Libya’da Bir Oldubitti ve Suikast Hikâyesi
Yapılan siyasi meydan okumaya, suikast girişimi aracılığıyla tehdit, korkutma ve caydırmanın eşlik etmesi, Dibeybe karşıtı blok tarafından pekâlâ bir taktik olarak benimsenmiş olabilir.
Libya’nın doğusundaki Tobruk’ta bulunan Temsilciler Meclisi (TM), 10 Şubat’ta son derece tartışmalı bir adım atarak, bir önceki Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) İçişleri Bakanı Fethi Başağa’yı ülkenin başbakanı olarak atadığını ilan etti. Aynı günün sabahında ise mevcut Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdülhamid Dibeybe’ye kendi aracındayken bir suikast girişiminde bulunuldu. Dibeybe’nin tam da TM Başkanı Agile Salih ve Fethi Başağa tarafından görevden el çektirilmek istendiği ve TM’de Başağa’nın yeni başbakan olarak atanma sürecinin işletildiği bir ortamda silahlı saldırıya uğraması, bu iki hadise arasında ister istemez bir irtibat şüphesi doğuruyor. Zira Dibeybe’nin sahip olduğu dikkate değer güç ve meşruiyet sebebiyle TM’de yapılan bir oldubittiyle başbakanlığı bırakmaya ikna edilmesi tek başına yeterli değildir. Yapılan siyasi meydan okumaya, suikast girişimi aracılığıyla tehdit, korkutma ve caydırmanın eşlik etmesi, Dibeybe karşıtı blok tarafından pekâlâ bir taktik olarak benimsenmiş olabilir.
11 Şubat 2022 | Başkent Trablus’taki Mitiga Havalimanı’na gelişinde basın mensuplarına konuşan Başağa, Temsilciler Meclisi ve Başkanlık Konseyi ile iş birliği içerisinde olacağını söyledi. Başağa açıklamasında, “Dibeybe’nin demokratik sürece saygı duyacağına inanıyoruz.” dedi. Fethi Başağa açıklamasında ayrıca şunları kaydetti: “Dünya ülkeleri ile ilişkimiz karşılıklı saygıya dayalı olacak. Bu zor süreçteki çalışmaları için Abdulhamid Dibeybe başbakanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti’ne teşekkür ediyorum. Bir sonraki hükümet herkes için olacak.’” Başbakan Abdulhamid Dibeybe 8 Şubat’ta yaptığı açıklamada görevini ancak seçilmiş bir hükümete devredeceğini açıklamıştı. (AA)
Bu noktada daha önemli olan, Salih ve Başağa tarafından atılan bu adımın, Libya’nın büyük çoğunluğunun yaşadığı Trablus geniş bölgesinde istikrarsızlığa yol açacak olmasıdır. Hafter’in 2020 yazındaki Trablus hezimeti ve geri çekilmesinin ardından hem Hafter ve Salih, hem de onların dış destekçileri askeri açıdan herhangi bir ilerleme kaydedemeyeceklerine ikna olmuşlardır. O tarihten itibaren Trablus bölgesinden aktörleri devşirmeye, kendi saflarına katmaya çabalamış ve bu şekilde Trablus’un istikrarını içeriden bozacak yeni bir stratejiye odaklanmışlardır. Başağa’nın kendi siyasi kariyer hedefinde Libya başbakanlığının olduğu öteden beri herkesin malumudur. UMH’de içişleri bakanı iken Fayiz es-Serrac’ın yerine başbakan olabilme imkanlarını zorlamıştır. Dahası Başağa, başbakan olabilmek uğruna herkesle beraber çalışabileceği ve pragmatizmde sınır tanımayacağını da sonraki hamleleriyle göstermiştir. Başağa UBH hükümetinin başbakanı olabilmek için Agile Salih’le aynı listede seçime girmiş, fakat Dibeybe listesine karşı kaybetmiştir. Zaten Libya Siyasi Diyalog Forumu (LSDF) seçimlerinde Başağa’nın kaybetmesinin sebeplerinden bir tanesi, özellikle Trablus bölgesinde Agile Salih’in kabul edilemez bir figür olmasıydı.
Şayet Başağa listesi kazansaydı, Salih Başkanlık Konseyi (BK) Başkanı olarak Libya devlet başkanlığını üstlenmiş olacaktı. Salih’i Trablus bölgesinde bu derece kabul edilemez kılan başlıca sebep, büyük oranda onun Hafter’in müttefiki olmasıdır. Başağa, Trablus bölgesinde bir nefret objesi olan Hafter ile de beraber çalışmaya hazır olduğunu ilan etmiş, geçtiğimiz Aralık ayında Hafter’i Bingazi’de ziyaret etmiştir. Hafter’i savaş sahasında iki kere mağlup etmiş devrimci kadroların önde gelen figürlerinden biri olarak Başağa’nın Hafter’i ziyaret ederek onunla ortak bir açıklama yapması, Trablus bölgesinde hem şaşkınlık hem de ciddi bir tepkiyle karşılanmıştır.
11 Şubat 2022 | “Libya el-Ahrar” kanalına konuşan Dibeybe, Fethi Başağa’nın, ülkenin doğusunda yer alan Tobruk’taki Temsilciler Meclisi tarafından yeni başbakan seçildiği açıklamasına ilişkin değerlendirmelerini paylaştı. Bu yapılanın, başkent Trablus’a “zorla girme girişimi” olduğunu ve Libya Meclisinin Cenevre Anlaşması’nın yol haritasından ayrıldığını ifade eden Dibeybe, Başağa’nın siyasi bir kişilik olduğunu ve siyasi olarak istediği gibi hareket etme hakkının bulunduğunu belirtti. Libya Siyasi Diyalog Forumu’nda belirlenen yol haritası uyarınca görevinin başında olduğunu kaydeden Dibeybe, “Önceden olduğu gibi şimdi de Libyalıların yeni bir savaşa sürüklenmesini reddediyorum. Trablus halkı kendisini savunacaktır.” dedi. (AA)
Hafter, Salih ve Başağa gibi yakın bir geçmişe kadar birbirleriyle bir araya gelme ihtimali bulunmayan aktörleri bugün ittifaka teşvik eden şey ise Dibeybe olmuştur. Dibeybe, kısa başbakanlık dönemi içinde pragmatizmi, sorun çözme becerisi, mütevazı tarzı ve iletişim becerileriyle hem halk arasında ciddi bir popülariteye ulaşmış, hem de Libya’ya müdahil olan bütün dış aktörlerle dengeli bir ilişki yürüterek kendisini kabul ettirmiştir. 24 Aralık 2021’de seçimler yapılamamıştır ama seçimler yapılabilseydi Dibeybe’nin bütün bölgelerinde bütün önemli adayları geride bırakacağı bir kamuoyu anketinde tespit edilmiştir. Dibeybe’nin bu performansı ve potansiyeli, Libya içinde pek çok siyasi ikbal hesabı yapan aktörü ürkütmüş ve harekete geçirmiştir. Salih, Dibeybe’nin kamu harcamaları yoluyla popülaritesini artırmaması için bugüne kadar UBH’nin teklif ettiği bütçeyi TM’de onaylattırmamış, görüşülmesine imkan vermemiştir. Yine Salih Eylül ayında Dibeybe’yi tasfiye edebilmek için UBH’ye TM’de verilen güvenoyunu geri çektiğini ilan etmiş, fakat tamamen kendi başına aldığı bu karar, UBH ve Dibeybe tarafından tanınmamıştır. 2021 yılı boyunca uluslararası toplumun ve BM’nin en çok vurguladığı ve ısrar ettiği husus Libya’da seçimlerin yapılmasıyken, Dibeybe seçimler zamanında yapılamamış olmasına rağmen başbakanlık görevini sürdürebilmiş, uluslararası arenada kabul de görmüştür. Bu durum, Hafter, Salih ve Başağa için Dibeybe’den duyulan endişeyi had safhaya çıkarmıştır.
12 Şubat 2022 | Libya’nın Misrata kentinden hareket eden çok sayıda askeri güç başkent Trablus’a ulaştı. Trablus’un doğusundaki Tacura bölgesinden giriş yapan 200 kadar ağır silahlı askeri aracın ilk grubu Şehitler Meydanı’na ulaştı. (Foto: Hazem Turkia / AA)
Sonuç olarak Hafter, Salih ve onların Libya dışındaki destekçileri, Trablus bölgesini içeriden istikrarsızlaştıracak, mümkünse kendi içinde silahlı çatışmaya sürükleyecek imkanı, Başağa’nın şahsında elde etmiştir. Başağa’nın, paralel başbakanlık iddiasının ne kadar sürdürülebileceğini Libya içi ve dışındaki aktörlerin tutumları belirleyecektir. Meşruiyet açısından Dibeybe’ye kıyasla çok daha sorgulanabilir bir konumda olan Başağa, aradığı kabulü göremez ve güç kullanmak suretiyle Dibeybe’yi tasfiye etmeye kalkarsa askeri çatışma kaçınılmaz hale gelir. Bu durumda da Başağa’ya tepki olarak mobilize olacak askeri güç, Başağa’yı destekleyen askeri güçten daha büyük olacaktır. Böyle bir restleşme, bir yıldan fazla bir süredir UBH yönetimi altında hissedilen nispi istikrarın da sonu olacaktır.
Bilgehan ÖZTÜRK, SETA Araştırmacı
[UHA Haber Ajansı, 14 Şubat 2022]