Muhalefetin İki Satranç Tahtası
Bir süredir 6’lı masanın ortak aday açıklamada geç kalması artık artan bir maliyete dönüştü.
İktidar yeni hamlelerle siyasi havayı lehine çevirirken muhalefetin dağınıklığı yeni çelişkilerle sürüyor.
Bir süredir 6’lı masanın ortak aday açıklamada geç kalmasının artık artan bir maliyete dönüştüğünü yazıyorum.
Bu olgunun şimdilerde muhalefete yol gösterenler tarafından da seslendirildiğini görüyorum.
Muhalefetin tutarsız söylemlerinin seçmeni kararsızlaştırdığı, ismin açıklanmadan yıpranır hale geldiği ve 6’lı masada uzlaşma olmayacaksa şimdiden yaşanması gerektiği vurgulanıyor.
6’lı masanın “sürdürülebilir dağınıklığı” yapısal.
Ne daha iddialı olabilecek ne de dağılabilecek bir noktada.
Yani dağılmadan dağınık olma hali… Malum, “sürdürülebilirlik” olumlu bir kavram ancak bu “mecburiyete dayalı ama uzlaşma üretemeyen” sürdürülebilirlik muhalefet için maliyet üreten bir zafiyet.
6’lı masanın temel sorunu parti başkanlarının manevra yaptığı iki satranç tahtasına dayanması. Dışarıdaki satranç tahtasında partiler (özellikle CHP ve İyi Parti) siyasi oldubittiler yapmayı seviyor.
Sözgelimi Kılıçdaroğlu kendi adaylığını ısrarla dayatıyor, bunu yurtdışı seyahatleri ile pekiştirmeye çalışıyor ve “uyuşturucu parası ile cari açık kapatılıyor” fecaati gibi aşırı iddiaları ile 6’lı masadakileri sıkıntıya sokuyor.
Başörtüsü hamlesi ile iktidarın eline siyasi malzeme vermesi de cabası.
Akşener ise masadaki genel başkanlara danışmadan yeni bir partiyi davet ediyor.
Bunlar 6’lı masanın dışarıdaki rekabetinin satranç tahtasındaki manevralar.
Bir de aylık toplantılarda parti başkanlarının oynadığı siyaset satrancı var.
Dış tahtadaki krizlerin yönetimi, partililerin açıklamalarının tashihi, HDP’nin durumu, geçiş süreci ve ortak politika önerileri etrafında şekillenen bu iç satranç tahtası da aslında hareketli.
Bunun detaylarını ve hissiyatını en iyi masadakiler bilir.
Gerçi HDP ile ittifak halinde masadan kalkacağını söyleyenler, buna sessiz kalanlar, sağ partileri konu bazlı bir araya getirme çabası başka benzer partiler tarafından engellenenler gibi medyaya sızan iç rekabetler olmuyor değil.
6’lı masanın kurulması bir mühendisliğe dayanıyor.
Masada Kılıçdaroğlu ve Akşener gibi realistler de var Babacan gibi idealistler de…
Asıl satranç oyunu Kılıçdaroğlu ve Akşener arasında ve ortak aday üzerine.
Diğer partiler ise kendilerinin önemli ve ulaşılabilir olduğunu sandıkları ortak program ve geçiş süreci üzerine.
Bence Kılıçdaroğlu ve Akşener gibi masa siyasetinin reel kısmında manevra yaparken Babacan gibilerin “masayı kurumsallaştırmaktan” bahsederek idealist takılmalarından hiç de rahatsız değiller.
Babacan’ın masanın genişlemesini AB genişlemesi ve Brexit benzetmeleri ile değerlendirmesi ve kurmaya çalıştığı mutabakat tam bir siyasi idealizm hayali.
“Hem ortak aday hem ortak mutabakat olsun. Partiler böyle seçime gitsin ki seçim sürecinde çok farklı sesler çıkmasın.”
Halbuki içeride uzlaşmacı görünen Kılıçdaroğlu dışarıdaki satranç tahtasında o kadar tek taraflı adımlar atıyor ve o kadar fevri-aşırı siyasi söylemler kullanıyor ki, 6’lı masanın diğer bileşenleri kendilerini de seçmen nezdinde sorunlu duruma düşüren şeyleri sadece izlemekle yetiniyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sürekli sadece Kılıçdaroğlu’nu muhatap alması ve hadi aday ol demesi bu iki satranç tahtasındaki çelişkileri CHP lehine diğerlerinin aleyhine olacak şekilde “sürdürülebilir” kılıyor.
Bu haliyle sanki 6’lı masa deneyimi oradaki genel başkanların birçoğu için sadece 2028 seçimleri için bir deneme sürüşü.
Prof. Dr. Burhanettin DURAN, SETA Genel Koordinatörü
[UHA Haber Ajansı, 12 Kasım 2022]