Romanlar: ‘Pandemide bizim çocuklar gözden çıkarıldı’
UHA HABER / Türkiye’de tahmini olarak sayıları beş milyonu bulan Roman nüfusu ülkenin en yoksul kesimleri arasında yer alıyor. Yoksulluğun yanı sıra, diğer temel şikayetleri ise ‘ayrımcılık, ırkçılık ve ötekileştirmeye’ maruz kalmaları. Dezavantajlı gruplar arasında kabul edilen Romanlar, eğitim, sağlıklı gıda ve barınma gibi en temel yaşam haklarına erişmekte de ciddi sıkıntılar yaşıyor.
Pandemi sürecinde Roman çocukların eğitime erişimi daha da zorlaştı. Romanlara göre, çocuklarının sosyo-ekonomik sorunlar göz ardı edilerek uzaktan eğitim sistemine dahil olmaları beklendi.
Roman aktivist Ceren Pekbalıkçı, uzaktan eğitime geçilirken Roman çocukların ekonomik koşulları düşünülmediği gibi, salgın nedeniyle aileleri işsiz ve evsiz kalan çocukların eğitime nasıl erişeceklerinin de hesap edilmediği görüşünde. Roman çocukların eğitime ulaşabilmeleri için bir takım sözlerin verildiğini ancak yerine getirilmediğini dile getiriyor Pekbalıkçı.
‘’Bu çocuklara tablet, bilgisayar ve internet sağlanacağı hakkında söylentiler çıktı fakat hiçbiri yerini bulmadı. Bu durumdayken yaşadıkları zorluklar nedeniyle pes edip okulu bırakanlar da olacaktır. Bulunduğu sınıfa ait ders edinimlerinden de geri kalmıştır, bu sebeple ileride yaşıtlarından kendilerini daha geride hissedeceklerdir. İlerideki eğitimlerinde temelde yaşadığı sorunlar yüzünden zorluklar yaşayacaklardır. Psikolojik olarak da arkadaşlarıyla vakit geçiremedikleri için kişilik gelişme ve yerine oturma çağında olan Roman çocukları içine kapanık bir birey olabilirler. Zaten pandemi dışında tüm zamanlarda yoksulluk çeken Roman çocuklarının tablet, bilgisayar, telefon ve internete erişimleri yoktu. Pandemi döneminde de eğitim için gerekli olan bu cihazlara yine yoksulluk nedeniyle erişemediler.’’
”Pandemi sürecinde yoksulluğu en derinden yaşayan roman çocukları gözden çıkarıldı”
Bir başka roman aktivist Nilay Karadeniz ise salgın sürecinde Türkiye’deki eğitim eşitsizliğinin daha çok görünür olduğunu düşünüyor.
“Hem devlet hem ailesi bu çocuklara eğitimde gerekli alt yapıyı sağlamamıştır. Evler zaten sağlıklı ve yaşanabilir koşullarda değil. Evde internet ve bilgisayar yok. Telefondan girsinler diye bir çok kişi öneride bulundu. Ancak bir anne şunu söyledi: ‘Çocuğum telefondan derse gireceğini söyleyerek benden telefonumu istedi. Ancak veremedim. Çünkü o ay faturayı ödeyemediğim için hattım kapalıydı.’ Roman aileler gündelik işlerde çalıştığı için pandemi döneminde bu işleri de bulamadılar. Ciddi bir açlıkla mücadele ediyorlar. Bu yüzden çocuğun eğitim harcamalarına bütçe ayıramadılar. Biz kırtasiye, elbise ve ayakkabı gibi ihtiyaçlarını karşıladık ama eve internet bağlama ya da ve tablet konusunda sonuç elde edemedik. Normal eğitim hayatının içinde bir çok Roman öğrencinin 3-4. sınıfta olmalarına rağmen, okuma yazma bilmediklerini gözlemledik. Şu anda eğitime dahil edilmeyen bu çocukların son halini düşünemiyorum. Roman çocuklar büyümeden olgunlaşmak zorunda kalıyor. Çocuklar geleceğe dair hayallerini uzaktan eğitime ulaşamadıkaları için yoksulluk çemberinde kaybediyorlar.’”
Pandemi öncesinde Romacted Projesi kapsamında, Roman çocukların yoğunluklu olarak yaşadıkları mahallelerin yakınındaki 9 okula yapılan ziyaretlerde yaklaşık 200 çocuğun eğitim aldığının görüldüğünü belirten Roman aktivist Nilay Karadeniz, bu sayının şimdilerde 20 kişiye düştüğüne dikkat çekiyor.
‘’Roman çocukların eğitim hayatında tutulamadığı görülmüştür. Ders çalışabilecekleri ve dersleri dinleyebilecekleri odaların olmayışı, aslında ev diye tabir edilen meskenin olmaması en temel eksikliktir. Yoksuluk nedeniyle tablet ve internete zaten ulaşamıyorlar. Evlerindeki TV’ler de EBA için yeterli değil. Devletin ve ailelerin de bu çocukların sorununu çözmek için bir şey yapmaması, çocukların çaresizlik içinde bu süreci kabul etmelerine neden oldu. Aynı zamanda sosyalleşebildikleri tek yer olan okulların kapanması da çocukların kişisel gelişimini etkilemektedir. Çocuklar sağlıklı besine ulaşamamaktadırlar. Evlerinin sağlıksız ve kalitesiz olması da çocukların ders çalışmalarına engel olmaktadır. Hayalleri kaybolan çocuklar içine erken evlilik, işsizlik nedeniyle suça yönelim ve sağlıklı beslenemediği için de erken yaşlanma gibi sonuçlar söz konusu.’’
Roman çocukların yoğunluklu olarak yaşadığı yerlerde olan okullardaki eğitim kalitesinin düşük olmasından da bahsediyor Karadeniz. Eğitimin yeterli olmaması ve okulların fiziki şartlarının kötü olması sebebiyle, Roman çocukların üniversite okuma şanslarının da yüksek olmadığını söyleyen aktivist Karadeniz, pek çok eğitimcinin bu okulları sürgün yeri olarak gördüğünü ifade ediyor. Bunun bir ayrımcılık olduğunun da altını çiziyor.
Roman çocukların eğitime ulaşabilmeleri için neler yapılmalı?
‘’Kamu kurumları sahaya inip, ihtiyacı olan aileleri tespit etmeli. Bu çocuklara sağlıklı, kaliteli ve yaşanabilir konutlar inşa edilmeli. Bu evlere internet ve bilgisayar temin edilmeli. Sağlıklı beslenmeleri için haftalık erzaklar bu çocukların ailelerine teslim edilmeli. Çocuk yoksulluğu unutmalı. Yani ailesinin yaşadığı yoksulluk tramvası çözülmeli. Günlük çözümlerle bu sorunlar çözülmüyor. Ciddi bir politika geliştirilmelidir.’’
HABER : Dilek GÜL & Euronews
[UHA Haber Ajansı, 09 Nisan 2021]