Gazetecilik tahsili yapanlar ve gazeteci olmak isteyenler, Hürriyet Gazeteciliğinin efsane dönemini mutlaka okumalılar…
* Bir zamanlar gazetecilik…
* Bir zamanlar Nezih Demirkent’in ve Garbis Keşişoğlu’nun yönetimi, Hikmet Feridun Es, İlhan Karaçay, Faruk Zapçı, Muammer Elveren’in röportajları mumla aranır oldu.
* Hürriyet, sınır ötesinde yayınlanan dünyanın en yüksek tirajlı gazetesiydi. Belçika, Hollanda ve Lüksemburg’u kapsayan Benelüks ilavesi de, Türkiye’de bölge yayıncılığında örnek alınacak nitelikteydi.
* Türkiye’deki iletişim fakültelerinde gazetecilik tahsili yapanların, bölge gazeteciliğinin ne olduğunu anlamaları için, o günlerin Avrupa Hürriyet gazetelerini arşivlerde bulup incelemeleri gerekiyor.
‘Bir zamanlar’ diye başlayan film isimlerine aşina olduk artık.
Eskiden, bir gazeteye 10-15 bin tiraj artırma başarısını gösterenler, gazete patronları tarafından baş tacı yapılırdı. Asparagas gazeteciliği ile 100 bin fazladan tiraj alan, geçici hokkabazlar hariç tabii…
‘Yoktu’ demeyip ‘zordu’ dememin nedeni, birilerinin var olduğunu anlatacağım içindir.
Demirkent’in bir de yurt dışındaki mucizesi vardı. Yurt dışı yayınlarını güçlendirmek için, Almanya’da Garbis Keşişoğlu’nu, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg’da naçizane şahsımı, İstanbul’daki ekibin başına da Ertuğ Karakullukçu’yu getiren Demirkent, bu konuda da çok başarılı oldu.
Şimdilerde çok kişinin o yıllarda neler yapıldığından maalesef haberi yok bile…
Hollanda’nın en ciddi gazetelerinden NRC Handelsblad, Ertuğ Karakullukçu, garbis Keşişoğlu ve İlhan Karaçay üçlüsünün fotoğrafıyla yayınladığı tam sayfa haberinde, ‘Hollanda’da en çok satılan yabancı gazete’ ve ‘Hürriyet:Hollanda Türkleri’nin sesi’ başlıklarıyla yayınlamıştı.
BUGÜNÜN GAZETECİLİĞİNE GELİNCE:
Spordan, sosyal ve kültürel haberlere, magazinden dış politikaya kadar haberleri yağdırdığımız, İstanbul’daki ekibin başında bulunan Ertuğ Karakullukçu, bu haberleri en iyi şekilde değerlendiriyordu.
DÜNYADA 1 NUMARA
Sonuç, umduğum gibiydi. Avrupa Hürriyet, ülke nüfusuna göre (gazetemiz için Avrupa’daki Türk sayısı) dünyanın en çok okunan 1 numaralı gazetesi çıkmıştı.
Bu büyük başarının ardında çok büyük bir emek vardı.
Bir kere, Avrupa’yı fetheden o kadro, bugün Türkiye’de bile hiçbir gazetede yok.
Hürriyet’in Hürriyet olduğu dönemde, Avrupa’nın en ücra köşelerinde bile muhabir kazanma gayreti içinde olundu.
Avrupa Hürriyet’in tirajındaki ilk hareketlilik, Kıbrıs Barış Harekâtı’ndaki gazetecilik başarısıyla ortaya çıtmıştı.
Avrupa’daki Türk’lerle, Ankara ve Avrupa başkentleri arasında köprü kurduk.
Evet ne olduysa, en başta Avrupa’ya kılcal damarlarına kadar nüfuz etmiş temsilcilerimiz, saat mefhumunu sözlüklerinden silmiş Hürriyet muhabirleri sayesinde oldu.
Bugün artık gazeteciliğin objektif koşulları çok değişti.
“Ya biz, gazetecilik adına ne yapıyoruz?”
Kimler yoktu ki o zamanki Hürriyet’in yurt dışı kadrosunda. Üstte fotoğrafını göreceğiniz o kadrodaki isimleri hatırlayanlarınız olacaktır:
Ayaktakiler: Yılmaz Övünç, Korkut Pulur, Yalçın Bingöl, İsmail Atlı, Ertuğrul Akçaylı, Nezih Akkutay, Ertuğ Karakullukçu (Yurt dışı Baskılar Müdürü) Şener Apaydın, Mine Çokbilir, Suat Türker (Köln), Çetin Emeç (Genel Yayın Müdürü), Mehmet Demirel (İtalya), Yıldız Kafkas (İsveç), Erdinç Ispartalı (İsviçre), Rodolfo Bella (İtalya), Şerif Sayın (Belçika) Metin Doğanalp (Stuttgart), Sait İşler, İlhan Karaçay (Benelux), Tuğrul Cebeci, Ahmet Külahçı, Orhan İnci.
Hürriyet’in Hollanda ekibi: Öndeki sıra soldan sağa: Telat Sağıroğlu (Haarlem), Turan Gül (Rahmetli oldu-Zaandam), Ünal Öztürk Yasemin Öztürk (Büro menajeri), İlhan Karaçay ( O zamanki kaptan) ( ??? ), Adil Aracı (Den Haag), Mustafa Koyuncu (Arnhem), Ergür Dinçkal (Deventer), Muhlis Ayboğan (Venlo),
Garbis Keşişoğlu, yurt dışında medya ile ilgili her gelişmeyi yakından takip ediyor, baskı ve teknoloji fuarlarını kaçırmıyor ve medya ile ilgili her toplantıya davetli olarak katılıyordu.
Keşişoğlu, yakından takip ettiği ABD Medyasını yazmış. Bir zamanlar Türkiye’de basının rotasını belirleyen Garbis Keşişoğlu, şimdilerde ABD basınını da şekillendirmeye çalışıyor.
Garbis KEŞİŞOĞLU
Pandemiden sonra geleneksel basının nasıl şekilleneceğine dair tartışmalar, Amerikan medya çevrelerinde yoğunluk kazandı. Yakın geleceğe ilişkin beyin fırtınalarında ağırlıklı görüş, sosyal medyanın giderek daha fazla belirleyici olacağı…
Ama bu trend daha ne kadar devam edecek? Temel sorun şurada:
Story’nin raporunda da bu hususa dikkat çekildi. Bunun yanında;
Rapor üzerine, yazı işleri iki gruba ayrıldı…
Hürriyet’i yakından tanıyan ve takip eden, efsaneleşmiş deneyimli bir gazeteci dostuma, haberimin taslağını gönderdim ve, ‘Bu yazıma katkıda bulunup yardımcı olur musun?’ diye sordum.
“Analizinde, özellikle Benelüks ilavesi üzerinde dur. Bu ilave ile sınır ötesi gazeteciliğinde bir çığır açıldı ve Hollanda ile Belçika’daki Türk toplumundaki iş insanlarının reklamları alınmaya başladı. Genel baskılarda kullanılmadığı için, ilan fiyatları çok daha ucuz yapılmıştı. Öyle ya, Hollanda’daki bir firmanın faaliyeti, Almanya’daki okur için ilginç olmayabilirdi. Bu nedenle, ‘Almanya içi ve Almanya dışı’ baskılar yapılıyordu.
Nezih Bey ile yurt dışı yayınlar ekibi, gazete içinde 70’li yıllardaki bir direnci kırarak, Hürriyet’i hakiki anlamda bir bölge gazetesi haline getirdi…
Bu konuda Avrupa’daki Hürriyet çok önemli bir rol oynadı.
Ertuğ Karakullukçu’nun günlük yazıları, vatandaşların haklarını savunuyordu…
Hürriyet’in ne kadar doğru yolda olduğu da bu şekilde ortaya çıkmış oluyordu…
Nezih beyin Avrupa’ya gönderdiği mevlithanların başındaki rahmetli Hacı Hafız Nusret Yeşilçay çok modern görüşlü biriydi…
Sıla’nın Sesi konserlerini de unutma…
İşte böyle değerli okurlarım. Gazetecilikte bir uzman dost, bu analizime eklemem için yukarıdakileri yazmış.
Yorumlar