ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:56 Trabzonspor U19 UEFA Gençlik Ligi’nde yarı finalde
00:31 Bahçeli’den sokak çağrılarına tepki: Şuursuzluk ve sorumsuzluk
00:28 ‘Temiz Yerel Yönetim’ Vaadine Ne Oldu?
00:21 Dışişleri Bakanı Fidan, bugün Fransa’ya gerçekleştireceği resmi ziyaret kapsamında, Fransa Avrupa ve Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ile bir araya gelecek…
00:15 Fahrettin Altun: Siyasi rekabet, ilke ve vizyonla yapılır; tehdit ve sindirme ile değil
00:10 Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Aydın, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “boykot” çağrısına tepki gösterdi…
00:06 CHP Neden Boykot Çağrısı Yaptı?
00:03 Ömer Çelik: Özgür Özel’in geldiği nokta Türkiye’yi topyekun tehdit etmektir
00:02 Eski CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’ndan flaş adaylık açıklaması!…
22:26 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Salı günü vefat eden AK Parti Kocaeli İl İstişare Kurulu Üyesi ve eski Ulaşlı Belediye Başkanı Burhan Abiş’in cenaze törenine katıldı…
21:10 Acıların gölgesinde bir Ramazan Bayramı daha
18:55 Fidan’ın Washington Ziyareti ve Türkiye’nin Stratejik Otonomisi
18:41 Sokak Siyasetinden Geriye Ne Kalır?
17:34 Adalet Bakanı Tunç, Silivri’de işkence ve kötü muamele yapıldığına dair iddialara yanıt verdi…
13:26 Gazeteci Serkan Borlak hayatını kaybetti 
12:58 Kocaelispor Sakarya’yı eli boş gönderdi!…
10:17 “Klinik Araştırmalar Eğitim Programı” gerçekleştirildi
09:51 Bipolar bozukluk, genellikle 15-35 yaş arası bireylerde ortaya çıkıyor
09:44 SAHA İstanbul bülteni!…
09:26 Irak ile Kuzey Irak Arasında Türkiye’ye Petrol İhracatı Gerilimi Çözülecek Mi?
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Bosna Hersek’te ‘Endişelendiren Gelişmeler’

Bosna Hersek’te ‘Endişelendiren Gelişmeler’
19 Kasım 2021
505
A+
A-

ANKARA-UHA HABER / Dr. Erhan TÜRBEDAR, SETA bağımsız, tarafsız düşünce ve yayın kuruluşu olan  Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı için kaleme aldığı Bosna Hersek’te ‘Endişelendiren Gelişmeler’ başlıklı ‘Perspektif’ yazısında, Bosna Hersek’in son aylarda savaş sonrası dönemin en ciddi siyasi kriziyle sarsılmaya başladığına dikkat çekti.

TEPAV | Ekibimiz | Erhan Türbedar, Dr.Dr. Erhan TÜRBEDAR, Bosna Hersek’te son aylarda yaşanan krizin sebeplerini (UHA) Uluslararası Haber Ajansı Avrupa Temsilcisi Tuba Nur TÜRKELİ’ne değerlendirerek, Krizin en büyük sorumlusunun Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığının Sırp üyesi Milorad Dodik’in tehlikeli boyutlara varan ve Moskova yönetimi tarafından desteklenen milliyetçi ve bölücü siyaseti olduğunu açıkladı.

“Dodik’in sorumsuz siyasi manevraları Bosna Hersek’teki barış ortamını tehdit etmekte, eski güvensizlikleri canlandırmakta ve şiddetin ülkeye geri gelebileceği yönünde endişe uyandırmaktadır” diyen Dr. TÜRBEDAR, On beş yıldır Bosna Hersek’i parçalama, ülkenin entitelerinden Sırp Cumhuriyeti (Republika Srpska, RS) için bağımsızlık referandumu düzenleme ve barışçıl yoldan ayrılma tehditlerinde bulunan Dodik’in, Cumhurbaşkanlığı üyesi olduktan sonra devlet kurumlarına karşı kademeli bir darbeyi anımsatan yıkıcı adımlar atmaya başladığını hatırlattı.

Dr. Erhan TÜRBEDAR, bu çerçevede Dodik’in, Bosna Hersek devletine ait yetkilerin RS’ye aktarılmasını talep ettiğini ve RS’de paralel kurumların oluşturulmasını öngören yasal düzenlemeler hazırlattığını, Bosna Hersek Silahlı Kuvvetlerinin RS’deki kışlalarına el koyacağını ifade eden Dodik’in olası müdahalesine karşılık ise “dostlarını” yardıma çağırmakla tehdit ettiğinin altını çizdi.

Dodik’in bu yöndeki hamleleri Bosna Savaşı’nı sona erdiren Dayton Barış Antlaşması’nın da yıkılmasının, böylece Bosna Hersek’te yirmi altı yıldır süren barışın ve kaydedilen bütün ilerlemelerin ortadan kaldırılması anlamına geldiğini ifade eden Dr. TÜRBEDAR, “Bosna Hersek Yüksek Temsilcisi Christan Schmidt’e göre Dodik’in durdurulmaması durumunda RS, Bosna Hersek’ten fiilen ayrılmış olacaktır” dedi.

Dr. Erhan TÜRBEDAR, bütün bu gelişmeler içinde olumlu sayılabilecek haberin ise Bosna Hersek’te yeni bir savaşın yaşanmayacağı yönünde mesajların verilmeye başlamış olmasının, “Yeni bir savaşın yaşanmasına ihtimal vermiyorum” şeklinde konuşan Dodik’in tehlikeli derecede ileri gittiğini kendisinin de farkına vardığını söylemenin mümkün olduğunu ifade etti.

DAYTON SONRASI KAZANIM VE KRİZLER

“21 Kasım 1995’te dönemin Bosna Hersek, Yugoslavya Federal Cumhuriyeti ve Hırvatistan cumhurbaşkanları Alija Izetbegović, Slobodan Milošević ve Franjo Tuđman arasında Dayton Barış Antlaşması’nın parafe edilmesiyle Bosna’daki savaş sona ermiştir” diye konuşan Dr. TÜRBEDAR, “Dayton Barış Antlaşması’nın biri kısa, diğeri de uzun vadeli olmak üzere iki temel amacı vardır. Kısa vadede savaşın durdurulması, ölümlerin ve yıkımların önüne geçilmesi amaçlanırken uzun vadede ise kalıcı barış ve istikrar için gerekli ortamın oluşturulması hedeflenmiştir” dedi.

Dr. Erhan TÜRBEDAR,  bu amaçlar doğrultusunda günümüze kadar önemli başarılar elde edildiğini belirterek, yaşanan korkunç savaştan sonra barış ortamının tesis edilmesinin ne kadar zor olduğu dikkate alındığında –hangi açıdan bakılırsa bakılsın–Bosna Hersek’te önemli ilerlemelerin kaydedildiğinin ortada olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Yirmi altı yıldır barış içinde yaşanan Bosna Hersek’te hareket özgürlüğünün eskisi gibi ülke çapında sağlanmış durumdadır. Bosna Hersek Anayasa Mahkemesinin 2000’de verdiği kararla Boşnaklar, Bosnalı Sırplar ve Bosnalı Hırvatlar ülke çapında kurucu halklar olarak kabul edilmiştir. Savaş yıllarında yıkılan Saraybosna tekrar bir Avrupa başkentine yakışan görüntüye kavuşturulmuştur.

Bir zamanlar tamamen yabancı yardımlara bağımlı olan Bosna Hersek ekonomisi kendi ayakları üzerinde durabildiğini ispatlamıştır. Etnik ilişkiler de –temkinli olsa
bile– adım adım düzelmiştir. En önemlisi Dayton Barış Antlaşması sayesinde Bosna Hersek uluslararası alanda tanınmış sınırları ve toprak bütünlüğü ile bağımsız bir devlet olarak ayakta kalmayı başarmıştır. Antlaşma Bosna Hersek devletinin ve toplumunun yeniden bütünleşmesi için gerekli temelleri atmıştır”.

Günümüzde Bosna Hersek’in devlet düzeyinde üçlü cumhurbaşkanlığı, dokuz bakanlığı ve elli yedi diğer devlet kurumu, ajansı, müdürlüğü ve
enstitüsünün bulunduğunu ifade eden Dr. TÜRBEDAR, “Öte yandan Dayton Barış Antlaşması’nın mimarı olarak kabul edilen Amerikalı diplomat Richard Holbrooke, Bosnalı Sırpların kontrolündeki entitenin (RS) isminde“cumhuriyet” (republika) kelimesinin yer almasına izin vermekle büyük hata yaptıklarını itiraf etmiştir. Holbrooke, Balkanlarda böyle bir kelimenin nelere yol açabileceğini ihmal ettiklerini belirtmiştir. Ayrıca Kosova’nın 2008’deki bağımsızlık ilanının etkilerinin Balkanlarda en çok hissedildiği ülkelerden biri Bosna Hersek olmuştur. RS baştan beri Kosova’yı kendi sınırları içinde tutmaya çalışan Sırbistan tarafından uluslararası topluma karşı bir koz olarak kullanılmıştır. Bundan cesaret alan RS yetkililerinin ayrılıkçı açıklamaları ve Boşnak yetkililerin verdikleri sert cevaplar Bosna Hersek’te milliyetçiliğin bugüne kadar canlı kalmasına katkıda bulunmuştur” şeklinde dile getirdi.

Dr. Erhan TÜRBEDAR,  Son on beş yıl boyunca Dodik’in, RS’ye bağımsızlık için halk oylaması hakkının tanınmasını defalarca talep ettiğini hatırlatarak, Sırpların Bosna Hersek içinde isteksiz yaşadığını ve bir devlet olarak Bosna Hersek’in kendilerine dayatılmış olduğunu açıkça ifade eden Dodik’in, Bosna Hersek’te yapılmaya çalışılan neredeyse bütün reformlara engel olduğunu dile getirdi.

Prensipte Bosna Hersek’in AB üyeliğine karşı çıkmasa da Brüksel’den Bosna Hersek’i “bağımsız devletlerden oluşan bir birlik” olarak görmesini beklediğe dikkat çeken Dr. TÜRBEDAR, “Konuşmalarında “RS her zaman var olacak fakat Bosna Hersek devletinin var olup olmayacağı uluslararası toplumun tutumuna bağlı kalacaktır” mesajını veren Dodik, RS’nin bağımsızlığına izin verilecek bir uluslararası konjonktürün oluşmasını beklediğini göstermiştir” dedi.

Dodik bunlarla yetinmeyerek Bosnalı Hırvatları da kendileri için ayrı bir entite talep etmeye teşvik ettiğini ifade eden Dr. Erhan TÜRBEDAR, şunları açıkladı:

“Hırvatlar böyle bir şeye zaten çoktan razıdır. Örneğin dönemin yüksek temsilcisi Wolfgang Petritsch 7 Mart 2001’de “Bonn yetkileri”ni kullanarak ülke içinde bir Hırvat entitesi oluşturmaya çalıştığı gerekçesiyle Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığının Hırvat üyesi Jelavić’in görevine son vermiştir. Günümüzde Dodik ile Bosnalı Hırvat lider Dragan Čović arasında bir ittifak kurulmuş olup Boşnaklar adeta yalnızlaştırılmış durumdadır. Özellikle son iki yıldır Dodik ile Čović’in el ele vererek Zagreb, Belgrad ve Moskova’daki çeşitli toplantılarda Bosna Hersek’in geleceğini görüştükleri biliniyor. Čović’in Dodik’in Bosna Hersek’te istikrarı bozan bir unsur olmadığını vurgulayan sözleri de Dodik’in faaliyetlerinin Bosnalı Hırvatlar tarafından sessizce desteklendiğini gösteriyor”.

Dr. TÜRBEDAR, Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığına kendi üyelerini seçemediklerinden yakınan Bosnalı Hırvatların asıl hedefinin Bosna Hersek’te hazırlanması gereken yeni seçim yasası üzerinden kendileri için dolaylı yoldan ayrı bir entite elde etmek olduğunu ve İşin ilginç tarafının ise RS içindeki muhalif partilerin Dodik’in yıkıcı hamlelerine karşı çıkarken Hırvatlar arasında üçüncü entite beklentisine muhalefet eden hiçbir partinin olmadını kaydetti.

“Nisan 2021’de medyaya sızan ve Bosna Hersek’in bölüştürülmesini öneren gizli belge (non-paper) hem Dodik’i hem de Čović’i siyasi hedeflerine ulaşmak doğrultusunda ümitlendirmiş olsa gerektir” diyen Dr. Erhan TÜRBEDAR, “Belgede RS’nin büyük bir bölümünün Sırbistan ile birleştirilmesi, Bosnalı Hırvatların kontrolündeki toprakların ya Hırvatistan ile birleştirilmesi ya da özel statüye kavuşturulması, Boşnaklara ise Bosna Hersek’in küçük bir kısmının bırakılması önerilmektedir. Slovenya Başbakanı Janez Janša’nın aracılığıyla AB kurumlarına ve çeşitli ülkelere gönderildiği iddia edilen bu belgenin kimler tarafından, ne zaman ve nerede yazıldığı bilinmiyor. Deşifre edilince inkar edilip rafa kaldırılan bu belgenin Dodik’in ayrılıkçı iştahını daha fazla kabarttığı söylenebilir” değerlendirmesinde bulundu.

Dr. TÜRBEDAR, Dodik’in Bosna Hersek devletine karşı adeta bir darbe başlatmasına sebebiyet veren gelişmenin ise dönemin yüksek temsilcisi Valentin Inzko’nun 23 Temmuz 2021’de Bosna Hersek Ceza Kanunu’na Srebrenitsa soykırımının inkarını ve savaş suçlularının övülmesini yasaklayan hükümler ekletmesinin olduğunu belirterek, Inzko’nun aldırdığı bu kararın Boşnakları sevindirirken soykırımı inkar eden ve geçmişte Sırplık adına işlenen diğer suçlarla yeterince yüzleşmemiş olan Sırpları ise öfkelendirdiğini dile getirdi.

Kararın ardından Dodik’in Bosna Hersek devlet kurumlarının çalışmalarını bloke etmeye başladığını ve Bosna Hersek Ceza Kanunu’nda yapılan değişikliklerin uygulanmasını yasaklayan bir kararı RS meclisinden geçirdiğini anlatan Dr. Erhan TÜRBEDAR, “Dodik bunlarla da yetinmeyerek Dayton sonrası dönemde savunma, vergilendirme ve yargı gibi alanlarda üç kurucu halkın rızasıyla gerçekleştirilen kilit kazanımların geçersiz kılınmasını talep etmeye ve bunlarla ilgili devlet düzeyindeki kurumları yok saymaya başlamıştır” dedi.

Dr. TÜRBEDAR, bütün bu gelişmeler sırasında yapılan açıklamalar ve medyada yürütülen tartışmaların ise Bosna Hersek vatandaşları arasında milliyetçi duyguların kabarmasına ve farklı etnik gruplar arasındaki ilişkilerin daha da hassaslaşmasına sebebiyet verdiğini belirterek, gelinen nokta itibarıyla Batılı yetkililerin Bosna Hersek’te yeni bir savaşın olmayacağına dair mesajlar verirken Dodik’in ise Bosna Hersek içinde bağımsız bir RS oluşturmaktan vazgeçmeyeceğini vurguladığını ve Yüksek Temsilcilik Ofisinin (OHR) kapatılmasında ısrar eden Dodik’in bu sayede uluslararası topluluğun denetiminden kurtularak ayrılıkçı faaliyetlerinde daha rahat hareket edebilmeyi arzuladığına dikkat çekti. (devam edecek)

***

ERHAN TÜRBEDAR
Gazi Üniversitesi’nde lisans öğrenimini tamamlamasının ardından aynı üniversitede Balkanların iktisadi dönüşüm sürecine ilişkin yazdığı tezle yüksek
lisans, Balkan ülkelerinin ulaştırma politikalarına ilişkin yazdığı tezle doktora derecesi aldı. Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi ve Türkiye Ekonomi
Politikaları Araştırma Vakfı’nda uzman ve kıdemli dış politika analisti görevlerinde bulundu. Hacettepe Üniversitesi, TOBB Ekonomi ve Teknoloji
Üniversitesi ve Milli Savunma Üniversitesi’nde Balkanlar üzerine dersler verdi. Bölgesel İşbirliği Konseyi (RCC) ve SESRIC-İslam İşbirliği Teşkilatı’nda
çeşitli görevler yürüten Türbedar halen Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’nde kıdemli danışman olarak görev yapmaktadır. İngilizce, Sırpça-Hırvatça-Boşnakça ve Arnavutça bilmektedir.

[UHA Haber Ajansı, 19 Kasım 2021]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.