Kosova-Sırbistan Hattında Yükselen Gerilim
Kosova ile Sırbistan arasında Priştine yönetiminin Kosovalı Sırplar da dahil olmak üzere ülkedeki herkese yönelik tek tip kimlik ve plaka uygulamasını hayata geçime kararıyla birlikte 2022 yılının yaz aylarında yükselen gerilim, özellikle de Avrupa Birliği’nin (AB) arabuluculuk çabalarıyla dönem dönem yumuşasa da 8 Aralık 2022 tarihinde bir kez daha Avrupa’nın savaş korkusunu hissetmesine sebebiyet vermiştir.
Bahsi geçen tarihte Kosova polisinin Sırpların çoğunlukta olduğu Kuzey Mitroviça bölgesindeki personel sayısını arttırması,[1] bölgede yaşayan Sırpların tepkisini çekmiş ve şehirlerin girişlerine barikatlar kurulmuştur.[2] Bu da etnik gerilimin artmasını beraberinde getirmiştir. Bu kapsamda ülkedeki nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturan Kosovalılar ile Sırpları ve devletler arası ilişkiler boyutunda da Priştine ile Belgrad’ı karşı karşıya getiren bir süreç cereyan etmiştir.
Bu noktada Kosova’da yaşanan hadiselerin ülkenin kendi iç dinamikleri, bölgedeki dengeler ve küresel güç mücadelesi üzerinden üç farklı perspektifle ele alınması gerektiği ifade edilebilir. Nitekim belirtilen perspektiflerden birinin göz ardı edilmesi, eksik bir okumaya ve dolayısıyla hatalı tespitlerde bulunmaya yol açabilir.
Öncelikle Kosova’nın en büyük endişesinin “Bosnalaşmak” olduğu ifade edilmelidir. Bu anlamda bölgede tansiyonu yükselten temel hadisenin de “Sırp Belediyeler Birliği” meselesi olduğu görülmektedir. Zira AB’nin arabuluculuğunda plaka ve kimlik krizine ilişkin yürütülen müzakerelerde belirli bir uzlaşı sağlanmasına rağmen “Sırp Belediyeler Birliği” mevzusundaki farklılıklar devam etmektedir.
Aslında “Sırp Belediyeler Birliği”nin kurulması, 2013 yılındaki Brüksel Anlaşması’nda Kosova Hükümeti’nin kabul ettiği; fakat daha sonra Anayasa Mahkemesi’nin reddettiği bir tasarıdır. Konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıyan isim ise söz konusu dönemde muhalefette yer alan mevcut Kosova Başbakanı Albin Kurti’dir.
Tahmin edileceği üzere Kurti yönetimi, Bosna’daki deneyimden hareketle ilerleyen dönemlerde bölünmeye gidebilecek bir sürece kapı aralamaktan imtina etmektedir. Böylesi bir ortamda Kuzey Mitrovica, Zubin Potok, Leposavic ve Zveçan belediyelerinde erken yerel seçimlerin düzenlenecek olması da yaşanan gelişmelerin seyrinde etkili olmuştur. Zira plaka krizi esnasında belediyelerden çekilen Sırp bölgeleri, hassas bir konumdadır. Zaten bu yüzden de Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani, seçimleri 2023 senesini Nisan ayına ertelediğini duyurmuştur.[3] Yani Kosova, tıpkı diğer Balkan ülkelerindeki etnik gerilimlerle öne çıkan hassas dinamiklere sahiptir.
Kuşkusuz bu noktada mesele Kosova ile Sırbistan arasındaki bölgesel dengelerle de yakından ilişkilidir. Burada meseleyi çetrefilli hale getiren husus, Kosova’nın 2008 yılında Sırbistan’dan ayrılarak tek taraflı bir şekilde bağımsızlığını ilan etmesi; lakin bu bağımsızlığın Belgrad yönetimi tarafından tanınmaması vardır.
Dahası Sırbistan gerek Bosna Hersek’te gerekse de Kosova’da yaşayan soydaşlarına ilgisiz değildir. Bu durum, “Büyük Sırbistan” ideali ve pan-Slavist düşüncelerle de yakından ilişkilidir. Buna bağlı olarak Kosova’nın kuzeyinde etnik gerilimin tırmanması, otomatik olarak yaşananları Priştine-Belgrad hattındaki bir kriz haline getirmektedir. Üstelik Sırbistan’ın Kosova’daki Sırplarla olan ilgisi bir yandan benze hadiseler noktasında Bosna Hersek’i; diğer taraftan da Kosova’nın nüfusunun büyük çoğunluğu Arnavutlardan oluşması hasebiyle Tiran yönetimini endişelendirmektedir. Bu da Kosova’da silahların patlaması halinde bölgesel kaosun kaçınılmaz hale gelebileceği anlamını taşımaktadır. Dolayısıyla bölgesel dinamikler oldukça kırılgandır.
Jeopolitik anlamda kırılgan fay hatlarına ev sahipliği yapan Balkanlar, küresel güç mücadelesinin de cereyan ettiği bir alan olarak dikkat çekmektedir. Nitekim Priştine ile Belgrad arasında yaşanan krizi, Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan ve dolayısıyla Rusya ile Batı arasındaki güç mücadelesinden bağımsız bir biçimde değerlendirmek mümkün değildir.
Halihazırda Rusya, pan-Slavizmin de etkisiyle Sırbistan üzerinde belirli bir nüfuza sahiptir. Bu anlamda Ukrayna’da istediği neticeleri elde edemeyen Moskova yönetimi, Avrupalı devletlere yakın çevresinde yeni kriz alanlarının oluşması üzerinden mesaj vermeye ve AB’nin ilgisini Ukrayna dışındaki coğrafyalara yönlendirmeye çalışıyor olabilir.
Buna karşılık Kosova’nın da bağımsızlığını kazandığı dönemden itibaren Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) yakın bir aktör olarak konumlandığı aşikardır. Hatta Kosova polisine ateş açılmasının ardından Kurti, ülkesinin demokratik ve Batı yanlısı olduğunu dile getirmiştir.[4]
Bu anlamda “Bosnalaşma” endişesi yaşayan Kosova’nın Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Kosova Görev Gücü (KFOR) üzerinden özelde ABD’ye ve genelde ise NATO’yu önemsediği ve ulusal güvenliğini temin etmeye çalıştığını belirtmek mümkündür.
Sırbistan ise küresel güç mücadelesinde Rusya’ya yakın konumlansa da en temelde kendi ulusal çıkarlarını gözetmekte ve çok yönlü bir dış politika uygulamaya çalışmaktadır. Nitekim bir yandan Moskova’yı hedef alan yaptırımlara mesafeli yaklaşan Belgrad; diğer taraftan da AB üyelik hedefini sürdürmekte ve bunu kendi gelecek projeksiyonu açısından önemsemektedir. Kısacası küresel güç mücadelesinin cereyan ettiği bir alan olan Balkanlarda her ülke, kendi ulusal çıkarları doğrultusunda azami kazanım elde etmeye çalışmakta ve bölgedeki dengeleri etkin bir biçimde kullanmanın yollarını aramaktadır.
Bu noktada hem Kosova’nın Batılı değerler üzerinden konumlanması hem de Sırbistan’ın AB üyelik hedefinin bulunması, Brüksel’i arabulucu olarak konumlandırmaktadır. Zaten 2022 yılının yaz aylarından beri yürütülen müzakere süreçlerinde de AB’nin rolü ön plana çıkmıştır. Nitekim tüm gerilimlere rağmen AB’nin arabuluculuğunda bir uzlaşı arayışının yaşanacağı öngörülebilir. Bununla birlikte 12 Aralık 2022 tarihinde ABD Dışişleri Bakanlığı Batı Balkanlar Danışmanı Derek Chollet’in bölge ziyaretini başlattığı bilinmektedir.[5] Bu da ABD’nin de Balkanlarda “barış yapıcı” aktör olarak konumlanabileceğine işaret etmektedir. Çünkü Sırbistan Cumhurbaşkanı Alexander Vucic, uluslararası toplumun barışın sağlanması için harekete geçmesini istemiş ve Sırbistan Savunma Bakanı Milos Vucevic de diyaloğun önemine dikkat çekmiştir.
Sonuç olarak etnik fay hatları nedeniyle son derece kırılgan bir coğrafya olan Balkanlarda Kosova ile Sırbistan arasındaki gerilim Kosovalı Sırplar özelinde bir kez daha tırmanmıştır. Lakin buna rağmen sıcak çatışmanın hiçbir tarafın öncelikli seçeneği olmadığı ve diyaloğu tercih eden sağduyulu bir yaklaşımın bulunduğu söylenebilir. Rusya-Ukrayna Savaşı’yla birlikte daha da hassas bir zemine savrulan Balkanlarda kısa vadede ciddi bir savaş beklenmese de orta ve uzun vadede sürdürülebilir barışı sağlamak da kolay gözükmemektedir. Bunun en temel nedeni de tarafların birbirlerinin endişelerini anlamaya dönük makul bir diyalog dili geliştirememesidir.
[1] “Kosova Polisi, Ülkenin Kuzeyindeki Mevcudiyetini Artırdı”, TRT Haber, https://www.trthaber.com/haber/dunya/kosova-polisi-ulkenin-kuzeyindeki-mevcudiyetini-artirdi-729459.htmlve, (Erişim Tarihi: 13.12.2022).
[2] “Kosova’da Sırplar Yolları Kesti”, Hürriyet, https://www.hurriyet.com.tr/dunya/kosovada-sirplar-yollari-kesti-42186574, (Erişim Tarihi: 13.12.2022).
[3] “Kosova’nın Kuzeyindeki 4 Belediyede Erken Yerel Seçimler Nisan 2023’e Ertelendi”, TRT Avaz, https://www.trtavaz.com.tr/haber/tur/avrasyadan/kosova-nin-kuzeyindeki-4-belediyede-erken-yerel-secimler-nisan-2023-e-ertelendi/6394c83d01a30a10b86b54d8, (Erişim Tarihi: 13.12.2022).
[4] “Kosova’nın Kuzeyinde Polise Ateş Açıldı”, NTV, https://www.ntv.com.tr/dunya/kosovanin-kuzeyinde-polise-ates-acildi,5WZLYef3PEuWSNA8sG9o4w, (Erişim Tarihi: 13.12.2022).
[5] “Sırbistan-Kosova Geriliminde Son Durum: ABD’li Diplomat Bölgeye Gitti”, Hürriyet, https://www.hurriyet.com.tr/dunya/sirbistan-kosova-geriliminde-son-durum-abdli-diplomat-bolgeye-gitti-42186232, (Erişim Tarihi: 13.12.2022).
[UHA Haber Ajansı, 21 Aralık 2022]