Hidropolitik Akademi Direktörü Dursun Yıldız; Ukrayna’da Barajlar askeri hedef olmamalı. Sonuç büyük felaket olur

ANKARA – UHA HABER / Hidropolitik Akademi Direktörü ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Öğretim Görevlisi Dursun Yıldız, Stratejik Araştırma Merkezi (STRASAM) için kaleme aldığı yazısında Ukrayna’daki Su Kaynaklarının savaş silahı olabileceğini ve barajların askeri hedef haline gelmemesini söyledi.
Kiev Barajı’na Füze Saldırısı Önlendi
Rusya-Ukrayna savaşında yaşanan füze saldırıları konusunda (UHA) TÜRKUAZ Uluslararası Haber Ajansı‘na açıklamalarda bulunan Dursun Yıldız, Ukrayna’daki Su Kaynaklarının son derece hayati sahip olduğunu ifade etti.
Yıldız, Interfax-Ukrain haber ajansının 26 Şubat 2022 tarihinde, aynı gün saat 03:50’de Ukrayna hava savunmasının , Kiev’in kuzeyinde bulunan Kiev Barajı yönünde ilerleyen bir Rus füzesini düşürdüğü haberini geçtiğini, aynı haberde barajın yıkılması halinde Kiev’in Obolon, Podil bölgeleri dahil büyük bölümü ile daha aşağıdaki diğer yerleşim alanlarının ve köylerin sular altında kalacağını ve yüz binlerce insanın hayatının tehlikeye gireceğini de duyurduğunu hatırlattı.
Haberde Kiev barajının yıkılmasının Dinyeper Nehri’nin kıyısında bulunan Zaporizhzhya Nükleer Santrali’nde bir kazaya bile yol açabileceğinin belirtildiğine dikkat çeken Dursun Yıldız, bunun sonuçlarının sadece Ukrayna için değil, tüm Karadeniz bölgesi için de vahim olacağının yer aldığının altını çizdi.
Bu konuda görüşlerine başvurduğumuz Hidropolitik Akademi Direktörü Dursun Yıldız, şunları söyledi:
“Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı ve nerede duracağı bilinmeyen işgal harekatı maalesef sürüyor. Harekatın başlangıcında askeri tesisler hedef alınacak dendi. Ancak bir nükleer santralin yakınına düşerek yangına sebep olan füzeden sonra endişeler arttı. Bu endişelerin artmasına neden olan şey Rusya’nın gerekirse Nükleer Santrali de hedef alırım şeklinde yarattığı algı idi. Bu durum askeri harekatının uzaması durumunda tarafların farklı hedeflere yönelebileceğini düşündürtüyor”.
Dursun Yıldız, bugünlerde TV’lerde askeri harekat analistleri ve savunma uzmanları tarafından çokça yapılan analizlerin birinde, Ukrayna’nın Kiev kentini çevrelemeye çalışan Rus Zırhlı birliklerinin Kiev barajının kapaklarını açarak yaratılacak bir suni taşkınla durdurulacağının da yer aldığını belirtti.
Su kaynaklarının ilkçağdaki savaşlardan bu yana hem askeri hedef hem de bir savaş silahı olarak kullanıldığı açıklayan Yıldız, “Yakın geçmişte barajların bir savaş silahı olarak kullanabileceği endişesi İŞİD’in Iraktaki Musul Barajını ele geçirmesi ile yaşanmıştı. Bu barajın tahrip edilmesi durumunda Bağdat’ın sular altında kalma riski ortaya çıkmıştı” dedi.
Dursun Yıldız, Dinyeper Nehri’nin, Ukrayna için başta sulama olmak üzere, hem su yolu ulaşımı, hem de enerji üretimi için vazgeçilmez bir öneme sahip bulunduğunu belirterek, yaklaşık bin 100 km boyunca Ukrayna topraklarından akmakta olup ve bu nehrin Ukraynalılar için bir tür ulusal sembol olduğunu kaydetti.
Sovyetler Birliği döneminde Dinyeper Nehri’nin üzerine 5 adet Hidroelektrik santralinin yapıldığını dile getiren Yıldız, “Ayrıca bu nehirden 1971 yılında yapımı tamamlanan 400 km uzunluğundaki Kuzey Kırım Kanalı ile Kırım yarımadasına taşınmıştır. Bu suyun akışı Ukrayna tarafından 2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı işgali ile kesilmiştir. Son askeri operasyon ile Ukrayna’ya giren Rus ordusu 27 Şubatta kanala giden suyu kesen yapıyı tahrip ederek su yolunu açmıştır” dedi.
Dinyeper Nehri üzerindeki barajlar
-Ukrayna’da Su, Bir Savaş Silahı Olur mu sorumuza Dursun Yıldız şöyle cevap verdi;
“Birkaç gün önce Rusya’nın Kiev kentini çevrelemeye çalıştığını açıklayan bazı uzmanlar, Ukrayna Ordusunun Kiev Barajı’nın kapaklarını açıp kentin bazı bölgelerini sular altında bırakmaya çalıştığı şeklinde duyumlar aldıklarını belirtti.
Son günlerde kısmi olarak uygulanan ateşkes ve güvenlik koridoru oluşturma süreci tamamlandıktan sonra çatışmaların şiddetinin daha da artacağı öngörülüyor.
Kiev kenti meskun mahal çatışmalarına hazırlanıyor. Eğer yapılan açıklama doğru ise bu hazırlıklar içinde Kiev Barajındaki suyun bir savunma silahı olarak kullanılması da düşünülmüş. Ayrıca Rusya’nın Kiev Barajına Füze saldırısı yaptığı ve bunun önlendiği haberi de çıktı. Tüm bunlar bundan sonra da suyun bir savaş silahı ve askeri hedef olabileceğini düşündürtüyor”.
Çatışmalar Kontrolden Çıkabilir.
Dursun Yıldız, özellikle Kiev’de meskun mahal çatışmalarının kontrolden çıkması durumunda barajlara yönelik tehdidin de aratacağından söz ederek şunları dile getirdi:
“Kiev’de meskun mahal çatışmaları başlar ve uzun sürerse çatışmalar kontrolden çıkabilir. Bu durumda barajın tahrip edilmesi riski artabilir Aslında bu barajın terörist atak riski taşıdığı düşünülmüş. Ukrayna güvenlik güçleri geçmişte baraja yönelik bir terör saldırısının önlenmesi konusunda tatbikatlar yapmış ve planlar hazırlamış.
Kiev Barajı’nın tahrip edilmesi bu süreci daha da kontrolsüz hale getirmeye çalışanların planları içinde yer alabilir.
Etkisi Karadeniz’e Kadar Gelir
Kiev Barajı Çernobil Reaktörüne çok yakın bir yerde. Kiev Barajı’nın gölünde Çernobil faciasıyla kirlenmiş olan ve yağışlar ile baraj gölüne taşınan radyoaktif kirli kum toprak malzemesi var. Bu da ayrı bir risk oluşturuyor.
Kiev’deki Baraja yönelik bir operasyon Dinyeper Nehri’nin üzerinde yer alan diğer barajları ve oldukça geniş bir bölgeyi de evsel, endüstriyel ve radyoaktif kirlilik olarak etkiler. Bunların etkisi Karadeniz’e kadar gelir. Barajlar hedef alınmamalı, etkisi yıllarca sürebilecek olan büyük felaketler yaratır”.
Hidropolitik Akademi Direktörü Dursun Yıldız açıklamalarının son bölümünde ise, “Savaş bir ülkenin geleceği tehdit altında değilse bir cinayettir. Ayrıca su bir canlı hakkıdır. Su kaynaklarının ve su yapılarının ne bir savaş hedefi ne de bir savaş silahı olarak kullanılmasını engellemek için uluslararası boyutta daha etkili çalışmalar yapılmalıdır” dedi.
***
Araştırmacı Yazar ve Akademisyen Dursun YILDIZ :
Su Politikaları Derneği Kurucu Üyesi ve Başkanı, Su Politikaları Uzmanı, Akademisyen, İnşaat Mühendisi.
1958 yılında Samsun’da doğdu. İTÜ İnşaat Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Devlet Su İşleri’nde çalışmaya başladı, kurumun çeşitli daire başkanlıklarında yöneticilik yaptı. Bu süre içinde Hollanda’da Uluslararası Hidrolik Enstitüsü’nde 1 yıl lisans sonrası, ABD’de ise 3 aylık uygulama eğitimleri aldı. Daha sonra Hacettepe Üniversitesi Hidropolitik ve Stratejik Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde Su Politikaları alanında Yüksek Lisans çalışmasını tamamladı. Bu arada Ankara Üniversitesi ATAUM’da AB Uzmanlığı ve Uluslararası İlişkiler Uzmanlık diploma eğitimlerini de tamamladı. Yıldız DSİ’de çalıştığı süre boyunca üniversitelerde de ders verdi.
Su ve Toprak Yönetimi, Su Güvenliği, Su Sorunları, Orta Asya Suları, Orta Doğu Suları, Su Savaşları gibi konularda 15 adet kitabı ve çok sayıda rapor ve uluslararası dergilerde yayınlanmış makalesi var. TEMA Bilim Kurulu üyesi olan Yıldız, Uluslararası Su Yönetimi ve Diplomasisi dergisinin editörlüğünü yapıyor ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nün Uluslararası Su Kaynakları Bölümü’nde Su Politikaları dersi veriyor.
[UHA Haber Ajansı, 11 Mart 2022]