Perspektif: Türkiye’nin Sınır Ötesi Pençe-Kılıç Harekatı ve Hukuki Temeli

PKK/KCK-YPG terör yapılanmalarına karşı sınır ötesi harekatların geçmişi nedir? Pençe-Kılıç Harekatı’nın içeriği ve hukuki esası nedir? Türkiye’nin sınır ötesi harekatlarının meşruiyetini sağlayan hukuki unsurlar nelerdir?
Türkiye’nin saygın, bağımsız, tarafsız düşünce ve yayın kuruluşu olan SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’ndan Araştırmacı – Yazar Prof. Dr. Yücel Acar, ‘Türkiye’nin Sınır Ötesi Pençe-Kılıç Harekatı ve Hukuki Temeli’ konusunu perspektif açıdan değerlendir:
13 Kasım’da İstanbul’un en işlek caddesinde, sivil binaların ve sivillerin en yoğun bulunduğu bir noktada gerçekleştirilen bombalı terör saldırısında altı sivil hayatını kaybetti ve bazılarının durumu ağır olmak üzere 81 sivil de yaralandı. Saldırının doğrudan faili kısa sürede ele geçirilirken saldırıyla bağlantılı olduğu tespit edilen onlarca kişi de gözaltına alındı ve bunların büyük bir kısmı mahkeme kararıyla tutuklandı.
Saldırıya karışan kişiler kadar önemli diğer tespitler ise bu saldırının PKK/KCK-YPG terör yapılanması tarafından planlanarak gerçekleştirildiğine dair delillerdir. Yakalanan şüphelilerin ifadeleri talimatın Menbiç’ten yani PKK/KCK-YPG yapılanmasından geldiğini açıkça göstermektedir.
İstiklal Caddesi saldırısı sonrasında Türkiye, Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyine 20 Kasım 2022’de geniş çaplı bir hava harekatı başlatmıştır. Harekatta teröristlere ait barınak, sığınak, mağara, tünel, mühimmat depoları ve sözde karargah ve eğitim kamplarından oluşan ilk aşamada 81 hedefin imha edildiği, çok sayıda teröristin etkisiz hale getirildiği açıklanmıştır.
Halen devam eden harekatta topçu unsur ve İHA’ların da kullanıldığı anlaşılmaktadır. Yapılan güncel resmi açıklamalar bir kara harekatının gerçekleştirilmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu göstermektedir.
Türkiye’nin terör yapılanmalarına karşı neredeyse en başından beri gerçekleştirmek durumunda kaldığı sınır ötesi askeri operasyonların dayanağı olarak bazı hukuki prensipler ortaya konmuştur.
Pençe-Kılıç Harekatı’na dair resmi açıklamalarda ön plana çıkan hukuki dayanak meşru müdafaa hakkıdır. Vurgulanan bu gerekçeye rağmen harekatın meşruiyetini sorgulamaya dönük bazı girişimlere ve beyanlara rastlanmaktadır. Bu bağlamda Türkiye’nin terör yapılanmalarına karşı sınır ötesi operasyonlarının bu açıdan değerlendirilmesi bazı hususları açıklığa kavuşturacaktır.
TÜRKİYE’NİN TERÖRE KARŞI SINIR ÖTESİ HAREKATLARININ GEÇMİŞİ
Kasım 1978’de kurulan PKK terör örgütü Türkiye’nin yanı sıra ABD ve AB’nin de terör örgütü olarak kabul ettiği bir yapılanmadır. PKK’nın başlangıçtaki sözde lider kadrosunun bir kısmı Suriye rejiminin desteğiyle önce Suriye’ye, 1979’da ise Lübnan’a yerleşmiştir. Terör örgütü Ağustos 1982’de silahlı eylemleri başlatma kararı almış ve güçlenebilmek için yer ihtiyacını ise 1980’de başlayan İran-Irak Savaşı’nın ortaya çıkardığı imkanı kullanarak Irak’ın kuzeyine yerleşmesiyle gidermiştir. Türkiye’ye yönelik saldırılarında üs görevi gören Irak’ın kuzeyindeki kamplarının yanı sıra PKK sözde ana karargahı olarak ise İran-Irak sınırına yakın Kandil Dağları’nı seçmiştir.
Türkiye de bu bölgeden kendisine yönelen PKK tehdidine karşı 1983’ten bu yana sınır ötesi operasyonlar düzenlemektedir. Operasyonların hukuki dayanakları dönemsel olarak değişiklikler göstermiştir.
Bazı operasyonların hukuki zemini Irak hükümetinin onayına ya da Irak hükümeti ile sağlanan uzlaşmalara dayandırılmıştır. Bunlardan bazılarının sözlü uzlaşmalar olduğu ifade edilmiştir. Irak hükümetinin onayı bulunmasının ise bazen resmi yetkililerin açıklamalarında ya da basında yer aldığı görülmüştür.
Türkiye, Irak’ın kuzeyine ilk sınır ötesi operasyonunu 3 askerin şehit olmasına yol açan saldırıdan yaklaşık iki hafta sonra 26 Mayıs 1983’te gerçekleştirmiş ve bu operasyonda yaklaşık 6 bin asker Irak sınırından üç kilometre içeriye girmiştir. 12 Ağustos 1986’da 12 askerin şehit olmasına yol açan saldırıdan üç gün sonra Türk savaş uçakları Irak’ın kuzeyindeki terör örgütünün kamplarını bombalamıştır. Benzeri hava operasyonları Mart 1987’de de yapılmıştır.
Günümüze kadar hukuki dayanakları farklılık gösteren çok sayıda sınır ötesi askeri operasyon düzenlenmiştir. Bunlardan bir kısmı Irak’ın onayı ile bir kısmı da sıcak takip ve meşru müdafaa haklarına dayandırılmıştır.
Bu operasyonlar Süpürge Harekatı (1991), 1992 Sınır Ötesi Harekatı, Hakurk Operasyonu (1992), Çelik Harekatı (1995), Atmaca Harekatı (1996), Tokat Operasyonu (1996, 1997), Çelik Harekatı (1997), Şafak Harekatı (1997), Murat Operasyonu (1998), Güneş Harekatı (2008), 2011 Sınır Ötesi Harekatlar, Şehit Yalçın Operasyonu (2015), Kararlılık Harekatı (2015) ve Pençe harekatları (Mayıs 2018’den günümüze) olarak sıralanabilir.
Bunlardan Pençe 1 Harekatı 27 Mayıs 2019’da başlamış, Pençe 2 Harekatı 13 Temmuz 2019’da, Pençe 3 Harekatı 23 Ağustos 2019’da, Pençe-Kartal Harekatı 15 Haziran 2020’de, Pençe-Kaplan Harekatı 17 Haziran 2020’de, Pençe-Kartal 2 Harekatı 10 Şubat 2021’de, Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım harekatları da 2022 içerisine yayılarak sürdürülmektedir.
Bu operasyonlar sonucunda 831 teröristin etkisiz hale getirildiği, 1.281 silahın ele geçirildiği, 1.407 mağaranın etkisiz hale getirildiği ve 1.812 el yapımı patlayıcının imha edildiği belirtilmiştir.
Sınır ötesi operasyonlar Suriye’deki gelişmeler nedeni ile Suriye’nin kuzeyine de yönelmiştir. Bu operasyonlar Şah Fırat Operasyonu (22-23 Şubat 2015), Fırat Kalkanı Harekatı (Cerablus, El-Bab, Halep; 24 Ağustos 2016-29 Mart 2017), İdlib Operasyonu (İdlib; 8 Ekim 2017, 27 Şubat 2020), Zeytin Dalı Harekatı (Afrin, Halep; 20 Ocak-24 Mart 2018), Barış Pınarı Harekatı (Rasulayn, Tel Abyad; 9-18 Ekim 2019)
ve Bahar Kalkanı Harekatı (İdlib; 27 Şubat-5 Mart 2020) olarak sıralanabilir.
PENÇE-KILIÇ HAREKATI’NIN İÇERİĞİ VE HUKUKİ ESASI
Suriye iç savaşıyla birlikte yalnızca isim ve ABD desteği ile şekil değiştiren PKK, YPG adı altında Türkiye’ye yönelik saldırılarını sürdürmektedir. Bu tür saldırılar nedeniyle Türkiye, Suriye’nin kuzeyine bahsi geçen büyük çaplı askeri harekatları düzenlemek durumunda kalmış ve bu harekatların neredeyse tamamı PKK/KCK-YPG yapılanmasına karşı olmuştur.
Türkiye, Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyine 20 Kasım’da geniş çaplı bir hava harekatı başlatmıştır. Bu harekatta Irak’ın kuzey kesiminde teröristler tarafından üs olarak kullanıldığı tespit edilen yerlerden Kandil, Asos ve Hakurk bölgeleri hedef alınmıştır. Harekatın ilerleyen aşamalarından Sincar bölgesinin de hedef alındığı belirtilmiştir.
Suriye’nin kuzeyinde ise Arap Pınarı (Ayn el-Arab), Tel Rıfat, Cizire ve Malikiye (Derik) bölgelerindeki bazı yerler hedef alınmıştır.
İlerleyen aşamalarda ise ayrıca Karaçok Dağı, Derbesiye, Ayn İsa, Minniğ Havalimanı ve Maranez’de hedef alınmış gözükmektedir.
Harekatta teröristlere ait barınak, sığınak, mağara, tünel, mühimmat depoları ve sözde karargah ve eğitim kamplarından oluşan ilk aşamada birçok hedefin imha edildiği ve çok sayıda teröristin etkisiz hale getirildiği açıklanmıştır.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar harekatta şu ana kadar 471 hedefin ateş altına alındığını, 254 teröristin etkisiz hale getirildiğini ve etkisiz hale getirilenler arasında sözde üst düzey yöneticilerin de bulunduğunu açıklamıştır.
Türkiye son yıllarda gerçekleştirdiği sınır ötesi operasyonlarını meşru müdafaa hakkına dayandırmaktadır. Irak’ın kuzeyine yönelik 2018’de başlatılan Pençe harekatlarına dair açıklamalarda Türkiye’nin meşru müdafaa hakkının bir gereği olduğu belirtilmiştir.
2019’da Pençe harekatlarına dair bir resmi açıklamada şöyle denilmiştir:
Irak kuzeyinden halkımıza ve güvenlik güçlerimize yönelik terör saldırılarını bertaraf etmek ve hudut
güvenliğimizi sağlamak maksadıyla; uluslararası hukuktan doğan meşru müdafaa haklarımız doğrultusunda, Irak kuzeyinde gerçekleştirilen operasyonlar serisidir.
20 Kasım’da başlayan Pençe-Kılıç Harekatı’na dair resmi açıklamalarda da aynı gerekçe vurgulanmıştır:
PKK/KCK-YPG ve diğer terörist unsurları etkisiz hale getirerek; Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinden halkımıza ve güvenlik güçlerimize yönelik terör saldırılarını bertaraf etmek ve hudut güvenliğini sağlamak, terörü kaynağında yok etmek maksadıyla; Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 51’inci maddesinden doğan meşru müdafaa haklarımız doğrultusunda, Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde bulunan ve teröristler tarafından ülkemize saldırılarda üs olarak kullanılan bölgelere Pençe-Kılıç Hava Harekatı icra edilmiştir.
Yine hemen akabindeki bir açıklamada ise şöyle denilmiştir:
Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinden terör saldırılarını bertaraf etmek ve hudut güvenliğini sağlamak, terörü kaynağında yok etmek maksadıyla Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 51’inci maddesinden doğan meşru müdafaa hakları doğrultusunda gerçekleştirilen harekatta da gerek
planlama gerekse icra aşamasında çok hassas davranıldı. (devam edecek)
***
Yücel Acer
[UHA Haber Ajansı, 03 Aralık 2022]