CDU Genel Başkanlık Adayları (1)
UHA HABER / SETA Berlin Siyaset Araştırmacı M. Erkut Ayvaz, CDU’nun 33. Olağan Kongresi ve kongre öncesi yaşanan siyasi süreç sonuçlarıyla birlikte ele aldığı analizde CDU Genel Başkanlık Adayları’nı da değerlendiriyor.
Araştırmacı M. Erkut Ayvaz, (UHA) Uluslararası Haber Ajansı’nın Avrupa Temsilcisi Tuba Nur TÜRKELİ’ne değerlendirdiği CDU Genel Başkanlık Adayları konusunda da, Armin Laschet CDU’da Merkel politikalarının devamı olarak değerlendirilen ve KRV’de CDU ile FDP’den müteşekkil bir koalisyon hükümetini yöneten Laschet geçmişte federal mecliste milletvekilliği görevinin yanı sıra Avrupa Parlamentosu milletvekilliği de yapmış tecrübeli ve liberal politikalar yanlısı bir siyasetçi olduğunun altını çiziyor.
Adaylık sürecini açıklamadan önce kendisinden genç olan ve CDU’da yeni bir jenerasyonu ve değişimi temsil ettiği ileri sürülen Federal Sağlık Bakanı Jens Spahn ile ittifak kurarak önemli bir hamlede bulunduğuna dikkat çeken M. Erkut Ayvaz, “Zira kendisine kıyasla daha muhafazakar ve hatta mülteci veya entegrasyon (uyum) konularında Merkel çizgisine zaman zaman muhalif söylemlerle de öne çıkan Spahn ile birlikte (ki örneğin 2015’te ve sonrasında Avrupa’ya mülteci akımı sürecinde Spahn da muhalif söylemlerle gündeme gelmiştir)16 muhafazakar delegelerin oylarının da Laschet’te
toplanmasına katkı sağlaması ümit edilmiştir” dedi.
M. Erkut Ayvaz, Spahn’ın anketlerde Laschet’ten daha popüler olduğu ve kongre öncesi Laschet’e desteğini geri çekebileceği veya kongre sonrası şansölye adaylığını talep edeceği yönünde bir hayli spekülasyon yapılmışsa da Spahn bu iddiaları reddettiğini açıkladı.
“Merkel çizgisinin devamını simgeleyen Laschet 2017’de KRV eyalet meclis seçimlerini kazanarak dönemin popüler siyasetçisi ve SPD’li KRV Başbakanı Hannelore Kraft’ı mağlup ederek seçimlerde sürpriz bir şekilde kazanabileceğini göstermiştir” diyen M. Erkut Ayvaz, bazı yorumcuların bu çerçevede mevcut genel başkanlık yarışındaki anketlerdeki düşük popülarite oranlarına rağmen Laschet ekibinin genel başkanlığı kazanabileceğine işaret ettiklerini söyledi.
M. Erkut Ayvaz, diğer yandan Laschet’in hem diğer iki adaya kıyasla geçmişte ciddi anlamda siyasi başarılar sağlaması hem de 2008’den bu yana CDU’nun federal yönetiminde yer almasının kendisinin genel başkanlık görevinin de üstesinden gelebileceğini düşünenlerin argümanlarından biri olduğuna vurgu yaparak, 2012’den bu yana CDU’nun federal çaptaki beş genel başkan yardımcısından biri olmasının da kamuoyu ve parti nezdindeki tecrübeli CDU kurmayı imajını da pekiştirdiğini dile getirdi.
Laschet ve kendisini destekleyen mevcut Sağlık Bakanı Spahn’ın kongre öncesi hedeflerini sıralayan ve on maddeden oluşan “Impulse 2021” adlı bir program açıkladığını ifade eden M. Erkut Ayvaz, buna göre Eylül 2021’de yapılacak federal meclis seçimleri sonrası için de hedeflerini ortaya koyduklarını ifade etti.
Araştırmacı M. Erkut Ayvaz, şöyle devam etti:
“Söz konusu programın giriş bölümünde halihazırdaki Almanya’nın dönüşümünün koronavirüs salgını sebebiyle iyi ya da kötü anlamda hızlandırıldığına işaret edilmektedir. Ayrıca hem modern hem de geleneklerinin bilincinde, vatansever ve dünyaya açık bir Almanya arzulandığı belirtilmektedir. On maddelik programdan öne çıkan bazı hususlar Almanya’da (i) 2030’a kadar “en modern
dijital altyapı”ya ulaşma hedefine sahip bir “dijital bakanlık” kurulmak istenmesinin yanı sıra (ii) girişimciliğin teşvik edileceği yönündeki hedeflerdir. Programdaki bir diğer maddede ise (iii)
ekonomiye yönelik yapısal anlamda gelişmemiş olarak adlandırılan bölgelere düşük vergi uygulanması vaadi ve basitleştirilmiş onay prosedürleri ile devlet desteğinin sağlanacağı belirtilmektedir.
Öne çıkan bir diğer husus ise (iv) “ekolojik-sosyal piyasa ekonomisinin gelişmesi” olarak adlandırılan madde ile (v) eğitim alanındaki hedeflerdir. Programda ayrıca (vi) iç güvenliğin AB bağlamında düşünülerek güçlendirilmesi, suç ve radikalizme sıfır tolerans, siber güvenliğe pratikte ve araştırmada destek gibi hususlar yer almaktadır. AB bağlamındaki hedeflerde ise (vii) örneğin birçok sorunun –ki buna Birliğin enerji politikaları veya bilimsel etkileşim de dahil edilmektedir– Birlik bağlamında çözülmesi için çaba sarf edileceğine işaret edilmektedir. Ayrıca AB’nin karar verme süreçlerini de çeşitlendirmek gibi hedefler mevcuttur, ki burada çeşitli çoğunluklara dayalı karar alma mekanizmalarına işaret edilirken FransızAlman ortaklığının da itici güç olduğu vurgulanmaktadır. Yine aynı başlık altında “partnerler” ile realizme dayalı bir AB dış politikasından yana olunduğu ve transatlantik ilişkilerdeki yeni dinamikten istifade etme hedefi belirtilmektedir”.
Bir diğer maddede (viii) Alman devlet yapısı federalizmin potansiyeli üzerinde durulurken (ix) dünyaya açık bir vatanseverlik (Weltoffener Patriotismus) için çaba harcanacağı da programda belirtildiğini açıklayan M. Erkut Ayvaz, “Ayrıca “çeşitliliğin ortak değerler temelinde tanınması ve güçlendirilmesi”nin savunulması hedeflenmektedir. Böylelikle iyi entegre olmuş göçmenlerin Almanya’da kalıcı olması üzerinde durulurken ülkeye göç edenlere yönelik “saygı ve değer” hususunun gerekliliği belirtilmektedir” açıklamasında bulundu.
M. Erkut Ayvaz, Son olarak (x) “Hristiyan insan anlayışı”nın “çağdaş siyaset” (Politik für heute) anlamına geleceği belirtilirken sağa karşı net bir çizgi çekileceğine ilişkin hedeflerin öne çıktığını hatırlatarak, Laschet’in kongre öncesi yaptığı bir açıklamada CDU ve Yeşiller arasındaki olası bir koalisyon ihtimaline yönelik de temkinli yaklaştığını, zira iki parti arasında ciddi fikir ayrılıkları olduğuna işaret ettiğine vurgu yaptı. (devam edecek)
***
M. Erkut Ayvaz
[UHA Haber Ajansı, 11 Şubat 2021]