ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
16:45 Ticaret Bakanı Bolat, KKTC Maliye Bakanı Berova ile görüştü
13:09 Finansıngündemi.com’un UHA / İnternational News Agency için derlediği günün öne çıkan haberlerinden bazıları
12:29 İlk çıktığında emekliler Bayram İkramiyesi ile 3 çeyrek alıyordu!
11:59 İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında Halk TV programcısı ve gazeteci İsmail Saymaz hakkında gözaltı kararı verildi
11:46 Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, gözaltındaki İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile görüştü
11:22 CHP lideri Özel, “23 Mart’taki ön seçimi iptal etmeyeceğiz. Pazar günü CHP üyeleri için konacak sandığın yanında bir sandık daha olacak”
11:12 Uluslararası basının önde gelen yayın organları, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması olayını yakından takip ederek manşetlerine taşıdı
10:14 Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı operasyona ilişkin sosyal medyada paylaşım yapan 261 hesap yöneticisi hakkında işlem başlatıldı
08:40 İşgalci İsrail’in sömürü yöntemleri: Dürziler örneği
07:43 Otoyol ve köprülere ekolojik çözüm
07:32 Soykırım iddilarına karşı hukuki ve stratejik yaklaşımı yaklaşımları: Orta yolun inşası
07:25 DENEYAP öğrencileri Robotik ve Kodlama Proje Şenliğİ’nden unutulmaz anlar!
07:19 Röportaj/ Türk Devletleri Teşkilatı’nın Politik ve Askeri İş Birliği
00:23 “Gazetecilik faaliyeti nedeniyle tutuklanan bir gazeteci yok”
00:18 TBMM Dijital Mecralar Komisyonu, Google’ın algoritma değişikliği ve sonuçlarını görüşmek üzere bugün toplanacak
00:08 Ukrayna’da ABD’nin yerini Avrupa mı alıyor?
00:07 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Tarımsal hasılada Avrupa’da lideriz
23:04 Ali Nuhoğlu 40 milyon TL ile kaçarken yakalandı
20:12 İsrail’in “Beyaz Varilleri”: Lübnan İşgalinin Sınırı Nerede?
18:36 Fahrettin Altun: Cumhurbaşkanımızın hukukunu koruyacağız
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Röportaj/ Türk Devletleri Teşkilatı’nın Politik ve Askeri İş Birliği

Röportaj/ Türk Devletleri Teşkilatı’nın Politik ve Askeri İş Birliği
20 Mart 2025
4
A+
A-

* Uluslararası Diplomatik İlişkiler Akademik Araştırmalar ve Eğitim Derneği (UDİAD) Akademik İlişkiler Sorumlusu ve Araştırmacı Mısra ŞAHİN, “Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT) Politik ve Askeri İş Birliği” üzerine Milli Savunma Bakanlığı eski Askeri Başdanışmanı ve Emekli Tuğgeneral Yücel KARAUZ ile özel bir röportaj gerçekleştirdi.

* Detayı  röportajımızda!…

UHA / İnternational News Agency

Röportaj/ Türk Devletleri Teşkilatı'nın Politik ve Askeri İş Birliği - Uluslararası Diplomatik İlişkiler, Akademik Araştırmalar ve Eğitim Derneği

Mısra ŞAHİN : Sayın Paşam, savaşların kaçınılmaz olduğu günümüzde çağında, askeri kapasite belirleyici olmaktadır. Bu anlamda Türk Devletleri askeri sanayisini yenilemesi ve yeni nesil silahlar üreten kapasiteye ulaşmayı hedeflemektedir. Türk Devletleri arasında askeri iş birliği ivme kazanmıştır. Size göre Türk askeri yapısı Türk Devletleri Teşkilatı’na üye devletler için önemi nedir?

Yücel KARAUZ : Öncelikle kısa bir tarihçeden başlamak Yücel Karauz - TurkicWorldgerektiğini belirtiyorum. Sovyetler Birliği dağıldığı zaman on beş ülke kendi bağımsızlıklarını kazanmıştı. Bu ülkeler içerisinde beş tanesi Türk Devletleri Teşkilatı’na üye aynı soydan, aynı kökten ve aynı tarihten gelen Türk devletleri idi. Fakat Sovyetler Birliği kurmuş olduğu sistem gereği Türk devletlerini savunma sanayisi ve askerlik konularından uzak tuttu. Geldiğimiz noktayı değerlendirme açısından belirtmemiz gereken husus burasıdır. Sovyetler ağır silah sanayisi ve askerliği kendisine yakın gördüğü merkezi Rusya’da, büyük bir kısmını Ukrayna’da ve uzay ile ilgili sistemleri de Kazakistan’da kurduğunu görüyoruz. Başta Azerbaycan olmak üzere Türk dünyasındaki gençleri uzak bölgelerde askerlik görevi yaptırdılar. Askeri okullarda Türk gençlerinin yükselmesinin önüne geçtiler.

TASAM | Sovyetler Birliği'nin Dağılmasının Sosyoekonomik Etkileri

1991’da Sovyetler Birliği dağılınca Türk devletlerinin savunma sanayi araçları Rusya’nın çok eski ve ileri teknolojik olmayan silah sistemleri vardı. Orduyu sadece silahlar ve sayısal veriler ile yönetemezsiniz. Orduyu yönetecek yeterli kapasitede yetişmiş insan gücü de ne yazık ki yoktu. Dolayısıyla Azerbaycan 1992’de 1988’den itibaren başlamış olan Karabağ’da sadece Ermenistan’a karşı savaşmadı, başta Rusya olmak üzere diğer emperyal devletlerin Ermenistan’da vermiş olduğu 200 yıllık desteğin sonucu I. Karabağ Savaşı’nda topraklarının %20’si işgal edildi ve 1 milyona yakın Azerbaycanlı ana yurtlarından zorunlu göçe tabi tutulmuştur. Ordu kuruculuğu dünyadaki en zor şeylerden birisidir. Hem maddi değerleri toplamanız gerekir hem manevi değerleri toplamanız gerekir. Sovyetler Birliğinin o dönem çökmeye adım adım gittiği ortada idi. Dolayısıyla Sovyetler Birliği dağılınca bağımsızlığını kazanan devletler, ortaya çıkan şartlara hazırlıksız yakalandı diyebiliriz.

Azerbaycan Ülke Bilgileri | Turna.com

Azerbaycan dışındaki Türk devletlerinin birinci önceliği ekonomik kalkınma, halkını toparlama ve demografik yapısının gereklerini oluşturma ile geçti. Türk devletleri içinde Kırgızistan ile Azerbaycan’ı bir tutamazsın, Kazakistan ile Türkmenistan’ı bir tutamazsınız, Kazakistan’daki demografik yapı %30/40 civarında Rus barındırıyor. Dolayısıyla her ülke kendi içinde bazı unsurları barındırıyor. Türk devletleri içerisinde savunma sanayi ve askerlik gücünü milli güç unsurları içerisinde yükseltemeye başlayan ilk ülke Azerbaycan oldu. Azerbaycan hem coğrafi hem de gönül açısından Türkiye’ye daha yakın olduğundan 1990’lardan itibaren Türk askeri okullarına öğrenci göndermeye başlamıştır. Türkiye-Azerbaycan ilişkileri dediğimiz vakit eskiden askeri iş birlikleri akla geliyordu. Çünkü ağırlıklı unsur askeri ilişkilerdi. Türkiye’deki mevcut iktidarın Azerbaycan ile ilişkileri arttırarak iki ülke ilişkilerinin en yüksek seviyede stratejik kardeşliğe ulaşması, askeri ilişkilerin yanı sıra siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkileri de beraberinde getirdi. Bundan dolayı Azerbaycan adı konulmamış şekilde 1992’den bu yana Türk ordu modelini benimsemişti. Her dönem Azerbaycan’da 150-200 civarı eğitici tugaylarda görev yapmaya başladı. Yukarda da ifade ettiğim gibi Azerbaycanlı öğrenciler Türk harp okullarında ve astsubay okullarında eğitime başladı. Müteakiben benim de Bakü’de görev yaptığım dönemde ortak tatbikatlar yapma kararı verildi. Bunlar da askeri seviyeleri artırdı. Bugün Türkiye ve Azerbaycan yılda 15-20 defa beraber eş güdümlü ve aynı ruh şekilde hareket ederek askeri tatbikatlar yapıyor. Buradan hareket ile Azerbaycan’a vurgu yapmamım nedeni Türk Devletleri Teşkilatı’na üye diğer devletlere rol model olması açısından önem taşımasıdır.

Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi | Kriter Dergi

Türk Devletleri Teşkilatı’ndaki modelleme buraya doğru gitmesi gerekiyor. Tabi 300 milyonluk Türk dünyası dışında çevremizde de bazı güç unsurları bulunuyor. Çevremize bakıp dünyayı değerlendirmeyi, sağlam ve koordineli adımlar atmamız gerekiyor. 1992’den 2009 yılına kadar Türk Devletleri Teşkilatı ile ilgili bir gönül birlikteliği vardı. Bu Türk dünyasının uzun zaman içi doldurulamadı yani bu birliktelik ete kemiğe bürünememişti. 2009 yılında Nahçıvan Anlaşması ile ‘‘Türk Dili Konuşan Ülkeler Konseyi’’ kuruldu. 2020 yılında II. Karabağ Savaşı’nda Azerbaycan büyük başarılar göstermiş ve 28 yıllık işgale son vermiştir. Türk’ün son zaferi olan Karabağ Zaferini kazanmış olması Türk dünyasını cesaretlendirmiştir. Bu tarihten itibaren dünyada hiçbir ülke arasında olmayan bir şekilde Türkiye ve Azerbaycan arasında Şuşa Beyannamesi stratejik ortaklığa geçilmiştir. Buradaki Beyanname askeri güç bağlamında diğer Türk devletlerine de örnek teşkil edecek seviyeye gelmiştir. NATO’nun 5. Maddesinde olduğu gibi Azerbaycan’a yapılmış herhangi bir saldırının Türkiye’ye yapılmış sayılması ve iki ülke birbirinin toprak bütünlüğüne katkı sağlamıştır.

Türk askeri 102 yıl sonra yeniden Azerbaycan'da

Dolasıyla Bakü’nün güvenliği Ankara’dan, Ankara’nın güvenliği ise Bakü’den geçer hale gelmiştir. Türk devletlerinin milli güç olarak kendini toplaması, Karabağ Zaferi ve Şuşa Beyannamesi’nin getirdiği jeostratejik ortam 2021 yılında Türk Dili Konuşan Konseyi’nin İstanbul Zirvesi ile Türk Devletleri Teşkilatı’na dönmesine yol açmıştır. Türk dünyası bu zirve ile askeri, siyasi ve ekonomik açıdan kırılma noktası yaşamıştır. Geçtiğimiz günlerde sevindirici bir gelişme yaşandı Türkiye-Azerbaycan rol modeline Özbekistan’da katıldı ve Ankara Anlaşması imzalandı. Dünya’da hiçbir siyasi teşkilat askeri güvenlik bürokrasi olmadan uzun süre yaşayamaz dolayısıyla bugün 300 milyonluk Türk dünyası Ege denizinden, Kafkasya’ya varıncaya kadar, Anadolu, Kafkasya ve Türkistan coğrafyası beraber büyük bir güçtür. Bu gücün mutlak suretle askeri teşkilatı askeri doktrini ve savunma sanayi teşkilatı olmalıdır. Türk Devletleri Teşkilatı 2040 Vizyonu’na uygun olarak savunma ve sanayi doktrini geliştirilmelidir.

Mısra ŞAHİN : Sayın Paşam, Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurucu metni olan Nahçıvan Anlaşması’nda gaye olarak üye devletler arasındaki dostane ilişkilerin güçlendirilmesi belirlenmiştir. Bu açıdan Türk Devletleri Teşkilatı’nın savunma ve sanayi anlamında askeri bir birlikteliği kurması Nahçıvan Anlaşması’nı gözden geçirmesi mi gerekiyor?

Yücel KARAUZ : Nahçıvan Anlaşması 2021 tarihindeki Yücel Karauz - TurkicWorldİstanbul Zirvesi ile İstanbul Anlaşmasına dönüştü. Türk Devletleri Teşkilatı’nın sosyo-kültürel anlamda faaliyetlerini yürüten TÜRKSOY gibi merkezler var. Bunun gibi savunma ve güvenlik merkezlerinin de oluşturulması gerekiyor. Türk Devletleri Teşkilatı’nın 2040 Vizyonuna ulaşılmaya çalışılırken askeri bir merkezinin de kurulması ve eğitimlerin verilmesi gerekiyor. Daimi sekretarya bağlamında ortak birliklerin tahsisi gereklidir. Bunu ancak Türk Devletleri Teşkilatı’nın yılda iki kez yaptığı zirvelerdeki kararlara bağlanmalıdır. Savunma sanayi konusunda Türkiye rol model olmalıdır. Türkiye NATO’nun üçüncü, dünya’nın sekizinci güçlü ordusuna gelmiştir. M.Ö 209’dan itibaren 2200 yıllık bir ordu geleneği olan Türkiye bir rol model olarak diğer Türk devletlerinin de Azerbaycan’ın yapmış olduğu güçlü politikaları uygulayarak Türk ordu modeline geçmelidir. Türk ordu modeli dünyadaki tehdit ve riskler kapsamında teşkilatı ona göre düzenlemiş, her türlü koşulda savaşabilen ordudur. Bu bağlamda baktığımızda örnek ülke Türkiye olmalıdır. İkili ilişkiler bağlamında Türkiye-Azerbaycan gibi daha sonra Türkiye-Azerbaycan ve Özbekistan gibi üçlü ilişkiler çerçevesinde ilişkiler geliştirilerek ortak bir model benimsenmesi gerektiğini ifade ediyorum.

Mısra ŞAHİN : Sayın Paşam, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Türk Devletleri Teşkilatı’nda gözlemci üye statüsünde yer alıyor. Bir taraftan da uluslararası anlamda KKTC’ye yoğun baskı söz konusudur. Siz KKTC’nin TDT içerisindeki konumunu nasıl değerleniyorsunuz?

Yücel Karauz - TurkicWorldYücel KARAUZ : Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Devletleri Teşkilatı’nındaki yapısı her geçen artıyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne Türkiye dışında uçakların inmesi sıkıntılı iken parlamenter arası ilişkiler yok iken Azerbaycan Karabağ Zaferini kazandıktan sonra Şuşa Beyannamesi sonrası Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile parlamenter ilişkilerini geliştirmeye başladı. Dolayısıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile ilişkilerde Azerbaycan ve Pakistan rol modelini kendilerine örnek alması gerekiyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne Türk devletleri farklı açıdan bakılıyor olabilir. Türk Devletleri Teşkilatı demek tüm üye ülkelerin ortak düşünmesi gerek demek değildir. Ama ortak bir konsorsiyum içerisinde ilişkilerin koordine edilerek, ortak paydada ve dilde, işte, fikirde iş birlik çerçevesinde hareket edilmesi gerekiyor.

Mısra ŞAHİN : Sayın Paşam, dünya farklı bir yere evriliyor ve yeni düzeni kurulduğundan bahsediliyor. 21. Yüzyılın Türk Yüzyılı olduğu göz önünde bulundurulduğunda siz Türk Devletleri Teşkilatı’nın küresel politikadaki rolü nasıl görüyorsunuz?

Yücel Karauz - TurkicWorldYücel KARAUZ : Türkiye ve Türk Yüzyılı konusu önemli bir konudur ve kızıl elmadır. Türk dünyası olarak ortaya konan hedefler makul ve milli güç unsurları ile uyumlu halde olması gerekiyor. Dünya’da bizim dışımızda güçlü, orta ve zayıf diyebileceğimiz birçok ülke var. Jeopolitik güç kavramlarına göre dünya hakimiyetini elinde bulundurmak isteyen ülkelerin mutlak suretle yapması gereken doğrular, yanına alması gereken ülkeler ve coğrafyalar var. Bu gelinen belirsizlik çağında üçüncü dünya savaşına adım adım gidilen süreçte hiçbir güç grubu, bu ister Çin, Rusya, ABD veya Avrupa Birliği olsun Antalya körfezinden başlayıp Şuşa’dan devam eden oradan Türkmenistan’a, Özbekistan’a ulaşan bölgeyi yani Türkiye’yi ve 300 milyonluk Türk dünyasını hem devletsel anlamda hem coğrafya anlamında ki gücü yok sayamaz. Fakat bunu etkin bir şekilde yeri ve zamanında kullanma potansiyeliniz önemlidir. Çin ve ABD arasında olabilecek üçüncü dünya savaşında Doğu ve Batı arasında yanına alması gereken ülkeler ve ülke grupları var. Bunlardan bir tanesi de Türk dünyası ve Türkiye’dir. Dolayısıyla 300 milyonluk çok geniş, kritik ve jeopolitik coğrafyayı kontrol eden Türk Devletleri Teşkilatı önümüzdeki dönemde dünyayı yönetmek isteyen herkesin iş birliği yapmak istediği bir güçtür. Bunun Türkiye ve Türk devletlerine ihtiyaç vardır. Fakat bunun altını hep ifade ettiğimiz gibi Türk Devletleri Teşkilatı’nın güvenlik ve savunma sanayisi ile güçlendirmemiz gerekiyor.

***

Yazar hakkında

Mısra ŞAHİN, 1999 Adana doğumludur. Çukurova Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden 2023 yılında mezun olmuştur. Lisans eğitimine devam ederken Erasmus programı ile University of West Bohemia’da eğitim almıştır. Araştırmacı, Uluslararası İlişkiler, Bölgesel Çalışmalar, Avrupa Çalışmaları ve Göç alanlarıyla ilgilenmektedir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.