SETA I PERSPEKTİF: Antalya Diplomasi Forumu 2024: “Krizler döneminde diplomasiyi öne çıkarmak” -II-
* Bu yılki Antalya Diplomasi Forumu’nun (ADF) genel yansımalarına dair neler söylenebilir?
UHA / İnternational News Agency
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğr. üyesi ve Türkiye’nin saygın, güvenilir, bağımsız, tarafsız düşünce ve yayın kuruluşu SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Araştırmacısı Prof. Dr. Yücel ACER, perspektif açıdan “Antalya Diplomasi Forumu 2024: “Krizler döneminde diplomasiyi öne çıkarmak” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Prof. Dr. Yücel ACER, bütün bunların üzerinde küresel sistemin içine düştüğü durum hem Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açılış konuşmasında hem de forumda sıklıkla vurgulanmış ve değerlendirmelere konu olduğunu hatırlatarak, “Bu bağlamda forumda yer alan “Adil Bir Uluslararası Düzen için Farklılıkları Gidermek”, “Düzenden Karmaşaya? Uluslararası Sistemdeki Mevcut Krize Dair Tarihten Fikirler” dikkat çeken değerlendirme konu başlıkları olmuştur. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan da konuşmasında günümüzde barışın ve insani değerlerin korunmasına dair her bir başarısızlığın bu sistemin tabutuna çakılan birer çivi olduğunu belirtmiştir” dedi.
Liderlerin katıldığı söyleşilerde ise Rusya-Ukrayna savaşının, İsrail’in Gazze’ye saldırıları gibi günümüzün can yakan sorunlarının ele alındığını dile getiren SETA Araştırmacısı Prof. Dr. ACER, Özellikle Gazze’ye dair yapılan oturumlarda bir yandan ateşkes konusu konuşulurken diğer yandan hem insanlık dışı saldırıların durdurulması ve daha da ötesinde kalıcı bir barışın sağlanmasına dair birçok değerli fikir ifade edildiğini anlattı.
Prof. Dr. Yücel ACER, “bu bağlamda Filistin dışişleri bakanı da dahil Ortadoğu’dan gelen kimi üst düzey yetkililerin katıldığı panelde ateşkes, Gazze’ye insani yardım ve kalıcı barış konuşulurken Türkiye’nin önerdiği Filistin için garantörlük sistemi ise ayrı bir panelde detaylı bir inceleme konusu olarak ele alınmıştır” dedi.
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın forumun açılışındaki konuşması da birçok açıdan oldukça dikkat çekicidir” diyen Prof. Dr. ACER, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın binlerce masum Filistinlinin acımasızca öldürülüşüne vurgu yapmakla birlikte kriz dönemlerinde diplomasinin yani konuşmanın öne çıkması gerektiğini vurguladığını ve tam da bu nedenle forumun temasına da yansıtıldığı gibi kriz zamanlarında toplanmak, “birlikte düşünelim, birlikte harekete geçelim” söylemlerini ön plana çıkarmak gerektiğini belirtti.
Nitekim gündemdeki tek mesele İsrail’in Gazze’de gerçekleştirmekte olduğu insanlık dışı sivil katliamların durdurulması ve Filistin’in kalıcı barışa kavuşturulması olmasa da Filistin meselesinin doğal olarak asıl gündemi oluşturduğuna dikkat çeken SETA Araştırmacısı Prof. Dr. Yücel ACER, şunları söyledi:
“İfade edildiği gibi Filistin meselesi ne zaman konuşulmamaya başlanırsa Filistin gerçekten o zaman kaybedecektir. Uluslararası hukuku ve temel insani değerleri, kurulduğundan beri ihlal etmeyi sistematik bir tutum haline getiren ama karşılığını hiç görmeyen İsrail’e karşı neler yapılabileceği her geçen gün daha da ciddi bir şekilde konuşulmalıdır.
Söz konusu panelde “Batılılara karşı çıkıp Filistin’i savunan Güney Afrika ve Nikaragua gibi ülkeler varken özellikle Arap ülkelerinin neden sessiz kaldığı?” sorusu karşısında tatmin edici bir cevap verilememiştir. Moderatör, AB’nin Filistinlilere yardım için kurulan BM Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’na (UNRWA) yardımı kesmesinin nedenlerini sorduğunda da Batılı ülkelerin ne denli insani değerlerden uzak kaldığı, bu değerleri siyasi amaçları ve çıkarları için kullandığına yani araçsallaştırdığına vurgu yapılması gerekirken yine tatmin edici çıkışlara rastlanamamıştır”.
“Antalya Diplomasi Forumu’nun (ADF) 2024’ün dikkat çeken yanlarından birisi de İsviçre Konfederasyonu federal dışişleri bakanı ve Lüksemburg Büyük Dukalığı başbakan yardımcısı, dışişleri ve ticaret bakanı dışında Batılı ülkelerin önde gelen liderlerinin forumda yer almamış olmalarıdır denebilir” diyen Prof. Dr. ACER, bunun nedenlerinden birisinin özellikle bu yıl İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği ve şu ana kadar 32 binin üzerinde sivilin öldürülmesine yol açan insanlık dışı saldırıları destekleyen Batılı ülkelerin tam da Türkiye’deki bu forumda yer alma konusunda kendilerini rahat hissedememelerinin olduğu söylenebilir” dedi.
Prof. Dr. Yücel ACER, bu tür forumlarda karşı karşıya gelecekleri ağır ve cevaplanması mümkün olmayan insani sorgulamalarından kaçındıklarının açıkça görüldüğünü ifade etti.
“Ayrıca vurgulamak gerekir ki forumda BM genel sekreteri, soykırımın önlenmesi özel danışmanı ve genel sekreter yardımcısı, AB Komisyonu Dış İlişkiler Servisi direktörü, Arap Ligi genel sekreter yardımcısı, Türk Devletleri Teşkilatı genel sekreteri, Avrupa Konseyi genel sekreteri, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) genel sekreteri ve Uluslararası Kızılhaç Kızılay Dernekleri Federasyonu başkanı gibi şahsiyetlerin bulunması, foruma uluslararası kuruluşların üst düzey temsilcilerinin dahil olduklarını göstermektedir” diyen SETA Araştırmacısı Prof. Dr. Yücel ACER, değerlendirmesine şöyle devam etti:
“Batılı ülkelerin forumda bulunmamalarının bir başka nedeninin Türkiye’nin merkezi bir rol üstlenmesinden duydukları rahatsızlık olduğu belirtilebilir. Birçok ülkeden cumhurbaşkanı ya da başbakan düzeyinde katılım olurken ve Rusya’dan Mısır’a, Lübnan’dan Ermenistan’a onlarca ülkeden dışişleri bakanı ya da bakan düzeyinde katılım varken Batılı ülkeler –Macaristan ve Balkan ülkeleri hariç– forumda gözükmemiştir. Bu, ayrıca dünyanın bir nevi Kuzey ve Güney diye psikolojik olarak kabaca ikiye bölündüğünü de göstermektedir.
Kuzeyliler ya da Batılılar dünyanın geri kalanını farklı yöntemlerle ezmeye devam ederken Türkiye gibi buna karşı duran, durabilen ve bu anlamda da öne çıkan ülkeleri de alttan alta yalnızlaştırmaya, zorlamaya ve aşağıda tutmaya özel önem veriyorlar. Bu tür zirvelere katılmayarak da aslında bunu yapmaya çalışıyorlar”.
Bu durumun bir açıdan memnuniyet verici olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. ACER, “Çünkü Türkiye mazlumların sesi olmayı başarıyor ve küresel sistemin ağır adaletsizliklerinden acı duyanlar Türkiye’ye bir merkez olarak bakıyor ya da en azından bakmaya başlıyorlar. Sonuçta ADF, Batılı ülkelerin diplomasideki geleneksel merkezi rollerine inat üçüncüsü yapılan ve dünyanın özellikle bastırılan, ezilen ve sömürülen devletlerini Türkiye’de toplayan bir forum niteliğine sahip oluyor” dedi.
Prof. Dr. Yücel ACER, Türkiye’nin, üçüncüsü yapılan Antalya Diplomasi Forumu (ADF) ile küresel diplomaside merkezi bir devlet haline geldiğini somut olarak gösterirken etrafındaki bütün sorunlara ve bu sorunların çözümüne ilgi gösteren bir ülke olduğunu da kanıtlamış olduğunu belirtti.
Antalya Diplomasi Forumu’nun (ADF) 2024’ün yapıldığı tarih ile Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu (CELAC) Toplantısı’nın ve ASEAN-Avustralya Özel Zirvesi’nin yapıldığı tarihler çakışmamış olsa idi çok daha fazla katılımın olacağının açık olduğunu hatırlatan Prof. Dr. ACER, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açılış konuşmasında söylediklerinin de bunu gösterdiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünyanın mevcut sisteminin iflas bayrağını çektiğini vurgulaması ve her caniliğin de bu sistemin tabutuna bir çivi çakmak olduğunu belirtmesi nin de bundan kaynaklandığını dile getiren SETA Araştırmacısı Prof. Dr. Yücel ACER, değerlendirmesini şöyle noktaladı:
“Filistin Dışişleri Bakanı Riad Malki’nin Filistin’e yardım edemeyen ve İsrail’i durduramayan dünyanın “güçsüzlüğünden” ve “cesaretsizliğinden” bahsetmesi de bahsi geçen gerçeği teyit ediyor.
Bu durum aynı zamanda bir dönüm noktasında olduğumuzu da gösteriyor. Yeni bir küresel sistem arayışında olunması gerektiği, bu arayışın nihayetinde er ya da geç yeni bir sistemin doğmasına ve bu yeni sistemin daha adil işleyen bir sistem olacağına işaret ediyor. Bu geçiş döneminin daha adil bir küresel sisteme evrilebilmesi için bu sürece sadece tanıklık etmek değil aynı zamanda katkı vermek de gerekmektedir.
Bu katkının ise sadece devletler düzeyinde değil aynı zamanda sivil toplum düzeyinde yani dünya kamuoyu düzeyinde de olması elzemdir”.
***