NATO’nun içini boşaltmak!
İSTANBUL – UHA HABER / İstanbul Ticaret Üniversitesi Siyasal Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın, Ukrayna Savaşı esnasında Batı’da doğan duygusal tepkilerin NATO’da birlik ve beraberliği artıracağı(nın) düşünüldüğü(ne) dikkat çekiyor.
Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın, kaleme aldığı ‘NATO’nun içini boşaltmak!‘ başlıklı yazısında, İsveç ve Finlandiya’nın üyelik başvurusunun gündemde olduğunu hatırlatıyor.
“NATO için bu yeni bir genişleme daha demek. Birileri de bayram ediyor” diyen Prof. Dr. Yalçın, “Bunu birlik ve beraberlik görüntüsü sanıyor. NATO’nun güçlendiğini söyleyenler bile var” diyor.
Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın, şöyle devam ediyor:
“Halbuki Soğuk Savaş’ın ardından yapılan genişlemelerin NATO’ya ve müttefiklerine neredeyse hiçbir katkısı olmadı. Aksine yeni maliyetlere neden oldu. NATO’nun savunma sorumluluğunu gereksizce genişletti. Bu da pek farklı olmayacak. Soğuk Savaş sonrası liberal saldırganlık NATO’yu ideolojik dünyasının bir aracı haline getirdi. NATO gibi bir askeri ittifak demokratikleşmenin, serbest piyasanın, küreselleşmenin yayılmasını sağlamak için kullanıldı. Doğu Avrupa ülkelerinin NATO güvenliğine hiçbir katkısı olmadı. Aksine NATO’ya yeni sorumluluklar yükledi.”
İsveç ve Finlandiya’nın Doğu Avrupa ülkelerinden farklı olarak NATO’ya ekonomik, askeri ve jeopolitik katkılarının daha fazla olacağını söyleyenlerin olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yalçın, ancak bu iddiaların hiçbirinin yeterli kanıt sunamadığına dikkat çekiyor.
“Bu ülkelerin askeri ve ekonomik katkısı devede kulaktır” diyen Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın, Kuzey kanadındaki jeopolitik katkısının da Baltık ülkeleri veya Norveç tarafından sağlanamayacak kadar kıymetli de olmadığını, aslına bakılırsa NATO’nun genişlemesinin yeniden duygusal tepkilere kurban edildiğini dile getiriyor.
İstanbul Ticaret Üniversitesi Siyasal Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın, “Ne var bunda diyemezsiniz. Öyle değil! NATO ideolojik bir işbirliği örgütü değildir. NATO bir savunma ittifakı bile değildir. NATO her şeyden önce bir caydırıcılık ittifakıdır. Eğer NATO’nun caydırıcılığını çökertirseniz NATO’dan geriye hiçbir şey kalmaz. Caydırıcılığı sürdürmenin yolu da basitlik ve kredibiliteden geçer. Her türlü karmaşa ve güvensizlik NATO’nun sınırlarını aşındırır. Genişlemek derinleşmeyi getirmez. Aksine her genişleme NATO’yu caydırıcılık bağlamında daha da sığ hale getirir”.
Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın, kaleme aldığı ‘NATO’nun içini boşaltmak!‘ başlıklı yazısını şöyle noktalıyor:
“Aslında “yaygınlaştırılmış caydırıcılık” stratejisi gerçekten uygulansa yeni katılımların da sindirilmesi mümkün olurdu. Ancak ABD bu öncü rolü oynamadığı müddetçe NATO’nun caydırıcılığı tartışmaları hiçbir zaman bitmeyecektir. ABD’nin yokluğunu yeni ülkelerin katılımıyla kapatamazsınız. Caydırıcılık olmadığında da müttefikleriniz sizi savaşa sürükleyebilecek bir maliyete dönüşür.
Ama bütün bunlar Batı dünyası için şu an itibariyle fazlasıyla soğuk analizler. Sınırlarında savaş patlak verince öylesine duygusallaştılar ki, bu tür ideolojik adımlar atmalarını engellemek çok zor. Ancak en azından Türkiye bu tür kaygıları NATO nezdinde dile getirebilir.”
HABER : Ataner YÜCE
[UHA Haber Ajansı, 19 Nisan 2022]