Kurşun, Çarpıtma ve Linç
14 Mayıs seçimleri için cumhurbaşkanı aday listesi dün kesinleşti. 4 adaydan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 43 günlük propaganda döneminin başladığı gün, Gaziantep- Kilis afet konutlarının temelini atmak için deprem bölgesindeydi. Millet İttifakı adayı Kılıçdaroğlu, eski cumhurbaşkanlarından A. Necdet Sezer’den sonra A. Gül ile görüşerek sofrayı genişletme gayretindeydi.
Prof. Dr. Burhanettin DURAN & SETA Genel Koordinatörü
14 Mayıs seçimleri için cumhurbaşkanı aday listesi dün kesinleşti. 4 adaydan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 43 günlük propaganda döneminin başladığı gün, Gaziantep- Kilis afet konutlarının temelini atmak için deprem bölgesindeydi. Millet İttifakı adayı Kılıçdaroğlu, eski cumhurbaşkanlarından A.Necdet Sezer’den sonra A.Gül ile görüşerek sofrayı genişletme gayretindeydi.
Memleket Partisi Genel Başkanı İnce ise Kılıçdaroğlu’nun önceki gün gerçekleştirdiği nezaket ziyaretinde ittifak davetinde bulunmadığını açıklamakla meşguldü. Yine dün İyi Parti İstanbul İl Başkanlığı’na bir kurşun isabet etti.
Hemen iktidara yönelik sert suçlamalarda bulunuldu. Fakat hakikat sonradan ortaya çıktı. Bir bekçinin hırsızlık girişimini önlemek için ateş ettiği, kurşunların parti binasına isabet ettiği öğrenildi.
Dünya başkentlerinin dikkatlerini çevirdiği ve PKK ile FETÖ’nün de boş durmadığı “tarihi önemdeki seçimlerin” güvenliğini sağlamak elbette siyaset kurumunun birinci önceliği.
Ülkemizin barış, huzur ve güvenlik içinde önümüzdeki beş yılı yönetecek cumhurbaşkanını ve Meclis’i seçmesini sağlamak hem iktidar hem de muhalefetin görevidir.
Ancak İyi Parti Genel Başkanı Akşener’in seçim dönemi polemiklerini çarpıtarak parti binasına isabet eden kurşunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlaması “fırsatçı” ve “provokatif” bir yaklaşım olarak görülmüştür.
Siyasetçiler soğukkanlı olup kaosun önünde hep birlikte durulacağını göstermek zorunda, asılsız suçlamalarla gidilecek bir yer yok.
Cumhurbaşkanı adaylarından İnce, muhalefet çevrelerinden sert bir linç ile karşı karşıya. Sebebi basit.
Kılıçdaroğlu’nun adaylığından ve destekçisinden (HDP) mutsuz olan milliyetçi-ulusalcı seçmenin İnce ve partisine kayması CHP medyasını çok rahatsız etti.
Bu kritik seçimde Millet İttifakı’nın ne yapması gerektiğini hararetle savunan bazı gazeteciler taraftarlıkta ileri giderek İnce’yi “solu bölmek ve ihanet” ile suçluyorlar.
Kılıçdaroğlu’nun İnce’yi ne masaya ne de sofraya davet etmediği gerçeğini ise geçiştiriyorlar. İnce, adayların netleşmesine bir gün kala partisini ziyaret eden Kılıçdaroğlu’nun “ittifak davetinde” bulunmadığını söylerken mahalledeki linçin tek taraflı çalışmasına isyan ediyordu.
“Neden görüşmedin?” sorusunu geçiştirmek için Memleket Partisi’ne giden Kılıçdaroğlu en başından itibaren 2018’de CHP adayı olan İnce’yi küçük sağ partilerin genel başkanları kadar önemsemedi.
Belki masayı dağıtacağından çekindi, belki Akşener’e yaptığı dayatmanın İnce üzerinde etkili olmayacağını düşündü. Sonuçta İnce’yi dışlayan Kılıçdaroğlu oldu.
Muhalefet cephesindeki safları sıklaştırma gayreti büyük bir öfkeye ve peşi sıra mahalle lincine sebebiyet veriyor. “Erdoğan’ı kazandıracaksın” eleştirisi “sokakta yürüyemezsin” tehdidine dönüşüyor. 14 Mayıs seçimleri sağ ve solun tam bir kutuplaşmasına oturmuyor.
CHP’nin topladığı masada sağ partiler ve eski AK Partililer var. Aslında muhalefet seçimleri Erdoğan karşıtlığı temeline oturttu ancak bu kazanmalarına yetmiyor.
CHP ve İYİ Parti tabanındaki ulusalcı seçmen nezdinde bu karşıtlık Kılıçdaroğlu’nun HDP ile girdiği yolu meşrulaştırmıyor. PKK ve FETÖ’nün Kılıçdaroğlu’na açık desteği onların ciddi tepkisini alıyor. Ve onların gözünde Kılıçdaroğlu ve çok sayıda cumhurbaşkanı yardımcısı adayı Türkiye’yi yönetebilecek siyasetçi profiline karşılık gelmiyor.
Birinci turda İnce’yi ağır şekilde baskılayanlar olası bir ikinci turda İnce’nin seçmenini sandığa götüremez. Ezcümle, kurşun, çarpıtma, öfke veya linç hiçbirisi seçmenin iradesinin tecellisini engelleyemez.