Delta varyantı ne kadar bulaşıcı, aşılar varyanta karşı etkili mi?
UHA HABER / Covid-19’a yol açan koronavirüsün en güçlü varyantı olarak kabul edilen Delta, birçok ülkenin kısıtlamaları hafifleterek ekonomilerini canlandırmaya çalıştığı bu dönemde yayılmaya devam ederken, virolog ve salgın hastalık uzmanlarının salgına ilişkin tahminlerinin de değişmesine neden oldu.
(UHA) Uluslararası Haber Ajansı‘nın ‘TRT Haber‘den aktardığı Berrak Kanbir Rodriguez Sanmartin’‘nın haberinde, Aşılar Covid-19’un neden olduğu ağır hastalık ve hastane tedavisine ihtiyaç gereksinimini güçlü şekilde azalttı ancak elde edilen bulgular ilk defa Hindistan’da ortaya çıkan delta varyantının iki doz aşı olanlarda bile hızla bulaştığına işaret ediyor.
İngiltere’de koronavirüs varyantlarının genetik dizilim çalışmalarının başındaki mikrobiyolog Sharon Peacock “bugüne kadar görülen en güçlü ve hızlı varyant” olarak tanımladığı Delta’nın şu anda dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük risk olduğunu belirtiyor.
Delta varyantı neden daha bulaşıcı?
Çin’de yapılan bir çalışma koronavirüs bulaşan kişilerin ilk kez 2019’da Vuhan’da ortaya çıkan virüse kıyasla burunlarında bin kat daha fazla Delta varyantı taşıdığını tespit etti.
İngiliz mikrobiyolog Peocock daha fazla virüsün dışarıya atılıyor olması sebebiyle Delta varyantının daha bulaşıcı olabileceğini ancak bu konuyla ilgili araştırmaların hala sürdüğünü belirtiyor.
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) San Diego Üniversitesi’nden bağışıklık uzmanlarına göre delta varyantı İngiltere’de ilk kez görülen ve orijinal virüsten daha bulaşıcı olduğu bildirilen Alpha varyantından yüzde 50 daha bulaşıcı.
Kaliforniya’daki Scripps Araştırma Dönüşümsel Enstitüsü Müdürü ve genetik dizilim uzmanı Eric Topol Delta varyantının kuluçka döneminin daha kısa olduğunu ve bu nedenle daha fazla viral parçacığa sahip olduğunu dile getiriyor. Topol bu durumun aşıları zorladığını ve aşılanmış kişilerin bu nedenle özellikle dikkat etmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Topol virüsün en çetin versiyonunun ortaya çıktığı bu dönemde kısıtlamaların kaldırılması, özellikle de maske kullanımından vazgeçilmesinin yapılması gereken son şey olduğu görüşünde.
Aşı Delta varyantına karşı ne kadar koruyor?
Delta’nın en kaygılandıran yönü insanları daha çok hasta etmekten ziyade daha hızlı bulaşarak aşı olmamış kişilerde ağır hastalığa yol açması ve hastene tedavisi gerektirmesi.
İngiltere Halk Sağlığı Kurumu geçen hafta yayınladığı son verilerde ülkede Delta varyantı nedeniyle hastanede yatan 3 bin 692 kişiden yüzde 53’ünün aşılanmamış olduğunu, yüzde 22,8’inin ise tam doz aşılanan kişiler olduğunu açıkladı.
Delta’nın en baskın varyant olduğu Singapur’da da geçtiğimiz hafta hükümet tarafından açıklanan son verilere göre Covid-19 vakalarının üçte birini aşılanmış kişilerin oluşturduğunu ancak hiçbirinde hastalığın ağır seyretmediği bildirildi.
Dünyada en fazla Covid-19 vakası ve hastalıktan kaynaklanan ölümlerin yaşandığı Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) yeni enfeksyonların yüzde 83’üne Delta varyantı neden oluyor. Hekimler aşıların hafif enfeksiyonlara karşı yüzde 100 koruma sağlamamasının aşılanmış kişilerde hayal kırıklığı yarattığını belirtiyor. Ancak ülkede bugüne kadar koronavirüs kaynaklı ağır hastalıkların yüzde 97’sinin aşılanmamış kişilerde görülmesi aşıların etkinliği konusunda önemli bir veri sağlıyor.
Öte yandan İsrail‘den gelen bilgiler aşı olanlar için biraz daha karamsar. İsrail sağlık yetkililerinin verdiği bilgilere göre halen koronavirüs nedeniyle hastanede tedavi görenlerin yüzde 60’ını aşılanmış kişiler oluşturuyor. Çoğunluğu 60 yaş üzeri olan bu kişilerin başka sağlık sorunu bulunduğu belirtiliyor.
“Koronavirüsü yok edecek sihirli değnek yok”
İsrail’deki Ben Gurion Halk Sağlığı Okul Müdürü Nadav Davidovitch “Bütün sorunlarımızı çözecek bir sihirli değnek olduğu yanılgısı içindeyiz” diyerek koronavirüsün bize bir ders verdiğini belirtiyor.
Reuters haber ajansına değerlendirmelerde bulunan Davidovitch ülkede kullanılan ve en etkili Covid-19 aşılarından biri olan Pfizer/BioNTech aşısının bireysel düzeyde yüksek koruma sağladığına ancak başkalarına enfeksiyon bulaştırma konusunda etkinliğinin ciddi oranda düşük kaldığına dikkat çekiyor.
Pfizer/BioNTech’in geliştirip ürettiği Covid-19 aşısının etkinliğine dair İsrail’de bugüne kadar yapılan çalışmalarda aşının virüsün bulaşıcılığına olan etkisi yüzde 41 oranında kaldı. israilli uzmanlar bu bilgiden doğru bir sonuç çıkarabilmek için daha fazla bilgiye ihtiyaç olduğu konusunda uyarıda bulunuyor.
Tıp ve salgın hastalık uzmanları bu kadar kısa sürede ve virüsün önceki varyantlarına göre etkin ve güvenli koruma sağlayan Covid-19 aşılarının geliştirilebilmiş olması nedeniyle insanların rehavete düştüğü görüşünde. Aşı geliştirilirken öncelikli amacın ağır hastalık ve ölüm tehlikesinin giderilmesi olduğunu hatırlatan uzmanlar, bulaşıcılık konusunda hala dikkatli olunması gerektiğinin altını çiziyor.
HABER : Berrak Kanbir Rodriguez Sanmartin
[UHA Haber Ajansı, 29 Temmuz 2021]