ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
18:36 “Ben Benim” adı ile Sanatçı Yücel Kale’nin sergisi BonVivant İzmir’de açıldı
12:44 Bazı CHP milletvekillerinin Meclis’te İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’yı engellemeye yönelik provokasyonuna tepkiler sürüyor
12:15 Bakan Yerlikaya: Yasa dışı bahisle ilgili 9 bin 780 tutuklama yaptık
12:07 Türkiye, yağışlı sistemin etkisine giriyor
11:57 ‘Yenidoğan çetesi’ davasında savunmalar sürüyor
09:57 ABD’ye iş ve yeni hayat hayaliyle gelen Türkler arasında kayıp vakaları dikkat çekiyor
06:48 Erdoğan: “Trump’ın savaşları bitirme söylemine inanmak istiyor, adımlar atmasını bekliyoruz”
06:23 AB’nin 5 büyük üyesinden Ukrayna’ya destek: “ABD yardımı azaltırsa mali ve askeri yardıma hazırız”
00:47 Kongo’nun İstanbul Fahri Konsolosu İlyas Keskin
00:32 Suriye: “İsrail’in Palmira kentine düzenlediği saldırıda 36 kişi öldü”
00:26 Yunanistan’da hayat pahalılığını protesto için işçiler 24 saatlik genel greve gitti, halk sokağa indi
00:15 ABD Temsilcisi Hochstein Hizbullah’la ateşkes sağlamak üzere İsrail’e gidiyor
00:13 ABD Ukrayna’ya 275 milyon dolarlık yeni askeri yardım açıkladı
12:46 Nizip Ticaret Odası, Gaziantep Oda/Borsaları ortak meclis ve istişare toplantısına katıldı
12:02 Nizip TOBB Ortaokulu ile eğitimde yeni bir adım atıyor
11:44 TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’ndan Nizip Ticaret Odası’na ziyaret 
11:25 Sosyal medya platformları karşılıklı küfür ve hakaret arenası olmamalıdır
09:29 Ukrayna ilk kez Rusya topraklarına ABD’nin verdiği uzun menzilli füzeler fırlattı
09:27 Zeynep Sönmez: ‘Kupayı kaldırırken yaptıklarımın mutluluğu kadar vazgeçtiklerimin duygusallığını da yaşıyorum’
08:09 Rusya’daki Kuzey Kore askerleriyle ilgili neler biliniyor?
TÜMÜNÜ GÖSTER →

İlhami Güler ve Hüseyin Atay!

İlhami Güler ve Hüseyin Atay!
13 Eylül 2023
9
A+
A-

İlhami Güler, perspektif.online’da “Hocam Hüseyin Atay” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazıyı aşağıya alıntılıyoruz. 

Hüseyin Atay hocamdan düşünme cesaretini öğrendiğim için, kendini eleştirme cüreti gösterdim. Makamı cennet olsun. Menzil şeyhinin (Gavs) cenaze törenine gösterilen siyasi ilgi ve halk ilgisi ile hocanın cenaze törenine gösterilen ilgisizlik, Türkiye’nin dinsel algısındaki aklın/ilmin ve duygunun yerini göstermesi bakımından ibretamizdir.

hüseyin atay

Rahmetli hocamın karakteri, Kur’an’ın izzeti ile Karadeniz’in ısrarı/iradesi ve inadının sentezi idi. Mezhepte değil, mutlak müçtehit idi. Temel İslam ilimlerinin akli ve nakli olanlarının hepsine (Kelam-Fıkıh-Hadis-Siyer, Tefsir, Felsefe, Tasavvuf) hâkimdi. Kendi deyimi ile “Kitaplara mahkûm değil; kitaplara hâkim” bir “Allame” idi. Mutezile-Maturidi ve Meşşâi (Farabi-İbn Sina-İbn Rüşd) ekollerine yakın durdu. Ağırlıklı olarak Arapça ile ilim yaptı. Kuzey Afrikalı düşünürler H. Hanefi, Ebu Zeyd, Cabiri, Arkoun ve T. Abdurrahman vb. gibi, Batı dillerine ve modern felsefeye muttali olan kendine has bir sistematik metodolojisi (Örneğin: Yapısalcılık, Post-Yapısalcılık, Fenomenoloji, Hermenötik, Müeyyed Akıl) ve mega yenileme “proje”si yoktu.

Doktora tezi olan “Kur’an’a Göre İman Esaslarının Tespiti” ile Sünni (Eş’ari) “kader” inancını, itikad (Amentü) esası olmaktan çıkardı. Kur’an, sahih sünnet ve aklı merkeze alarak Sünniliğin hem usulünde (Fıkıh Usulu-Usuliddin/Akide) hem de furuunda (fıkıhta-muamelat) içtihatlar yaptı. Örneğin, Kur’an’a dayanarak Sünniliğin Mesih-Mehdi inancını, taammüden oruç bozmanın 60 günlük kefareti gerektirdiğini, kaza namazını, abdestsiz Kur’an’a dokunulamayacağını-okunamayacağını… reddetti. “Kur’an’a Göre Araştırmalar” adlı dört kitapçıkta daha birçok içtihatlarını müdellel olarak yayınladı. Kur’an’a, sahih hadislere ve akla dayanarak, Türk-Tasavvuf Sünniliğini yenilemeye çalıştı. Rahmetli Ercümet Özkan ve Yaşar Nuri Öztürk, onun muakkipleri ve görüşlerini vülgarize edenlerdi.

Türkiye’deki medreseli ve ilahiyat fakültelerindeki mukallit Sünni ulema, geçmiş toplumların ve müşriklerin yeni bir söz-fikir karşısında: “Hayır, biz, babalarımızı bir din/ümmet üzere bulduk ve biz onların izinden gitmekteyiz.” (43/22, 23) dedikleri gibi, hocaya şaşı gözle baktılar ve onun içtihatlarını “bidat” olarak gördüler. İbadetlere ve donmuş akaide aşırı vurgu yapan bu “İlmihal Müslümanlığı”nı “İmansız ve ahlaksız” olduğu gerekçesi ile sert bir şekilde eleştirdi. Namazın kazasının olmadığına inandığı için “Sahib-i Tertip” idi. İçi ne ise, dışı da o idi. İkiyüzlülük ve münafıklık (takiyye-siyaset) yapmadı. Siyasete daima mesafeli durdu. Siyaset erbabı çağırdığında ise, çekinmeden gitti doğru bildiğini söyledi. Kenan Evren döneminde din derslerinin zorunlu hale getirilmesi, onun önerisi ile olmuştu. İslam enstitülerinin ilahiyat fakültelerine dönüştürülmesi de, onun önerilerindendi. 28 Şubat döneminde oluşturulan bir komisyonun (H. Atay, Y. N. Öztürk, B. Bilgin, R. Ayas, A. Güneş, H. Elik) hazırlamış olduğu “İslam Gerçeği” (1995) kitapçığında, daha önce savunduğu fikirleri kıvırmadan serdetti. Siyasi erk, onu “tehlikeli” gördüğü için Diyanet İşleri Başkanı yapmadı. Oysa kendi, bu görevi bir dönem istemişti. Cumhuriyet’in değerleri ile İslam’ın değerlerinin sentezlenmesine çalışıyordu. Devlet görüşü Platon-Farabi’ye (Bilge Kral) yakındı. Siyasette “Şura”yı önemsiyordu.

hüseyin atay fakülte

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kur’an’ın akla dayandığına ve aklın yanılmaz olduğuna inanıyordu. Aklı yanıltanın irade, duygular ve içgüdüler (heva) olduğunu inanıyordu. Aklı yanıltan hususlar “akıl” ile memzuç, iç-içe, çamur gibi olduğu için, aklın “yanılmazlığı” görüşü kanaatimce doğru değildir. Hermenötik disiplini ve post-modern felsefe, klasik felsefenin ve pozitivizmin bu dogmasını tahtından indirmiştir. Metafizik, ahlak ve sosyal-psikolojik mevzularda “yorum”dan başka bir şey yoktur. Bu nedenle de sürekli teyakkuzda-tetikte olmak gerekir. Kur’an’ın “Takva” dediği şeyin de bu olduğu kanaatindeyim.

Kur’an’ın hitabının ve bütün hükümlerinin evrensel olduğuna inanıyordu. Oysa ben, Fazlurrahman gibi Kur’an’ın hitabı canlı muhataplar olarak Araplara olduğu için, ondaki bazı hükümlerin de “tarihsel” olduğu kanaatindeyim. Temel mesajının Hz. Nuh-Hz. İbrahim’den beri evrensel olduğu ve kıyamete kadar baki olduğunda herhangi bir ihtilaf yoktur. Tarihselci teori, kendini şeriatların “nesh” edilmesine dayandırır. Maturidi’nin dediği gibi, Hz. Ömer’in bazı içtihatlarında olduğu gibi, son şeriattan sonra “İçtihadi Nesh” ile şeriat yenilenir: “Sabit Din Dinamik Şeriat”. Evrensel olan ile tikel-tarihsel olan arasındaki dengeyi kuramamak, felsefi ve dogmatik teolojik düşüncenin tarih duygusunun zayıflığının bir alametidir.

Oysa, evrenselci görüş, insanlığın ahlaki tekamülü ile bazı hukuki hükümlerin yenilenmesi gerektiğine inanmadığı için; üstelik, bu sorumluluğu üstlenmeyi “küfür” olarak gördüğü için, filolojik ve sözlük açısından ibarelerin asla kaldıramayacağı anlamlar yüklenerek bu hükümler yenilenmeye çalışılır veya olduğu gibi uygulanması gerektiği savunulur. Benzer durumlara Atay Hoca da düşmüştür. Onun Kur’an mealinde böylesi garip durumlara rastlanır.  Nisa suresinin 34’üncü ayetindeki “Fedribuhunne” ibaresine verdiği anlam, bunun iyi bir örneğidir.

Hocamdan düşünme cesaretini öğrendiğim için, kendini eleştirme cüreti gösterdim. Makamı cennet olsun. Menzil şeyhinin (Gavs) cenaze törenine gösterilen siyasi ilgi ve halk ilgisi ile hocanın cenaze törenine gösterilen ilgisizlik, Türkiye’nin dinsel algısındaki aklın/ilmin ve duygunun yerini göstermesi bakımından ibretamizdir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.