Geçici Hükümet ve Libya’nın Yakın Geleceği
UHA HABER / SETA Araştırmacı Doç. Dr. Veysel KURT, BM öncülüğünde kurulan Libya Siyasi Diyalog Forumu uzun süren anlaşmazlıklar ve sonuç vermeyen toplantıların ardından nihayet somut kararlar almaya başladığını açıkladı.
Doç. Dr. Veysel KURT
Doç. Dr. Veysel KURT, “Geçici Hükümet ve Libya’nın Yakın Geleceği’ni (UHA) Uluslararası Haber Ajansı’na değerlendirerek, Forumun, Kasım 2020’deki toplantısında Libya’da olağanüstü duruma son vermesi beklenen seçim tarihi olarak 24 Aralık 2021’i belirlediğini belirterek, Seçimlere kadar geçiş sürecini yönetecek isimlerin ve yürütme mekanizmasının nasıl seçileceği üzerindeki tartışmalarınise beklenenden uzun sürdüğünün altını çizdi.
Forumun bir dizi görüşmenin sonunda önce prosedürü, 5 Şubat tarihli toplantısında da seçimlere kadar Libya’yı yönetecek geçici hükümeti kuracak olan başbakanı ve –başbakan dahil– dört kişilik Başkanlık Konseyinin belirlediğini hatırlatan Doç. Dr. Veysel KURT, Buna göre geçici hükümeti oluşturacak Başbakan Abdülhamid Deybe, Konsey Başkanı da Yunus Menfi oldu. Libya hükümetinde yer alan İçişleri Bakanı Fethi Başağa ve hükümeti devirmeye çalışan Hafter’e yakın olan Akile Salih gibi isimlerin yer aldığı listenin yerine bu isimlerin tercih edilmesi birçok yorumcu tarafından sürpriz bir sonuç olarak yorumlandı” dedi.
Muhammed Menfi
Doç. Dr. Veysel KURT, Başbakanın Türkiye’ye yakınlığının bilindiğini, Muhammed Menfi’nin de Trablus hükümetinin Yunanistan’a atadığı büyükelçi olduğunu, ancak 2019’da Trablus hükümeti ve Türkiye arasında deniz yetki alanları anlaşması imzalandığında Atina’nın, Menfi’yi sınır dışı ettiğini söyledi.
“Yeni yönetim bir yandan çözüm bekleyen elektrik sıkıntısı, yerel hizmetler gibi sorunlarla uğraşırken öte yandan Libya’daki anayasa çalışmalarını sürdürecek ve ülkeyi bu yılın sonunda gerçekleşmesi beklenen seçime hazırlayacak” diyen Doç. Dr. Veysel KURT, “Bu anlamda hükümeti seçim prosedürlerinin hazırlanması ve daha önemlisi ülkedeki siyasi bütünlüğün sağlanması gibi zor görevler bekliyor. Başbakan Abdülhamid Deybe bu zorlu görevin farkında ve bunu gerçekleştirmek için ılımlı bir pozisyon takınmış durumda” olduğunu ifade etti.
Doç. Dr. Veysel KURT, çatışan tarafların taviz vermesi gerektiğine yönelik açıklamaların ve bununla birlikte affedilemeyecek suçların cezalandırılması gerektiğine yönelik ifadelerin bu duruma işaret ettiğine dikkat çekti.
Fethi Başağa
Fethi Başağa, Akile Salih gibi birbirleri ile mücadele eden aktörler ile Türkiye’nin, ABD, Fransa, İtalya ve İngiltere gibi birçok ülkeden yeni yönetime yönelik olumlu açıklamaların duyulduğunu açıklayan Doç. Dr. Veysel KURT, şöyle devam etti:
“Hem iç hem de uluslararası aktörlerin ilk açıklamaları yeni yönetimin kabul gördüğüne yönelik işaretler olarak okunabilir. Bu durum hem geçici hükümetin misyonunu yerine getirmesi hem de ülkedeki tansiyonun düşmesi için ilk şartlardan birisi fakat yeter şart değil. Libya’daki kriz durumunun uluslararası aktörlerin tavırları ile doğrudan ilgili olduğunu ve bir vekalet savaşı yürütüldüğünü unutmayalım”.
Doç. Dr. Veysel KURT, çatışan aktörlerin kontrol ettikleri silahlı güçleri tasfiye edebileceklerine dair de bir işaret görülmediğini belirterek, Hafter’in yabancı milisler, eski ordu mensupları ve kendine bağlı aşiretlerden oluşan silahlı yapısının yerli yerinde durmadığını, Rusya’nın kontrolündeki savaş uçağı dahil ağır silahlara sahip ve iki bin civarında olduğu tahmin edilen Wagner grubunun da Libya’daki varlığını korduğunu, buna rağmen Hafter grubunun ilk iş olarak Türkiye’nin varlığını sorgulaması ve ülkeyi terk etmesi gerektiğini dile getirmesinin bir anlamı olmadığının altını çizdi.
Türkiye’nin eli rahat
“Nitekim Hafter grubunun, yabancı savaşçıları kendi ülkesinde savaştıran ve uluslararası savaş suçu işlediği kanıtlanmış bir milis olarak bu açıklamalarının ciddiye alınacak bir tarafı olamaz” diyen Doç. Dr. Veysel KURT, Libya’daki bütün faaliyetlerini resmi hükümetle yapılan anlaşmalar çerçevesinde gerçekleştirmesi ve yeni yönetimin de olumlu açıklamalar yapmış olmasının, geçiş döneminde de Türkiye’nin elini rahatlatacak sonuçlar üretmeye devam edeceğini açıkladı.
Doç. Dr. Veysel KURT, bu açıdan Türkiye’nin Libya özelinde ve Libya ile bağlantılı olarak Doğu Akdeniz ve Kıbrıs gibi alanlara uzanan kazanımlarının korunması noktasında bir sıkıntısı bulunmadığını, aksine geçici hükümetin ülkeyi normalleştirme çabalarının Türkiye’nin önüne –özellikle ekonomik yatırımlar açısından– yeni fırsatlar sunabileceğini ve başka bir deyişle Türkiye’nin 2019 sonundan itibaren Libya’da ektiği fidanların meyvelerini yemeye devam edeceğini aktardı.
“Yine de Libya’da BM nezdinde geçiş süreci devam ederken Hafter’in ortaya çıktığını ve 2014’ten itibaren Mısır, BAE, Rusya, Fransa ve kısmen ABD’nin desteği ile ülkeyi bir şiddet sarmalına sürüklediğini unutmayalım” diyen SETA Araştırmacı Doç. Dr. Veysel KURT, bu yakın geçmişin hem Libyalı siyasetçiler hem de Türkiye için ders alınması gereken acı bir tecrübe olarak hafızalarda yer almaya devam edeceğini kaydetti.
HABER : Ataner YÜCE & Emekli TRT Muhabiri
[UHA Haber Ajansı, 15 Şubat 2021]