İsrail ile Hamas Arasındaki Ateşkes Ne Anlama Geliyor?
SETA tarafından yayımlanan Insight Turkey dergisi editörü Prof. Dr. Muhittin ATAMAN, kaleme aldığı, “İsrail ile Hamas Arasındaki Ateşkes Ne Anlama Geliyor?” başlıklı yazısında, Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail askeri hedeflerine yönelik başlattığı geniş ölçekli saldırılara tepki olarak İsrail’in giriştiği kitlesel katliamlar hem bölgede hem de tüm dünyada büyük bir tepkiye neden olduğunu dile getiriyor.
UHA / İnternational News Agency
Prof. Dr. Muhittin ATAMAN, kaleme aldığı, “İsrail ile Hamas Arasındaki Ateşkes Ne Anlama Geliyor?” başlıklı yazısının detayı şöyle:
İsrail saldırılarının her nevi savaş suçunu işleyerek devam etmesi üzerine İsrail’e kayıtsız şartsız destek veren Batılı devletlerin bazıları bile İsrail’in artık durması gerektiğini ifade etmeye başladılar.
İsrail’in ağır kayıplar vermesinin de etkisine ek olarak ABD’nin isteği ve müdahalesi, Katar’ın uzun süredir sürdürdüğü arabuluculuk faaliyetleri neticesinde taraflar arasında şiddetin durması konusunda bir uzlaşı sağlandı. Bu bağlamda Salı günü anlaşmaya varıldı, Çarşamba günü taraflar anlaşmayı duyurdu, Cuma günü de uygulamaya konuldu.
Ateşkesin Kapsamı
Katar Emirliği’nin arabuluculuğunda İsrail ile Hamas, “esir takası”nın gerçekleştirilmesi ve dört günlük bir “ateşkes”in sağlanması için önemli bir anlaşmaya vardı. İsrailli yetkililerin medya kuruluşlarına aktardıklarına ve Hamas yetkililerinin de teyit ettiği bilgilere göre, Hamas’ın elinde tuttuğu 240 kişilik İsrailli gruptan 50 İsrailli kadın ve çocuğu serbest bırakması karşılığında İsrail işgal güçlerinin hiçbir gerekçe ileri sürmeden hapishanelerde tuttuğu 150 Filistinli kadın ve çocuğu serbest bırakacak.
Buna ek olarak İsrail, Gazze Şeridi’nin tamamında askeri faaliyetlerini durduracak, ateşkes boyunca kimseye saldırmayacak ve kimseyi tutuklamayacak, saldırılardan kaçan Filistinlilerin sığındığı Selahaddin Caddesi boyunca hareket özgürlüğü sağlanacak ve insani yardım tırlarının Gazze’ye girmesine müsaade edecek. İlaveten İsrail’in Gazze’nin kuzeyinde günlük altı saat, güneyinde ise tamamen hava trafiğini durdurması kararı da alındı. Ayrıca Katarlı yetkililer, Uluslararası Kızılhaç Örgütü’nün Gazze’ye giderek esirlerin serbest bırakılması sürecine yardımcı olacakları açıkladı.
Katar Dışişleri Bakanlığı yetkilileri anlaşmanın 24 Kasım Cuma günü yürürlüğe gireceğini açıkladılar. Varılan anlaşmaya göre Hamas, elindeki esirleri kademeli olarak serbest bırakacak. Yapılan açıklamalara bakıldığında örgütün günlük 12-13 esiri serbest bırakması beklenmekte. İlk grubun Cuma günü öğleden sonra veya akşam serbest bırakılacağı da açıklandı.
Hamas’ın her 10 İsrailli esiri serbest bırakması karşılığında ateşkesin süresi bir gün daha uzatılabilecek. Bundan dolayı, ateşkesin süresini uzatmak mümkün. Öte yandan İsrailli yetkililer, serbest bırakılabilecek 300 Filistinli tutuklunun listesini yayınladılar. Bunların 287’si 18 yaşın altındaki çocuk, 13’ü de kadındır.
Ateşkesin Anlamı
İsrail ile Hamas arasında varılan ateşkes kararı olumlu bir adım olarak nitelendirilebilir. Genel manada bakıldığında dört farklı tarafın ve bakış açısının ön plana çıktığını görmek mümkündür.
İlk olarak, ne olursa olsun İsrail saldırılarının ve vahşetinin geçici bir süreliğine de olsa durması Gazze’deki Filistinliler için önemlidir. Bu süre zarfında Mısır’da bekletilen insani yardımların Gazze’ye ulaştırılması, orada yaşayanların durumlarını geçici de olsa toparlamasına imkan verecektir. Gazze’deki insanların açlıkla karşı karşıya kalmak üzere olması dolayısıyla gıda ve diğer yardım malzemelerini taşıyan tırların muhtaçlara ulaştırılması insani bir krizin yaşanmasına engel olacaktır. Özellikle hastanelerin yıkıldığı ve hastalar ile yaralıların tedavi edilemediği Gazze’de on binlerce insana tıbbi malzeme ve yakıtın ulaştırılması çok hayati bir konudur.
Ayrıca yedi haftadır devam eden ağır bombardımana ara verilecek olması ve giderek katlanılmaz bir hal alan insani durumu düzeltme imkanının oluşması çok önemlidir. Günlük 200 yardım ve 4 yakıt tırının bölgeye girmesi ile birlikte büyük ölçüde dış yardımlara bağlı yaşayan Gazze halkının gıda, yakıt, enerji ve su ihtiyaçlarının karşılanmasıyla insani durumun düzelmesine önemli bir katkıda bulunacaktır.
İkinci olarak İsrail tarafına bakıldığında beklentilerin çok farklı olduğu görülmektedir. Her ne kadar varılan ateşkes bazıları tarafından bir “insani ara” olarak ifade edilse de İsrailli yetkililer aynı şekilde saldırılarına devam edeceklerini açıkladılar. Bu bağlamda Başbakanı Netanyahu, ateşkesin sona ermesinden hemen sonra hedeflerine ulaşana kadar saldırılara devam edeceklerini açıkladı. İsrail devlet televizyonu KAN ise farklı bir açıklama yaparak ateşkesi yorumladı. Kanalın iddiasına göre İsrail, Gazze’nin güney kısımlarına girebilmek için bu araya ihtiyacı olduğu olduğundan dolayı söz konusu anlaşmaya vardı. Uluslararası gözlemciler ise yıpranan İsrail ordusunun toparlanması için bu araya ihtiyacı olduğunun altı çizdi. Ancak İsrail’in ateşkesi kabul etmesinin asıl sebebinin İsrail’in verdiği kayıpları olduğu konusunda uluslararası gözlemciler hemfikir. Zaten İsrail’in masaya oturmasının başka bir yolunun olmadığını İsrail siyasetini takip eden herkes farkında.
Yine İsrail tarafında Netanyahu Hükümeti’nin imaj düzeltme imkanı ortaya çıkacaktır. Çünkü olayların başlangıcından bu yana yakınları Hamas’ın elinde tutulan İsraillilerin serbest kalmasını istemektedirler. İsrailli rehinelerin serbest bırakılması ile birlikte hem İsrail hükümetine yönelik eleştirilerin azalması hem de sonrasında İsrail’in daha rahat askeri saldırılar düzenlemesine yol açması beklenmektedir.
Üçüncü olarak sağlanan geçici ateşkes, İsrail’e kayıtsız destek sağlayan Batılı devletlere yönelik eleştirileri de azaltabilir. Çünkü İsrail saldırıları devam ettikçe dünya kamuoyu haklı olarak İsrail’in arkasındaki güçlere eleştiriler yöneltmektedir. Bundan dolayı Batılı devletler de doğrudan veya dolaylı müdahalelerde bulunarak saldırıların durdurulmasını istemektedirler. İsrail’in katliamlarına ses çıkaramayan Batılı devletler, İsrail’in suç ortakları olarak anılmalarının milli menfaatlerini giderek daha fazla zedelediği için saldırı sürecinin kısa tutulmasını beklemektedirler. Günün sonunda kendilerini “barış sağlayan aktörler” olarak sunmaktan geri kalmamak için ateşkesi savunacaklardır.
Dördüncü olarak Türkiye, Çin, Rusya, Avustralya, Kolombiya ve Körfez ülkeleri gibi pek çok Batılı ve Batılı olmayan devlet, geçici ateşkesin sürekli hale getirilmesi ve yaşanan insani dramın sona erdirilmesi çağrısında bulunmaktadırlar. Birleşmiş Milletler ve Körfez İşbirliği Konseyi gibi uluslararası örgütlerin yetkilileri de atılan adımların olumlu olduğunu ancak yeterli olmadığını açıkladılar. Bu gruptaki aktörlerin büyük çoğunluğu bugüne kadar yaşananların da uluslararası hukukun temel ilkelerini ihlal eden eylemler olduğunu dikkate alarak çatışmanın ve şiddetin sona erdirilmesi çağrısında bulunmaktadırlar. Hatta mümkünse son gelişmeleri vesile kılarak İsrail-Filistin sorununun çözümü doğrultusunda bazı somut adımların atılmasını da istemekte ve beklemektedirler.
***