İngiltere’de İşçi Partisi Dönemi ve Dış Politikaya Olası Etkileri
* NATO ve diğer müttefiklerle ilişkilerin güçlendirilmesi ve bu ortaklıkların Asya-Pasifik’e kaydırılması gündeme gelebilir.
* Starmer Hükümeti ve parlamentonun işbirliği içinde Çin’le ilişkilerde, özellikle ticaret ve teknoloji gibi konularda eyleme geçmeleri olasıdır.
* Kıta Avrupası, ABD’de Trump iktidarına hazırlanırken, Starmer Hükümeti, transatlantik bağların sağlıklı şekilde yürütülmesi için “arabulucu” misyonunu üstlenmek durumunda kalabilir.
Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Uluslararası Orta Doğu Uzmanı Dr. Cenk Tamer, “İngiltere’de İşçi Partisi Dönemi ve Dış Politikaya Olası Etkileri” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Dr. Cenk Tamer‘in yazısının detayı şöyle:
İngiltere’de 4 Temmuz 2024 tarihli genel seçimler İşçi Partisi’nin zaferiyle sonuçlanmıştır. İktidardan uzak geçen 14 yılın ardından Keir Starmer liderliğindeki İşçi Partisi Hükümeti’nin nasıl bir dış politika izleyeceği merak konusu olmuştur. İşçi Partisi şimdiden Avrupa’da ve dünyanın geri kalanında daha realist politikalar izleyeceği mesajını vermektedir. Örneğin yeni hükümetin Gazze’de ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılması için çalışacağı tahmin edilmektedir.[1]
Başbakan olması beklenen Keir Starmer’ın görevindeki ilk aylarında, Batı Dünyası içerisindeki diplomasi trafiğinin ağırlık kazanması beklenmektedir. Bu bağlamda Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden ve Avrupalı liderlerle yapılacak toplantılar, hükümetin öncelikli gündemi olacaktır. İlk önemli temasların 9-11 Temmuz 2024 tarihlerinde Washington’da yapılacak Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) 75. yıl dönümü zirvesinde gerçekleşmesi ve bir sonraki hafta İngiltere’de Oxford yakınlarındaki Blenheim Sarayı’nda düzenlenecek Avrupa Siyasi Topluluğu toplantısında bir dizi önemli ikili görüşmenin yapılması beklenmektedir. Keir Starmer Hükümeti, aynı zamanda Brexit’in yürümesini sağlamak, ekonomiyi düzeltmek ve Avrupa Birliği (AB) ile sağlam bir güvenlik anlaşması imzalamak gibi zorlu görevleri üstlenmek durumunda kalacaktır.
Dış politikada en çok merak edilen konulardan biri Çin’le ilişkilerin geleceği olacaktır. Muhafazakar Parti’nin son 14 yıllık iktidarı boyunca Londra-Pekin ilişkileri iniş çıkışlı seyrettiği için yeni dönemde Starmer Hükümeti’nin bu ilişkileri rayına oturmak isteyip istemeyeceği soru işaretidir. Başka bir ifadeyle, bu ilişkilerin olumlu veya olumsuz yönde bir ivme kazanıp kazanmayacağı henüz belli değildir.
Önceki Muhafazakar başbakanlardan Liz Truss ve Rishi Sunak dönemlerinde Çin’in sistemik bir rakip olduğu ve onunla mücadele edilmesi gerektiği görüşü ağırlık kazanmıştı. Son yıllarda İngiltere’de yasama ve yürütme kollarında Çin’in faaliyetlerine ilişkin dikkatli bir yaklaşımın geliştiği söylenebilir. Genel itibariyle Starmer Hükümeti ve parlamentonun işbirliği içinde Çin’le ilişkilerde, özellikle ticaret ve teknoloji gibi konularda eyleme geçmeleri olasıdır. Bununla birlikte İşçi Partisi Hükümeti’nin iklim değişikliğiyle mücadele gibi konularda Çin’le işbirliği yapabileceği konuşulmaktadır.
Daha önceki Muhafazakar Parti hükümetlerinin Çin’le ilişkiler kurarken karşılaştığı benzer zorluğu bu kez İşçi Partisi Hükümeti üstlenecek ve Birleşik Krallık’ın ticari-ekonomik çıkarları ile güvenlik çıkarları arasında denge kurmaya çalışacaktır. Fakat ABD başkanlık seçimlerinde Donald Trump’ın yeniden seçilmesi halinde Starmer Hükümeti, Çin’le pozitif bir diyalog ortamı kurmakta daha da zorlanabilir. Zira, Trump’ın Pekin’e karşı daha sert davranmaları için müttefikler üzerindeki baskıyı artırması kaçınılmaz görünmektedir. Çin’le küresel düzeyde mücadele noktasında ABD ve İngiltere’nin hemfikir olduğu ve işbirliği yaptıkları gerçeğinden yola çıkarsak Starmer Hükümeti’nin önümüzdeki aylarda karşılaşacağı en büyük zorlukların başında ekonomiden sonra Çin’le ilişkilerin geleceğini söylemek mümkündür.
Yeni hükümetin üzerinde duracağı bir diğer konu da İsrail-Filistin çatışmasının çözümü olacaktır. Bu bağlamda İsrail ile Hamas arasındaki savaşta derhal ateşkes sağlanması, terör grubunun elindeki tüm rehinelerin serbest bırakılması ve Gazze’ye gönderilen insani yardım miktarının artırılması, temel dış politika öncelikleri arasında yer alacaktır.
İktidarın önündeki mevcut zorluklardan biri de göçmenlerle mücadele olacaktır. Bu konuda Fransa başta olmak üzere Avrupalı ülkelerle ikili güvenlik anlaşmalarının yapılması gündemde olacaktır.
Ukrayna’ya desteğin geleceği de Starmer Hükümeti’nin önündeki kritik başlıklardan biridir. İngiltere, savaşın başlangıcından beri Ukrayna’nın en büyük destekçilerinden biri olmuştu. Bu konuda bir değişimin olması beklenmemektedir. Bu bakımdan Starmer Hükümeti’nin göreve başlar başlamaz Ukrayna’ya desteğini yinelemesi ve Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenski’yle yakın bir tarihte görüşmesi muhtemeldir.
Starmer Hükümeti’nin NATO’yla ilişkilerin geliştirilmesi, savunma harcamalarının artırılması ve transatlantik bağların güçlendirilmesi noktasında ABD’nin baskısı altında olacağı söylenebilir. Starmer’ın liderliği altında İşçi Partisi’nin dış politikada pragmatizme ve küresel işbirliğine ağırlık vereceği ileri sürülebilir.
Starmer Hükümeti’nin dış politika gündemi şu şekilde özetlenebilir:
- Brexit Sonrası “Küresel Britanya” Hedefi: Londra, Brexit’in sürdürülmesi ve “Global Britanya” hedeflerinin ilerletilmesi için çabalayacaktır.
- AB ile İlişkilerin Yönetimi: Brexit sonrası AB ile olan ilişkilerin dengelemesi ve işbirliği alanlarının belirlenmesi gibi zorlu bir görev de üstlenecektir. Ticaret, güvenlik ve diğer alanlarda işbirliğini sürdürmek veya yeniden müzakerelere başlamak gerekecektir.
- Uluslararası Güvenlik ve Savunma Politikaları: Birleşik Krallık’ın uluslararası güvenlik ve savunma politikalarını gözden geçirmesi ve özellikle Asya-Pasifik politikalarına ilişkin yeni bir vizyon belgesinin hazırlanması gerekebilir. NATO ve diğer müttefiklerle ilişkilerin güçlendirilmesi ve bu ortaklıkların Asya-Pasifik’e kaydırılması gündeme gelebilir.
- Küresel İklim Krizi ve Sürdürülebilirlik: İklim değişikliği ile mücadele ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri, Birleşik Krallık’ın dış politikasının önemli bir bileşeni olacaktır. Çin’le ilişkilerin, uluslararası işbirliği ve anlaşmaların bu çerçevede nasıl şekilleneceği büyük önem taşımaktadır.
- Uluslararası Ticaret Anlaşmaları ve Ekonomik İlişkiler: Yeni ticaret anlaşmaları müzakere etmek ve mevcut ekonomik ilişkileri yönetmek, Birleşik Krallık için dış politika gündeminde öncelikli konular arasında yer alacaktır. Hükümetin özellikle Asya-Pasifik’te yeni ikili serbest ticaret anlaşmalarının müzakerelerine yoğunlaşması muhtemeldir.
Sonuç olarak Keir Starmer Hükümeti, bu politika başlıklarını istikrarlı bir şekilde yönetme konusunda ciddi bir sınamayla karşı karşıya kalacaktır. Bu süreçte transatlantik ilişkilerin nasıl şekilleneceği de ayrı bir öneme sahiptir. Kıta Avrupası, ABD’de Trump iktidarına hazırlanırken, Starmer Hükümeti, transatlantik bağların sağlıklı şekilde yürütülmesi için “arabulucu” misyonunu üstlenmek durumunda kalabilir. Her halükârda hükümetin birincil önceliği ekonomi olacaktır. Eğer iç politikada başarılı olamazsa İşçi Partisi Hükümeti’nin dış politikayla ilgilenmeye fazla vakti kalmayabilir.
[1] “What will the UK’s foreign policy look like under a Labour government?”, Times of Israel, https://www.timesofisrael.com/what-will-the-uks-foreign-policy-look-like-under-a-labour-government/, (Erişim Tarihi: 05.07.2024).
***
Yazar hakkında