Gizli hamle
SON bir yıla dikkatle bakmak ve olan biteni anlamak durumundayız. Geçtiğimiz yılın EYLÜL’ünde, DELHİ‘de, G20 Zirvesi toplandı. Türkiye’nin çıkarlarının zedeleneceği bir BÜYÜK kararla sonuçlandı.
AHaber ve Takvim Gazetesi köşe yazarı Ergün Diler, kaleme aldığı “Gizli hamle” başlıklı yazısının detayı şöyle:
Rusya- Ukrayna savaşı ile dağıtılan kartlar, orada IMEC (India–Middle East–Europe Economic Corridor) olarak da ifade edilen yeni bir koridoru hayata geçirecekti. ABD, Çin’in İPEK YOLU‘na karşı bunu sahaya sürüyordu. KÜRESEL bir hamle, KÜRESEL sonuçlar doğururdu. Öyle oluyordu. Nasıl mı? Gelin şimdi ona bakalım.
Delhi’de BÜYÜKLER, böyle bir karar alıyor ve yola çıkıyorlardı. Yaklaşık bir ay sonra HAMAS sahne alıyor ve tarihin en büyük operasyonunu gerçekleştiriyordu. İsrail şaşkınlıkla olan biteni izliyor, hiç beklemedikleri anda HAMAS‘ı karşılarında görüyorlardı.
GEÇİLEMEZ denilen savunma hatları geçiliyor ve İSRAİL sarsılıyordu. Çeşitli noktalara motorlu paraşütlerle gelen HAMAS, TEL AVİV‘i nefessiz bırakıyordu. Sonrası ise malum.
GEÇİLEMEZ denilen savunma hatları geçiliyor ve İSRAİL sarsılıyordu. Çeşitli noktalara motorlu paraşütlerle gelen HAMAS, TEL AVİV‘i nefessiz bırakıyordu. Sonrası ise malum.
İsrail büyük destekle karşı atağa geçiyor ve bitmeyen savaşı başlatıyordu. Dikkat edilmesi gereken, DELHİ’de alınan karardan bir ay sonra HAMAS‘ın saldırmasıydı!
Senaryo yazılmış ve hayata geçiriliyordu. Bu, bizim içeride tartışmadığımız kadar BÜYÜK bir HAMLEYDİ. Iskalıyor, üzerinde durmuyorduk!
IMEC (Hindistan-Ortadoğu- Avrupa Ekonomik Koridoru) olarak adlandırılan proje ÇİN’e karşıydı. ABD, Fransa, Almanya, İtalya, Avrupa Birliği, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Hindistan imza atmıştı. Projeye göre HİNDİSTAN merkez olacak deniz yoluyla Birleşik Arap Emirlikleri’ne oradan da Suudi Arabistan’a uzayacaktı.
Ardından ÜRDÜN-İSRAİL hattından AVRUPA’ya geçiş tamamlanacaktı. Avrupa’daki ilk ayak YUNANİSTAN olacaktı. ABD’nin yıllardır DEDEAĞAÇ‘a silah, asker yığmasının nedeni buydu!
Hayata geçirilecek proje için herhangi bir tehdit istenmiyordu.
Türkiye bu kategoride görülüyordu. Bu nedenle F-16 da F-35 de verilmiyordu. Dahası gerektiği zaman kullanmak için Suriye’nin kuzeyindeki yapıya aralıksız silah ve mühimmat yollanıyordu. Türkiye’nin etrafındaki sorunların birikmesi amaçlanıyordu.
Devam…
Delhi’den dönen Başkan Erdoğan alınan karara tepki gösteriyordu: Türkiyesiz bir koridor olmaz. Türkiye, önemli bir üretim ve ticaret üssü.
Doğudan batıya trafik için en uygun hat Türkiye üzerinden geçmek durumunda…
Delhi’den dönen Başkan Erdoğan alınan karara tepki gösteriyordu: Türkiyesiz bir koridor olmaz. Türkiye, önemli bir üretim ve ticaret üssü.
Doğudan batıya trafik için en uygun hat Türkiye üzerinden geçmek durumunda…
Zaten kısa bir süre sonra ANKARA hamle yapıyor ve Kalkınma Yolu Projesi’ni başlatmaya soyunuyordu.
Erdoğan, 13 yıl sonra IRAK’a bu nedenle gidiyordu.
Erdoğan, 13 yıl sonra IRAK’a bu nedenle gidiyordu.
Öncesinde Savunma Bakanı, Dışişleri Bakanı ve MİT Başkanı da bölgeyi ziyaret ediyor, projenin temelini oluşturmaya çalışıyordu. Oradaki sorunlardan biri PKK’ydı. Ve KALKINMA YOLU’nun sağlığı için temizlenmesi gerekiyordu.
ABD de müttefikleri ile aynı şeyi düşünüyordu! Bu nedenle bölgede projeye yani IMEC’e taş koyması muhtemel yapıları hedefe koyuyordu. HAMAS’ın saldırısını ve sonrasında olanları böyle okumak durumundaydık! HAMAS saldırırken karşı hamleyi hesaplamamış olamazdı. ABD-İSRAİL- AB için engel olan iki ana yapı vardı! HAMAS ve HİZBULLAH. Bunlarla mücadele şarttı. Ve bu görev İSRAİL‘e verilmiş, neden olarak da AKSA TUFANI gösterilmişti. Zincirin halkaları tek tek yerine oturuyordu.
Aslında bölgedeki tüm gelişmeler TÜRKİYE‘nin çıkarlarını zedelemeye adaydı. Bu nedenle 7 Ekim’den bu yana “bölge değişecek DİKKAT” diye yazıyorum…
Aslında bölgedeki tüm gelişmeler TÜRKİYE‘nin çıkarlarını zedelemeye adaydı. Bu nedenle 7 Ekim’den bu yana “bölge değişecek DİKKAT” diye yazıyorum…
“Hindistan- Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru” tehlikeye düşmesin diye ASKERİ yığınak DEDEAĞAÇ ile sınırlı kalmıyordu. YPG’ye yollanan silahlarla birlikte asıl merkez GÜNEY KIBRIS olarak tespit ediliyor ve olağanüstü sevkiyat yapılıyordu. ABD’den AB’ye İSRAİL‘e kadar…
İsrail GAZZE’de katliamlara başladıktan sonra ABD donanmasının, GERALD FORD uçak gemisinin DOĞU AKDENİZ‘e gelmesi bu tutumun çıplak gözle görülür haliydi. HAYFA ile PİRE arasında kurulacak hattın sağlığı için TÜRKİYE’nin kontrol edilmesi hedefleniyordu.
Son günlerde yaşanan MAVİ VATAN tartışmasına da böyle bakmakta fayda vardı.
ABD, büyüteceği HİNDİSTAN‘ın ORTADOĞU ve İSRAİL üzerinden AVRUPA‘yla bütünleşmesini istiyordu.
ÇİN‘i böyle kontrol etmek niyetindeydi. Türkiye’nin çıkarları düşünülmediği için de karşı bir hamleye karşı müttefikliğe sığmayan hamleler yapılmaktaydı.
Geçtiğimiz gün yine SURİYE‘nin kuzeyinde çok sayıda YPG’li İRAN’a yakın güçlerin temas noktasına kaydırılıyordu. Yani ABD, YPG ile aynı çizgiye oturuyor, Tahran’da HANİYE‘ye suikast düzenleyen İSRAİL‘den de kopmuyordu! İRAN‘ın SINIRLI olarak hedef alınması ve suikastlarla diz çöktürülmek istenmesinin arkasında da aynı neden yatmaktaydı! IMEC’e karşı hamle yapmasını önlemek!
Bu nedenle bölgedeki iddiasının budanması gerekiyordu. İsrail’in, Suriye’de İRAN konsolosluğunu vurarak üst düzey askerleri öldürmesi de Rusya’nın buna izin vermesi de gözünü kapatması da aynı gerekçelere dayanmaktaydı.
Eylül’deki G20 zirvesinden sonra Netanyahu IMEC‘i “Ortadoğu’nun ve İsrail’in çehresini değiştirecek. Dünya çapında etki yaratacak tarihteki en büyük iş birliği projesi” olarak tanımlıyordu.
KATLİAMLAR bu sözlerden sonra geliyordu!
Proje için BÖLGEDE savaş başlatanlar önlerinde kimseyi görmek istemiyordu.
Onların önündeki engellerden biri elbette TÜRKİYE idi.
Ankara bunu bildiği için hem alternatif yolları zorluyor hem bölge ülkeleri ile yeni temaslarla yeni hamleleri canlandırmak gayreti içine giriyordu. ABD, İKİ KUTUPLU dünyaya gidiyor, ÇİN‘i karşıda tutuyordu.
Kontrol edebilmek için de HİNDİSTAN‘ın önünü açıyordu. Bu da bölgeye savaş olarak, gerilim olarak, ölüm olarak, acı olarak dönüyordu.
Sınırlarımızın etrafındaki tüm karşı oluşumlar, hareketler, TÜRKİYE’nin kontrolü içindi. Dedeağaç’a da Güney Kıbrıs’a da Suriye’nin kuzeyine de böyle bakılmalıydı. İşlerini şansa bırakmamak için birden fazla önlem alıyorlardı…
Çevreliyorlardı… Mesele bu…
Sınırlarımızın etrafındaki tüm karşı oluşumlar, hareketler, TÜRKİYE’nin kontrolü içindi. Dedeağaç’a da Güney Kıbrıs’a da Suriye’nin kuzeyine de böyle bakılmalıydı. İşlerini şansa bırakmamak için birden fazla önlem alıyorlardı…
Çevreliyorlardı… Mesele bu…
Olay sadece HAMAS-HİZBULLAH– PKK/YPG değildi yani… Büyük plan içindeki alanlardı bunlar…
Dünyaya ayar veren güç, bunu kesinlikle bir şekilde iç siyasete taşıyacaktı… Önümüzdeki günlerde bunu görecektik…
Son günlerde dikkat edilirse Kayseri ile Türkiye, suikastlarla İran, IRKÇI saldırılarla İngiltere karışıyordu! Sizce tesadüf mü bunlar!
Dünyaya ayar veren güç, bunu kesinlikle bir şekilde iç siyasete taşıyacaktı… Önümüzdeki günlerde bunu görecektik…
Son günlerde dikkat edilirse Kayseri ile Türkiye, suikastlarla İran, IRKÇI saldırılarla İngiltere karışıyordu! Sizce tesadüf mü bunlar!
Yorumlar