Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail’in tam 75 yıldır kesintisiz her gün sürdürdüğü zulüm de elbet bir gün bitecektir”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in Gazze’de yaptığı katliama tepki için İstanbul Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen “Büyük Filistin Mitingi”nde yaptığı konuşmada, “Gazze halkının evini, şehrini terk etmeme kararlılığını buradan milletim adına saygıyla selamlıyorum” dedi.
UHA / İnternational News Agency
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Geçmişte yurtlarını bir süre terk ederlerse geri geldiklerinde huzuru bulacaklarını sanan veya kendilerine o şekilde telkin edilen Filistinlilerin hiç biri bir daha evlerine dönemediler. Şimdi aynı şeyi Gazze halkı için söylüyorlar. Ne diyor bu ahlaksızlar; Gidin diyorlar. Nereye diye sorulduğunda çöle gidin… Şu ülkeye geçin diyorlar, şu kapıya yönelin diyorlar. Yaralı veya çaresiz olduğu için bu söze kulak vererek yola düşenlerin tepelerine de bomba yağdırıyorlar. Çünkü bunlar sadece öldürmeyi bilir. Zalimin başına yağdırdığı bombalara rağmen Gazze halkının evini, şehrini terk etmeme kararlılığını buradan milletim adına saygıyla selamlıyorum. Gazze’deki milyonların dilinden Filistinli şairin şu mısralarının döküldüğüne tüm kalbimle inanıyorum. Füze sizden, taş bizden, kılıç sizden, kan bizden, ateş sizden, can bizden, saatlerinizi de alın vaktimizden de defolun. Kirletmeyin, güvercin ellerimizi, çekin elinizi ekmeğimizden ve tuzumuzdan. Yaramızdan, suyumuzdan ve toprağımızdan. Alın hissenize düşeni de kanımızdan haydi defolun.
“İsrail’in tam 75 yıldır kesintisiz her gün sürdürdüğü zulüm de elbet bir gün bitecektir”
İnşallah zalimlerin Filistin halkının hayatından defolup gidecekleri günleri de göreceğiz. İnsanlık tarihinin hiç bir döneminde zalimin zulmünün sonsuza sürdüğü baki değildir. İsrail’in tam 75 yıldır kesintisiz her gün sürdürdüğü zulüm de elbet bir gün bitecektir. Kendi evleri yanmaya başladığında sırtını dayadığı batılılar çıkıp gidecek ve İsrail bu coğrafyada 75 yıldır zulmettiği insanlar ve onların kardeşleriyle baş başa kalacaktır. Türkiye, İsrail bak burayı iyi hatırla. Türkiye, tıpkı 500 yıl önce olduğu gibi İkinci Dünya Savaşı’nda olduğu gibi başı dara düşen her mazlumla birlikte bu insanların da umudu olacaktır.
“Barışı tesis etmek için diyalog kapılarını açma çağrılarımıza kulak verin”
Geçtiğimiz günlerde İsrail yönetimine yaptığım çağrıyı burada bir kez daha ifade ediyorum. Boyunuzu da, çapınızı da, yüreğinizi de aşan zırvalarla, tavırlarla, sözlerle Türk milletinin merhamet duygularını törpülemeyin. Emin olun tıpkı atalarınız gibi sizler ve sizlerin çocukları ileride buna ihtiyaç duyacak. Türkiye’ye ihtiyaç duyacak. O gün size uzanacak elleri yana düşürmemek için gelin bugün bize kulak verin. Gelin bugün mazlumlara yardım ulaştırma talebimize, barışı tesis etmek için diyalog kapılarını açma çağrılarımıza kulak verin. Gelin bugün kendinizin ve çocuklarınızın geleceği için hayatınızda ilk defa hayırlı bir adım atın. Biz adil bir barışın kaybedeni olmayacağına olan samimi inancımızla hareket ediyoruz. Muhataplarımızı da aynı anlayış etrafında buluşmaya çağırıyoruz.
“İsrail sen dünyada yalnızlığa mahkumsun”
İsrail’i kurulduğu günden beri yürüttüğü saldırılarla adım adım evlerinden, yurtlarından, vatanlarından, canlarından ettiğini unutmayın. Bir Filistin gerçeği var. Bu zulme karşı dişiyle, tırnağıyla özellikle direnmek durumunda kalan Filistin halkına Filistin analarının ak sütü gibi helaldir. Elbette bu süreçte böylesine ateş ve kan kokan iklimde tasvip edilmeyecek kimi hadiseler yaşanmıştır. Ama bunların hiç biri Filistin halkının çeşitli isimler altında sürdürdüğü direnişi itibarsız hale getirmek için yürütülen kampanyaların bahanesi olamaz. Ey İsrail oylama yapıldı Birleşmiş Milletler’de ne oldu? 120 ülke size ne dedi? Ateşkes için evet diyin dedi. 40 ülke çekimser kaldı. 13-14 tane ülke İsrail’in yanında yer aldı. Yani İsrail sen dünyada yalnızlığa mahkumsun. Bundan sonra da mahkum olacaksın. Görünen bu, ne yaparsan yap. Şu anda Birleşmiş Milletler bu kararı vermek suretiyle güzel bir adım attı.
“Bu çocukların, bu kadınların, bu Gazzeli’nin ahı sizi bir gün vuracaktır”
İnşallah İsrail topraklarındaki sivillere yönelik saldırıları biz de doğru bulmuyoruz, bunu her vesileyle ifade ettik. Savaşın bir ahlakı ve hukuku var. Sivilleri hedef almak bu ahlaka ve hukuka sığmaz. İsrail topraklarında kaç sivilin hayatını kaybettiği bile şu ana kadar doğru dürüst açıklanmadı. Ama her ne şekilde olursa olsun hayatını kaybeden her sivil için biz üzüntülüyüz. Ama İsrail’in böyle bir derdi var mı? İsrail’in insan öldürme noktasında en ufak bir derdi yok. Çünkü açık ve net biz öldürmeyi iyi biliriz öyle diyorlar. Ama bilesiniz ki bunun bedelini eninde sonunda ağır ödeyeceksiniz. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Bu çocukların, bu kadınların, bu Gazzeli’nin ahı sizi bir gün vuracaktır. Ben şu anda milletimin burada gösterdiği şu duruşu ve inanıyorum ki gönül dünyanızdan gelen şu öfkeyi şahsım, milletim adına gerçekten selamlıyorum ve karşınızda ben de gerçek manada eğiliyorum. Gazze’de çocukların, kadınların, masum insanların hunharca katledilmesi karşısında bizim durmamız mümkün değil. Siz de bugün bunu yaptınız ve 1,5 milyona yakın İstanbullu burada toplandınız. Allah sizlerden razı olsun.”