Japonya’da depreme dayanıklı evler nasıl yapılıyor?
UHA HABER / Türkiye, deprem konusunda çok riskli bir ülke konumunda bulunurken aslında dünya genelinde Japonya gibi birçok farklı ülkede de deprem büyük bir risk oluşturduğu için depreme dayanıklı evler inşa edilmesinin önemi de artıyor.
Yaklaşık olarak aynı zamanlara denk gelen bir şekilde Türkiye’de 1999 Marmara depremi sonrasında değiştirilen deprem yönetmeliği ile yapılarda depreme dayanıklılık denetimlerinin arttırılması sağlanırken Japonya’da da 1995 yılında yaşanan ve 6 bin üstü kişinin hayatını kaybettiği Kobe depremi sonrasında uygulanan inşaat yönetmeliği benzer bir sistem oluşturuyor. Fakat bu iki sistem arasında bulunan büyük bir farklılık her zaman göze çarparken en önemli nokta Japonya’da can kaybı oranının ve bina yıkım oranının çok düşük olması oluyor.
Türkiye’de herhangi bir kentte deprem yönetmeliğine uygun bir şekilde binalar inşa edilmiş olsa bile depreme dayanıklı evler arasında bulunan yapılar dahi beş ve altı derece üstüne çıkan depremlerde yıkılabiliyor.
Aslında bu noktada deprem yönetmeliğinin tam olarak uygulanmaması ve denetimlerin eksik yapılması gibi bir sorun da bulunurken Japonya’da benzer bir sistem uygulanırken çok daha yüksek derecelerdeki depremlerde can kaybı yaşanmayabiliyor.
Bu gibi bir durumun ortaya çıkardığı merak konularından birini de Japonya’da yapıların depreme dayanıklı olarak nasıl inşa edildiğini oluşturuyor. Her yıl yaklaşık binin üstünde deprem afetinin yaşandığı Japonya’da, insanlar bu afetlere gayet normal bir şekilde tepki vererek süresinin dolmasını ve hayatın devam etmesini bekliyor.
Japonya’da depreme dayanıklı evler için nasıl inşa sağlanıyor?
Türkiye için yüksek bir örnek oluşturması gereken Japonya’da uygulandığı şekilde depreme dayanıklı evler inşa edilmesi, Japon mühendislerin ortaya çıkardığı çok etkili bir sistem ile sağlanıyor.
1995 yılında yaşanan felaket sonrasında bu konuda çok yüksek bütçeler ile çalışmalar gerçekleştiren Japonya, hem eski binalarda güçlendirme sağlarken hem de yeni binaların bu sisteme göre inşa edilmesini sağlıyor. Bu sistem kapsamında binaların alçak, orta yükseklikte veya yüksek olmalarına göre ayrı koruma sistemleri bulunuyor.
Örneğin, üç katlı bir binada duvarların güçlendirilmesi ve temelin levhalar ile korunması şartı bulunurken, orta yükseklikteki binalarda çok daha önemli gelişmeler görülüyor. Büyük deprem felaketlerinin yaşanabileceği Japonya’da gökdelenler inşa edilirken yenilikçi bir teknoloji kullanılması da tehlikeleri önlüyor.
Japonya’da depreme dayanıklı evler inşa edilirken kullanılan ana sistem, binanın yeryüzü bağlantısını kesmeye yarayan taban izolasyonu oluyor. Bu sistem için binaların temel kısmında kauçuk ile imal edilmiş tamponlar kullanılırken bu tamponlar binaların deprem tehlikesi anında titremesi ve eğilmesi yerine yatay şekilde sallanmasını mümkün hale getiriyor. Temelde oluşan bu sallanmanın binanın geneline yayılması için de bina iskeleti içerisinde bulunan hidrolik teller kullanılarak binanın yıkılması önleniyor.
Japonya’da esneyen ama yıkılmayan depreme dayanıklı evler inşa edilmesi
Temelde kullanılan izolasyon ve bina içerisindeki devam eden sistem ile birlikte depreme dayanıklı evler yıkılmayan bir hale getirilirken aynı zamanda da çok şiddetli depremler de kırılmak yerine esneme payı oluşturuyor.
Japon mühendisler bu konuda duvarların iç kısımlarında oluşturulan boşluklara metal plakalar yerleştirerek tüm binanın aynı anda hareket oluşturmasını sağlarken, bu esneklik binanın yıkılmasını ve kırılmasını da engelliyor.
Ülkede çok yüksek katlar ile inşa edilen gökdelenler, bu sistem sayesinde sağlı sollu veya önlü arkalı şekilde 3 metreye kadar ulaşan bir mesafede gidip gelirken, katlar arasında esneme paylarının oluşmasıyla binanın yıkılması engelleniyor.
Binanın temellerinde amortisörler kullanılması, hareket sırasında binanın esneme payı ile titremesini tehlikesiz bir hale getirirken, temelde kullanılan tampon sıvılar ise sallantı sırasında şiddetin azalmasını sağlıyor.
[UHA Haber Ajansı, 14 Aralık 2021]