İngilizlerin Kıbrıs Tuzağı
UHA HABER / Araştırmacı-Yazar Prof. Dr. Ata ATUN, İngiltere’nin Güney Kıbrıs’taki Yüksek Komiseri Stephen Lillie’nin, Yunanistan merkezli Kathimerini gazetesine verdiği samimi röportajında kullandığı kelimelerin ve çizdiği “Kıbrıs Çözüm tablosu”nun, Batı dünyasının Kıbrıs, özde Doğu Akdeniz ile ilgili neler düşündüğünü ortaya koyduğunu açıkladı.
(UHA) Uluslararası Haber Ajansı Avrupa Temsilcisi Tuba Nur TÜRKELİ’nin haberinde, Prof. Dr. Ata ATUN, İngiltere’nin, Kıbrıs konusunda varılacak bir anlaşmanın illakinin “uluslararası topluluk tarafından tek bir devlet” şeklinde bir çözüm olmasında ısrarlı olduğunu belirterek, Batı dünyasının, daha doğrusu son 300 yılın yayılmacı ve sömürgecilerinin yani emperyalistlerin isteklerinin, Kıbrıs sorununun, kendilerine bağlı ve kayıtsız koşulsuz biat edecek tek devletli bir çözüm ile sonuçlanmasını istediğini dile getirdi.
Prof. Dr. Ata ATUN, kurulacak ve Batı tarafından onaylanacak, “tek egemenlik” görünümlü bu yapay devletin içte ve Kıbrıs’ta asırlardır yaşayan iki halk arasında hangi siyasi dengelerle kurulduğunun, yönetimde kimin ne kadar hakkının ve yetkisinin olacağının, kimin kimi idare edeceğinin çok önemli olmadına dikkat çekti.
İngiliz siyasetçi ve stratejistlerine göre, “Dışta tek, içte iki devlet” tanımlamasının yeni bir kavram olmadığının altını çizen Prof. Dr. Ata ATUN, “1947 Lord Winster Planı, 1948 Sir Edward Jackson Anayasası, 1955 Harold Macmillan Önerileri ve 1956 Lord Radcliffe Planı “Dışta tek olan ama içte iki halkın oluşturduğu, egemenlik, temsiliyet ve yönetimin iki halk tarafından paylaşıldığı” bir çözümü önermekteydi” dedi.
Prof. Dr. Ata ATUN, “bütün bu planların, önerilerin ve anayasaların temelinde yatan, Kıbrıs’ta bağımsız bir devlet olsun, bütün dünya öyle zannetsin ama perde arkasında İngiltere’nin hakları kaybolmasın, İngiltere Kıbrıs üzerinde söz sahibi olsundu” olduğunu açıkladı.
Prof. Dr. Ata ATUN, şöyle devam etti:
“Öyle de oldu. 1960 yılında bağımsızlığı Batı tarafından kabul gören Kıbrıs Cumhuriyeti, gerçekte tam bir İngiliz sömürgesiydi. İngilizlerin eski sömürgelerini yönetmek için kurdukları “Ortak Refah Ülkeleri”nin bir parçası oldu. Tedavüle sürdüğü “Kıbrıs Lirası’nın karşılığı Londra Merkez Bankasında “Sterlin” olarak teminat altındaydı. İngiliz malları Avrupa ve üçüncü ülke mallarına kıyasla ayrıcalıklı ve daha düşük bir gümrük tarifesi ile adaya girmekteydi. Sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin dış politikası da tamamen İngilizlerin istek ve stratejileri doğrultusundaydı”.
Yunanistan’ın, Kıbrıs adasını Yunanistan sınırları içine almak için 15 Temmuz 1974 günü gerçekleştirdiği askeri darbenin, bölgedeki politik ve stratejik dengelerinin alt üst olmasının başlangıcı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ata ATUN, İngilizlerin 1834 yılından itibaren benimsedikleri ve yıllar içinde dantel gibi ince işçilikle ördükleri Doğu Akdeniz politikalarının ve Orta Doğu stratejilerinin temelinden yıkılmasına yol açtığının altını çizdi.
Prof. Dr. Ata ATUN, Yunanistan’ın askeri darbesi sonrasında yıkılan ve lağvedilen “Kıbrıs Cumhuriyeti”ni garantör devlet olarak tekrar hayata geçirmek için İngilizlerin bütün isteksizliğine rağmen 20 Temmuz 1974 günü adaya askeri müdahale etmek zorunda kalan Türkiye’nin, bölgede dengelerin temelinden ve farklı esaslarla tekrardan kurulmasını zorunlu hale getirdiğini söyledi.
Prof. Dr. Ata ATUN, “21’inci yüzyılın ilk çeyreğinde, ABD’nin, AB’nin ve İngilizlerin, diğer bir tanımlamayla, yayılmacı Batı’nın, eski gücünü kaybetmesi, Türkiye’nin bölgesel güç olması, Rusya ve Çin ile çıkar ve siyasi ilişkilerinin örtüşmesi ve en önemlisi de Doğu Akdeniz’deki enerji yatakları, yayılmacı Batı’yı, Kıbrıs adasını tek parça bir bütün olarak kontrol altına almak ve perde arkasından yönetmek için hareketlendirdi” şeklinde konuştu.
“İşte İngiltere’nin Güney Kıbrıs’taki Yüksek Komiseri Stephen Lillie’nin söylemek ve Türkiye ile KKTC’ye kabul ettirmek istediği de “iki ayrı devleti kabul edemeyiz” diyen Prof. Dr. Ata ATUN, “Kabul edersek Türkiye’nin Mavi Vatan doktrini gerçekleşir ve biz (yayılmacı Batı), Doğu Akdeniz’deki ve Adalar Denizi’ndeki (Ege) haklarımızı kaybederiz” şeklinde aktardı.
Prof. Dr. Ata ATUN, Özetle, geçmişe ve başta İngilizler olmak üzere Batının stratejilerine baktığımız zaman Kıbrıs’ta “Eşit, egemen, siyaseten uluslararası tanınmış iki devlet” çözümünün dışındaki her önerinin Türkiye ve KKTC’nin aleyhine olduğu/olacağı açıktır.
[UHA Haber Ajansı, 17 Ekim 2021]