Enosis hayali Erenköy’e gömüldü
LEFKOŞA – UHA HABER / Rumlar, Kıbrıs’ı Yunanistan’la birleştirmeyi amaçlayan Enosis hayalleri için adada Türk olan her yere saldırmaya başlamıştı. Erenköy bölgesindeki Türk köyleri de başta gelen hedeflerden biriydi. Halk ve mücahitler destansı bir direniş sergiledi. Sıcak Nokta ekibi, şanlı direnişi onlardan dinledi.
Kuzey Kıbrıs’ın en karanlık günlerinden biri: 21 Aralık 1963.
Albay Grivas ve çetesi kanlı saldırılarını başlattı. Amaç, Kıbrıs Türklerini adadan silmek ve Enosis hayalini gerçekleştirmekti. O saldırılarda 364 kişi şehit oldu, 103 Türk köyü boşaltıldı. Katliamlar tarihe ‘’kanlı noel’’ olarak geçti.
O günleri anlatan Erenköy Mücahitler Derneği Başkanı Mustafa Arıkan, “Ben köydeyim ve bana komutanım orada dedi ki, ‘askerim bakın alın bu zarfı ve götürün yüksek tepeye havan tepesine. İçinde ne olduğunu size söylemeyeceğim’ dedi. Ben gittim onu götürdüm ve verdim. Ağır da yüklüyüm. Belki 2 kilometre gittim 2 kilometre geldim. Geldikten sonra unutamadığım Erenköy’de beraber çalıştığım Arap Ahmet diye birisi vardı. ‘Ahmet gel beraber gidelim’ dedim, ‘Hayır’ dedi. Öyle sanki de bilinçli kasıtlı bir ifadeyle ‘ben gelmeyeceğim’ dedi. Ben yalnız gittim geldim. Tırmana tırmana gittim, geldim. Ne acıdır, o arkadaşımın binanın kenarındaki beton üzerinde şehit olduğunu gördüm“ diye konuştu.
Rumlar ağır silahlara saldırıyordu
Rum çeteleri bölgedeki Türk köylerini hedef almıştı. Artan saldırılar sonrasında Mansura, Bozdağ, Selçuklu ve Alevkaya’da yaşayan Kıbrıslı Türkler, köylerini terk etmek zorunda kaldı. Ancak sığındıkları Erenköy de abluka altına alınmıştı.
Bölge 2 bin kişilik Rum ordusu tarafından sarılmıştı. Kıbrıslı Türkler, Rumların ağır silahlı saldırılarıyla karşı karşıyaydı. Saldırılara Türkiye’de ve diğer ülkelerde yaşayan Kıbrıslı gençler de kayıtsız kalmadı.
Topraklarını savunmak ve Kıbrıs’a gitmek için yollar aradılar. Balıkçı tekneleriyle Anamur’dan Erenköy’e geçmeye çalıştılar.
6 Ağustos 1964’te Rum ve Yunan kuvvetleri Erenköy’e saldırıları başlattı. Aralarında o dönem yurt dışında okuyan ve henüz 20’li yaşlarında olan öğrencilerin de olduğu 563 mücahit, Erenköy’ü savunmak için mevzilerinde bekledi. Canları pahasına vatanlarını korumak için direndiler. Şanlı Erenköy Direnişi’nde önemli rol oynamış mücahitlerin yaşadıkları ise dün gibi hafızalarında. O günleri hiç unutmadılar.
Mücahitler, artan saldırılar ve kayıplarına rağmen Rum çetelerine direniyordu.
Halk ve mücahitler kenetlendi
Kıbrıslı Türklerin en büyük eksiğinin silah olduğunu belirten Erenköy Mücahidi Enver Yetkili, şöyle devam eti:
“Bu köyün önemi tabii bir köprü başı, silah geliyor. Kıbrıslı Türklerin en büyük eksiği silahtı. Sonradan bütün adaya yayılıyordu buradan. Tabii Rum EOKA’cılar hatta Yunan taburları da vardı. Onlar bize saldırınca 17 kilometrekarelik bir alanı tutamayacağımızı, yeni gelmiş olan rıza vuruşkan komutanımız ifade etmişti. Tedricen çekilmemizi istedi. Çekildik ve de 5-6 Ağustos’ta çarpışmalar başladı, şehitler verdik. Çekile çekile 7 ve 8’inde Erenköy’e kadar çekildi mücahitlerimiz. Ve de yani burada kendimizi savunmaya çalışacaktık ama biz köylülerle beraber 1700- 1750 kişiydik eli silah tutan, karşımızda 10-12 bin. Grivas başlarında. Çok ciddi bir durumdaydık. Üstün bir kuvvete karşı direnme gücümüz fazla değildi.“
Mücahitler son nefeslerine kadar mevzilerinde bekledi. Halk ve mücahitler adeta kenetlenmişti.
Saldırılar direnişi kıramadı
Birleşmiş Milletler yetkililerinin harpten birkaç gün önce geldiğini söyleyen Mustafa Arıkan “Halkı topladılar yaşlı kadın erkek ve çocukları. Komutanlığın da Denktaş beyin huzurunda teklif edildi. Sizin bu yaşlılarınızı başka bir semte götürelim. Emniyetli bir yere gönderelim. Ve o insanlar ne diyor biliyor musunuz? O Türkçesi zayıf olan nine, ‘biz’ diyor ‘eşlerimizi cephede yalnız bırakıp gitmeyiz. Hele bizi kurtarmaya gelen yurtdışından talebeleri asla bırakmayız’ şiddetle reddediyorlar bunu“ diye konutu.
Rum saldırıları Erenköy’deki direnişi kıramadı. 8 Ağustos’ta Türk jetlerinin verdiği destekle Rumlara ağır bir darbe indirildi.
“Türkiye bizi yalnız bırakmaz, mutlaka gelecek diye düşünürdüm”
Erenköy Mücahidi Mehmet Necati Erçıkan, şunları anlattı:
“Saat böyle 4 civarı öğleden sonra 8 Ağustos saat 4 civarı 2 uçak belirdi doğu tarafından Erenköy’ün doğu tarafından. Böyle süzülerek geçtiler Başiammo tarafına ve o taraftan hiç böyle ateş etmeden. Çünkü biz bekliyoruz ki gelir gelmez ateş etsin falan filan. Bizi kurtarsın gibisinden. Geçip gittikten sonra tam böyle uçaklar görünür görünmez ve dönüp Türkiye’ye gittiler. Bir ölüm sessizliği. Ne bizden o tarafa Rum tarafına ateş ne onlardan bize. Aradan böyle bir 5 dakika ya da 10 dakika geçti geçmedi çok büyük gürültülerle Rum tarafı tekrar bombardıman daha beter. Dedik film bitti o anda dedim burada film bitti. Hayatımız burada sona eriyor. Bütün hayatım gözümün önünden geçti. Aradan 20 dakika geçtikten sonra uçaklar geldi bu defa ateş açarak geldiler. Ve 64 uçak öğrendiğimize göre orada tabii sayamıyoruz ya. Herkes mevzilerde fırladı. Bütün bu olaylar içerisinde birçok arkadaşın morali bozulurdu ama doğrusunu söylemek gerekirse ben hiç öyle düşünmedim. Yani dedim ki Türkiye bizi yalnız bırakmaz, mutlaka gelecek diye düşünürdüm.“
Üzerinden 58 yıl geçti, Erenköy’deki kahramanlık unutulmadı. Öyle ki esir düşeceklerini anladıkları an, üzerlerine dinamit bile yerleştirdiler.
Erenköy direnişi zaferle sonuçlandı. Kıbrıs Türkü’nü özgürlüğe kavuşturan sürecin başlangıcı oldu.
***
Yazar Hakkında
Deniz İyidoğan, 1989’da İstanbul’da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. İş hayatına 2008’de Sabah Gazetesi’nde başladı. 2014 yılına kadar foto muhabiri ve muhabir olarak görev yaptı. Ekim 2020’den beri TRT Haber için çalışıyor.
[UHA Haber Ajansı, 21 Ağustos 2022]