ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
21:10 Acıların gölgesinde bir Ramazan Bayramı daha
18:55 Fidan’ın Washington Ziyareti ve Türkiye’nin Stratejik Otonomisi
18:41 Sokak Siyasetinden Geriye Ne Kalır?
17:34 Adalet Bakanı Tunç, Silivri’de işkence ve kötü muamele yapıldığına dair iddialara yanıt verdi…
13:26 Gazeteci Serkan Borlak hayatını kaybetti 
12:58 Kocaelispor Sakarya’yı eli boş gönderdi!…
10:17 “Klinik Araştırmalar Eğitim Programı” gerçekleştirildi
09:51 Bipolar bozukluk, genellikle 15-35 yaş arası bireylerde ortaya çıkıyor
09:44 SAHA İstanbul bülteni!…
09:26 Irak ile Kuzey Irak Arasında Türkiye’ye Petrol İhracatı Gerilimi Çözülecek Mi?
09:04 Dijital Dönüşüm Destekleri Bilgilendirme Toplantısı
07:32 KKTC’nden gündemin öne çıkan haberleri!…
06:55 Bilgisayar korsanları, zayıf gördükleri gıda endüstrisine saldırıyor!
06:28 Birleşik Irak Türkmenleri Cephesi’nden Talabani’nin açıklamalarına tepki
00:57 MHP Genel Başkanı Bahçeli, Türkgün gazetesinde yayımlanan yazısında, Terörsüz Türkiye hedefi ve gündemdeki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
00:49 Ömer Çelik: Cumhurbaşkanımız insanlık cephesinin en gür sesidir
20:21 Özgür Özel’in rakibi Dilek İmamoğlu mu olacak
15:35 Bayram tatilinin ilk 2 gününde 19 kişi hayatını kaybetti
15:24 Altun: Mehmet Selim Kiraz adaletin simgesi olarak hatırlanmaya devam edecek
15:15 Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit savcı Mehmet Selim Kiraz’ı andı
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Normalleşme ve Muhalefetin Tepkisi

Normalleşme ve Muhalefetin Tepkisi
27 Haziran 2022
2.190
A+
A-

‘Ne işimiz var’ denilen Suriye, Irak, Katar, Libya, Doğu Akdeniz ve Karabağ hamlelerinden sonra Ankara’nın yaptıklarına ve söylediklerine daha çok kulak veriliyor.

SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran düzensiz göçmen meselesini değerlendirdi

Prof. Dr. Burhanettin DURAN, SETA Genel Koordinatörü

Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın Ankara ziyaretine muhalefet tepki verdi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “üç beş dolar için Suudi prensin önünde diz çöküldüğünü” iddia etti. Bazı muhalif yazarlar, Suudi ajansının paylaştığı fotoğraf üzerinden “psikolojik üstünlük” ve “ülke itibarı” yorumları yaptılar. Ankara ve Riyad arasındaki normalleşmeyi “ümüğümüz sıkıldı” ya da “keşke gelmeseydi” diyerek “ilke” bazında eleştirenler oldu. Vardıkları sonuç AK Parti iktidarı öncesi “geleneksel diplomasiye dönme ve Arapların işlerine karışmama” gereği.

Bu yaklaşımlar muhalefetin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diplomasi anlayışını ve son dönem normalleşme politikasının mantığını yeterli ölçüde değerlendiremediklerini düşündürüyor. Açık ki, CHP, Türkiye’nin BAE, İsrail ve Suudi Arabistan ile normalleşmesinin “Ülkeyi yalnızlaştırdınız” söylemini ellerinden aldığını görüyor. Bunun için “itibar” eleştirisi yaparak bölgesel normalleşmenin etkisini küçültmeye çabalıyorlar. Halbuki bu politikanın hangi jeopolitik denklemde gerçekleştiğini görmek bu eleştirileri gereksiz kılıyor.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası Ortadoğu’da yeni bir jeopolitik dönem başlıyor. Zaten Arap isyanları ve karşı devrim döneminin sona ermesi on yıllık rekabetin ardından bölgesel güçleri yeni muhasebelere itmişti. Ve Trump dönemi bölgesel dizayn çabasının başarısızlığa uğraması, bölge ülkelerini kazanımlarını tahkim için yeni ilişkiler geliştirmeye mecbur etmişti.

Türkiye’nin BAE, İsrail, Suudi Arabistan ve Mısır ile yürüttüğü normalleşme tek taraflı bir süreç değil. Muhatap ülkelerin Türkiye ile ilişkileri toparlama isteğinin de bir tezahürü. Ve son iki yılda bölgedeki dört normalleşme arayışlarının bir tanesi.

İsrail Arap ülkelerle, Körfez kendi içinde ve İran ile Körfez arasında normalleşme arayışı mevcut. Körfez’in güvenlik sorunu büyürken Türkiye hem sert güç kullanması hem de aktif diplomasisi ile bölgede etkili konumda. Zannedilenin aksine Ortadoğu’ya hiç karışmayan eski Türkiye’den daha itibarlı yerde. “Ne işimiz var” denilen Suriye, Irak, Katar, Libya, Doğu Akdeniz ve Karabağ hamlelerinden sonra Ankara’nın yaptıklarına ve söylediklerine daha çok kulak veriliyor.

Bölge ülkelerinin küresel güçler olan ABD, Rusya ve Çin ile ilişkilerindeki değişim ve hareketlilik var. Mayıs sonu Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) dışişleri bakanlarıyla yaptığı toplantılarda Arap ülkelerinin tarafsızlığını koruması ve petrol fiyatlarını artırmaması için çabaladı.

ABD Başkanı Biden temmuz ayında Cidde’de KİK liderleri ile buluşarak petrol üretimini artırmaları için gayret gösterecek. Biden yönetimini “parya” diye nitelediği Suudi Arabistan ile yakınlaşmaya iten nedenler arasında Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle artan petrol fiyatları, ABD’nin Ortadoğu’daki çıkarlarının korunması, Çin’in bölgedeki etkinliğinin sınırlandırılması ve İran’ın nükleer programıyla ilgili endişelerin artması bulunuyor.

Körfez ülkelerinin hidrokarbon gelirleri artarken Körfez-Doğu Akdeniz hattı Rus enerjisine bağımlılıktan kurtulmak isteyen Avrupa ve dolayısıyla Batı için yeniden ilgi alanı oluyor. Suudi Arabistan, İran, İsrail ve Türkiye başta olmak üzere bölge ülkelerinin güveni yükseliyor. Ancak Suriye, Irak, Libya ve Yemen dosyaları kapanmış değil. Yine İsrail ile İran arasındaki çatışma istihbarat-vekâlet savaşları olarak devam ediyor.

Ve Körfez’in İran korkusu normalleşme çabalarına rağmen yatıştırılmaktan uzak. Dengeleyici bir güç olarak Türkiye’nin hem küresel hem de bölgesel alanda etkisi büyüyor. Ankara, olası bölgesel kutuplaşmalarda yer tutmamalı ancak bölgede etkin olmalı. Bütün ülkelerle milli çıkar temelinde iş tutarak istikrar ve işbirliğini öncelemeli. Rusya’nın Ukrayna işgalinde sergilediği gibi aktif tarafsızlık ve barışa ulaşma için yoğun diplomasiyi öncelemeli. Bölge yeni bir jeopolitik döneme geçiyor ve Türkiye doğru yolda.

[UHA Haber Ajansı, 26 Haziran 2022]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.