Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bugüne kadar milletimize ne söz verdiysek yerine getirdik”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin en saygın bağımsız, tarafsız düşünce ve yayın kuruluşu SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’n bünyesinde Prof. Dr. Burhanettin DURAN’ın genel yayın yönetmenliğinde aylık periyotta hazırlanan Kriter Dergisi’ne röportaj verdi.
SÖYLEŞİ: Prof. Dr. Burhanettin DURAN
BUGÜNE KADAR MİLLETİMİZE NE SÖZ VERDİYSEK YERİNE GETİRDİK
Depremden önce bir kampanya iletişim stratejisi hazırlamıştınız ve 28 Ekim’de Türkiye Yüzyılı lansmanıyla süreci başlatmıştınız. Ancak deprem felaketi kuşkusuz bazı dengeleri değiştirdi. Depremden sonra seçim kampanyanızda nasıl bir revizyona gittiniz? Son 40 günde nasıl bir kampanya yürüteceksiniz?
AK Parti olarak 2023 seçimleri için kampanya stratejimizi tam 21 yıl önce hazırlamaya başladığımızı söylesem abartmış olmam. Çünkü Cumhuriyetimizin 100’üncü yılının ülkemiz için taşıdığı ehemmiyeti biliyoruz. Tabii biz, Allah’a şükürler olsun ki bugüne kadar milletimize ne söz verdiysek yerine getirdik. Aslına bakarsanız Türkiye Yüzyılı, bu süreçte elde edilen birikim ve sürekli tazelenmekte olan motivasyonumuzu tanımlayan bir vizyon. Kampanya sürecinde bu 21 yıldaki hizmet ve eser siyasetimizi milletimize hatırlatmak ve bu hatırlatmalarımızın vatandaşlarımız nezdinde samimi kabullere dönüşmesi en önemli hedefimizdi. Çünkü bu vizyonun, beka problemi arz eden muğlak bir ittifak karşısındaki en önemli güvence olduğunu kabul etmek gerekiyor.
Geçtiğimiz yılın 28 Ekim’inde, Türkiye Yüzyılı vizyonuyla seçim kampanyamızın ilk işaret fişeğini zaten atmıştık. Ancak, deprem felaketi nedeniyle seçim kampanyamızda değişikliğe gittik. Ülkemizin 11 ilinde insanlarımız yas tutuyor. Evlerini kaybedenler üzüntü içinde. Şehirlerimiz ayağa kalkma mücadelesi veriyor. Böyle bir iklimde kimse önceki dönemlerdeki gibi bir kampanya yapamaz, yapmamalıdır. Biz de kampanyamızı, seçimin önemine uygun ama aynı zamanda depremzedelerimizin acısına saygılı bir şekilde yürütme kararı aldık. Sessiz ama derinden bir seçim kampanyası yürüteceğiz. Türkiye Yüzyılı vizyonu ana temamızla çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Aday listelerinin Yüksek Seçim Kuruluna verilmesinin ardından beyannamemizi ve sloganlarımızı kamuoyuyla paylaşacağız.
LİSTELERİMİZİ YENİLEYECEĞİZ
Bir yandan da Türkiye hızla seçime yaklaşıyor artık sayılı günler kaldı. Milletvekili listeleri bu ay açıklanacak. 17 bakanınızın milletvekili adayı olacağını açıklamıştınız. Mevcut listelerin değişim oranı ne olacak? Adayların belirlenmesi konusunda nasıl bir çalışma yürütülüyor biraz bundan bahsedebilir misiniz?
Öncelikle meclisimizin 27. döneminde AK Parti sıralarında partimize, ülkemize ve milletimize hizmet eden her bir arkadaşıma şükranlarımı sunuyorum. Yine partimizin ve grubumuzun görevlendirmesiyle deprem bölgesinde gerçekten fedakarca ve samimiyetle milletimizin yanında yer alan her bir milletvekilimize şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum.
Ülkede demokrasiye, samimiyetle sahip çıkan, parti içinde de demokrasiyi en şeffaf yürüten teşkilat AK Parti’dir. Tabii geçtiğimiz günlerde 81 ilimizde 6 binin üzerinde aday adayı için temayül yoklamaları yapıldı. Bu sayı partimize ilginin bir göstergesidir. Merkez Yürütme Kurulu ile Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyelerimizden oluşan komisyonlar, aday adaylarını yüz yüze görüşmeyle değerlendirmeye tabi tutuyor. Bu sürecin ardından da başkanlığını bizzat yapacağım bir üst komisyonda aday listemize son şeklini vereceğiz. Her dönemde olduğu gibi bu dönemde de milletvekili listelerimizde birtakım yenilenmeler muhakkak olacaktır. Bakan arkadaşlarımız da kabinede sahip oldukları birikimi ve enerjiyi milletvekili olarak meclis çatısı altında değerlendirecekler. Her bir bakan arkadaşımız en iyi hizmet edeceği yerden aday olacaktır.
Yüksek Seçim Kurulu’nun takvimine göre 9 Nisan’da aday listelerimizi teslim ettik. Tabii olarak üç dönem kuralı ve diğer sebeplerle aday listelerimizde yeni isimler de yer aldı. Arkadaşlarımızın bir kısmıyla ise önce aday sonra milletvekili olarak inşallah devam edeceğiz. Bu bir bayrak yarışıdır. Tüm arkadaşlarımızla farklı zeminlerde, farklı görevlerde omuz omuza mücadeleye devam edeceğiz. AK Parti ben partisi değil, biz partisidir. Ve bu adaylıkla ilgili bunları bir neticeye bağladıkça da kamuoyuyla paylaşacağız.
[Erdoğan “Muhalefetin Türkiye’nin önüne koyduğu model, ittifaktan daha çok, eski koalisyonların yeniden canlandırılması girişimidir. Yedili koalisyon, makam, mevki pazarlığı yapan; bakanlıkları, devletin yönetim kademelerini pazarlıkla paylaşan bir siyaset mühendisliği girişimidir.]
KARŞIMIZDA ADETA BİR “YIKIM İTTİFAKI” VAR
Muhalefet beş farklı partinin genel başkanlıklarına ek olarak yedi farklı başkan yardımcısı ve HDP’nin masada olduğu bir koalisyonla ülkeyi yönetebileceğini iddia ediyor. Daha seçimlere gitmeden koltuk pazarlıkları krizleri doğurdu. Böyle bir siyasi anlayış Türkiye’yi yönetebilir mi?
Muhalefet cumhurbaşkanlığı yardımcılıklarını, bakanlıkları, milletvekilliklerini ve devletin yönetim kademelerini bir at pazarlığına dönüştürerek bir araya geldi. Millete hizmeti değil, ülkenin menfaatlerini değil, kendi çıkarlarının peşinde olduklarını bu süreçte gösterdiler. Ülkeye istikrarı değil, kaosu vadediyorlar. “Ne vereyim abime” mantığı ile koltuk dağıtmanın, koltuk pazarlığının peşindeler. Mevcut koltuklar yetmez endişesi ile bakanlık sayılarını artırarak birilerine yeni koltuk bulma derdindeler. Milletin önüne koyacakları bir vizyonları olmadığı için, “iktidara gelirsek yapılanları yıkacağız” diye milletin önüne çıkıyorlar. Adeta bir yıkım ittifakı gibi hareket etme sözü veriyorlar. Bunlar o kadar kendi dertlerine düştüler ki, milletimizin böyle bir siyasete teveccüh göstermeyeceğini bilmeyecek kadar da gerçeklikten koptular. Bu milleti tanımıyorlar. Yapamayacakları şeyleri, tutamayacakları sözleri vererek, yalan ve iftiraya başvurarak gerginlik siyasetinden medet umuyorlar. İktidarlarımız döneminde milletimizin siyaset kurumuna beslediği güveni sarsma çabası içindeler.
Milletimizin desteğinden daha çok uluslararası güç odaklarının kendilerine “aferin” demesine muhtaçlar. Sistematik Türkiye düşmanlığı yapanlara, ülkemizin karşısında hizalanan güç odaklarına selam gönderiyorlar. Bunların Ege’deki, Mavi Vatandaki haklarımızı, ülkemizin güvenliğini sağlamak için sınırlarımızın ötesindeki güvenli bölgeleri ve ordumuzun oralarda gerçekleştirdiği terörle mücadeleyi savunduğunu gördünüz mü? FETÖ, PKK, YPG, PYD gibi terör örgütleri ile mücadele edeceklerine dair şimdiye kadar bunlardan kararlı bir söz duyduk mu? Aksine, HDP ile yol yürümek için kayyumu kaldırmayı, belediyelere özerklik vermeyi vadediyorlar. Terörle mücadele etme sözü veremiyorlar. Terörle mücadele sözü vermek bir yana, terör örgütlerinin başını ezen kurumlarımıza saldırıyorlar.
Böyle bir anlayış ne Türkiye’yi yönetebilir, ne ülkemizin çıkarlarını uluslararası mecralarda savunabilir, ne milli projelerimizin arkasında durabilir, ne de terörle mücadele edebilir.
YEDİLİ KOALİSYON PAZARLIK MASASINDA
Sizin muhalefetin birbirine benzemez farklı partilerin bir koalisyon modeli ile Türkiye’yi yönetemeyeceği eleştirinize, muhalefet kanadı da Cumhur İttifakı’nın da birden çok partinin bir araya geldiğini söyleyerek cevap veriyor. Bu bağlamda Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı’nın farkını nasıl ortaya koyuyorsunuz?
Cumhur İttifakımız sadece bir seçim ittifakı değildir. Cumhur İttifakı, Türkiye’ye yönelik iç ve dış kaynaklı hasmane girişimlere karşı milli ve ahlaki bir duruş çerçevesinde bir araya gelmiştir. İttifakımızda bu yedili masadaki gibi koltuk, makam ve kişisel ikbal pazarlıkları asla yoktur. Bakanlık ya da başkan yardımcılığı gibi paylaşım pazarlıkları bizim ittifakımızda yoktur. Bizdeki Türkiye’nin istiklalini ve istikbalini her şeyin üstünde tutan bir anlayışla ve ilkeler üzerinden yürüyen bir anlayışın siyasete yansımasıdır. AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, Büyük Birlik Partisi’nin birlikteliği ile bugüne kadar yol yürümüş, milletimizin güvenini kazanmış bir ittifaktır. Yerli ve milli bir duruşu merkeze alan bir ittifak olarak, Yeniden Refah Partisi ve HÜDA PAR’ın katılımı ile yolumuza devam ediyoruz.
Muhalefetin Türkiye’nin önüne koyduğu model, ittifaktan daha çok, eski koalisyonların yeniden canlandırılması girişimidir. Yedili koalisyon, makam, mevki pazarlığı yapan, bakanlıkları, devletin yönetim kademelerini pazarlıkla paylaşan bir siyaset mühendisliği girişimidir. Bu masa kumar masasıdır. Bunların masası kavganın, entrikanın eksik olmadığı bir kriz masasıdır. Yedili masa Türkiye’yi AK Parti iktidarları öncesine götürecek, yönetim krizine ve siyasi istikrarsızlığa gebe bir oluşumdur. Bunlarda birbirine benzemez partileri bir araya getiren, terör örgütünün siyasi kanadını ittifaka dahil eden derme çatma bir çıkar birlikteliği vardır. (devam edecek-SESSİZ DEVRİMLER GERÇEKLEŞTİRDİK)