Dumlupınar Üniversitesi İlahiyat Fakültesi araştırma görevlisi Dr. Öğr. Üyesi İsa GÖKGEDİK, UHA Haber’den Gazeteci Ataner YÜCE’ye yaptığı açıklamada, Diplomatik düzeyde iki devletli çözümü desteklemeye devam eden Afrika Birliği ise Arap Devletleri Birliği (LAS) ile yaptığı ortak açıklamada Gazze’deki düşmanlıkların derhal durdurulması ve 2,2 milyon Filistinliye temel yardım ve acil insani yardım sağlanması için uluslararası düzeyde ortak bir çaba gösterilmesi çağrısında bulunduğunu hatırlattı (15 Ekim).
Afrika Birliği Başkanı Moussa Faki Mahamat, bağımsız ve egemen bir devleti olan Filistin halkına ait temel hakların inkarının, kalıcı İsrail-Filistin geriliminin ana nedeni olduğunu belirttiğini ifade eden İsa GÖKGEDİK, ancak Mahamat’ın açıklamasının ise genel olarak her iki tarafa yaptığı nötr çağrılardan oluştuğunu dile getirdi.
GÖKGEDİK, şunları söyledi:
“Her iki tarafa da acilen askeri düşmanlıklara son vermeleri, halklarının çıkarlarını korumak için iki devletin yan yana yaşaması ilkesini uygulamak üzere koşulsuz olarak müzakere masasına dönmeleri, uluslararası toplumun (özellikle de büyük dünya güçlerinin) barışı tesis etme ve iki halkın haklarını güvence altına alma sorumluluklarını üstlenmesi çağrılarında bulundu”.
Filistin’e yönelik saldırıların devam ettiği süreç içerisinde en az iki Afrika ülkesinin İsrail’deki diplomatlarını geri çağırdığını belirten İsa GÖKGEDİK, Güney Afrika ve Çad. Güney Afrika Cumhurbaşkanlığı Bakanı Khumbudzo Ntshavheni’n “Uluslararası toplumun gözetimi altındaki bir soykırım hoş görülemez.” ifadesini kullanırken Dışişleri Bakanlığı’nın 4 Kasım’da basına yaptığı açıklamada “İsrail’in hastanelerde, ambulanslarda, okullarda, apartmanlarda ve özel araçlarda Filistinli sivilleri doğrudan hedef alması bir savaş suçudur” dediğini hatırlattı.
Bakanlığın, Güney Afrika’nın “derhal ateşkes” çağrısını yinelediğini hatırlatan GÖKGEDİK, Güney Afrika hükümetinin, İsrail tarafından gerçekleştirilen Gazze’deki sivil ölümlerini “soykırım” olarak görürken Dışişleri Bakanı Naledi Pandor ise bu durumu “toplu cezalandırma” olarak tanımladığını aktardı.
Gazze’deki çatışmaya tepki olarak 4 Kasım’da ülkenin İsrail’deki maslahatgüzarlarını geri çağıran Çad’da, hükümet sözcüsünün “Çad, birçok masum sivilin hayatını kaybetmesini kınıyor ve Filistin meselesine kalıcı bir çözüm sağlayacak ateşkes çağrısında bulunuyor.” dediğini belirten Dumlupınar Üniversitesi İlahiyat Fakültesi araştırma görevlisi Dr. Öğr. Üyesi İsa GÖKGEDİK, şöyle devam etti:
“Çad’ın verdiği tepkinin oldukça anlamlı olduğunu belirtmek gerekir. Zira İsrail ile diplomatik ilişkilerini daha yeni geliştirmeye başlamıştı ve geçtiğimiz Şubat ayında bir büyükelçilik açmıştı. Aynı şekilde Sudan 2021’de İsrail’in egemenliğini tanıyan son Afrika ülkesi olmuştu. Ancak Filistin’in meşru müdafaa hakkını savunduğunu belirtti ve Cibuti, Güney Afrika ülkeleri gibi sürekli ihlaller nedeniyle bölgeyi radikalleştirdiğini söyleyerek İsrail’i Filistinliler arasında öfkeyi alevlendirmekle suçladı”.
İsa GÖKGEDİK, Libya Temsilciler Meclisi’nin de İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarını destekleyen ülkelerin büyükelçilerinin, Libya’yı terk etmelerini istediğini söyledi.
Temsilciler Meclisi sözcüsü Abdullah Buleyhık’ın, “İsrail’in yaptığı katliamı durdurmaması durumunda, Libya hükümetinden bu ülkeyi destekleyen ülkelere gaz ve petrol ihracını durdurmasını istiyoruz.” ifadelerini kullandığını dile getiren GÖKGEDİK, ve Başbakan Abdul Hamid Dbeibah’ın de ilk günden itibaren Filistin’e olan desteklerini net bir şekilde beyan ettiğini ifade etti.
İsa GÖKGEDİK, öteden beri Filistin ile tam dayanışma içinde olduğunu yineleyen Cezayir’in, uluslararası kurumları çatışmaya müdahale etmeye çağırdığını ve “İsrail’in sömürge yerleşimine” karşı savaşan Filistinlilere saygı duyduğunu ilan ettiğini hatırlattı.
Gökdemir, Cezayir’in, Filistin’de bir işgal olduğunu, Filistin halkının meşru hakları bulunduğunu ve uluslararası hukuka göre bu haklarının verilmesi gerektiğini vurgulayarak desteğini her fırsatta yinelediğini kaydetti.
Tunus parlamentosunun, İsrail ile ilişkileri normalleştirmeyi suç sayan tasarıyı görüşmeye aldığını hatırlan İsa GÖKGEDİK, “Meclis Başkanı Brahim Bouderbala “Filistin sorununun halkımız için temel mesele olduğu yönündeki tutumumuzu sürdüreceğiz. Bu varlığın normalleştirilmesine ve meşruiyetinin tanınmasına karşıyız.” dedi. Cumhurbaşkanı Kays Said, İsrail ile normalleşmeye karşı olduğunu, ülkesinin bu konudaki tutumunun da sabit olduğunu söyledi” diye konuştu.
İsrail-Filistin çatışmasındaki gelişmeleri görüşmek üzere 21 Ekim’de Kahire Barış Zirvesi düzenlendiğini söyleyen GÖKGEDİK, Zirveye ev sahipliği yapan Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin açıklamasında sivillerin hedef alınmasına karşı olduğunu belirterek, sivillerin korunması, sınırdaki insani yardım ve Filistinlilerin yerlerinden edilmesi konularına dikkat çektiğini belirtti.
Dumlupınar Üniversitesi İlahiyat Fakültesi araştırma görevlisi Dr. Öğr. Üyesi İsa GÖKGEDİK, başlangıçta İsrail’i açıkça destekleyen bazı Afrika ülkelerinin, İsrail’in saldırıları sonucunda ölü sayısının artmasıyla birlikte daha dikkatli tutumlar göstermeye başladığını belirterek sözlerine şöyle devam etti:
“Örneğin Kenya, ilk olarak İsrail ile güçlü bir “dayanışma” beyanında bulunmuştu, ancak o zamandan beri gerilimi azaltma çağrılarını desteklemeye devam etti. Tabi bu tavrı, yetkililerin ülke içindeki Şebab mensuplarının tepki saldırısından endişe duyuyor olmaları etkilemiş olabilir. Ayrıca içeriden bir tepki olarak, Ulusal Müslüman Liderler Forumu (NAMLEF) aracılığıyla Kenyalı Müslüman liderlerin, Hamas’la devam eden çatışmada insanlığa karşı işlenen suçları öne sürerek artık ülkenin İsrail’le bağlarını kesmesi ve elçisini geri çağırması talebi, ayrıca Filistinlilerle dayanışma içinde olma çağrısı da dikkatlerden kaçmamış olsa gerek”. (devam edecek- Tunus’ta da halk birçok kez Filistin için miting yapmak üzere sokaklara döküldü)