İsrail-Filistin Çatışması
İsrail ordusunun, Hamas’ın askeri kanadı 7 Ekim’de “Aksa Tufanı” operasyonunu başlatması üzerine Hamas ve Filistinli gruplarla çatışması sürüyor. İsrail ordusunun abluka altındaki Gazze Şeridi’ne saldırı başlatması neticesinde dünyadan tepkiler sürüyor.
UHA / İnternational News Agency
ABD, İsrail’e destek amacıyla uçak gemi filosunu Doğu Akdeniz’e gönderdiğini açıkladı. Bölgedeki son gelişmelerin çerçevesinde SETA – Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’ndan Araştırmacı Sibel DÜZ, “Hamas’ın Aksa Tufanı ne anlama geliyor? sorusunu şöyle cevapladı:
Araştırmacı Sibel DÜZ, Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları’nın geçtiğimiz Cumartesi sabahı gerçekleştirdiği operasyonun biraz mübalağa ile İsrail’in 11 Eylül’ü olarak nitelendirilse de Aksa Tufanı operasyonunun Hamas’ın İsrail’i artık savaş istemediğine inandırarak esas askeri planlarını maharetle gizlediği başarılı bir aldatma (deception) operasyonu olarak nitelendirmek daha isabetli bir yaklaşım olacağının altını çizdi.
İsrail’in, kendisinden beklenilmeyen bir naiflikle Hamas’ı kontrolü altında tuttuğunu zannederken Hamas’ın titizlikle bu operasyon için hazırlıklarını sürdürdüğünün anlaşıldığını ifade eden Sibel DÜZ, “Hatta bu hazırlık sürecinde, Hamas’ın İsrail’e karşı yürüttüğü eylem temposunu ve sıklığını bilinçli olarak düşürdüğü de iddia edilmiştir. İlaveten askeri uzmanlar bu operasyonun Yom Kippur Savaşı’ndan bu yana en şaşırtıcı saldırı olduğunu iddia etmişlerdir. Dahası benzeri tecrübe edilmemiş bir istihbarat manevrası olarak niteleyenler de bulunmaktadır” dedi.
Sibel DÜZ, Operasyonun Şabat gününe yani Yahudilerin ibadet ve dinlenme gününe denk getirilmesinin, eylemin bir şok etkisi oluşturarak ivedilikle reaksiyon alınmasını zorlaştırdığını hatırlattı.
“Dahası pek çok noktadan (havadan, karadan ve denizden) gerçekleştirilen sızmalar, İsrail savunmasını şaşırtmıştır” diyen SETA Araştırmacı DÜZ, “Hamas kendi içerisinden operasyona dair bilgi sızıntılarının önüne geçebilmek adına çok kısıtlı bir zümre ile operasyonun detaylarını kararlaştırırken İsrail’in eforunu Suudi Arabistan’la ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik atılacak adımlara sarf ederek odağını Hamas’tan uzaklaştırdığını düşünen bir kesim de mevcuttur” dedi.
Sibel DÜZ, Operasyonun taktiksel aşamalarını incelediğinde, Gazze’den fırlatılan roketlerin şok ve şaşırtma etkisi oluştururken fırlatılan roketlerin gölgesinde, motorlu paraşüt ve yelken kanatlarla sızmaların gerçekleştirildiğinin görüldüğüne dikkat çekerek, “Sızma gerçekleştiren öncü Hamas unsurları ve elit birliklerinin İsrail’in sızma girişimlerini önlemek için inşa ettirdiği elektronik sistemlerle güçlendirilmiş beton bariyerlere saldırmasını kolaylaştırmak adına çevre kontrolü ve güvenliğini tahkim ettiği görülmüştür” diye konuştu.
“Böylelikle iş makineleri, motosiklet ve arazi araçları ile bariyer sistemi aşılarak daha fazla unsurun içeriye sızması sağlanmıştır” diyen Araştırmacı Sibel DÜZ, şunları söyledi:
“Gözcü kulelerinin elektro-optik sistemlerinin el yapımı patlayıcı taşıyan dronelarla işlevsiz hale getirilmesi ve İsrail ordusuna ait karargahlar arasındaki iletişim hattının kesilmesi ise İsrail güvenlik güçleri adına bir zafiyet oluşturarak ivedilikle saldırının bertaraf edilmesine yönelik manevra geliştirilmesini kısıtlamıştır. Dahası İsrailli esirlerin Gazze’ye kaçırılması, Hamas’ın ilerideki esir takasında pazarlık gücünü artıracak bir siyasi koz elde etmesini de sağlayacaktır”.
Son olarak İsrail ordusunun sevk sisteminde stratejik bir hata yaparak birliklerini ağırlıklı olarak Batı Şeria’ya konuşlandırmasının bu operasyonun icra edilmesini kolaylaştıran faktörlerden biri olduğunun ifade edildiğini belirten Sibel DÜZ, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Kısaca Hamas “beklenmezlik” kartını devreye sokarak şaşırtıcı bir girişimde bulunmuştur. Bu girişimin stratejik sonuçları Hamas’ın planladığı gibi mi neticelenecek, bunu zaman gösterecek. Mevcut şiddetin tırmanmaya devam ettiği durumda İsrail-Filistin geriliminde yeni bir aşamaya gelindiği, bir şiddet eşiğinin Hamas tarafından aşılarak yeni bir şiddet sarmalının fitilinin ateşlendiği söylenebilir.”
***
Yazar hakkında