Lübnan’da çağrı cihazları nasıl patladı?
Lübnan’da çağrı cihazlarının patlaması akıllara “lityum piller ne kadar güvenli” sorusunu getirdi. Uzmanlar ve yetkililer sorunun pillerde olmadığında birleşiyor. Peki bu cihazlar nasıl patladı?
UHA / İnternational News Agency
Lübnan’da can kaybının 12’ye yükseldiği, 3 bine yakın kişinin de yaralandığı saldırının ardından çağrı cihazlarının nasıl birer patlayıcıya dönüştüğü merak ediliyor. İlk saatlerde bir çeşit siber saldırı ile dışarıdan müdahale edilen bataryaların aşırı ısındığı, bunun da patlamayı tetiklediği yorumları yapıldı. Ancak daha detaylı analizler ve yetkililerin açıklamaları tedarik zincirinin bir aşamasında cihazların içine patlayıcı yerleştirildiğine işaret ediyor.
Lityum bataryalar patlar mı?
Reuters’a konuşan uzmanlara göre cep telefonlarında da kullanılan bataryalar tek başına bu tarz patlamalara yol açmaz. Newcastle Üniversitesi’nden lityum pil uzmanı Paul Christensen pillerde geçmişte yaşandığı bilinen sorunlarla Lübnan’daki patlamaların uyumsuz olduğunu belirterek “Bataryalar alev alabilir, ancak böylesi ölümcül patlamalar oldukça sıradışı” dedi.
Teksas Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Profesör Ofodike Ezekoye de aşırı ısınmış bataryaların alev alması için tam şarj durumunda olmaları gerektiğini aktararak “Çağrı cihazı patlayan herkesin cihazının tam şarjda olması pek muhtemel değil” ifadelerini kullandı.
ABD merkezli Orta Doğu Enstitüsü’nden Charles Lister’e göre de Lübnan’da “Lityum pillerin aşırı ısınmasından fazlası” yaşandı.
Mossad patlayıcı mı yerleştirdi?
New York Times gazetesi Amerikalı bir yetkiliye dayandırdığı haberinde İsrail’in Lübnan’a gönderilmeden önce cihazlara patlayıcı gizlediğini yazdı. Associated Press haber ajansına (AP) konuşan uzmanlar da en muhtemel senaryonun İsrail’in tedarik zincirine müdahalesi olduğunu belirtti.
TrustedSec siber güvenlik şirketi yöneticilerinden Carlos Perez ise saldırıda kullanılan cihazın bataryasının “yarı patlayıcı yarı gerçek pil” olduğunu dile getirirken geçmişte İngiliz ordusunda bomba imha uzmanı olarak çalışan ve isminin gizli kalmasını isteyen bir diğer kişi “Patlayıcılar beş ana malzemeden oluşur: Kap, pil, tetikleme cihazı, ateşleyici ve patlayıcı madde. Çağrı cihazı bunlardan üçüne zaten normalde sahip. Sadece ateşleyici ve patlayıcı eklemelisiniz” diye konuştu.
Terörle mücadele ve istihbarat uzmanı Matthew Levitt DW’ye yaptığı açıklamada, “Tedarik sürecinde cihazların içine küçük miktar patlayıcı yerleştirildiği kesin. Bu bir siber saldırı olayı değil” dedi.
Lübnan ve Hizbullah ne söyledi?
Olayın taraflarından gelen açıklamalar da uzman değerlendirmelerini haklı çıkarıyor. Üst düzey bir Lübnan güvenlik kaynağı cihazların İsrail istihbaratı tarafından üretim aşamasında modifiye edildiğini öne sürerek “Mossad cihazın içine tespit edilmesi çok güç patlayıcı yerleştirdi” dedi. Reuters’a konuşan bir başka kaynak ise cihazlara üç gram patlayıcı konduğunu ve bunların Hizbullah tarafından farkedilmediğini aktardı.
Olay sonrası bazı Hizbullah üyeleri ile görüştüğünü belirten kıdemli siyasi analist Elijah J. Magnier, aldığı bilgiye göre “patlamayan cihazlarda yapılan incelemede üç ila beş gram patlayıcı malzeme bulunduğunu” açıkladı.
Operasyon kaç aydır planlanıyor?
İsrail’in operasyonu ne zamandır planladığı tam olarak bilinmiyor ancak AP’ye konuşan uzmanlara göre planlama ve uygulama en az birkaç aydır sürüyor olmalı. Uzmanlar üretim yapılan tesise veya ürünlerin kendisine teslimattan önce patlayıcı yerleştirmek için erişilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Ayrıca cihazların doğru hedefe teslim edildiğinden ve saldırı anına kadar şüphe çekmeden normal şekilde çalışacaklarından da emin olunması gerekiyor.
Magnier’e konuşan Hizbullah kaynaklarına göre göre “altı ay boyunca” cihazlar normal şekilde kullanıldı. Reuters’a demeç veren bir Lübnanlı yetkili de Hizbullah’ın Tayvan merkezli Gold Apollo şirketinin AR-924 model ürününden 5 bin adet sipariş ettiğini, ürünlerin bu yılın başlarında Lübnan’a ulaştığını ifade etti.
Üretici hakkında ne biliniyor?
Patlayan çağrı cihazlarının üzerindeki marka olan Gold Apollo’nun kurucusu Hsu Ching-Kuang ise yaptığı açıklamada ürünün kendilerine ait olmadığını, marka lisansına sahip Macaristan merkezli BAC adlı bir başka şirket tarafından üretilip satıldığını açıkladı ve “Ürün bize ait değil, yalnızca marka bizim” dedi.
BAC Consulting adlı Budapeşte merkezli şirkete dair çok az şey biliniyor. Şirketin internet sitesinde bilgisayar oyunlarından petrol endüstrisine geniş bir alanda faaliyet gösterdiği belirtiliyor. Reuters firmanın internet sitesinde belirtilen adreste şirketin adının bir A4 kağıdına yazılı halde kapıya asılı olduğunu aktardı. Ajansa bilgi veren binadan bir kişi, BAC Consulting’in söz konusu adreste “hiçbir zaman fiziksel varlık göstermediğini” belirtti. Şirketin LinkedIn profilinde CEO olarak Cristiana Barsony-Arcidiacono’nun ismi yer alırken söz konusu CEO’nun özgeçmişinde UNESCO ve Avrupa Komisyonu için çalıştığı iddia ediliyor. Bu arada Macaristan polisinin şirkete dair bir soruşturma başlattığına dair henüz bir bilgi yok.
Tüm cihazlar eş zamanlı mı patladı?
Görgü tanıkları ve güvenlik kamerası kayıtlarına göre patlamalar yerel saatle 15:30 sıralarında başladı ve bir saat kadar sürdü, saat 16:30’da hâlâ yeni patlamalar yaşanıyordu. Patlama öncesi cihazların alarm verdiği, bu yüzden birçok kullanıcının cihazlarını ellerine aldığı bunun da eller ve gözlerde yaralanmaları tetiklediği belirtildi. Patlamalar görece küçük ölçekliydi. Cihazın taşıyıcıları ve varsa onlara çok yakın mesafede duranlar etkilendi. Patlama yüzünden herhangi bir binanada hasar yaşanmadı veya yangın çıkmadı.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, “İster sivil, ister silahlı grupların üyeleri olsun; cihazların kimin elinde olduğunu, bulundukları yeri ve çevresindekileri bilmeden binlerce kişinin eş zamanlı olarak hedef alınması uluslararası insan hakları hukukunun ihlalidir” diyerek saldırıyı gerçekleştirenlerin “sorumlu tutulması gerektiğini” belirtti.
Hizbullah neden çağrı cihazı kullanıyor?
Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, İsrail’in iletişimlerini dinleyebileceği endişesiyle grup üyelerini cep telefonu taşımamaları konusunda uyarmıştı. New York Üniversitesinden Nicholas Reese, daha basit cihazlar olan çağrı cihazlarının iletişim gizliliği açısından cep telefonlarına göre daha güvenli olduğunu vurguluyor.
EK Kaynaklar* AP, Reuters, AFP