile getiren Fidan, CAATSA ile ilgili ne yapılabileceği konusunun da gündeme geldiğini söyledi.

Fidan, “Bizim CAATSA ile ilgili görüşlerimiz belli, müttefiklik ilişkisine yakışmayan bir tutum. Bu türden bir yaptırıma Türkiye’nin Amerika’da geçmiş bir yasayla tabi tutulması müttefiklik ilişkisine yakışmıyor. Her şeyden önce bunun ortadan kalkması gerekiyor. İki NATO üyesi ülkesinin birbirine bu türden bir yaptırım uygulaması müttefiklik ruhuyla bağdaşmayan bir durum.” ifadesini kullandı.

Konuya ilişkin ABD tarafıyla henüz çalışmalara başlanmadığını aktaran Fidan, ABD’de Senato, Temsilciler Meclisi ve diğer ilgili devlet kurumlarının yeni onay almaya başladığını, dolayısıyla önümüzdeki günlerde söz konusu çalışmalara başlayacaklarını kaydetti.

Fidan, dünya genelinde ABD’yle ikili düzeyde temasların marttan itibaren başlamasının beklendiğini ifade etti.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.