Filistin’den sonra Kıbrıs’ta ‘İsrail’ oyunu! Dikkat çeken gerçekler…
* İsrail, Filistin’deki oyununun aynısını Kıbrıs’ta da sergiliyor.
* Son yıllarda KKTC’de on binlerce dönüm arazi alan siyonistler, Ada’da koloniler kurdu.
* Ukrayna savaşından kaçan binlerce Yahudi, Kıbrıs’a yerleştirildi.
UHA / İnternational News Agency
UHA Haber’in ‘Haber 7’ den aktardığı ‘Türkiye Gazetesi’ kaynaklı haberine göre, Demografik yapıyı bozarak silah zoruyla adım adım Filistin’i yutan İsrail, aynı taktiği Kıbrıs üzerinde oynuyor. Siyonistler, Ada’nın hem güneyinde hem kuzeyinde harıl harıl arazi topluyor. Resmî kaynaklar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki Yahudi sayısının 43 bini aştığı bilgisini verdi.
Kayıtlara göre Yahudiler, 3.355 kilometrekarelik Kuzey Kıbrıs’tan dolaylı ve direkt yollardan 25 bin dönüm arazi aldı. Ticari alana da hükmetmek isteyen siyonistler, KKTC’de 1.500 civarında şirket kurdu.
YİNE HÜLLE İLE…
Yahudiler Kıbrıs genelinde üç farklı metotla arazi satın alıyor. Trust yöntemi denilen yediemin formülü en yaygın satın alma biçimi. Bununla birlikte vatandaşlık alan Yahudiler ve hülle yolu ile Ada sakini Türkler üzerinden arazi toplamak tercih edilen diğer metotlar.
Kıbrıs’ta e-Devlet sistemi olmadığı için noter satışları gözükmüyor. Ancak KKTC genelinde noterden 285 bin satış olduğu belirtiliyor. Bu satışların önemli bir kısmı da Yahudilere gitti. Yahudiler Rum koçanlı, Türk koçanlı ve eş değer koçanlı yüzlerce arazinin tapusunu satın aldı.
ACİLEN TEDBİR ALINMALI
Konuştuğumuz Kıbrıslı belediye başkanları, son dönem arazi satın alma trendinin olağanüstü arttığına dikkat çekti. Tatlısu Belediye Başkanı Hayri Orçan “Yetkililerimiz yeni bir kanun ile acilen tedbir almalı. Arazilerimiz Türk kalmalı. Tapu devri yerine kiralama yöntemini geliştirmek zorundayız. Özellikle Türkiye’den emlak sektörü Kıbrıs’ta aktif rol üstlenmeli” diye konuştu.
GAZZE’DEN BETER OLURUZ
Kıbrıs Ulusal Birlik Partisi Milletvekili Yasemin Öztürk, mevcut gidişata acilen dur denilmezse Kıbrıs’ın, Gazze ve Filistin’in akıbetini yaşamasının kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Hukukçu kökenli Öztürk “Siyonizmin kurucusu Theodor Herzl, Kıbrıs’ı Filistin’den sonraki ikinci kutsal vatan ilan etmişti. Binyamin Netanyahu da her fırsatta hedeflerini kutsal kitaplarına göre belirlediklerini ve ‘arzımevut’ (vadedilmiş topraklar) ideali için savaştıklarını söylüyor. İşte bu sebeple vatanımız çok büyük bir tehdit altında. 100 yıl öncesi Filistin’de yaşananlar Kıbrıs’ta tekrar ediyor. Kıbrıs hızla yeni bir sürgün felaketine sürükleniyor. Bugün tedbir alınmazsa Gazze’yi yakan siyonist uçaklarını Kıbrıs semalarında, işgal tanklarını Lefkoşa, Gazimağusa, Güzelyurt’ta görebiliriz. Bu siyonist işgal bize Rumları bile aratır” dedi.
GİRNE ŞERİDİNİ ELE GEÇİRDİLER
KKTC kanunlarında yer alan bazı boşlukların Yahudiler tarafından sonuna kadar istismar edildiğini vurgulayan Yasemin Öztürk şöyle konuştu:
“Yahudilerin Kıbrıs’la ilgili gizli ajandası var. Arazi satın alma işleri ilk olarak 2004’te başladı. Hem kanundaki boşlukları kullanıyorlar hem de arazi değerlerini olağanüstü tırmandırıp Türkleri saf dışı ediyorlar. KKTC’de onlarca Yahudi sitesi inşa ettiler. Bir tür koloni kurdular. Emlak tekelleri oluşturdular. Aralarına hiçbir Türk’ü almıyorlar. Arazilerin satışı noter vasıtasıyla olduğu için büyük kısmı kayıtlı değil. Bu sebeple de dikkat çekmiyor.
İskele, Girne sahil şeridi, Yenierenköy Liman bölgesi ve Gaziveren’in neredeyse tamamı onların ellerinde. Geçen günlerde Yenierenköy Limanından bayrağımızı indirdiler. Gemiler sürekli gizemli taşımacılık faaliyetleri içerisinde. Silah mı, uyuşturucu mu yoksa insan kaçakçılığı mı yapıyorlar bilmiyoruz. Tedbir alınmazsa bazı belediyeleri de nüfus ve idare olarak da ele geçirecekler.”
GÜNEY KIBRIS’I İKİNCİ İSRAİL YAPMAK İSTİYORLAR
Siyonistler, hem Kıbrıs’ı Filistin’e giden yolda köprü hem de İsrail için bir çıkış kapısı gördü. Yahudiler, Filistin’e Kıbrıs üzerinden geçti. Nazilerin soykırımından kaçanların bir kısmı Kıbrıs’a sığındı. Ada’da bir toplama kampı açıldı. 50 bin Yahudi burada kaldı.
Larnaka, Yahudilerin merkezi hâline geldi. Mavi Marmara hadisesinden sonra Türkiye ile ipleri koparan İsrail, Güney Kıbrıs’a yaklaştı. İsrail ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, askerî iş birliklerine imza attı.
Netanyahu, ziyaret ettiği Rumlara “Bize hava ve deniz üssü verin, İsrail askerî üsse yerleşsin” teklifinde bulundu. İsrail’den Rum tarafına petrol boru hattı döşenmesi, Limasol’da doğalgaz santrali inşası gündeme geldi.
Bu maksatla 20 bini asker, 50 bin Yahudi’nin Limasol’a taşınması, şehrin ikinci İsrail olması planlandı. İsral’i ziyaretinde “ABD Dışişleri Bakanı olarak değil, bir Yahudi olarak buradayım” diyen Antony Blinken, savaşın ilk haftasında Larnaka’ya inmiş; Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Hristodulidis ile görüşmüştü.
STRATEJİK NOKTALARI KUŞATIYORLAR
KKTC güvenlik kaynakları başta Geçitkale SİHA üssü ve önemli askerî tesis alanlarına yakın arazilerine dönük Yahudi ilgisinin arttığını söylüyor.
Birçok kritik tesisin hileli satış usulü ile sarılmaya çalışıldığını kaydeden KKTC kaynakları “Sadece Ukrayna savaşı sonrası 20 bine yakın Yahudi Kıbrıs’a taşındı. Gazze’de çatışmaların başladığı günden bu yana bir ayda hem Rum tarafına hem de Türk tarafına 8 binden fazla Yahudi giriş yaptı. Yahudiler şu an ülke nüfusunun neredeyse yüzde 8’lik kısmını teşkil eder durumda. Özellikle bazı isimler bu süreçte öne çıktı. Türkleri borçlandırıp arazilerine konuyorlar. Süreçte Simon isimli bir simsar ve Ever Green gibi şirketlerin büyük rolü var. Siyonistler yüzlerce tapuyu kasalarında saklıyor. Uygun zamanı kolluyorlar” bilgisini verdi.