ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Dünden bugüne Gazzelileri sürgün etme planları

Dünden bugüne Gazzelileri sürgün etme planları
31 Ocak 2025
6
A+
A-

* Eli kanlı İsrail yönetimi, 7 Ekim saldırılarından bu yana Gazze’nin boşaltılması düşüncesini sık sık dile getiriyor.

* Biden yönetiminin sıcak bakmaması, Mısır ve Ürdün’ün direnmesi ile rafa kaldırılan plan, yeni başkan Donald Trump ile yeniden gündemde.

* Peki, bu planlar neler?

Selami Kökçam
Selami Kökçam

UHA / İnternational News Agency

Beyaz Saray’a döndüğünden beri açıklamalarıyla birçok tartışmayı da beraberinde getiren ABD Başkanı Donald Trump, Gazzelilerin komşu ülkelere gönderilmesi önerisiyle önceki başkanlık döneminde 2020 yılında “Yüzyılın Anlaşması” olarak duyurduğu girişimlerini akıllara getirdi.

Bahsi geçen “Yüzyılın Anlaşması”, Filistin halkını tarihi topraklarından Mısır ve Ürdün gibi Arap ülkelerine tehcir ederek iki devletli çözüm bekleyen Filistin davasının tasfiyesini içeriyordu.

ABD’de ikinci kez başkanlık koltuğuna oturan Trump, 25 Ocak’ta Gazze’deki Filistinlilerin başta Ürdün ve Mısır olmak üzere Arap ülkelerine sürgün edilmesi fikrini ortaya attı.

Trump, başkanlık koltuğuna oturduktan sonra ilk yabancı lider olaran Netanyahu'yu Beyaz Saray'a davet etti.
[Trump, başkanlık koltuğuna oturduktan sonra ilk yabancı lider olaran Netanyahu’yu Beyaz Saray’a davet etti. ]

İsrail’in yaklaşık 16 ay boyunca uyguladığı ağır bombardıman ve kuşatma sonrası Gazze Şeridi’nde oluşan büyük yıkımı gerekçe gösteren Trump, Mısır ve Ürdün’ün daha fazla Filistinliyi kabul etmesi ve bu kişilerin “farklı yerlerde inşa edilecek konutlara yerleştirilmesi” çağrısı yaptı.

Bu konuyu Ürdün Kralı II. Abdullah ile telefonda konuştuğunu ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile de görüşeceğini dile getiren Trump, “Arap ülkeleriyle bir araya gelip (Filistinlilerin) barış içinde yaşayabilecekleri başka bir yerde konutlar inşa etmeyi tercih ederim.” dedi.

Gazze Şeridi’ndeki halkın Arap ülkelerine “yerleştirilmesinin geçici ya da uzun vadeli olabileceğini” söyleyen Trump, “Bir buçuk milyon insandan söz ediyoruz, bölgenin tam olarak boşaltılması için.” şeklinde konuştu.

Mısır ve Ürdün karşı çıkıyor

İşgal altındaki Filistin topraklarına komşu Mısır ve Ürdün yönetimleri, İsrail’in Gazze Şeridi’ne kapsamlı saldırılarının başladığı 7 Ekim 2023’ten beri birçok defa, bölgedeki Filistin halkının tehcir planlarını reddettiklerini, bunun “kırmızı çizgileri” olduğunu belirtti.

Mısır Dışişleri Bakanlığı, Trump’ın son çıkışı sonrası söz konusu çağrıyı reddettiğine dair bir açıklama yayımladı.

Açıklamada, Filistinlilerin her ne şekilde olursa olsun, geçici veya uzun vadeli olarak, topraklarından tehcir edilmesinin, topraklarını terk etmeye zorlanmasının ve topraklarını terk etmeye teşvik edilmesinin kabul edilemeyeceği vurgulandı ve bunun bölgesel istikrarı ve barış imkanlarını tehdit ettiği uyarısı yapıldı.

Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, ABD ve İsrial planlarına karşı çıkıyor.
[Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, ABD ve İsrial planlarına karşı çıkıyor.]

Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’den de Trump’ın Gazzelileri Sina’ya gönderme teklifine yanıt geldi.

 “Filistinlileri Sina’ya nakletmek, direniş ve mücadele fikrinin nakledilmesi anlamına gelir ki bu da İsrail’e kendi ulusal güvenliği bahanesiyle Mısır topraklarına saldırma hakkı verebilir.”

Trump’ın söz konusu çağrısından sonra Ürdün Meclisinde bir konuşma yapan Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi ise, “Kral Abdullah şunu defalarca söyledi: Ürdün Ürdünlülerin, Filistin ise Filistinlilerindir. Filistin sorununun çözümü Filistin topraklarındadır. Nitekim alternatif vatan söylemini kabul etmedik, etmeyeceğiz. Bütün gücümüzle buna karşı koymaya devam edeceğiz.” dedi.

Ancak her ne kadar Amman ve Kahire’den itiraz sesleri yükselse de Trump ve ekibi planları konusunda ısrarcı. Örneğin Trump’a danışmanlık yapan Adam Boehler şöyle diyor;

“Mısır ve Ürdün, Gazze’lileri istemiyorsa başka bir çözüm önersinler.”

Sina ilk defa gündeme gelmiyor

Bu tartışmalardan dolayı 45 yıldır dostane ilişkilere sahip Kahire ve Tel Aviv hattında bazı şeylerin yolunda gitmediği oldukça net.

Üstelik söz konusu tartışmalar yeni değil. Neredeyse her Mısır Cumhurbaşkanına İsrail bu teklifte bulunmuş ancak şimdiye kadar somut adım atılmamış. Peki, ne zamandan beri bu tartışmalar sürüyor?

Dünden bugüne Gazzelileri sürgün etme planları

Sina Yarımadası’na Filistinlilerin yerleştirilmesi fikri 1950’lilerden itibaren hep gündemde olan bir konu. Kimi zaman alevlenip, kimi zaman sönen Sina tartışmaları, kapalı toplantıların da ana gündemlerinden biri.

Sina Yarımadası ve Filistin tartışmalarına ilk olarak Mısır’ın en etkili Cumhurbaşkanlarından Cemal Abdülnasır döneminde rastlanıyor. Öyle ki, 1948’de yaşanan Arap-İsrail Savaşı’ndan sonra yenilgiye uğrayan taraf olan Filistinliler, büyük bir kitlesel göçe maruz kaldı.

İşte bu dönemde, tam olarak 1953 ile 1955 yılları arasında 50 ila 60 bin arasında Filistinlinin Sina Yarımadası’na yerleştirilmesi fikri tartışıldı. Ancak özellikle Gazze ve çevresindeki halkın direnmesi, planın uygulanmasını engelledi.

Daha sonra uzun bir süre unutulan konuyu gündeme getiren ise, İsrailliler oldu.

Sina’ya sürgün planları

Gazze, üzerinde 2 milyondan fazla insanın yaşadığı küçük bir alanda sıkışmış bir bölge. Dünyada nüfus yoğunluğu en fazla olan yerleşim yerlerinden biri. Üstelik nüfus hızla artıyor.

Gelecek yıllarda örneğin 4 milyon nüfuslu bir Gazze, bölgede nasıl bir kırılmaya yol açar? İsrail, kapısının önü olarak tabir ettiği kentten kendisine yönelecek tehditleri ne kadar önleyebilir?İsrail için Gazze ile yaşamak sürdürülebilir mi?

İsrailli yetkililerin uzun yıllardır kafasındaki sorulardan yalnızca birkaçı bunlar. Öyle ki, şahin İsrail Cumhurbaşkanı Ariel Şaron’un “bataklık” olarak nitelendirdiği ve 2005’te çekilme emri verdiği yer Gazze.

İşte, son dönemlere damga vuran Sina tartışmaları da bu düşüncelerin bir sonu.

Esasen tarihi Filistin’in dışında (Ürdün ya da Sina’da) bir Filistin Devletikurma fikrinin İsrail düşünce dünyasında uzun bir geçmişi var. “Ürdün Filistin’dir” ifadesi, onlarca yıldır İsrail sağının sloganıydı. Sina için de paralel öneriler var.

Dünden bugüne Gazzelileri sürgün etme planları

Sina seçeneği özellikle 2001’deki İkinci İntifada sonrası gündeme geldi. Öyle ki Sina, İsrail’in siyasi, akademik ve güvenlik elitlerinin politik fikirlerini paylaşmak ve geliştirmek amacıyla düzenlenen 2004 Herzliya Konferansı’nın odak noktası haline geldi.

Daha sonra konferansın kurucusu ve dönemin başbakanı Benyamin Netanyahu’nun uzun süredir danışmanı olan Uzi Arad tarafından kabul edildi.

Buna göre, Filistinlilerin Sina’nın bir kısmını alacağı, karşılığında İsrail’in Batı Şeria’nın çoğunu elde edeceği ve Mısır’a Negev Çölü üzerinden Ürdün’e bağlanması için bir kara geçişi verecek üç yönlü bir takas öneriliyordu.

Tabii kiki tek plan bu değildi. 2004’ten 2006’ya kadar İsrail’in ulusal güvenlik danışmanı olarak görev yapan Giora Eiland’ın planı ise, bir nevi toprak takasına dayanıyordu.

Eiland’ın şartlarına göre Mısır, İsrail’in Negev’de Mısır’a toprak vermesi karşılığında Gazze’yi Sina’ya kadar genişletmeyi kabul edecekti.

Mübarek’e ne önerildi?

Londra merkezli yayın yapan Şarku’l-Avsat’ta 2015’te yayınlanan bir raporda, eski Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in, bir devlet kurmalarına yardımcı olmak üzere Sina’daki toprakları Filistinlilere bırakması yönünde ABD’nin planlı ve sürekli baskılarına maruz kaldığı iddia edildi.

Adı açıklanmayan Mübarek dönemi yetkililerinden birinin verdiği bilgilere dayanılarak hazırlanan raporda, Mısır’a baskının 2007’den itibaren uygulanmaya başlandığı belirtildi.

Mısırlı kaynak, Mübarek’in o dönemde şunu söylediğini aktardı:

“Hem ABD’ye hem de İsrail’e karşı savaşıyoruz. Refah Kapısı’nı Filistinlilere açmamız ve onlara özellikle Sina’da yaşama özgürlüğü vermemiz konusunda üzerimizde baskı var. Bir veya iki yıl içinde Sina’daki Filistinli mülteci kampları meselesi uluslararası hale gelecek.”

“Büyük Gazze” planı

Tartışmalar yine alevlendiğinde bu sefer Mısır’da Cumhurbaşkanlığı koltuğunda Sisi oturuyordu. 2015 yılında İsrail medyası, Mısır Devlet Başkanı Sisi’nin Filistin liderliğine Sina’da 1.600 kilometrekarelik bir alanı Gazze’ye ilhak etme şansı sunduğuna dair iddiaları gündeme getirdi.

O dönem medyaya yapılan sızıntıların ana kaynağı olarak İsrailli yetkililer görüldü. İddiaya göre, bağışlanan bölge Gazze’yi beş kat genişletecekti ve plan ABD’nin onayını almıştı.

İddialara göre Sina bölgesi, geri dönen Filistinli mültecilerin yerleştirileceği “Büyük Gazze” adı verilen, askerden arındırılmış bir Filistin devleti haline gelecekti.

Filistin Yönetimi, Batı Şeria’daki toprakların yaklaşık beşte birini kapsayan şehirler üzerinde özerk yönetime sahip olacak ama bunun karşılığında Abbas, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te devlet kurma hakkından vazgeçmek zorunda kalacaktı.

Büyük olasılıkla önemli sayıda Filistinlinin tarihi Filistin sınırlarının dışına taşınmasıyla sonuçlanacak plan, Mısırlı ve Filistinli yetkililer tarafından “uydurma ve temelsiz” olduğu gerekçesiyle hemen reddedildi.

Sina’ya alternatif Necef Çölü’mü?

Sina ve Ürdün tartışmaları devam ederken, Gazze’ye saldırıların en yoğun olduğu dönemde de gündeme gelen Necef Çölü, alternatif olarak görülmeye başladı.

Necef Çölü, işgal altındaki Filistin topraklarının güneyinde 14 bin kilometrekareden fazla bir alanı kaplıyor. Sınırları doğuda Ürdün, batıda Sina Çölü, Güneyde Eylat şehri onu Kızıldeniz’den ayırıyor. Kuzeyde, el-Halil şehri (Batı Şeria’nın güneyi) ona en yakın Filistin şehri.

İsrail, Necef bölgesindeki Arap köylerine elektrik ve su gibi hayati altyapı hizmetlerini sunmuyor. Fotoğraf: AA
[İsrail, Necef bölgesindeki Arap köylerine elektrik ve su gibi hayati altyapı hizmetlerini sunmuyor. Fotoğraf: AA]

Necef Çölü’nün geniş bir alanı olmasına rağmen, nüfusu sınırlı. Filistinlilerin tahminlerine göre nüfus 100 bini geçmiyor ve yaklaşık 46 köyde yaşıyorlar. Bunlardan 36’sı işgal makamları tarafından tanınmıyor ve köylerin nüfusları 400 ile 5 bin arasında değişiyor.

İsrail bölgede Filistinlilerin yerleşim yapmasına izin vermiyor. Bazı köylerde taş taş üstüne koyulmasına bile müsaade edilmiyor. Bunun siyasi nedenleri olduğu gibi askeri nedenleri de var.
İsrail bu bölgede askeri üsler bulunduruyor. Ayrıca işgal güçlerinin herkesten saklamaya çalıştığı ve resmi olarak kabul etmediği Dimona nükleer reaktörü de burada yer alıyor.

Öte yandan Gazzelilerin sürgünün planlandığı Necef Çölü doğal kaynaklar açısından oldukça fakir bir bölge. Bölgenin yaşanabilir hale gelmesi için büyük bir maliyet gerekiyor.

Dünden bugüne takas fikirleri

Necef Çölü’nün komşu ülkeler veya Filistin Yönetimi ile toprak takas fikirleri 1950’lerden beri gündemde. Bu fikir ilk olarak eski Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdülnasır’a sunuldu ve reddedildi.

2000 yılında, toprak takas fikirleri bu sefer Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat’a, İsrail’in Batı Şeria’da 600 kilometrekar923elik bir alanı genişletmesi karşılığında sunuldu. Ancak Arafat da bu teklifi reddetti.

Son tartışma: Eyüp Kara iddiaları

Sina’ya Filistinlilerin yerleştirilmesine dair son tartışmalar ise 2017 yılında yapıldı. Dönemin İsrailli Devlet Bakanı Eyüp Kara, İsrail Başbakanı Banyamin Netanyahu’nun ABD Başkanı Donald Trump’a “iki devletli çözüm yerine Filistinlilerin Sina Yarımadası’na yerleştirilmesi projesine” ilişkin bir taslak sunmayı planladığını iddia etmişti.

19 Şubat 2017’de Haaretz gazetesi ise 21 Şubat 2016’da Ürdün’ün Akabe şehrinde Netanyahu, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve Kral Abdullah’ın katılımıyla gizli bir konferans düzenlendiğini ortaya çıkardı.

Zaten daha sonra da ABD’li yetkililer aynı konuda tartışmaların yürütüldüğünü teyit etti.
Geçmişten bugüne Sina Yarımadası’na Filistinlileri yerleştirme fikri, özellikle İsrail sağının en büyük sloganlarından biri olmaya devam ediyor.

Ancak Sina seçeneği mantığının Filistinlileri İsrail sağının Büyük İsrail olarak gördüğü bölgeden uzaklaştırma hedefi taşıdığı her kesim tarafından kabul ediliyor.

***

Yazar hakkında

Selami KÖKÇAM, 1989’da Erzurum’da doğdu. Fırat Üniversitesi Tarih bölümünden mezun oldu. Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsünde “Suriye-İsrail İlişkileri” konulu yüksek lisansını tamamladı, Medeniyet Üniversitesinde doktora eğitimine devam ediyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesinde 5 yıl İletişim Uzmanı olarak görev yaptı. Temmuz 2018’den bu yana TRT Haber için çalışıyor.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.