Rusya-Ukrayna savaşının verdiği dersler
21. yüzyılın ilk çeyreği içinde evrensel ölçekte etkisi olan birçok gelişme yaşandı. Belli başlıları şunlardı: 2001’de ABD’deki ikiz kulelerin yıkılması; Irak’ın ABD tarafından işgali ve Irak lideri Saddam’ın idam edilmesi; Arap Baharı; Türkiye’de 15 Temmuz kalkışması; 3. yılına girmiş olup hafifleyen, ama tam olarak dünyayı ne zaman terk edeceği bilinmeyen pandemi; Rusya – Ukrayna Savaşı.
Pandemi, dünyanın bütününü en fazla etkileyen, tüm insanlığı ne yapacağını bilemez hale sokan, tüm toplumların hayat tarzını ve alışkanlıklarını alt üst eden, yok olup gittikten sonra da insanlığın hafızasından asla silinmeyecek olan bir olaydı.
Şimdilik yüzyılın ilk çeyreği içindeki son olay olan Rusya ve Ukrayna Savaşı, bir savaş olarak yaşattıklarından başka insanlık için önemli mesajlar içeren, ders ve ibretlerle dolu bir hadisedir.
Bunların önemlilerini madde madde sıralayalım:
1-Rusya-Ukrayna savaşı; insanoğlunun uygarlık yolunda tüm övünmelerine rağmen sanıldığı kadar mesafe alamadığını, gerekli olgunluğa ulaşamadığını gösterdi. Bunun çok önemli bir belgesi, insanlığın ortak değeri olarak kabul edilen sanat ve edebiyat eserlerinin ve onları yaratanların öneminin bu savaş dolayısıyla bir anda dibe vurmasıydı. Batılı ülkeler bu savaştaki Rusya karşıtlıkları sebebiyle hiç yüzleri kızarmadan Rusya’nın yetiştirdiği evrensel beğeniye mazhar olmuş sanat edebiyat ve adamlarını ve onların eserlerini yasaklama, yaşayan Rus sanatçıları ülkelerinden kovma ilkelliğine düştüler.
2-Avrupalılar; Ukraynalı sığınmacıları Hıristiyan oldukları ve biraz da Avrupalı saydıkları için “Bunlar sarı saçlı, mavi gözlü, bunlar bizden!” diye kolayca sahiplendiler. Onlara ilgileri yanlış değildi, ama Müslüman ya da Hıristiyanlık dışı bir dinden, Batılılara yabancı bir ırktan veya etnik topluluktan olan çoğu kader kurbanı sığınmacıları ülkelerine kabul etmemek için her türlü zorluğu çıkardılar; hiç vicdan yapmadan onları dışlamanın, kaderlerine terk etmenin birçok yolunu buldular.
3-Ukrayna’nın Buça bölgesinde Ruslarca yapıldığı iddia edilen katliamı haklı olarak kıyasıya eleştirirken, soykırım olarak kabul ettirmek için dünyayı ayağa kaldırırken 1995’te Bosna/Srebrenitsa’da Sırplarca bir gecede 8370 Müslüman Boşnak’a katliam yapıldığında kıllarını bile kıpırdatmamışlardı. Ne yazık ki uygarlık seviyeleriyle övünen, kasım kasım kasılan Avrupalıların tarihi biraz da çifte standartların tarihidir.
4- Rusya, hiç ikna edici olmayan bir güvenlik endişesi gerekçesiyle saldırdığı Ukrayna’da Rus ordusunun dünyadaki imajına uygun bir varlık gösterememiş, tersine zaaf içinde bir ordu imajı yaratmıştır. Bu zaaf içindeki ordu canlı ve cansız sivil hedeflere askeri hedeflerden daha çok zarar vermiş, uluslar arası anlaşmaların kontrolündeki konvansiyonel savaşların kurallarını olabildiğince göz ardı etmiştir. Büyük çaptaki sivil ölümleri ve sivil yapıların tahribatı bunun sonucudur. Rusya’nın girdiği bütün Ukrayna şehirleri harabe halindedir. Bu, işinin ehli, başarılı bir ordunun ortaya çıkardığı sonuç olamaz. Ancak zaaf içindeki kolaycı bir ordu böyle sonuçlara yol açabilir.
5-Rusya bu savaşta ortaya koyduğu performans dolayısıyla dünyada ABD’yi dengeleyecek bir güç olma vasfını kaybetmiştir. Günümüz insanlığı haklı olarak tek kutuplu bir dünya istemiyor. Dünyada sadece Amerika’nın borusunun ötmesini, dünya jandarmalığının sadece ona kalmasını tehlikeli buluyor. Rusya’nın Ukrayna saldırısında uluslar arası toplum üzerinde yarattığı imaja uygun bir varlık, bir performans gösterememesi konvansiynel bir savaşta Amerika karşısında hiçbir varlık göstermeyeceğinin de bir ifadesidir. Bu ise insanlığın beklentisine aykırıdır. Çünkü Amerika hiçbir zaman gerçek anlamda adil ve insancıl bir uygulamaya sahip olamamış, kendi çıkarları uğruna her iyiliği bir kenara itmiştir. Bunun için ünlü İngiliz tarihçi Arnold Toynbee, “Amerika çok küçük bir odada bekleyen büyük bir köpeğe benzer. Ne zaman kuyruğunu sallasa bir şeyler devrilir.” demiştir.
6-Söz konusu savaş dolayısıyla Türkiye’nin jeopolitik önemi hiçbir tereddüte yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkmış ve evrensel ölçekte kabul görmüştür. Bu yönüyle Türkiye uluslar arası sorunların çözümünde görüşleri kaale alınacak önemli bir aktör konumundadır.
Elbette Rusya-Ukrayna savaşından başka dersler de çıkarılabilir, şimdilik bizim çıkardığımız dersler bunlar.
İsmail ÖZCAN & Eğitimci Yazar
[UHA Haber Ajansı, 08 Nisan 2022]