Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) heyeti, Kuzey Makedonya’nın başkenti Üsküp’te
Kuzey Makedonya’nın başkenti Üsküp’te bulunan Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) heyeti, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile kahvaltılı basın toplantısında bir araya geldi.
UHA Haber’den Gazeteci* Veysel KAVRAYAN, Kuzey Makedonya’nın başkenti Üsküp’te bulunan Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) heyetinin ve resmi ziyaretlerde bulunmak için Üsküp’te olan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un kahvaltılı basın toplantısı haberini siz okurlar için derledi.
Toplantıda, KGK Genel Başkanı Mehmet Ali Dim, Sabah Gazetesi yazarı Yavuz Donat, KGK Genel Başkan Yardımcısı Savaş Çokduygulu, KGK Genel Sekreteri Lütfü Karakaş, KGK Dış Medya Meclis Başkan Vekili Ahmet Coşkunaydın, Ekotürk TV sahibi Cengiz Özdemir, KGK Genel Başkan Yardımcısı Nalan Yazgan, KGK Yaygın Medya Başkan Yardımcısı Esra Öztürk, KGK Genel Sekreter Yardımcısı Hayati Arıgan, KGK Yönetim Kurulu üyesi Hacı Odabaş, KGk üyesi Nigar İbrahimova, KGK Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Levent Erarslan ve KGK Danışma Kurulu Başkan Vekili İmbat Muğlu yer aldı.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, KGK heyetine küresel ve bölgesel konularla ilgili çok önemli açıklamalarda bulundu ve “Türkiye olarak büyük bir momentum yakaladık. Yani yeniden güçlü, büyük bir şekilde dünyada, hem bölgesel sorunların çözümünde hem de küresel denklemlerde güçlü bir ülke olarak var olma konusunda önemli bir ivme yakaladık.” dedi.
Kurtulmuş, Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) heyetini kabulünde ayrıca gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin Balkanlar’da, son yıllarda oldukça önemli ve gurur verici işler yaptığını belirterek, bütün Balkan ülkeleriyle ayrım yapmaksızın iyi ilişkiler sürdürdüklerini ifade etti.
“Biz Balkanlar’da güven ve istikrarın sağlanmasının en ana mesele, en temel fikir olması gerektiğini düşünüyoruz.” diyen Kurtulmuş, özellikle Yugoslavya’nın dağılmasından sonraki süreçte çok büyük acıların yaşandığını, şimdi ülkelerin bağımsızlıklarını ve kendi milli kimliklerini kazandığını dile getirdi.
Balkan ülkelerinin aynı zamanda tam manasıyla bağımsız bir çerçeveye sahip olmaları gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, her ülkenin, her halkın, Balkan coğrafyasında kendisini güvende hissetmesinin öncelikleri olduğunu kaydetti.
Kurtulmuş, “İstikrarın olabilmesi için güvenin şart olduğunu biliyoruz. Türkiye’nin temel fonksiyonu budur ve eş zamanlı olarak bütün ülkelerle ilişkilerimizi geliştiriyoruz. Balkan ülkelerinin aralarındaki sorunlarını çözmek için gerçekten gayret sarf ediyoruz ve Türkiye’nin Balkan ülkelerinde fevkalade güzel, pozitif bir imajı var, bunu arttırarak devam ettiriyoruz.” diye konuştu.
Kültürel diplomasi kurumlarının da dünyanın birçok yerinde olduğu gibi özellikle Balkan coğrafyasında çok iyi çalıştığına işaret eden Kurtulmuş, TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı, Vakıflar Genel Müdürlüğünün Balkanlar’da ecdadın ayak izlerini takip ederek buradaki eski eserleri gün yüzüne çıkardığını dile getirdi.
“DOSTLUK, KARDEŞLİK İLİŞKİSİNİ YAYABİLMEK İÇİN MÜCADELE ETMEMİZ LAZIM”
Balkan ülkelerindeki Türk nüfusunun durumunun iyileşmesi için de önemli adımlar atıldığını anımsatan Kurtulmuş, Kuzey Makedonya’da 1944’te kabul edilen ve 2000’li yılların başından itibaren de güçlü bir şekilde kutlanan 21 Aralık Türkçe Eğitim Bayramı’nın bunun güzel örneklerinden olduğunu söyledi. TBMM Başkanı Kurtulmuş, şöyle devam etti: “Balkan ülkeleri bizim biraz da ayak izlerimizin, geçmişimizin olduğu bir yer. Dün örneğini verdim. Gyorge İvanov’un söylediği, ‘İnsanlığın gördüğü, birlikte barış içinde yaşama konusundaki en önemli sistem Osmanlı’nın millet sistemiydi.’ Osmanlı, Balkan coğrafyasında altı asır bütün farklı dinleri, mezhepleri, meşrepleri bir arada tutabildi. Bunun vermiş olduğu bir tarihsel pozitif algının da olduğunu biliyoruz. Bunlar fevkalade önemli. Onun için bütün imkanlarımızla buralara dostluk, kardeşlik ilişkisini yayabilmek için mücadele etmemiz lazım. Hem medya organlarımız hem kültürel diplomasi kurumlarımız, iş adamlarımız… Mesela bu ülkede yaklaşık on bin istihdam yaratıyor Türk iş adamları, büyük projeler yapıyorlar. Diğer Balkan ülkelerinde de öyle. Özellikle son yıllarda ulaştırma ve savunma sanayiyle ilgili alanlardaki işbirliklerimiz Balkan coğrafyasında artıyor. Bunlar güzel şeyler.” Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyanın dünyanın en problemli, en sıkıntılı coğrafyası olduğunu aktaran Kurtulmuş, Türkiye’nin güçlü bir ülke olduğunu vurguladı. Kurtulmuş, “Türkiye olarak büyük bir momentum yakaladık. Yani yeniden güçlü, büyük bir şekilde dünyada, hem bölgesel sorunların çözümünde hem de küresel denklemlerde güçlü bir ülke olarak var olma konusunda önemli bir ivme yakaladık. Bunu inşallah artırarak devam ettirmemiz mümkün olur.” değerlendirmesinde bulundu.
“TÜRKİYE, BARIŞÇIL PERSPEKTİFİNİ HER İKİ TARAFLA DA PAYLAŞIYOR”
Bölgedeki çatışma alanlarına dikkati çeken Kurtulmuş, bu çatışmalarda Türkiye’nin, her zaman barış perspektifine sahip olduğunu söyledi. Kurtulmuş, Avrupa’yı tamamen etkileyen, dünyada güçlü etki bırakan Rusya-Ukrayna savaşının barışçıl bir şekilde sona erdirilmesi için Türkiye’nin gayret sarf ettiğini belirtti. İki ülke arasında Dolmabahçe görüşmelerinde son bir imzaya kadar gelen barış sürecinin, savaşın bitmesini istemeyen bazı ülkelerce sona erdirildiğini dile getiren Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şimdi gelinen noktada, şartlar itibarıyla ümitvarım ve bu savaşın bitirilmesi için yeni bir imkan ortaya çıktığını düşünüyorum. Ümit ederim ki iki tarafın da kabul edeceği kalıcı, adil bir barışın temin edilmesi mümkün olur. Türkiye, burada da zaten barışçıl perspektifini her iki tarafla da paylaşıyor ve etki etmeye gayret ediyoruz. Tabii oranın bir barışa kavuşması, bizi de etkileyecek bir rahatlama ortaya çıkaracaktır.”
“MUHALİFLER HIZLI BİR ŞEKİLDE HAREKET EDEREK SONUÇ ALDILAR”
Suriye’deki gelişmelere de dikkati çeken Kurtulmuş, Baas rejiminin devrilmesiyle ilgili bazı kesimlerin “Çok hızlı oldu.” şeklinde yorumlar yaptığını anlattı. TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Hayır, nereye hızlı oldu? 61 yıldır devam eden bir zulüm rejimi var. Bardak taştı. Şartlar da uygun hale gelince muhalifler hızlı bir şekilde hareket ederek orada sonuç aldılar.” ifadesini kullandı. Türkiye olarak Suriye’de üç temel konuya işaret ettiklerini vurgulayan Kurtulmuş, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması ve bunun sağlanması için olağanüstü gayret sarf ettiklerini belirtti. Suriye’de, bütün toplumsal kesimlerin temsil edildiği etnik, mezhebi, dini farklılıkların işin içerisinde olduğu, aynı şemsiyenin altında toparlanabildiği bir yönetim modelinin tesis edilmesi gerektiğini aktaran Kurtulmuş, bunun için de Türkiye’nin, Suriye’deki gelişmelerde demokratik rehberlik yapmak gibi bir vazifesi olduğunu dile getirdi. Kurtulmuş, bu konuda da başarılı olunacağını söyledi.
Gazeteci* Veysel KAVRAYAN