Bir Minik Ara-Bir Fincan Kahve

* Tüketimin arttığı, insanların mutsuzlaştığı, umutların tükendiği bir yüzyıldayız sanki. Uyandığımız her yeni gün, kötü şeylerin olağanlaştığı bir önceki günün aynısı gibi. Üstelik her şeyden şikâyet ediyoruz ve ısrarla o sorunları çözmek için bir adım atmıyoruz. Bazen de kendimizi denizdeki en küçük kum tanesi gibi hissediyoruz. Yerimizde sayıyor ve yaratılan gündemlerde boğulup o karanlıkta iyice kayboluyoruz.
* Ahmet Şerif İzgören’in söylediği gibi aslında tüm konu mesafeyle ilgili. “Gerçekleriniz ve hayalleriniz… İkisi arasındaki mesafe açıldıkça üzgün, tatminsiz ve mutsuz bir hayat yaşarsınız. İkisi ne kadar yakınsa o kadar mutluluk vardır hayatınızda. Aynı mesafe gelir ve gider için de geçerli. Ne kadar açarsanız arayı o kadar zorluk başlar yaşamınızda.
* Üretim ve tüketim… Tükettikleriniz ürettiklerinizden fazlaysa, dengeli ve hayata değer katan tarafta değilseniz eğer her anlamda kendiniz de tükenmeye başlarsınız.”
* At Şu Adımı, hayal ettiğimiz gibi yaşamanın, kişisel hedeflere ulaşmanın, kararlılıkla hareket etmenin ve diğer kum taneleriyle bir olup okyanus yaratmanın çok basit formülünü anlatıyor. Atın adımınızı ve ne iş yapıyorsanız onu sevgiyle, tüm bilginizi ve emeğinizi koyarak, iyi bir planlamayla yapın.
UHA / İnternational News Agency
İzgören Akademi’nin kurucusu, daha eğitimli, daha çok okuyan ve üreten bir Türkiye
için çalışan ve alanında en iyilerle ihtiyaca yönelik Türkiye’nin dörtbir yanında başarılı eğitimler veren Ahmet Şerif İzgören’nin ‘At Şu Adımı’ adlı kitabından Alıntılayarak, ‘Bir Minik Ara-Bir Fincan Kahve’ başlıklı haberimizin detayı şöyle:
İş hayatına başladığımda kimse işi planlamakla ilgili bir şey öğretmedi bana. Girdik bismillah, çalışmaya başladık. Sonra ekip liderliği yapmaya başlayınca, neyin işlemediğini görünce şöyle son derece basit bir formül oluşturdum. Hem kendim uyguladım hem de ekiplerime mutlaka öğrettim:
Not Al – Sonuçlandır – Raporla
Burada not alma ve sonuçlandırma arasında bir planlama aşaması var ama onu buraya koyarsanız zaten basit düşünmenin geçerli olduğu bir iş dünyasında zorlarsınız insanları. Planlamayı mutlaka çalışın ve öğretin ekiplerinize, en önemlisi siz uygulayın. Bu formüle göre 6 seviyede çalışan vardır:
1. Seviye C Grubu: Not almaz, işini sonuçlandırmaz, raporlamaz. Hiç tutmayın ekibin içinde. İş yapmadığı için dedikodu da yapar. Uzak tutun ekipten, iş öğretmeniz zordur.
2. Seviye B Grubu: Not alır, sonuçlandırır, raporlamaz. Raporlamadığından dolayı hem takım arkadaşlarının hem de liderin haberi olmadığı için ciddi bir habersizlik söz konusudur. Devamlı peşinde koşarsınız “O iş ne oldu? Bu işin sonucu ne oldu?” diye toto oynarsınız. Yaptığı işlerde “Ee yaptık ya” tavrında cevaplar alırsınız ama yapmadıklarını da bilemediğiniz için o kadar zordur ki çalışmak. Devamlı takip etmeniz gerekir. Raporlamayı öğrendikleri an iş hayatları çok değişir ama okulda, evde, işyerinde daha önce öğrenmedikleri bir şeyi öğretmekte zorluk çekeceğiniz kesin. Öğrendikleri an hem verimleri artar hem de sonuçları gördükleri için size saygı duymaya, ekibe de katkıları artmaya başlar. Ama sizin ekibinizde oldukları için neyi tamamladı, neyi tamamlamadı diye takip etmekten bitap düşersiniz. Gerçekten zordur davranış değişikliği. Ekip arkadaşlarının raporlamanın önemini ne kadar hızlı anlayabildikleri çok belirleyicidir.
3. Seviye A Grubu: Not alır, sonuçlandırır, raporlarlar. İdeal ekip arkadaşlarıdır. Sorunu anlatırsınız çözüp getirirler. Her gelişmeyi arkadaşlarına da duyururlar.
4. A+ Grubu: Üretir, sonuçlandırır, raporlar. Sizin söylediklerinizi not almalarına gerek yoktur çünkü detaylı iş söylemezsiniz, proje belirtirsiniz. Hem kendi planlama sistemleri vardır artık hem de görev edinirler, üretirler, çözerler ekibe sadece raporlarlar onun da önemini bildikleri için. Problemlerden haberdar bile olmazsınız. Çok ileri götürürler kurumlarını ve ekip arkadaşlarını.
-1. Y Seviyesi: Burada dibe inmeye başlıyoruz. Not almaz, sonuçlandırmaz ama şahane yalan söyler, mazeret uydurur. En çalışması zor grup. Devamlı kaçamak yapar ve hep haklıdır. Sürekli açığını yakalayıp bir de bunun hata olduğuna onu ikna etmek zorundasınız. Çok zordur, nifak tohumudur, arkadaşlarını da kötüye çeker. Tüm ekip bir proje için geç saate kadar kaldığınız olur, herkes başarılardan mutluyken, o “fazla mesailer ne olacak, yalnız bunu da ben yaptım ona göre” durumlarını anlatır. Basit bir iş istersiniz “Bunun için bana ekstra para verecek misiniz” diye sorar ahlaksızca. Ekibi zehirlemeden gönderin. “Y”, yalancının baş harfi.
-2. Y+ Seviyesi: Planlar, yapar, yalan söyler. En tehlikeli grup bunlar. Ya politikaya girerler ya da Çiftlik Bank gibi projeler yaparlar. Beceriklidirler ve dolandırırlar insanları. Bir ara Jet Fadıl vardı. Araba yapacağım diye çıktı ortaya bir özgüven bir özgüven bunlarda. Bir de hangi sektörde para olduğunu çok iyi koklarlar. Bu satırları yazarken bir bakayım Fadıl ne yapıyor dedim. Cemaat kurmuş, kafada bir cübbe, din işine girmiş. Bakın iyi insanlar kötüleri ayırt edemez ama kötü olan iyiyi dakikada tanır. Nasıl kullanacağını, dolandıracağını da çok iyi bilir.
Gazeteci* Ataner YÜCE