Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
Türkiye Yüzyılı’nın inşası için içeride ve dışarıda koşturmaya devam ediyoruz. Daha adil bir dünya, daha müreffeh bir Türkiye idealine ulaşıncaya kadar inşallah durmadan dinlenmeden çalışacağız.
“Siyasi partilerin anayasa çağrımıza cevap vermesini bekliyoruz”
Son kabine toplantımızdan bu yana iç siyasette ve dış politikada yine yoğun bir gündemle çalışmalarımızı sürdürdük. 1 Ekim Salı günü Türkiye Büyük Millet Meclisimizin 28. Dönem 3. Yasama Yılı’nın açılışını yaptık. Meclis hitabımızda Türk demokrasisini darbe anayasası utancından bir an önce kurtararak yeni, sivil bir anayasayla buluşturma irademizi teyit ettik. 12 Eylül rejiminin silah dipçiğiyle millete dayattığı mevcut anayasamızın, yapılan onca revizyona rağmen Türkiye’ye ve demokrasisine dar geldiğini, Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu her geçen gün net bir şekilde görebiliyoruz. Önyargıların esiri olarak ileri demokrasi hedefimize varılamayacağını herkesin idrak etmesini bekliyor, tüm siyasi partilerin yeni anayasa çağrımıza yapıcı cevap vermelerini samimiyetle temenni ediyoruz. Anayasa’nın ilk 4 maddesiyle ilgili, daha önce defalarca kamuoyuna açıkladığımız üzere partimizin ve Cumhur İttifakı’nın herhangi bir sorununun olmadığını, ilk 4 madde üzerinden yapılan tartışmaların da sürece katkı sağlamadığını tekraren ifade etmek istiyorum.
Yeni yasama yılı açılışında Türkiye’nin karşı karşıya olduğu güvenlik sınamalarını kamuoyuyla paylaştık.
“TEKNOFEST bir gençlik destanı”
Türkiye’nin markası haline dönüşen TEKNOFEST’in dokuzuncusu Adana’da gerçekleştirildi. Bir gençlik destanı olarak görülen TEKNOFEST’in 2018’ten beri dalga dalga büyümesi gurur vesilesi oldu.
TEKNOFEST 14 farklı kategoride 4 bin 333 takım ve 20 bin yarışmacıyla başladı. Bu sene 50 farklı kategoride 790 binden fazla takım, 1 milyon 650 binden fazla yarışmacıya ulaşıldı.
Çoğu genç 1 milyon 100 bin kişinin ziyaret ettiği, TEKNOFEST Adana Türkiye’nin geleceğine dair umutları tekrar güçlendirdi. Türkiye’yi savunma ve ileri teknolojilerde hak ettiği yere getirene kadar bu yolda sabırla yürüyeceğiz.
Savunma sanayiinde muhatap olunan gizli, açık pek çok ambargoya rağmen nereden nereye gelindiğini millet çok iyi biliyor. Türkiye, insansız hava araçlarında dünyanın ilk üç, dört ülkesi arasında yer alıyor.
İHA ve SİHA satış sayısında ise zirvede Türkiye olarak biz varız. Geçen yıl bu alanda dünya genelinde satışların yüzde 65’i Türk savunma sanayisi şirketleri tarafından gerçekleştirildi. 2023’te savunma ihracatımız 5,6 milyar dolar rakamını yakaladı. Türkiye’nin savunma ve havacılık ürünleri, ihracat gelirleri ocak-eylül döneminde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 12,2 arttı. Böylece ihracatımız yıllık bazda yüzde 10,4’lük yükselişle 6 milyar doları geçti.
2024’te 178 ülkeye ürün ihraç ederek ciddi rekora imza atıldı. Savunma sanayiinin seferberlik ruhuyla desteklenmesi sürdürülecek, milli teknoloji hamlesiyle çok daha iyi yerlere gelinecek.
21. yüzyılı, Türkiye Yüzyılı yapma hedefine kilitlenilen bir süreçte inovasyon ve ileri teknolojide yakalanacak başarı vazgeçilmez. Bunun için her şeyden önce dünyadaki gelişmeleri doğru okuyacak, çığır açmış teknolojilerin kuluçka dönemlerini çok iyi analiz edecek ve bugünü kurtarmayı kafi görmeyerek yarınları doğru planlayacağız.
5 Ekim Cumartesi günü sismik araştırma gemisi Oruç Reis’i İstanbul Boğazı’ndan Somali’ye yolcu ettik. Mavi Vatan’da çok sayıda sismik faaliyet yürüten Oruç Reis aynı görevi, Somali denizlerindeki her biri yaklaşık 5’er bin kilometrekarelik alanı temsil eden 3 ruhsat sahasında icra edecek.
Bölgenin içinde bulunduğu karanlık atmosferde dışarıdaki meselelerle çok yakından ilgilenirken iç cepheyi tahkim ve takviye etmeliyiz. Bunun yolu da evvelemirde siyasette diyalog zeminini güçlendirmekten, farklı siyasi partiler ve toplum kesimleri arasındaki müşterek paydayı olabildiğince büyütmekten geçiyor. Sınırlarımızın hemen ötesinde her gün yeni bir çatışma patlak verirken şunu çok net söylemek isterim ki siyaset kurumunun eski alışkanlıklarla yoluna devam etmesi mümkün değil. Mevlana Hazretleri’nin ‘Şimdi yeni şeyler söylemek lazım’ ifadesinde anlamını bulan ruha bugün her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz.
Bu noktada esasen yapmamız gereken bellidir. Türkiye’nin umutsuzluk girdabına sürüklenmesini bekleyenlerin ve onların içimizdeki lejyonerlerinin gerilimi körüklemesine, 85 milyonun bin yıllık kardeşliğine gölge düşürmesine müsaade etmemeliyiz. Türkiye’yi kendi iç dinamikleri üzerinden köşeye kıstırarak denklem dışına atma girişimlerine rıza gösteremeyiz.
Şunu hepimiz görmeli ve uyanık olmalıyız. Her kim, siyasetten topluma yayılan yumuşama iklimini baltalamak için hamle yapıyorsa kesinlikle Türkiye’nin iyiliğini istemiyor demektir. Her kim siyasi hırslarını ve ideolojik ön kabullerini bir tarafa koyma erdemi sergilemiyorsa ülkemize ve milletimize büyük bir kötülük yapıyor demektir. Her kim ülkemizin güvenlik kuşağını güçlendirmeyi hedefleyen çabalarını sureti haktan görünerek hedef alıyorsa, milletin zihnini bulandırıyorsa, acı hatıraları tekrar deşiyorsa apaçık bir ihanet içerisinde demektir.”
Türkiye son dönemde siyasette bir yumuşama iklimine girdi. Siyasi aktörler arasında bilhassa milli meselelerde ortak paydada buluşma arayışları artmaya başladı. Siyaset kurumunu üst üste yaşanan üç seçimin sürüklediği yüksek gerilim hattından çekip çıkarma iradesi siyasi partilerle birlikte toplumda da makes buldu.
“Yumuşama iklimi, ülkemiz ve milletimizin güvenliğinden taviz vereceğimiz anlamına gelmiyor”
Terörün ve şiddetin Türk siyasetini esir almasının ilanihaye önüne geçmek için bir kapı aralandı, hüsnüniyet göstergesi olan bazı adımlar atıldı. Ancak tüm bunlarla eş zamanlı olarak bu atmosferi henüz meyveye durmadan zehirlemeye dönük girişimler de yoğunlaştı.
Partisi tarafından dışlanmış, hatta istenmeyen adam ilan edilmiş kimi eski siyasetçilerin ekran ekran dolaşıp kutuplaştırıcı söylemlerle sağa sola sataşmasını, özellikle siyasette yumuşama atmosferini provokatif ifadelerle hedef tahtasına koymasını asla iyi niyetli bulmuyorum.
Karşımızda girdiği tüm seçimleri kaybeden, son olarak parti içi yarışı da kaybederek rekor kıran bir zatın, bizimle, ittifak ortaklarımızla, daha vahimi Türkiye’yi birlikte yönetmeye talip olduğu eski ortaklarıyla ilgili hakaretamiz ifadelerine cevap vermeyi kendimize zül addediyoruz. Aynı şekilde dün, bazı illerimizde ortaya çıkan son derece kötü, son derece kışkırtıcı terörü ve şiddeti öven sahneleri de kesinlikle tasvip etmiyoruz. Terörle ve şiddetle arasına mesafe koyması beklenenlerin tam tersine terör diline sarılması samimiyetsizliğin işaretidir.
Bakınız biz sadece milletimizin farklı kökenden fertleri arasında değil bölgemizin tamamında Türk, Türkmen, Arap, Kürt demeden herkesi kucaklayan bir kardeşlik ekseni kurmaya çalışıyoruz. Ama bakıyorsunuz birileri hemen bu kardeşlik eksenini sabote edecek hal ve hareketlere girişiyor. Kimse kusura bakmasın. Uzatılan elin sıkıca tutulmak yerine kopartılmaya çalışılmasına biz, izin vermeyiz. Buna kayıtsız da kalmayız. Bölgemizde bunca ateş varken ve bu ateş her gün biraz daha ülkemiz sınırlarına yaklaşırken herkes aklını başına almalı, sorumlu davranmalı, sorumluluk bilinciyle hareket etmelidir.
Burada şunu da hatırlatmakta fayda olduğuna inanıyorum. Yumuşama iklimi, ülkemiz ve milletimizin güvenliğinden taviz vereceğimiz, provokasyonlara göz yumacağımız anlamına asla gelmiyor. Bölücü terör dahil Türkiye’ye ve Türk demokrasisine yönelik her türlü tehdidi bertaraf etme irademiz tamdır. Milletimizin hafızasında yer edinmiş kötü sahnelerin tekrar yaşanmasına müsaade etmeyiz ve etmeyeceğiz.
“Cezasızlık algısı ortadan kalkacak”
Son dönemde milletimizde serzenişlere sebep olan cezasızlık algısının ortadan kaldırılması için gereken kanuni düzenlemeleri mutlaka hayata geçireceğiz.
İlgili bakanlıklarımızın ve AK Parti Meclis Grubumuz, Cumhur İttifakı’ndaki ortaklarımızla beraber çalışarak hukuki adımların atılmasını sağlayacak, Aile Bakanlığımızla bağımlılık, dijital bağımlılık, intihar, çocuk istismarı, şiddetle etkin mücadele için sosyal risk haritaları oluşturacak, aile rehberi sistemi ile bu tür sorunlar ortaya çıkmadan çok erken safhada müdahale etme imkanı bulacağız. Suç ve suçlularla etkin mücadelede özellikle suçun önlenmesine yönelik çalışmalara daha fazla ağırlık vereceğiz.
Bir başka konu da gıda. Gıda kontrol ekipleri bu sene 990 bin denetim yaptı. Bunları artırarak devam ettireceğiz, vatandaşımızın sağlığının tehlikeye atılmasına göz yummayacağız.
Alanında yaptığı çalışmalarıyla 2024 yılı Nobel Ekonomi Ödülüne layık görülen ekonomist Daron Acemoğlu’nu tebrik ediyoruz.”