Ortak var, ortak var

İSTANBUL – UHA HABER / Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Hüseyin Likoğlu, Eski Başbakan Tansu Çiller’in Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve 28 Şubat ile ilgili çıkışı birilerini çok fena rahatsız ettiğini, Çiller’in bu çıkışını “Yeni bir parti kurup, Cumhur İttifakı’nı destekleyecek” şeklinde yoranların olduğunu açıkladı.
Hüseyin Likoğlu, kaleme aldığı ‘Ortak var, ortak var‘ başlıklı köşe yazısında şunları anktardı:
“Tansu Çiller yeni parti kurar mı, kurarsa başarılı olur mu, yeni partiye ihtiyaç var mı? Bütün bu soruların cevabını şimdiden bilmek mümkün değil. Ama bildiğim bir şey var: Tansu Çiller’in 1996’da Necmettin Erbakan ile hükümet kurmasını hâlâ sindiremeyenler var.
Evet, Tansu Çiller’i, Erbakan’ın Başbakanlığı’na evet dediği için sevmediğinizi biliyoruz. 15 Temmuz darbe ve işgal girişimi esnasında darbe karşısında dimdik duran Tayyip Erdoğan’a destek verdiği için sevmediğinizi de biliyoruz.
Tamam, Tansu Çiller’in, koalisyonlar ve hükümet sistemleriyle ilgili son zamanlarda yaptığı açıklamalar sizi zora soktu, biliyoruz. Tam 6’lı masayı kurduğunuz, “Parlamenter Sistem çok iyi” goygoyu yapmaya başladığınız dönemde Türkiye’de koalisyonlarda uzun süre görev yapan eski bir Başbakan’ın çıkıp, savunduğunuz sistemin aslında ne kadar kötü olduğunu söylemesi sinirlerinizi çok bozdu.
Çiller’e çamur atmak için haklı sebepleriniz var; tamam. Ama bunu yaparken lütfen hangi dönemi baz aldığınıza dikkat edin. Evet, Tansu Çiller’in Başbakanlığı döneminde Türkiye zor günlerden geçti. Fakat Tansu Hanım o talihsiz dönemleri yaşarken, ortağı SHP-CHP idi. Tansu Çiller’in Erbakan ile ortaklığı döneminden niye olumsuz örnekler vermiyorsunuz. Çünkü ortak var, ortak var.
Ha… Bir de Çiller döneminde SSK’nın ne kadar berbat olduğuna ilişkin örnek verenler var. Bu da çok tuhaf. Çünkü söz konusu dönemde Çalışma Bakanı Mehmet Moğultay, SSK Genel Müdürü de Kemal Kılıçdaroğlu idi”.
Bir masaya bir de yasaya
Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Hüseyin Likoğlu, CHP’nin başını çektiği muhalefet blokunun 28 Şubat’ta beklenen açıklamasını yaptığına da değinerek, “Bilmediğimiz bir şey söylemediler. 27 Mayıs darbesiyle Türkiye’de kurulan parlamenter sistemin tıpkısının aynısını vadettiler. Bir tek fark var; 27 Mayısçılar iki meclisli bir sistem kurmuşlardı. 28 Şubat İttifakı, senatoyu ya unuttu ya da sistemlerinde senato yok” dedi.
Cumhurbaşkanı’nı kimin seçeceğini söyleyemediklerini ama görev süresinin 7 yıl olacağını ilân ederek ipucu verdiklerini ifade eden Hüseyin Likoğlu, Meclis’te çoğunluğu olan partinin içinden Başbakanın seçileceğini, ama parlamento çoğunluğunun dönem ortasında değişirse ne yapılacağına ilişkin ipucu vermediklerini hatırlattı.
“Mesela Güneş Motel benzeri bir durumda milletvekillerinin kaç liraya, nasıl transfer edileceğini bilmiyoruz” diyen Yazarı Hüseyin Likoğlu, “Tehdit-şantaj-montaj yöntemleriyle Meclis’te sayısal çoğunluk değişirse siyasal akıl ne yapacak bilmiyoruz. Şantaj-montaj örgütü FETÖ tasfiye edildi, KHK ile ihraç edilenlerin tekrar görevlerine iade edilecek olması, bu konudaki ihtiyacı karşılar mı onu da bilmiyoruz” şeklinde dile getirdi.
Hüseyin Likoğlu, 6’lı masanın, 28 Şubat İttifakı’nın ilân ettiği Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem‘in nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalıştığımız bir dönemde Cumhur İttifakı paydaşlarının, TBMM’ye yeni Seçim Yasası teklifini sunduğunu açıkladı.
“Teklifin bence en dikkat çekici maddesi milletvekili transferlerinin işlevsiz hale getirilmesidir” diyen Likoğlu, “Teklife göre, kiralık vekillerle hiçbir siyasi oluşuma avantaj sağlanamayacak. Hatırlanacağı üzere, İYİ Parti’nin seçime girme yeterliliği var mı yok mu diye tartışıldığı bir dönemde, CHP’den 20 milletvekili kiralanarak, bu tartışmalara son verilmişti. Yeni düzenleme yasalaşırsa milletvekili transferi artık kimseye siyasi bir avantaj sağlamayacak” dedi.
Hüseyin Likoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, yeni yasayı değerlendirirken, “CHP’li vekiller artık tuzluk olmaktan kurtulacak” demesinin sebebinin de bu olduğunu dile getirerek, “Bir tarafta vekillerin tuzluk gibi elden ele dolaşmasının önüne geçen yasa, diğer tarafta milletvekilleri transferi ile hükümet oluşturmayı hedefleyen masa…” olduğunu aktardı.
Ben de Suriyelilerin gitmesini istiyorum
- 17-25 Aralık’tan sonra yerini belli etmiş bir araştırma şirketi var. Türkiye’deki Suriyeli muhacirlerle ilgili yaptığı son araştırmanın sonuçlarını açıklarken, çok önemli bir çarpıtmaya imza atmış. Türk halkının yüzde 81’i Suriyelilerin ülkelerine geri dönmesini istiyormuş.
- İlginç olan “Suriyeliler geri gitsin” diyenlerin siyasi eğilimine bakınca AK Parti’lilerin yüzde 83’ü Suriyelilerin gitmesini istiyormuş. Ben de Suriyelilerin gitmesini istiyorum, ama bazı faşistlerin isteği ile benim isteğim arasında dağlar kadar fark var.
- Ben Suriyelilerin sadece Halep’e, İdlib’e dönmesini istemiyorum. Suriyeliler asıl Şam’a dönmeli hatta İsrail işgali altındaki Golan’a da gitmeli. İnşallah o günleri de göreceğiz. Tıpkı Medine’deki muhacirlerin Mekke’ye kendi evlerine döndükleri gibi…
***
HÜSEYİN LİKOĞLU KİMDİR?
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesinden mezun olan Hüseyin Likoğlu, gazeteciliğe 1997 yılında Yeni Şafak gazetesinde muhabir olarak başladı. Anadolu Ajansı’nda Samsun Bölge Müdürlüğü yaptı. 2014 yılının Ocak ayında Yeni Şafak Gazetesine Ankara Haber Müdürü olarak döndü. Hüseyin Likoğlu aynı zamanda Yeni Şafak gazetesinde köşe yazarlığı yapmakta ve TVNET’te konuk olduğu yayınlarda gündemi yorumlamakta.
[UHA Haber Ajansı, 22 Mart 2022]