Bakan Tunç, “İsrail aslında bir maşa. O maşayı kullanan eller maalesef insanlık düşmanı, oradaki soykırımın asıl azmettiricileridir”
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bursa’da Mudanya Üniversitesi’nin 2024-2025 akademik yılı açılışında yaptığı konuşmada, “İsrail aslında bir maşa. O maşayı kullanan eller maalesef insanlık düşmanı, oradaki soykırımın asıl azmettiricileridir” dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bugün Filistin’de dünyanın gözü önünde çocukların katledildiğini belirterek bugüne kadar 41 binden fazla Filistinlinin şehit edildiğini ve bunun yüzde 80’inin kadın ve çocuklardan oluştuğuna dikkat çekti.
[Adalet Bakanı Yılmaz Tunç]
Bakan Yılmaz Tunç, şunları söyledi:
“Ama maalesef bu katliamı durdurabilecek bir güç, bir uluslararası kuruluş yok. Birleşmiş Milletler soykırım sözleşmesinin tüm unsurları ihlal ediliyor. Cenevre Sözleşmesi’nin bütün hükümleri, insancıl hukukun bütün hükümleri ayaklar altına alınıyor. Uluslararası kuruluşların aldığı kararlar sınırlı ve alınan kararlar da maalesef uygulanmıyor. Aslında bir asırdan bu yana orada yerlerinden, yurtlarından edilmek istenen insanlar var. 400 yıl boyunca Osmanlı hakimiyetinde her dinden insanın barış içerisinde, huzur içerisinde yaşadığı Filistin orada Siyonizm Kongresi’nden sonra Yahudi devletinin kurulması fikriyle beraber oluşan ve oradaki yerli halkı yerinden yurdundan ederek bir işgal süreci başladı. O işgal sürecine yönelik Birleşmiş Milletler’in Güvenlik Konseyi’nin çok sayıda kararları olduğu, işgal edilmemesi, işgal topraklarından çekilmesi noktasında kararlar oldu. Sayısız kararlar var ama bu kararların hiçbirisine uymayan bir İsrail devleti maalesef bugünlere kadar gelindi. 7 Ekim’den bu yana da artık olay çok daha farklı bir boyuta geldi. Dünyanın gözü önünde bir soykırım işlendi. Bu soykırım tanımının tamamına uyan bir durum. Bir milletin sırf Müslüman olduğu için yaşadığı topraklardan çıkarılması, sürgüne tabi tutulması, katledilmesi soykırımın ta kendisi”
Birleşmiş Milletler soykırım sözleşmesinin ihlal edildiğine de vurgu yapan Tunç. “Güney Afrika’nın başlatmış olduğu Uluslararası Adalet Divanı’ndaki davaya biz ilk günden beyan dilekçemizi verdik. Dışişleri Bakan Yardımcımız da beyanda bulundu. Bunun bir soykırım olduğunu, ateşkesin bir an önce sağlanması gerektiğini, insani yardımların engellenmemesi gerektiğini, hatırlayın o günlerde güvenlik konseyinin huzuruna gelen insani yardım önergeleri dahil reddedilmiştir. Yani insani yardım önergesi reddedilebilir mi? ‘Oradaki çocuklar aç kalsın veya ölsün. Kadınlar katledilsin.‘ İşte uluslararası sistem maalesef bu” olduğunu açıkladı.
“İsrail aslında bir maşa. O maşayı kullanan eller maalesef insanlık düşmanı, oradaki soykırımın asıl azmettiricileridir”
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Gazze’de yaşanan insanlık dışı soykırımın Uluslararası Adalet Divanı yargılamaya başladığını belirterek, şöyle devam etti:
“Tabii oradaki durumun soykırım olmadığını söylemek, hukukçular için mümkün değil. Tedbir kararları aldı. Soykırım sözleşmesi ihlal ediliyor dedi. Esas hakkında karar olmamakla beraber dedi. Ateşkesin bir an önce sağlanması ve insani yardımların engellenmemesi konusunda karar alındı. Bu tedbir kararlarını uygulayacak, icra edecek olan mekanizma neresi? Güvenlik konseyi. Güvenlik konseyinin huzuruna gidildi ama maalesef güvenlik konseyinin kararları birçok zaman oy çokluğuyla reddedildi. Tabi İsrail özellikle Amerika Birleşik Devleti başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin büyük desteğini alıyor. Burada İsrail aslında bir maşa. Asıl o maşayı kullanan eller maalesef insanlık düşmanı, oradaki soykırımın asıl azmettiricileridir. Dolayısıyla, insanlık bunu da gördü. Bu soykırımı ve tutumunu destekleyenler de azmettiriciler olarak dünyanın tarihine kara leke olarak geçtiler”.
Bütün bunların dünyanın gözü önünde gerçekleştiğini anlatan Bakan Tunç, “Şimdi tabii oradaki savaşı, soykırımı daha da genişletmenin çabası içerisinde Lübnan’a saldırdılar. Biz Türkiye olarak dünyada adaleti, hakkaniyeti savunmaya devam edeceğiz. Filistin sorununun kesin ve kalıcı çözümü orada 1967 sınırlarında yani İsrail’in işgal ettiği Batı Şeria, Gazze ve diğer bölgelerden çekilerek 1967 sınırlarında bağımsız bir Filistin devleti kurulmadan oradaki akan kanın durmayacağını bir an önce bağımsız Filistin devletinin kurulması gerektiğini de biz bütün dünyaya, söylemeye, haykırmaya devam edeceğiz. Dünyada hakkaniyeti, adaleti savunmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.