Rusya-Ukrayna Savaşı ile tehdidi yeniden kendi kıtalarında gören Avrupa devletlerinin savunma için yeni yaklaşımları tartışmaya başladığına vurgu yapan Başkan Dr. SAKMAN, NATO’ya artık güvenmeyen Fransa gibi devletlerin yanında Almanya gibi savunma yapısının gereği İttifak’a sağlam şekilde bağlı olanların dahi Avrupa merkezli savunma mimarisini gündeme almaya yönelttiğine dikkat çekti.
Zaman ve Azim
Dr. Tolga SAKMAN, Avrupalı hükümetlerin askeri harcamalarında artış kararının, tedarik ve hareket kabiliyeti artırımını amaçladığını belirterek, “Üstelik devletlerin müstakil yaklaşımları yanında, kuruluş amacı ve kurumsal yapısında savunma yaklaşımı bulunmayan Avrupa Birliği’nin de güvenlik kanadının güçlendiğini görüyoruz. AB yeni organizasyonlar, kararlar ve fonlar ile hem kurumsal olarak Birlik’in hem de devletlerin savunma kapasitesini artırmayı amaçlıyor. Fakat tüm bu harcamaların savunma mekanizmasını güçlendirebilmesi için ihtiyaç duyulan zaman ve azim konusunda politika yapıcıların elinin çok güçlü olduğu söylenemez” dedi.
Avrupa’da artan silahlanma harcamalarının somut hale gelmesi için mühimmat ve araçların orduların kullanımına girmesinin gerektiğine vurgu yapan Başkan Dr. SAKMAN, Mevcut durumda Ukrayna’da savaş devam ederken ve birçok ülkeden siparişler yığılmışken söz konusu ürünlerin ordulara tesliminin zaman alacağını ve üstelik bu ürünlerin kullanımı için gerekli eğitim ve bürokratik süreçlerin de Avrupa’daki gibi hantallaşmış kurumsal yapıda oldukça ağır işleyeceğinin altını çizdi.
Diplomatik İlişkiler ve Politik Araştırmalar Merkezi (DİPAM) Başkanı Dr. Tolga SAKMAN, şunları söyledi:
“Ulusal orduların yanında AB nezdinde kurulmaya çalışılan ve Avrupa Ordusu hedefiyle ilerleyen askeri girişimlerde de ortak bir vizyona varılamaması, müktesebatın oluşmasında AB normlarının detaylı yapısı gibi nedenlerle de Avrupa genelinde inşa edilmeye çalışılan savunma mekanizmasında gecikmeler söz konusu. Buna bir de uzun zamandır savaşma kabiliyeti kullanmamış askeri bürokrasi, motivasyonu olmayan askeri personel ve bu fikre uzak toplumsal yapıyı eklediğimizde savaş veya savunma kapasitesi için önemli olan insan faktöründeki azmin de eksikliğini vurgulamamız gerekir”.
Savunmada Alternatif Yaklaşımlar
(DİPAM) Başkanı Dr. Tolga SAKMAN, Bu şartlardaki tüm niyetlere, ulusal ordulara yatırımlara ve Avrupa merkezli savunma mimarisi çalışmalarına rağmen istenilen ilerlemenin kat edilememesinin, NATO ülkelerine yönelik siyasi ve askeri provokasyonlarını artırma eğiliminde olabilecek Rusya ile ilişkilerde uzun süreli bir gerilime hazırlıklı olunması fikri adına riskler içerdiğini dikkat çekti.
Dr. Tolga SAKMAN, “diğer yandan benzerine sıkça rastladığımız açıklamalardan sonuncusu AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell tarafından Münih Güvenlik Konferansı’nda Batılı ülkelere “güvenlik ve savunma yeteneklerini önemli ölçüde güçlendirmeleri” çağrısı, savunma kapasitesinin geliştirilmesinde alternatif süreçlerin ve kurumların değerlendirilebileceği algısını güçlendirdi” dedi.
“Avrupa kendi Wagner’ini mi arıyor?”
Alternatif savunma mekanizması için akla gelen kurumun, özel sektöre olduğu kadar hükümetlere, uluslararası kuruluşlara ve devlet dışı aktörlere çeşitli askeri, paramiliter ve güvenlik hizmetleri sunan özel askeri şirketler (ÖAŞ) olduğunu ifade eden Dr. SAKMAN, özellikle savaşın başlarında Rusya’nın Ukrayna sathında Wagner şirketini yoğun şekilde kullanmış olmasının, Avrupa için de benzer şartları çağrıştırdığına dikkat çekti.
Dr. Tolga SAKMAN, Avrupa’da uzun süredir mevcut olan politik zemin ve orduların dönüşümündeki zorluğa karşın özel askeri şirketlerin “müşterinin talebini yerine getirme adına” daha esnek ama hızlı yönetilmesi ve yönlendirilmesi işlerinin kolaylaştırabilecek gibi göründüğünün altını çizdi.
“Fransız GEOS, Alman ASGAARD, İngiliz AEGIS gibi kuruluşlar Avrupa merkezli özel askeri şirketler olarak faaliyetlerine devam ediyorlar” diyen Dr. SAKMAN, “Mevcut şirketler ulusal kanunlarla düzenlenmiş bir yapı içerisinde ve kısıtlılıklarla görev yapıyorlar. Bununla birlikte söz konusu şirketlerin özellikle kronik istikrarsız bölgelerde görev almalarının yanında kurumsal olarak Avrupa’nın ortak çıkarlarına hizmet edecek şekilde yapılanmadıkları da aşikar. Tartışılan noktada müşterisinin ortak Avrupa olduğu bir yapılanmanın gerçekleşmesi için şartlar oldukça zorlayıcı” olduğunu belirtti.
Avrupa’da Özel Askeri Şirketlerin Etkileri, Faydaları ve Zorlukları
Bu düzenleyici şartların Avrupa’da savaşçı bir grubun oluşması önünde engel olacağını hatırlatan (DİPAM) Başkanı Dr. Tolga SAKMAN, şunları aktardı:
“Wagner benzeri şekilde örgütlenmiş, yapısı gereği hükümetlerle ilişkili ancak resmi olarak aldıkları görevler, yaptıkları eylemler hatta sahip oldukları araç mühimmat ve personel kapasitesi dahi net şekilde bilinmeyen kuruluşlara devletler tarafından müstakil operasyon kabiliyeti tanınması, Avrupa normlar ekosistemi içinde kabul görmesi beklenen bir durum değil. Avrupa’nın Birlik nezdinde de yasal ve politik zemininin böyle yapılanmaları yönetmesi oldukça güç”.
Dr. Tolga SAKMAN, bu zorluklara rağmen Avrupa siyasetindeki ve ordularındaki eksikliklerin bu şirketlere yaklaşımı değiştirebileceğini hatırlatarak, ” Çoğunlukla profesyonel ordu sistemi uygulayan kıtanın genelinde azmini kaybetmiş Avrupalı subaylar ve askerlere karşın bir subayın yaklaşık on katı maddi kazanç sağlama motivasyonuyla şirketlere dahil olan ve doğrudan savaşa giden personel önemli bir faktör. Üstelik sahip olacakları mühimmat ve araçların temini ve kullanımının da kısmen daha esnek olması, siyasi manevraları da kolaylaştırır. Fakat bunun da ötesinde en önemli konu Avrupalı devletlerin resmi olarak savaşa girme konusundaki handikaplar”ın bulunduğunu açıkladı.
Avrupalı devletlerin inşa ettikleri politik ve toplumsal yapı ile mevcut sistem içindeki müdahaleci olmayan dış politika imajının ulusal orduların hareket kabiliyetini de kısıtladığını ifade eden (DİPAM) Başkanı Dr. SAKMAN, “İçinde bulundukları NATO gibi ittifak şartlarının veya anlaşmaların gereği yanında resmi olarak bir çatışma içinde yer almaktan kaçınma için şirketlerin kullanılması Avrupa için gittikçe daha mantıklı görünüyor. Wagner benzeri bir yapılanma ile bugün Ukrayna’nın savunulmasında ve ilerdeki benzeri şartlarda, Avrupa adına bir cephe açmadan, menfaatlerin gerçekleşmesi için bulunmak istenen bölgelerde bayrak göstermekten imtina edilerek, coğrafyanın savunulmasına destek olunması temel yaklaşımı destekliyor” dedi.
“Tüm zorluk ve avantajları birlikte düşündüğümüzde Avrupa’da bir ÖAŞ yapılanmasının savunma işlerini çok kolaylaştıracağı açık” olduğunu dile getiren Dr. Tolga SAKMAN, ancak Avrupa’nın savunduğu normların ve sisteme uygun olmayan bu yapılanma ile ilerlemesinin, zaten Batı için sıklıkla gündeme gelen ve kurdukları sistem üzerinden hakimiyet döneminin sonlandığına dair eleştirileri destekleyeceğini kaydetti.