ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
09:33 Agriconnect Türkiye Sürdürülebilir Gelecek Platformu, COP29 Taraflar Konferansı’na katılacak
09:17 Çay içerken yanında yenilenlere dikkat: Kalsiyum ve demir emilimini sıfırlıyor
07:47 Tarım ve Orman Bakanlığı yeni listeyi açıkladı: Sağlığı riske atan tereyağı ve peynirler tek tek ifşa edildi
07:34 AB, “düzensiz göçle mücadele yasalarını sertleştirme” kararı aldı
06:47 Prof. Dr. Mühip Kanko, “Cumhurbaşkanlığı onayıyla yürütülen Kartepe Haddane ve Çevre Tahribatı projesinden vazgeçilmesi son derece önemli”
06:09 CHP’li Bülbül, kayıp çocuk sayısını açıklayamayan TÜİK’i eleştirdi
01:01 Tarımsal destekleme ödemeleri hesaplara aktarılıyor
00:54 Ömer Çelik’ten katil İsrail’in bakanına tepki: Katz bir cinayet şebekesinin üyesidir
00:45 Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Azerbaycan’a kutlama mesajı
00:39 İstanbul’daki bebek ölümleriyle ilgili 22 kişi tutuklandı
00:33 Dışişleri’nden soykırımcı katil İsrail’in eli kanlı bakanına fotoğraflı tepki
00:32 İran Dışişleri Bakanı Türkiye’de: Ankara, Tahran’a karşı elini güçlendiriyor mu?
00:21 Hakan Fidan Hamas üyelerini kabul etti
00:13 Cevdet Yılmaz: Barış katliamla değil Filistin halkının haklı talepleri karşılanarak sağlanabilir
00:08 Beyaz Saray: “Yahya Sinvar’ın öldürülmesi Gazze’de olası ateşkes için bir dönüm noktası olabilir”
00:08 İstanbul’da Güney Kafkasya Bölgesel İşbirliği toplantısı: Erdoğan İsrail’e silah ambargosu için BM’ye çağrı yaptı
00:02 Azerbaycan Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler ve Kulüpler Birliği (KOBSKA) ve  Su Politikaları Derneği  “Ticari İşletmelerin Yeşil Ekonomiye Geçişinin Desteklenmesi” projesinde işbirliği yapacak
17:35 Ankara ATO’da sanatseverlere kapılarını açan ARTNOUVA sanat fuarı büyük ilgi görüyor
11:19 Trabzon’un Akçaabat ilçesinde yapımı tamamlanan İbrahim Erdemoğlu Spor Lisesi Kompleksi’nden notlar!
10:30 (TSKB) Başekonomisti ve Direktörü Ünüvar, “Mavi ekonomiyi, etki yatırımların finansmanı içerisinde yer alabilecek mavi tahvilleri de ajandamıza eklememiz gerekiyor”
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Katar Ziyaretinin İkili İlişkiler ve Bölgesel Gelişmeler Açısından Anlamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Katar Ziyaretinin İkili İlişkiler ve Bölgesel Gelişmeler Açısından Anlamı
10 Aralık 2021
348
A+
A-

ANKARA-UHA HABER / Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ikili ilişkiler ve bölgesel meseleler gündemiyle Doha’ya gitti. Katar, Türkiye’nin Körfez bölgesindeki en güçlü müttefiklerinden biri olmasının yanında hem güvenlik hem de ticaret açısından da en güçlü iş birliğine sahip olduğu ülkelerden biri. 

Doç.Dr. HELİN SARI ERTEM | AVESİSİstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğr. üyesi Doç. Dr. Helin Sari Ertem, SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Insight Turkey dergisinde editörü ve Araştırmacı Gloria Shkurti Özdemir’e, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Katar ziyaretiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Doç. Dr. Helin Sari Ertem, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Katar ziyareti Türkiye-BAE yakınlaşmasının adeta sağlaması niteliğinde olduğuna dikkat çekerek, “BAE ve Katar 2021 başında Ula’da yapılan Körfez İş Birliği Konseyi zirvesinden bu yana zaten buzları eritmiş ve sıra Türkiye’nin bölge ülkeleri ile ilişkilerinin normalleşmesine gelmişti” dedi.

Son aylarda Türkiye’nin Suudi Arabistan, Mısır ve Bahreyn’le başlattığı diyalog ortamının BAE ile normalleşmeyi de beraberinde getirdiğini hatırlatan Doç. Dr. Ertem,  bir anlamda Katar’ın tüm bu normalleşme çabaları için katalizör işlevi gördüğünü belirtti.

Doç. Dr. Helin Sari Ertem, “Dolayısıyla da ortada Türkiye-Katar ilişkilerini endişeye sevk edecek bir durum yok bilakis bu iş birliğini daha da geliştirme potansiyeli söz konusu” olduğunu ifade etti.

Her iki ülkenin bölgede yaşanan sıkıntılı süreçler ve baskı ortamına rağmen uzunca bir süredir iş birliği halinde bulunduğunun altını çizen Doç. Dr. Ertem,  “Ankara ve Doha yönetimleri başta Suriye, Libya ve Yemen krizleri olmak üzere küresel ve bölgesel pek çok konuda benzer görüşlere sahipler ve bu sayede stratejik bir ortaklık kurmuş durumdalar” dedi.

Doç. Dr. Helin Sari Ertem, Bölgesel uzlaşma vurgusuyla öne çıkan ve bölge ülkelerinin geniş bir kesimini kapsayan bu yeni dönemde, Türkiye ve Katar arasındaki iş birliğinin daha rahat bir atmosferde güçlenerek devam edeceğini belirtti..

Tüm bu olup bitenleri sistemsel, bölgesel ve yerel dinamikler açısından anlamlandırmanın mümkün olduğunu açıklayan  Doç. Dr. Ertem, Sistemsel açıdan bakıldığında küresel düzlemde yaşanan ABD-Çin rekabetinin belirleyici olduğunun söylenebileceğini aktardı.

Doç. Dr. Helin Sari Ertem, Çin ile rekabete odaklanan Amerikan yönetiminin eski Başkanı Barack Obama’dan bu yana Avrupa ve Ortadoğu’da bölge ülkelerinin “kendi sorunlarını öncelikle kendilerinin halletmesi” yönünde bir siyaset izlediğini, diğer bir deyişle “uzaktan dengeleme”ye (offshore balancing) gittiğini görüyoruz” dedi.

Bu açıdan bakıldığında Ortadoğu’da gerek Türkiye gerekse diğer müttefik ülkelerin aralarındaki sorunları en aza indirmeleri dolayısıyla normalleşmeye gitmelerinin sistemsel dengeler açısından Washington’ın da istediği bir durum olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Ertem, “Müttefikleri arasındaki bağın kuvvetlenmesi bölgesel krizlere ABD yerine öncelikli olarak bu aktörlerin müdahale etmesini kolaylaştıracak, bu sayede Washington yönetimi dikkatini Asya Pasifik’e yönlendirebilecektir” şeklinde açıkladı.

“Bölgesel açıdan baktığımızda ise Mısır, Suudi Arabistan ve BAE gibi ülkelerin görece daha uyumlu ve iş birliğine açık politikalar izleyerek “Ortadoğu’da birlik”ten yarar sağlamaya çalıştıkları söylenebilir” diyen Doç. Dr. Helin Sari Ertem,  bu yaklaşımın Türkiye’nin son dönemdeki beklenti ve ihtiyaçları ile de uyum içinde olduğuna vurgu yaptı.

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğr. üyesi Doç. Dr. Ertem, Libya, Suriye ve Yemen gibi kritik bölgesel sorunlarda bir kilitlenmenin söz konusu olduğuna dikkat çekerek ve bunu aşabilmek için önde gelen bölge ülkelerinin uzlaşmaktan ya da belirli konularda taviz vermekten başka çaresinin bulunmadığını aktardı.

Devam eden istikrarsızlık ve gerilim ortamının ise en çok bölge ülkelerine zarar verdiğini dile getiren Doç. Dr. Helin Sari Ertem, gelinen noktada tüm tarafların ilişkilerin iyileşmesinin, kötüleşmesinden çok daha fazla getirisi olduğunu anlamış durumda olduğunu belirtti.

“Burada söz konusu iyileşmenin yerel boyutta yani ülkelerin iç siyasetinde oluşturacağı olumlu etkiye de değinilmeli” diyen Doç. Dr. Ertem, şunları söyledi:

“Bölge ülkeleriyle ilişkilerde sağlam bir zemin kazanımı Türkiye’nin diğer coğrafyalarda yaşadığı sorunlarda (örneğin Doğu Akdeniz ve Ege’de) elinin güçlenmesi kadar iç siyasette de görece rahatlaması anlamına gelecektir. Körfez ülkeleriyle normalleşme sayesinde Türkiye’ye yönelebilecek sıcak para özellikle ekonomik anlamda can suyu niteliğindedir. Sıcak para akışı beklenen ölçüde gerçekleşmese dahi ilk etapta kamuoyunda bir destek mesajı olarak algılanacak, yalnızlık hissini azaltacaktır” dedi.

Doç. Dr. Helin Sari Ertem, Ortadoğu’da birlik duygusunun güçlenmesinin, söz konusu diğer ülkelerin halkları üzerinde de olumlu bir etki bırakacağını ve pandemi döneminde yaşanan içe kapanmayı aşmayı da kolaylaştıracağını anlattı.

“Son yıllarda net bir şekilde görülmüştür ki Ortadoğu’da “kazan-kazan” yaklaşımına geri dönülmesi sadece Türkiye değil diğer aktörler açısından da çok daha avantajlı” olduğunu dile getiren Doç. Dr. Ertem, “Umarız bölgede gördüğümüz normalleşme hamleleri uzun vadede kalıcı olur. Zira bu durum doğru değerlendirilebilirse en çok bölge halklarının lehine sonuçlar oluşturacak, İslam dünyasının mustarip olduğu parçalanmışlık hissini bir nebze de olsa azaltarak Ortadoğu’nun huzur ve refahına katkı sağlayacaktır” diye kaydetti.

HABER : Ataner YÜCE

[UHA Haber Ajansı, 10 Aralık 2021]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.