SETA Güvenlik Radarı: 2023’te Türkiye’nin Jeopolitik Ortamı

SETA Güvenlik Radarı 2023’te 2022 boyunca en önemli dış politika ve güvenlik konularına atıfla Türkiye’nin güvenlik ve jeopolitik görünümünü şekillendiren temel dinamikleri analiz ediyor. Kendisini kuşatan jeopolitik çevre ve makro süreçlerden bağımsız olmadığından hareketle Türkiye için ana ilgi ve meşguliyet alanlarının bölgesel ve küresel boyutlarını da değerlendiriyor.
SETA bağımsız, tarafsız düşünce ve yayın kuruluşu Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’ndan, Dış Politika Araştırmaları Direktörü Prof. Dr. Murat Yeşiltaş ve Araştırmacı Bilgehan Öztürk’ün editörlüğünü yaptığı ‘SETA Güvenlik Radarı: 2023’te Türkiye’nin Jeopolitik Ortamı‘ adlı raporun önsözünde, SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran raporun önsözünde, önemli açıklamalarda bulunuyor.
Prof. Dr. Burhanettin Duran, 2022’de uluslararası toplumun Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesi ile jeopolitik bir şok yaşadığına değinerek, Ukrayna müdahalesi askeri bir müdahale olmakla sınırlı kalmayıp hem küresel sistemi etkilemiş hem de Soğuk Savaş sonrası oluşan statükonun sürdürülebilir olmadığını göstermiştir. Aynı zamanda büyük güç rekabetinin de geri dönüşünü hızlandırmıştır” diyor.
“Yaşanan bu jeopolitik şokun ortaya koyduğu bir diğer husus ise Avrupa güvenliğinin kurulmuş ve tamamlanmış bir mesele olmadığıdır” diyen Prof. Dr. Duran, şunları söylüyor:
“Zira Ukrayna’ya müdahalesinden sonra NATO’nun 2022 stratejik konseptinde de görüldüğü gibi Rusya’nın yeniden Avrupa için geleneksel bir askeri tehdit olduğu teyit edilmiştir. Avrupa’nın güvenlik ve savunma mimarisi bir bütün olarak ele alındığında Avrupa ile Rusya ilişkisinin nereye doğru evrileceği ise halen bilinmemektedir.
Öte yandan Rusya-Ukrayna savaşı, sadece bu meselelerle sınırlı kalmayıp koronavirüs (Covid-19) salgınıyla birlikte ortaya çıkan ekonomik kırılganlığı enerji fiyatlarındaki artış yüzünden derinleştirmiştir. Bu anlamda Avrupa’yı kış döneminde büyük bir zorluk beklemektedir. Rusya-Ukrayna savaşı bahsi geçen krizlere ek olarak gıda krizini ve gıda zincirinin ne derece kırılgan bir yapıya sahip olduğunu da ortaya çıkarmıştır.
Bu noktada bir tarafta büyük güç rekabetinin geri dönüşü, bir tarafta enerji krizi, bir tarafta ekonomik krizin derinleşmesi ve gıda krizi varken Türkiye 2022’de bütün bu meselelerin merkezinde yer almıştır. Örneğin Rusya-Ukrayna savaşında ara buluculuk çabaları ortaya koymuş, esir değişiminde ve tahıl koridorunun hayata geçirilmesinde büyük rol oynamıştır”.
Türkiye’nin bu çabalarının, Türkiye-Batı arasında yeni bir ilişki ihtimalini ortaya çıkardığını hatırlatan Prof. Dr. Burhanettin Duran, Türkiye’nin, Ukrayna krizinin çözümüne yönelik önemli bir rol oynarken aynı zamanda Orta Asya’da Türk Devletleri Teşkilatı nezdinde yeni bir jeopolitik portföyün oluşmasına imkan tanıyacak bir adım attığını dile getiriyor.
Prof. Dr. Duran, “Ortadoğu’ya baktığımızda ise Türkiye’nin 2021 sonunda attığı adımları takip etmesiyle birlikte 2022’de bölge ülkeleri ile normalleşmede hızlı bir süreç kaydedilmiştir. BAE, Suudi Arabistan ve İsrail gibi ülkelerle hızlı bir normalleşme sürecine şahitlik edilmiştir. Bunlara ek olarak Mısır ile benzer bir şekilde normalleşme sürecinin işletilmesi için büyük bir adım atılmıştır” diyor.
Bu anlamda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah Sisi arasındaki temas ve iki liderin basına yansıyan karelerinin beklenmeyen bir gelişme olmakla birlikte önemli sonuçları beraberinde getirme potansiyeli taşıdığını ifade eden Prof. Dr. Burhanettin Duran, şöyle aktarıyor:
“Suriye ile ilgili ise Türkiye Cumhuriyeti Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Moskova’da Suriyeli mevkidaşı Ali Mahmud Abbas ile görüşmesi on bir yıl aradan sonra Türkiye-Suriye arasında gerçekleştirilen en üst düzey temas olmuş ve 2022’de Türk dış politikasındaki önemli gelişmeler arasında yerini almıştır.
2022’de küresel anlamda ve Türkiye’de gelişen önemli olaylara değindikten sonra 2023 beklentilerine baktığımızda ise Rusya-Ukrayna savaşının ve büyük güç rekabetinin devam edeceği öngörülmektedir. Türkiye’nin 2023’te dış politika gündemindeki ana başlıklar olarak (i) Rusya-Ukrayna savaşı çerçevesinde ABD ve Rusya ile ilişkilerini, (ii) normalleşme çerçevesinde Suriye ile ilişkilerini ve (iii) Ege ve Doğu Akdeniz’de Yunanistan ile yaşanan gerilimleri sıralayabiliriz.
Avrupa’da yaşanan enerji krizi ve Türkiye’nin enerjide bir merkez haline dönüştürülmesi projesi, 2023’te Türkiye’nin jeopolitik önemini artırabilir. Öte yandan Yunanistan’ın Türkiye’ye yönelik saldırgan tutumunun ve Ortadoğu’da normalleşme süreçlerinin devamına şahitlik edilecektir. Doğu Akdeniz meselesinde ise 2023’te Mısır ve İsrail’in Akdeniz’in doğusunda enerji odaklı politikaları Türkiye ile daha uyumlu hale gelebilir.
Yunanistan’ın özellikle Libya’ya yönelik 2022’de takınmış olduğu bölücü ve meydan okuyucu tutum derinleşebilir. Nitekim Girit Adası’nın silahlandırılması ve bir güç merkezi haline getirilmesi projesi bu anlamda bir emare olarak karşımıza çıkmaktadır. AB’nin enerji ve ekonomik krizlerle mücadele etmek adına küresel oyunda daha belirgin ve aktif rol almasını beklemek gerekmektedir. Ancak ABD’de yaklaşan 2024 seçimleri ve AB üyesi olan ülkelerin iç siyasi dengeleri, İslamofobi ve yabancı düşmanlığı çerçevesinde düşünüldüğünde mevcut olumsuz ortamı daha da derinlere sürükleyebilir”.
“Ortadoğu’ya ve Kafkaslara bakıldığında Rus aktivizminin artması, İran’daki iç huzursuzluğun ise Kafkaslara ve Ortadoğu’ya yönelmesi beklenmektedir” diyen Prof. Dr. Burhanettin Duran, “Öte yandan Irak’taki mevcut siyasi istikrarsızlık ve Moskova görüşmesi sonrası Suriye’de yaşanması beklenen dönüşüm; Suriye içerisinde yeni bir havanın oluşmasına imkan tanıyabilecekken, Irak’taki kargaşanın da uzun vadede ortadan kalkmamasına yol açabilir. Türk dış politikasında yeni bir açılım haline gelen Afrika Kıtası’na yönelik mevcut politika ise devam edecek ve Yeniden Asya politikası çerçevesinde Güneydoğu Asya ülkeleri başta olmak üzere Türkiye’nin yeni inisiyatifler üstlenme gündemi devamlılık arz edecektir. Türk Devletleri Teşkilatı’nın genişlemesi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) gözlemci statüsünün güçlendirilmesi ve teşkilatın Çin ve Rusya gerçeğine rağmen kültür, dil ve ekonomi bağlamında yeni bir gerçek haline gelmesinin 2023’te hızlanması muhtemel” olduğunu belirtiyor.
Prof. Dr. Duran, bütün bu jeopolitik hesapların ötesinde 2023’te Türkiye için büyük önem arz eden bir hususun da yaklaşmakta olan seçimler olduğunu ve 2023 seçimleri öncesinde Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerilimin, ülkenin dış politika gündemindeki en kritik konu olmaya devam ettiğine dikkat çekiyor.
Almanya’nın Türkiye ile Yunanistan’ı bir araya getirerek tansiyonu düşürme çabalarına karşılık Ankara somut önerilerde bulunurken Atina’nın ise gereken ilgiyi göstermediğinin altını çizen Prof. Dr. Burhanettin Duran, “Türkiye genel seçime giderken dış politika hareketli olmaya devam edecek ve seçimin sonucuna bağlı olarak dış politikada bir kırılma yaşanabilecektir. Seçimleri iktidarın kazanması durumunda mevcut dış politika sürdürülecek ve Türkiye jeopolitik konsolidasyonu sağlayacaktır” diyor.
SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Duran, Muhalefetin seçimi kazanması durumunda ise tüm jeopolitik hesapların yeniden yapılmak zorunda kalınacağını hatırlatarak, şunları söylüyor:
“Hükümet değişikliği söz konusu olduğunda Türkiye’nin AB, ABD, Rusya ve Suriye gibi son on yıla damga vurmuş sorun alanlarında büyük bir dönüşüm beklenmelidir. Hükümet değişikliğinin olmaması halinde ise halktan mevcut dış politikasında onay almış olduğunu düşünen bir AK Parti hükümetinin daha cesur bir şekilde mevcut sorunlara yaklaşması; yeri geldiğinde uzlaşmacı, ara bulucu ve doğrudan tehdit hissettiğinde ise meydan okuyucu olması beklenebilir”.
Bu minvalde SETA Güvenlik Radarı 2023’te Türkiye’nin jeopolitik ortamını, Türkiye’nin dış politika girişimlerinin önemli sıcak noktalarını ve Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren konuların analizini yapmayı hedeflediğini açıklayan Prof. Dr. Burhanettin Duran, bu sıcak noktaların Türkiye’nin ulusal güvenliğini etkilemesinin muhtemel olduğuna vurgu yapıyor.
Prof. Dr. Burhanettin Duran konuşmasının sonunda, SETA Güvenlik Radarı: 2023’te Türkiye’nin Jeopolitik Ortamı’ adlı bu raporun, Türkiye’nin güvenlik ve dış politikalarına ilişkin gelecekteki muhtemel yollar ve yaklaşımlar için bazı tahminler sunduğunu belirterek, “SETA Güvenlik Radarı, Türk dış politikasıyla ilgili analizler sunarak karar alıcı çevrelerde ve Türkiye’nin başlıca güvenlik ve dış politika gündemleriyle ilgilenenler arasında bir yaklaşım ve farkındalık oluşturmayı amaçlamaktadır. Bu rapora katkıda bulunan tüm ekibe teşekkür ederim” şeklinde kaydediyor.
Gazeteci* Ataner YÜCE
[UHA Haber Ajansı, 19 Ocak 2023]