Normalleştirme siyaseti ve alıştırma söylemi
Muhalefet partileri bir yandan kendi aralarında sert mücadele veriyor, bir yandan da dışarı karşı birlik beraberlik görüntüsü üretmeye gayret ediyor.
CHP, Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda artık çok net. Buna karşı İyi Parti, Ekrem İmamoğlu’nun artık yarıştan düştüğünü gördüğü için olsa gerek bu sıralarda Mansur Yavaş’ı öne sürmeye başladı. Meral Akşener, son iki haftadır Yavaş’la görüntüler veriyor. Ankapark’ı beraberce gezdiler.
Akşener, İmamoğlu’na yaptığı gibi Yavaş’a da “tavşan aday muamelesi” yapacak gibi. CHP’nin önüne sürekli bir engel çıkarma gayreti dikkat çekiyor. Küçük partiler ise bambaşka bir kavganın içinde. Babacan, Gelecek Partisi’nin ittifak teklifini reddedişlerini böbürlenerek ve karşı tarafı ezerek anlatıyor. Karşı taraf, “Sizi adam yerine koyanda kabahat” cinsinden açıklamalar yapıyor. Demirtaş içeriden açıklamalar yaparak muhalefete hem hiza vermeye çalışıyor hem de muhalefete entegre olmaya çalışıyor.
Böylesi bir karmaşayı basitleştirmeye çalışırsak bence iki temel tema var. Birincisi, Kılıçdaroğlu’nun adaylığı, ikincisi de ittifakı bir arada tutma meselesi. Gördüğüm kadarıyla CHP kanadı her iki meseleyi de zamana yayarak normalleştirme yöntemi benimsemiş.
Mesela adaylık meselesinde dikkat ederseniz CHP’li ağızlar artık Kılıçdaroğlu’nun adaylığının neredeyse tartışılmaz olduğunu ima eden bir dil kullanıyor. Akşener’in de bunu kabul ettiğine dair imalar yapılıyor. Diğer partilerin de söyleyecek pek sözü olmadığı ifade ediliyor. Kılıçdaroğlu da kendi ismini ön plana çıkarmaya yönelik konuşmalarına devam ediyor. Bu mantığa göre, seçim yaklaştıkça elde Kılıçdaroğlu’ndan başka isim kalmayacak ve diğer partilerin müzakere şansları azalacak.
Öte taraftan benzer bir yöntem HDP meselesinde de izleniyor. Demirtaş arada açıklamalar yaparak HDP’nin normal bir siyasi parti olduğuna dair imaj kurmaya çalışıyor. Böylece ittifakın elini rahatlatmayı amaçlıyor. Türkiyelileşmek gibi kimsenin aslında inanmayacağı ifadelerin kullanışı bu sebepledir.
Küçük partilere gelince, onların zaten pek şansı yok. Onlar kabul etmek zorunda olduklarını kabul edecekler. Elde edebilecekleri bir iki milletvekilliği için CHP’ye duacı olacaklar.
Bu mantıkla bakıldığında CHP’nin gerçekten muhalefet blokunu kontrol etmek için bir planı olduğu görülüyor. Diğerleri ise başarısız manevralarla bunu delmeye çalışıyor. Ama vakit geçtikçe CHP’nin eli daha da güçleniyor.
Prof. Dr. Hasan B. YALÇIN & İstanbul Ticaret Üniversitesi
[UHA Haber Ajansı, 07 Ağustos 2022]