Kılıçdaroğlu ‘vizyon belgesini’ açıkladı: ‘Bugün ülkenin kaderini değiştirme günüdür’
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), “İkinci Yüzyıla Çağrı Buluşması” sloganıyla İstanbul’da vizyon toplantısını gerçekleştirdi. Toplantının açılış ve kapanış konuşmalarını yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bugün ülkenin kaderini değiştirme günüdür” dedi.
Cumhuriyet’in 100. yılına ve 2023 seçimlerine atıfta bulunulan “İkinci Yüzyıla Çağrı Buluşması” İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirildi.
Kılıçdaroğlu’nun daha önce “3 Aralık’ı bekleyin” ifadeleriyle duyurduğu ve partisinin “vizyon belgesini” açıkladığı toplantıda, ABD’li ekonomist, yazar ve sosyal teorisyen Jeremy Rifkin, CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, Prof. Dr. Hakan Kara, Prof. Dr. Refet Gürkaynak, Prof. Dr. Ufuk Akçiğit ve Prof. Dr. Daron Acemoğlu da birer sunum yaptı.
Kılıçdaroğlu neler söyledi?
Açılış konuşmasına salondakilerin “iktidar” sloganlarıyla gelen Kılıçdaroğlu, “İnşallah o da olacak, bu ülkede her şey çok güzel olacak” diyerek yanıt verdi.
“Yeni bir tek adam aramıyoruz” diyen Kılıçdaroğlu, ülkenin kaderini değiştirmek için yönetim anlayışının ve yaklaşımının kökten değiştirilmesi gerektiğini savundu.
Kılıçdaroğlu, yaptığı ilk konuşmasında “siyaset üstü” diye tanımladığı ve konularında uzman dünyadan ve Türkiye’den 70 kişinin yer aldığı bir “güç birliğinin” kurulduğunu söyledi.
Gerçekleştirdiği ABD ve İngiltere ziyaretlerinde ve sonrasında söz konusu 70 kişiyle tek tek görüştüğünü belirten CHP lideri, kısa süre içerisinde Almanya’ya da gideceğini belirtti ve şöyle devam etti:
“Ne derlerse desinler inandığım vizyon yolculuğundan asla bir geri adım atmayacağım ve vazgeçmeyeceğim. Çünkü ne istediğimi ve bu yolun nereye varacağını daha başlarken biliyordum. Hepiniz şuna inanın. Bay Kemal çıktığı yoldan asla geri adım atmaz.”
70 kişilik ekibin 7 gün 24 saat çalışacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, daha sonra Çin ve Almanya’da devlet liderlerine başdanışmanlık yapan yazar Jeremy Rifkin’in kendisinin endüstriyel dönüşüm başdanışmanı olduğunu açıkladı.
‘Güzel ülkeme bırakacağım, en büyük ve en güzel mirasım olacak’
Kılıçdaroğlu’nun, kapanış konuşmasındaki ilk mesajı ise liyakate bağlı bir sistemin inşa edilmesi oldu. “Çalışan bir sistem” inşa edeceklerinin altını çizen Kılıçdaroğlu, “Bu ülkede hiç kimse korku ile uyanmayacak” dedi ve bunun iktidarlarında bırakacağı en büyük miras olacağını savundu.
Kılıçdaroğlu, iktidardaki ilk 3 yıllarında en az 100 milyar dolar doğrudan yatırımın Türkiye’ye geleceğini, dünyadaki çeşitli yatırım fonlarından da en az 75 milyar dolar yatırım alacaklarını öne sürdü.
Yaptığı konuşmada salondakilere “ana muhalefet partisinin genel başkanı olarak seslenmediğini” dile getiren Kılıçdaroğlu, kendisinin de “güç birliğinin bir parçası olduğunu” söyledi.
Türkiye’nin dünyada ucuz iş gücü alanı olmayacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, “ Ey dünya, Türkiye senin mülteci kampın olmayacak. Türkiye senin çöp depolama alanın olmayacak. Ben sana rakip olacağım” dedi.
Altılı Masa’ya övgü
Altılı Masa’nın önemine de değinen Kılıçdaroğlu, masada yer alan siyasi parti liderlerinden övgüyle bahsetti:
“Anayasamız hazır; ekiplerimiz, kadrolarımız gece gündüz ortak bir program için çalışıyorlar. Bizim siyasi, ahlaki ve vicdani birliğimiz, bakın bu birlikteliği bir kez daha ifade edeyim, ahlaki ve vicdani diyorum.
“Meral Hanım’ın (Meral Akşener) partisini kurarken nasıl bir mücadele verdiğini ben çok iyi biliyorum. Meral Hanım, merttir. Temel Bey (Temel Karamollaoğlu) bu Altılı Masayı kurarken sırtına nasıl bir yük yükleneceğini bilmiyor muydu? Biliyordu, ama Temel Bey, bilgedir ve cesurdur.
“Ahmet Bey (Ahmet Davutoğlu) ile vatan söz konusu olduğunda bir araya gelmekten bir an bile tereddüt etmedik. Onun deneyimi ve entelektüel birikimi bize her türlü katkıyı sağlayacağız. Ben, Gültekin Bey’de (Gültekin Uysal) Menderes ve Demirel’in gençliğini, onların ruhunu görüyorum. Ali Babacan’ın uygulama tecrübesini ve başarısını biliyorum.
“Altını çiziyorum, bütün dünya da bu gerçeği biliyor. Özetle, bu zaferi iyi, cesur ve yürekli insanlar kazanacak.”
[Jeremy Rifkin]
‘Türkiye Akdeniz havzasındaki diğer ülkeleri harekete geçirebilir’
Kılıçdaroğlu, açılış konuşmasının ardından sözü sunum yapacak sekiz kişiye bıraktı.
İlk sunumu yapan Jeremy Rifkin, toplantıya video konferansla bağlandı.
Rifkin konuşmasında, ülkedeki genç nüfusa vurgu yaparak “Türkiye’de genç bir kuşak var. Bu büyük dönüşümü, üçüncü sanayi devrimine dönüşümüne başlayıp gerçekleştirebilirler” dedi.
Türkiye’nin “Akdeniz havzasındaki 22 ülkeyle ortak bir yönetişim kurmak durumunda olduğunu” savunan Rifkin, sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye aslında lider bir harekete geçirici. Akdeniz havzasındaki diğer ülkeleri harekete geçirebilir. İklim değişikliğini ele alarak bunu yapabilir. Ancak Türkiye dünyada en çok risk altında olan topraklardan birine sahip.”
Rifkin’in konuşmasında doğa, alternatif enerjiler ve iklim krizi gibi başlıklar öne çıktı.
‘İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden yürürlüğe sokacağız’
Rifkin’in ardından kürsüye CHP Sözcüsü Faik Öztrak geldi.
Öztrak, partisinin iktidara gelmesi durumunda Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında Türkiye’nin 4. endüstri devriminin geliştiricilerinden biri yapacaklarını vadetti ve “Temiz enerjiyle, temiz fonlarla, temiz bir toplumla tertemiz bir ülkeyi inşa edeceğiz” dedi.
Merkez Bankası’nın başına tüm dünyanın saygı duyduğu birisini atayacaklarını söyleyen Öztrak, CHP’nin vaatlerini şöyle sürdürdü:
“Ekonomik ihtiyaç ve öncelikleri gözeterek 2023 bütçesini yeniden yapacağız. Şatafata ve israfa son vereceğiz. Cumhurbaşkanlığı makamını ait olduğu yere, Çankaya Köşkü’ne taşıyacağız.
“Ülkemizde hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Sendikalaşmanın, örgütlü toplumun önünü açacağız. Cinsiyet eşitsizlikleriyle etkin şekilde mücadele edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden yürürlüğe sokacağız.”
[CHP Yoksulluk ve Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo]
Sosyal devlet projeleri neler?
CHP Yoksulluk ve Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo, Öztrak’ın ardından sahneye geldi.
Foggo ise CHP’nin sosyal devlet politikalarıyla ilgili projelerini açıkladı:
“CHP iktidarının ilk 6 ayında Aile Destekleri Sigortası Kurumu kurulacak. Tüm sosyal yardımlar tek bir çatı altında toplanacak. Hiç kimse sosyal yardım almak için kapı kapı dolaşmak zorunda kalmayacak. Devlet, zorda olanın ayağına gidecek.
“CHP iktidarında aile destekleri sigortası başlatacağız. Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyan herkesi devlet güvencesi altına alan model kuracağız.
“Sigorta kapsamındaki ailelerin çocukları ücretsiz kreşlerden faydalanacak. Yurtlar inşa edilecek. Barınma sorunu çözülecek.
“Aile destekleri sigortası kurumu kurulduğunda her aileye, aile hekimi haricinde sosyal hizmet uzmanı atayacağız. 25 bin genç sosyal hizmet uzmanı istihdam edilecek, devletin temsilci olarak ailelerle iletişim kuracak.”
‘Kalkınmayı destekleyecek bir politika anlayışına ihtiyaç var’
Merkez Bankası’nın eski Başekonomisti ve Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara, toplantıya uzaktan bağlanan akademisyenler arasındaydı.
Yoksullukla mücadele için sürdürülebilir büyümenin şart olduğunu savunan Kara, “Önümüzdeki dönemde bir makro istikrar programının ana bileşenleri, özellikle makro finansal taraftan bakılınca nasıl olmalı, teknik görüşlerimi dile getireceğim” dedi.
Kara, maliye politikalarının tasarımında daha detaylı, biraz daha kapsamlı, kalkınmayı destekleyecek bir politika anlayışına ihtiyaç olduğunu söyledi.
‘Enflasyonu düşürmek adına bağımsız Merkez Bankası’na ihtiyaç var’
Toplantıda sunum yapan akademisyenlerde Prof. Dr. Refet Gürkaynak, “enflasyonu düşürmek adına bağımsız, güvenilir Merkez Bankasına ihtiyaç duyulduğunu” söyledi.
Gürkaynak, Merkez Bankası için bağımsızlığın önemini şu sözlerle değerlendirdi:
“Merkez Bankası idaresinin güven vermesi lazım. Merkez Bankacılığı bir güven işidir. Ama bu güveninin siyasetten bağımsızlıkla, kendi başına enflasyonu düşüreceğine dair kendimizi de aldatmamamız lazım.”
‘Önemli olan partiler üstü, bakanlıklar arası çalışabilmek’
Chicago Üniversitesi ekonomi bölümünden Prof. Dr. Ufuk Akçiğit, salona grafiklerle hazırladığı bir sunum yaptı.
Video konferansla bağlandığı sunumda Akçiğit, “Teşhisi doğru koymazsak sadece sesi yüksek çıkanın sesini dinlersek bu iş olmaz. Önemli olan partiler üstü, bakanlıklar arası çalışabilmek, herkesin içine kapanıp bir şeyleri çözmesi değil” dedi.
Akçiğit, sunumunda beyin göçü, Türkiye’ye özgün sanayi politikaları, e-ticaret yatırımları ve ihtiyaca göre uzmanlaşmış kişi yetiştirilmesi gibi konulara da değindi.
[CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke]
‘YÖK’ü kaldıracağız’
Akçiğit’in ardından CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke kürsüde bir konuşma gerçekleştirdi.
Konuşmasında, işsizlik, eğitim, kamu harcamaları ve gelir dağılımı gibi konularına öncelik veren Böke, CHP’nin şu projelerini sıraladı:
“Biz geldiğimizde kamuda temiz ihale dönemi başlayacak. ‘Kaynağımız var’ dememiz boşuna değil. Kamu kaynakları Kamu-Özel İşbirliği Projeleri adı altında yandaşa aktarılmayacak. Kamunun kaynakları yolsuzluk içeren ihaleler dağıtılmayacak. Kamunun parası kamuda, halkta kalacak.
“Bilim yapmak isteyen tüm bilim insanlarımız özgür üniversitelere kavuşacaklar. YÖK’ü kaldıracağız. Boğaziçi’ni ve tüm üniversiteleri hep birlikte özgürleştireceğiz. Ve Barış İmzacısı Akademisyenleri yeniden öğrencileriyle, yeniden üniversitelerle buluşturacağız.”
Böke’nin konuşması sık sık salondan büyük alkış topladı.
Kılıçdaroğlu’nun kapanış konuşması öncesindeki son konuşmayı da ABD’deki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) ekonomi dersleri veren Prof. Dr. Daron Acemoğlu yaptı.
Sözlerine, “Sağlıklı bir Türkiye ekonomisi kurma konusunda konuşmak istiyorum” diye başlayan Acemoğlu da grafiklerin yer aldığı bir sunum yaptı.
Verimlilik, eğitim, işsizlik, eşitsizlik gibi konularda konuşan Acemoğlu, “Türkiye’nin problemi herkesin takdir ettiği üzere, siyasetle, siyasi politikalar ile, siyasi ekonomi ile iç içe” dedi.
Hükümetin faiz politikalarını eleştiren Acemoğlu şunları söyledi:
“İlk önemli şey faiz politikalarını düzelterek enflasyonu düşürmek. Enflasyonun bu düzeyde olduğu bir ekonomide başka kaynakların doğru olarak dağılması mümkün değil.
“Enflasyonu düşürmek kolay değil. Bu süreç içinde mali politikaları doğru kullanıp yoksulluğu, tüketiciye olan baskıları azaltması lazım. Türkiye’de işsizlik zaten çok büyük bir problem, bunun çok daha büyük bir problem haline gelmesine izin vermemek lazım.”
‘Türkiye’nin problemi siyasetle, siyasi politikalar ile, siyasi ekonomi ile iç içe’