Çok meraklıysanız Amor’a kendiniz bekçilik yapın

* ABD’nin kendi kesesinden Avrupa’ya güvenlik sağlamayacağını açıkça ilan etmesi ve Rusya ile yakınlaşacağına dair açık sinyaller göndermesi Avrupa’da bir endişe yarattı. Malumunuz bu konuyu 8 Mart tarihinde kaleme aldığım ‘Siyasi Miyop: Avrupa’ başlıklı yazımda kaleme almıştım, dileyen oraya bir göz atabilir.
* Detayı haberimizde!…
UHA / İnternational News Agency
AKŞAM Gazetesi köşe yazarı, Emekli Albay, Savunma Strateji ve Güvenlik Uzmanı Yusuf Alabarda, “Çok meraklıysanız Amor’a kendiniz bekçilik yapın” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Bugün kaleme almak istediğim konu ise Türkiye’yi Avrupa’nın güvenlik açığını kapatacak Avrupa’nın ‘Özel Güvenlik Şirketi‘ pozisyonuna indirgemek isteyen anlayışa dair.
Mezkûr konuyu bu düzeye indirgeyen anlayışı iki ana kategoride ele almak lazım. Birincisi Türkiye’ye bu şekilde bir misyon biçilmesinden mutlu olan ve fikri planı olmayan ve daha çok hamaset ehli diyebileceğimiz borazanvari isimler.
Sanırım bu kategoriye giren cenahtan çok bahsetmeye gerek yok zira fikri derinlikleri olmadığı için rüzgâra göre pozisyon alan bu grubun bir etki alanı da yok.
İkinci grup ise, şartlar ne olursa olsun Türkiye ile Avrupa arasındaki ilişkilerin tekrar başlamasını hayati önemde gören, dünyada olan biten her müspet gelişmenin mutlak kaynağının Batı olduğuna iman etmiş, Batı bizi eliyle itse ve hakir görse dahi onun paçasına yapışmayı kendisine vazife bilmiş olanlar.
İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırıma dair tek kelam edememiş, uzun bir zamandan bu yana süngüsü düşmüş ve sessizliğe bürünmüş bu grup, ateşkes süreci ile birlikte yavaş yavaş piyasalara dönme telaşında.
‘Hasta adam Avrupa Türkiye’ye demokrasi ve hukuk dersi veremez‘ dendiği an hemen konforlu koltuklarından sosyal medyadan cevabı yetiştiriyorlar: ‘Çok zamansız ve geçersiz bir söylem.’
Ne yani hâlâ Avrupa’nın bizlere insan hakları, demokrasi ve hukuk vaaz edebileceğini mi iddia ediyorsunuz?
Ediyor işte.
Bu zihniyetin sahipleri sadece ikbalini orada görmüyor, aynı zamanda bu ülkede farklı hiçbir sese ve fikre tahammül de gösteremiyorlar. Ellerine geçen her fırsatta bu ülkeyi Avrupa’ya yamak yapmak isteyen bir zihni alt yapıları var ve bu mankurt ruh hallerinin farkında dahi değiller.
Zaten mankurt olmanın esasını da bu idraksizlik oluşturur.
Bu zihniyet kendilerine sorun çıkartabilecek alanın birtakım vesayet unsurları eliyle boşaltılmış olmasına bugüne kadar çok alıştıkları için, Avrupa’nın Türkiye’yi kendisine bekçi yapma projesine karşı çıkan herkesi kategorik olarak susturma peşindeler.
İyi de bu ülkenin evlatları sizin yedi ceddiniz Avrupa başkentlerinde tatlı hayat sürün diye hayatlarını Paris’teki Mişel’e bekçilik yaparak geçirmek zorunda mı?
Tamam, ülke olarak dışlayıp elimizin tersi ile itebileceğimiz bir coğrafya değil Avrupa lakin bugüne kadar göz hizasında bir ilişki kurmak istememesine, PKK ve FETÖ gibi terör örgütlerine destek vermelerine, öğrencileri, iş insanlarını vize zulmüyle bunaltmasına, oralardan Doğu Akdeniz’deki Mavi Vatan’a müdahil olmak istemelerine, 15 Temmuz darbe girişimine verdikleri desteklere sizin gibi sessiz mi kalmak zorundayız?
Avrupa Birliği Türkiye Raportörü Nacho Amor’un ‘Sizi ancak Avrupa Birliği’ne bekçi olarak alabiliriz‘ anlamına gelen açıklamaları mankurtlar açısından kabul edilebilir.
Bu durum bizi hiç şaşırtmadı.
En nihayetinde ömürlerini bu milleti Batı’ya yamak yapacak acı reçeteyi bal içine karıştırıp vermekle geçirdiler. Aksini iddia ediyorlarsa ABD tarafından gırtlaklarına kadar fonlanmış düşünce kuruluşları üzerinden cevap versinler de bilelim…
***
Yazar hakkında
YUSUF ALABARDA KİMDİR?
Emekli Albay, Savunma Strateji ve Güvenlik Uzmanı Yusuf Alabarda 1992 yılında Kara Harp Okulu’ndan mezun oldu. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin çeşitli birliklerinde 23 yıl boyunca görev aldı.
Yusuf Alabarda, Dayton Barış Antlaşması’nın imzalanmasının ardından Bosna-Hersek NATO Uygulama Gücü’nde görev aldı.
Yüksek lisansını 2007 yılında Amerika’da Savunma Kaynaklarının Planlanması ve Yönetimi üzerine yapan Yusuf Alabarda, TSK’nın önemli modernizasyon projelerinde proje yöneticisi olarak da çalıştı.
Aslen Balıkesir Kepsut’lu olan Yusuf Alabarda doktora çalışmasını ise Güvenlik Bilimleri Enstitüsü’nde, Demokratik Sivil-Asker İlişkileri üzerine yazdığı tez ile yürüttü.