Epstein meselesi nedir ve ne değildir?
Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Başkan Yardımcısı Alper TAN, Jeffrey Epstein konusu ilk gündeme geldiği 2007-2008’den bu günlere genel olarak magazin camiasına, jet sosyeteye dair sapık/fantastik bir mesele olarak tartışıldığını belirterek, böylece tam manasıyla üstü örtülemeyen bu çok önemli olayın, magazin medyasının günlük tüketiminde bir mevzuya indirgendiğini ve büyük resmin ustaca gizlendiğini açıkladı.
UHA / İnternational News Agency
Alper TAN, Epstein konusunun sapık/fantastik bir magazin olayı değil uluslararası bir güvenlik ve strateji konusu olduğunun altını çizerek, “hatta ilerleyen süreçlerde şunu herkes daha iyi anlayacak ki Epstein konusu ABD gibi birçok ülke için “milli güvenlik” meselesi ve hatta “beka” sorunu” olduğunu aktardı.
İsrail’in, MOSSAD vasıtasıyla kurdurduğu tuzakla, dünyanın en etkili siyasetçilerini, devlet adamlarını, iş insanlarını, medya devlerini, bazı komutanları, büyük istihbarat servislerinin başındakileri, işleriyle ve şöhretleriyle dünyada etkili olan sanat ve spor camiasının aktörlerini avucunun içine aldığını anlatan TAN, kişileri tuzağa düşürerek kaydettiği fotoğraflar ve videoları tehdit ve şantaj amaçlı kullanarak İsrail, Yahudilik ve Siyonizm emellerine hizmet ettirdiğinin altını çizdi.
Alper TAN, Tuzağa düşürülen önemli isimlerin küçük bir kısmının deşifre edildiğini belirterek, “Uçkurundan yakalanıp İsrail’in kölesi haline getirilen bazı isimler şöyle: ABD eski başkanları Bill Clinton, Barack Obama, Donald Trump, Joe Biden, eski ABD Başkan Yardımcısı Al Gore, CIA direktörü William Burns, dünyanın en etkili iş adamlarından Bill Gates, eski Norveç Başbakanı Thorbjørn Jagland, eski İsrail Başbakanı Ehud Barak…” olduğunu dile getirdi.
Ari Ben-Menashe’in, ABD’de silah ticareti suçlamasıyla tutuklandığını ifade eden TAN, 1990’da jürinin, onun İsrail devleti adına hareket ettiğini kabul ettikten sonra beraat ettiğini, İsrail istihbarat görevlisi Ari Ben-Menashe’in, Epstein’ın MOSSAD casusu olduğunu açıkladığını kaydetti.
Ben-Menashe’in, sadece Epstein’ın değil Ghislaine Maxwell’in babası Robert Maxwell’in de İsrail ajanı olduğunu söylediğini anlatan Ben-Menashe bu ifşaatlara, “Epstein: Ölü Adamlar Masal Anlatmaz” adlı kitabında yer ver verdiğini, Ben-Menashe’in, Epstein’ın MOSSAD’la Ghislaine Maxwell’in yine İsrail ajanı olan babası Robert Maxwell tarafından tanıştırıldığını belirttiğini anlatıyor.
Soykırım suçlamasında İsrail’i, Epstein dosyasındaki şaibeli avukat savunuyor!
Güney Afrika tarafından İsrail’e karşı açılan soykırım davasında İsrail’i Uluslararası Adalet Divanı’nda temsil etmek üzere Başbakan Benyamin Netanyahu tarafından Harvard Hukuk Profesörü Alan Dershowitz’in seçildiğini açıklayan Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Başkan Yardımcısı Alper TAN, şunları söyledi:
“Prof. Alan Dershowitz’ın adı 3 Ocak 2024’te mühürlenen Epstein belgelerinin ilk diliminde geçiyor. Belgelerden birinde “Epstein’ın o zamanlar reşit olmayan Jane Doe’ü cinsel ilişkiye girmeye zorladığı güçlü kişilerden biri, Epstein’ın yakın arkadaşı ve tanınmış ceza savunma avukatı eski Harvard Hukuk Profesörü Alan Dershowitz’di” deniyor. Lahey’deki mahkemede soykırımcı Netanyahu’yu, sapıklıkla suçlanan bu hukukçu savunacak.
Hatta başka cinsel taciz iddialarının tanığı olduğu iddiaları üzerine Dershowitz kendini şöyle savunuyor: “Peki ya Hamas? Ben bir Yahudi olarak mağdurum. Epstein listesindeki isimlerin açıklanmasını sert bir şekilde talep eden tüm radikal feministlerin bir listesini istiyorum. Onlardan kaç tanesi aslında Hamas’ı kınamış?!” Yani suçlamayı tam olarak reddetmiyor. Hamas’ı hedef gösteriyor.”
Sinagogların altındaki gizli tünellerde ne yapılıyor?
ABD’nin New York kentinin Crown Heights semtindeki “Chabad-Lubavitch World Headquarters” adlı sinagoga yapılan polis baskınında sinagogun altında yasa dışı bir şekilde tünel kazıldığı ortaya çıktığını hatırlatan Alper TAN, “Görüntülerde yer alan kanlı yataklar ve bebek puseti gibi malzemeler, o karanlık tünellerde korkunç şeylerin yapıldığını gösteriyor. Organ kaçakçılığı, fuhuş ve pedofili ağı gibi kan donduran konular. Bu konuyla ilgili çok sayıda haham ve Hasidik Yahudi gözaltına alındı. ABD’nin New York kentinde bir sinagogun altında kaçak tüneller bulunması sonrası Rusya’nın başkenti Moskova’dan da aynı görüntüler geldi. Moskova’daki bir sinagogun altında da gizemli bir tünel olduğu ortaya çıktı” dedi.
Bu tünellerle ilgili korkunç iddiaların var olduğunun altını çizen (SDE) Başkan Yardımcısı Alper TAN, İbadethane örtüsü altında, çocuk istismarı, organ operasyonları ve çocukların kurban edilmesi gibi bir takım şeytani ritüellerin bulunduğunu, bu karanlık dehlizlerin, Avrupa ve Amerika’da kaybolan on binlerce çocuğun akıbetleri ve kaybolma sebepleri hakkında merak edilen gerçeklerin aydınlatabileceğini aktardı.
Epstein silahı ve sinagog tünelleri kimi vuracak?
Alper TAN, “İfade etmeye çalıştığımız gibi Epstein olayı kesinlikle bir MOSSAD tuzağı ve İsrail operasyonudur. Dünyanın etkili isimlerini İsrail lehine yönlendirme şantajı ve yöntemi olarak kullanılmıştır. Bu tuzak, İsrail’in elinde bu güne kadar Tel Aviv’e büyük avantaj sağlayan nükleerden daha etkili bir silah olarak başarıyla kullanılmıştır. Fakat 7 Ekim Aksa Tufanı taarruzuyla birlikte durum tersine dönmüş İsrail’in elindeki dünya çapında kullandığı “algı” silahı başta olmak üzere Epstein silahı da İsrail’in elinden alınmıştır.
İsrail’in kullandığı silahın namlusu şimdi İsrail’i dönmüştür. Epstein silahı İsrail’in elinde patlatılmıştır. Epstein, İsrail’i de Yahudileri de Siyonizm’i de vurdu ve vurmaya da devam ediyor”.
ABD ve Rusya’da ortaya çıkarılan utanç koridorlarının yani sinagogların altına kazılmış tünellerin, Epstein kadar etkili sonuçlar doğuracak ve İsrail ve destekçilerinin kimsenin yüzüne bakamaz hale geleceklerini anlatan (SDE) Başkan Yardımcısı Alper TAN, başka ülkelerdeki havralarda ve Yahudilere ait mekanlarda da benzer tüneller ve rezilliklerin ortaya çıkabileceğini belirtti.
Alper TAN, “Gazze’de işlenen insanlık suçu, soykırım, boşalan Epstein lağımı ve havralardaki korkunç tünellerin göstereceği gerçekler, tüm Siyonist, Yahudi, Musevi topluluklarını da şaibe altında bırakmıştır. İsrail ve Siyonizm, bütün dünyada insanlığın hatta vicdanlı Yahudilerin bile lanetlediği bir örgüte dönüşmüştür” dedi.
İlerleyen süreçte yeni dosyalar açıldıkça ve yeni ifşaatlar oldukça bu iğrenç tezgahların genişliği, derinliği ve etkisinin daha iyi görüleceğini söyleyen TAN, şöyle devam etti:
“Bütün bunlar aydınlandıkça, Türkiye, Adnan Oktar meselesini ve FETÖ’nün bu güne kadar üzerinde fazla durulmayan kirli iş ve ilişkilerini daha iyi anlayacaktır. Epstein ve sinagog tünellerini temize çıkarmak için sosyal medyadan yoğun çaba gösteren FETÖ’cülerin neden telaşlandıklarını da önümüzdeki süreçte ifşa olacak Epstein listeleriyle belki anlarız.
7 Ekim Aksa Tufanı, sadece Gazze’yi değil bütün Filistin topraklarını hürriyetine kavuşturacaktır. Beraberinde 2 milyarı aşan Müslümanları özgürleştirecektir. Ama sadece bundan ibaret değil..! Düşürüldüğü tuzak nedeniyle şantajlara teslim olarak İsrail’in elinde, 5 yaşındaki çocuk tarafından burnuna ip takılarak oynatılan “Sirk Ayısı”na dönüştürülmüş liderlerden kurtaracağı için Batılı ülkelerin halklarını da hürriyetine kavuşturacaktır”.
Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Başkan Yardımcısı Alper TAN, düşüncelerini şöyle noktaladı:
“Kısacası İsrail, 4 aydır Gazze’de, Hamas’ın tünellerine girmeyi başaramadı. Ama Hamas, dünyanın her yerinde İsrail’in inlerine giriyor. Bu da gösteriyor ki Hamas, Hamas’tan ibaret değil. Bu savaşı İsrail’in kazanma ihtimali yok. Fakat kaybedince sadece İsrail kaybetmeyecek. Arkasındaki bütün güçler de kaybedecek. Siyonizm yıkılınca, arkasındaki güçler de yıkılacak. Az kaldı…”
***
Yazar hakkında
Alper TAN, 20 Mayıs 1966’da Kahramanmaraş’ın Andırın ilçesinde doğdu. Tahsilini Andırın, Kadirli, Osmaniye, İstanbul ve Konya’da tamamladı. Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Tarih Bölümü’nden mezun oldu. Gazeteciliğe, 1989’da Konya’da başladı. 1994 yılında Amasya ve Van/Erciş’te askerlik görevini tamamladı. Çeşitli yayın kuruluşlarında gazeteciliğe devam etti. 1997’den 2018’e kadar Kanal A’da yöneticilik, İcra Kurulu Başkanı ve Genel Yayın Yönetmeni olarak görev yaptı.
1997’den itibaren, “Seçmen Soruyor” “Gözden Kaçanlar” adlarında haftalık programları yayınlandı. Merhum Büyükelçi Gündüz Aktan, merhum Büyükelçi İnal Batu ve eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış’la birlikte “Gündem Ankara” adıyla sadece “dış politika” konuşulan programı hazırlayıp sundu. Yakın tarihe dair “Dünden Yarına” isimli seri belgesel programın konsept danışmanlığını yürüttü. Ayrıca Kanal A’da hafta içi her sabah yayınlanan “Manşetlerin Dili” isimli, günlük gazetelerin kritik edildiği kuşak programı ve Pazartesi akşamları da, “Sivil Düşünce” isimli haftalık programı yaptı. Çeşitli dergilerde düzenli olarak makaleler yazdı.
Yurt içi ve yurt dışında çok sayıda konferanslar verdi. Sarı basın kartı sahibi olan Alper Tan, ülke, bölge ve dünya meseleleri hakkında Kanal A’da “Analiz” adıyla video yorumlar yayınladı. Ayrıca kanalahaber.com, sde.org.tr ve turktime.com sitelerinde de makaleleri yayımlandı.
Türkiye’nin ilk strateji merkezlerinden Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’nin kurucularından olan Alper Tan şu an itibariyle SDE başkan yardımcısı olarak görev yapıyor ve sde.org.tr’de yazıyor..
Üyesi olduğu veya görev yaptığı kuruluşlar:
Stratejik Düşünce Enstitüsü SDE YİK Üyesi, TOBB Medya Meclisi Başkan Yardımcısı, Televizyon Yayıncıları Derneği (TVYD) Yönetim Kurulu Üyesi, TİAK AŞ (Televizyon İzleme Araştırmaları Kurumu) Yönetim Kurulu Üyesi, RATEM (Radyo TV Yayıncıları Meslek Birliği) üyesi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Üyesi,Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD) Üyesi.