İşte geçtiğimiz hafta yaşananlar:
COP29 Yılda 300 Milyar Dolarlık Finansman Anlaşmasıyla Sona Erdi
COP29’da elde edilen anlaşma kapsamında, gelişmiş ülkeler gelişmekte olan ülkelere 2035’e kadar yıllık 300 milyar dolar sağlayacak ve zengin ülkelerin 2020 yılına kadar iklim finansmanına yılda 100 milyar dolar sağlama yönündeki önceki taahhütlerini güçlendirecek. Daha önceki hedefe iki yıl gecikmeyle, 2022’de ulaşılmıştı ve 2025’te sona eriyor.
Bazı delegeler anlaşmayı COP29 genel kurul salonunda ayakta alkışladı. Özellikle bazı gelişmekte olan ülke delegeleri zengin ülkeleri daha fazlasını yapmadıkları için topa tuttu ve ev sahibi Azerbaycan’ı tartışmalı planı aceleyle uyguladığı için eleştirdi.
Hindistan heyeti temsilcisi Chandni Raina, anlaşmanın imzalanmasından dakikalar sonra zirvenin kapanış oturumunda “Bu belgenin optik bir illüzyondan başka bir şey olmadığını söylemekten üzüntü duyuyorum” derken şöyle devam etti: “Bize göre bu, hepimizin karşı karşıya olduğu zorluğun büyüklüğüne çözüm getirmeyecektir. Bu nedenle bu belgenin kabulüne karşıyız.”
İklim STK’larına göre COP29 Anlaşması Gezegene İhanet!
Zengin ve fakir ülkeler, kampanyacıların sert suçlamalarda bulunduğu ve “ihanet” olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından Pazar sabahı erken saatlerde iklim kriziyle ilgili trilyon dolarlık bir anlaşma imzaladılar.
Gelişmekte olan dünya, 2035 yılına kadar düşük karbonlu bir ekonomiye geçmelerine ve aşırı hava koşullarının etkileriyle başa çıkmalarına yardımcı olmak için yılda en az 1,3 trilyon dolar fon alacak. Ancak bunun yalnızca 300 milyar doları en çok ihtiyaç duydukları şekilde, yani gelişmiş dünyadan hibe ve düşük faizli kredilerle gelecek.
Geri kalanının özel yatırımcılardan ve fosil yakıtlara veya sık uçan yolculara uygulanacak olası vergiler gibi henüz üzerinde anlaşmaya varılmamış bir dizi potansiyel yeni para kaynağından gelmesi gerekecek. Anlaşmaya sert tepki veren STK’lara göre zengin ülkeler gezegene ihanet etti.
COP29 Küresel Karbon Ticaretini Başlatmak için Anlaşmaya Vardı
Ülkeler, COP29’da, küresel karbon piyasasına ilişkin kurallar konusunda bir anlaşmaya vardı. Taraflar, küresel ısınmayla mücadeleye yardımcı olmak için milyarlarca doların yeni projelere aktarılacağını söylüyor.
Piyasayı oluşturmaya yönelik uluslararası görüşmelerin başlamasından yaklaşık on yıl sonra kesinleşen anlaşma, iklim değişikliğine neden olan sera gazı emisyonlarında güvenilir bir şekilde azalmaya yol açabilmek için sistemde güvenilirliğin nasıl sağlanacağına bağlıydı.
Karbon kredileri, ağaç dikmek veya daha yoksul bir ülkede rüzgar santralları kurmak gibi projeler yoluyla yaratılıyor ve bu projeler azalttıkları veya atmosferden emdikleri emisyonların her metrik tonu için bir kredi alıyor. Ülkeler ve şirketler iklim hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmak için bu kredileri satın alabilirler.
Suudi Arabistan Fosil Yakıtlardan Uzaklaşma Tartışmalarının İlerlemesini Engelledi
Zirvede ele alınan bir başka önemli konu ise geçtiğimiz yıl COP28’te kabul edilen fosil yakıtlardan uzaklaşma kararının bir adım daha öteye taşınmasıydı. Ancak ülkeler bu konuda bir anlaşmaya varamadı. Suudi Arabistan müzakerelerin bu alanında önemli bir engel teşkil etti.
Ülkeler, fosil yakıtlardan uzaklaşmayı da içeren, Küresel Stok Değerlendirmesi sonuçlarının uygulanması ve adil geçiş çalışma programı hakkındaki müzakereleri 2025’de gerçekleşecek Bonn toplantıları ve COP30’a (Brezilya) taşıma kararı aldı.
Cumartesiyi Pazara (24 Kasım) bağlayan gece yayımlanan Küresel Stok Değerlendirmesi taslağında fosil yakıtlardan uzaklaşma ifadesi açıkça yer almamıştı. Suudi Arabistan ve müttefikleri böyle bir ifadeye en başında beri karşı çıkıyor.
İklim STK’ları: Türkiye Enerjide Pahalı, Kirli ve Dışa Bağımlılığı Artıran Bir Yola Girdi!
İklim alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları, Bakü’de sona eren COP29 İklim Zirvesi ile ilgili ortak bir açıklama yaptı. STK’lar, Türkiye’nin COP29’da kömürden çıkış tarihi vermediği gibi nükleer enerji kapasitesini artırmayı hedefleyerek enerjide pahalı, kirli ve dışa bağımlılığı artıran bir yola girdiğini ifade etti.
Uzun vadeli iklim stratejileri, net sıfır hedeflerine ulaşmak için bütüncül ve tutarlı politikalar geliştirilmesi açısından büyük önem taşıyor. 2053 net sıfır hedefi, atmosfere salınan karbon ile tutulabilen karbonun eşitlenmesi anlamına geliyor. Ancak bu hedefe ulaşmak için ciddi emisyon azaltımı şart.