Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Yüzyılı’nın taşıyıcı kolonlarından birini güvenlik olarak gördük”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye Yüzyılı’nın taşıyıcı kolonlarından birini güvenlik olarak gördük” dedi.
UHA / İnternational News Agency
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ülkenin yıllarca ikinci sınıf ekonomiye ve demokrasiye mahkûm edildiğine dikkati çekerek şunları söyledi:
“Kargaşa ve çatışma ortamını da milletin ensesinde adeta boza pişirdikleri vesayet teşebbüslerinin bahanesi olarak kullandılar. 2002 yılında göreve geldiğimizde geçmiş acı tecrübelerin ışığında asayiş hizmetlerinin kalitesinin arttırılmasına büyük önem verdik. Eğitimden sağlığa, turizmden tarıma, savunma sanayinden enerjiye ve ulaşıma varıncaya kadar ülkemizi büyük yatırımlarla donatırken Türkiye Yüzyılı’nın taşıyıcı kolonlarından birini güvenlik olarak gördük. Değişen güvenlik tehditleri karşısında teknik kapasitelerimizi arttırdık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni mücadele konseptleri geliştirildiğini vurgulayarak terörü kaynağında bertaraf etme stratejilerinin bunlardan biri olduğunun altını çizdi.
Mafyayla çetelerle organize suç örgütleriyle tavizsiz mücadelenin de yapıldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zehir tacirlerine, şehir eşkıyalarına göz açtırmama aynı şekilde bunlardan biriydi. Vatandaşımızın huzuruna kastedenler, karşılarında ilk önce devletimizin güvenlik birimlerini buldu.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendini devletten, kanundan, nizamdan üstün gören ve kendini dokunulmaz gören alçakların” tepesine binildiğini belirterek şöyle devam etti:
“Terör örgütlerine sınırlarımız içinde ve dışında nefes alacakları hiçbir alan bırakmadık. Burada sadece şu rakamı vermek isterim; 2024 yılı içerisinde PKK’sinden FETÖ’süne, DHKP/C’sinden DEAŞ’ına, eli kanlı canilere karşı 35 bin 500 operasyon düzenlendi. Bu operasyonlarda 825 terörist etkisiz hâle getirildi, 70 terör eylemi güvenlik güçlerimiz tarafından engellendi. Hemen her gün üst düzey bir teröristin imha haberini alıyoruz. Bu operasyonların neredeyse tamamını kendi silahlarımızla yerli ve millî teknolojimizle gerçekleştiriyoruz. Savunma sanayinde dışa bağımlılığımızı azaltmak bu alanda muhannete muhtaç olmamak için her türlü gayreti gösteriyoruz. Lübnan’a karşı düzenlenen siber terör saldırılarıyla bunun ne kadar hayati önemde olduğunu bir kez daha gördük. Hem yerli, millî yazılım geliştirme projelerimizin hem millî teknoloji hamlemizin hem de elektronik harp sistemlerine yaptığımız yatırımların kıymeti böylece anlaşılmış oldu. Savunma sanayinde tam bağımsız Türkiye hedefimize ulaşana kadar çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Polisimiz, jandarmamız, askerimiz, istihbaratımız, güvenlik korucularımız, katil sürülerinin peşlerini bırakmıyor, inlerini tek tek başlarına geçiriyor. Aynı durum çeteler için, mafya için, organize suç şebekeleri için, zehir tacirleri, insanlıktan nasibini almamış insan tacirleri için de geçerlidir.”