Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, “Türkiye Cumhuriyeti devleti şahıslardan, kişilerden, gruplardan, partilerden ve her şeyden üstün”

İSTANBUL – UHA HABER / Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, katıldığı bir televizyon programında Suriye gündemi üzerine dikkat çekici değerlendirmeler bulunarak, Suriye ile yakınlaşma hamlesinin devletin değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsi çıkarı için önemli olduğuna dikkat çekti.
İktidarın son günlerde Esad ile yakınlaşma mesajlarını değerlendiren BTP lideri Hüseyin Baş, “2011 yılından bu yana milyona yakın insan öldü, Türkiye ekonomisine verilen zarar ortada, milyonlarca sığınmacı ülkemizde. Bağımsız Türkiye Partisi olarak, ‘Esad ile bu kavgaya girmeye gerek yok’ diye haykırdık. Buna rağmen bu hükümet Esad ile kavgaya devam etti ve bu sonuçlar yaşandı. Şimdi Türkiye’nin çıkarına, vatanın – milletin çıkarına birçok noktada U dönüşü yapılabilecekken bunu yapmayan hükümet, kendi iktidarı probleme girdiği anda, tam seçime gidileceği noktada bir uzlaşı konuşuyor. Yani devlet olunca hiç önemli değil, ama olay ‘şahsım’ olunca çok önemli bir hal alıyor. Bu, devlet adamı psikolojisi olamaz, olmamalı” dedi.
BTP lideri Hüseyin Baş, Türkiye Cumhuriyeti devletinin şahıslardan, kişilerden, gruplardan, partilerden ve her şeyden üstün olduğuna dikkat çekerek, “Bu ilkeyi bütün siyasi partilerin hazmetmesi gerekiyor. Bunun dışında hayalleri olan insanların siyaset yapması zaten başlı başına yanlış. Devletin çıkarına Esad ile barışmamız gerekirken hayır ama şahsın çıkarına Esad ile barışmamız gerektiğinde evet! Şahsi çıkarlar için kavga ettiğiniz kişiyle şahsi çıkarlarınız için barışırsanız da yine bunun faturasını biz ödeyeceğiz. Çünkü bu iş şahsi çıkarlar için olmaz. Bu bir devletin aldığı bir karar değil burada tamamen bir kişinin oy potansiyeline bağlı olarak değişim göstermesi var. Buradaki temel problem bu” şeklinde konuştu.
Devletin çıkarı değil, Erdoğan’ın şahsi çıkarı için… “Zararın neresinden dönsek kardır. Esad ile normalleşilmeli, buna da katılıyoruz” diyen Hüseyin Baş, Doğu Perinçek ve Ethem Sancak’ın Şam’a gideceğine dair haberlere de, iktidarın Emevi Camiinde Cuma namazı kılma hayaline atıfta bulunarak cevap verdi.
BTP lideri Baş, “Cuma günü gitsinler, Cuma namazı da kılarlar. Ama bunun şu andaki Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın şahsi çıkarları için olduğunu da milletimiz unutmasın. 11 yıl üstüne Suriye politikasından niye çark ettiniz? Bu politikanın yanlış olduğunu kaç kere söyledik. Niye bugün çark edildi? Çünkü sıkıştılar. Normalleşsinler ama bu sandığa yansımayacak, bunu da bilsinler” dedi.
Çavuşoğlu’nun ‘Esad ile muhalifler uzlaşsın’ sözleri Suriye’de 2011 yılından bu yana yapılan ‘Zalim Eset’ propagandasının ABD’nin, İsrail’in, Avrupa’nın propagandası olduğunu ifade eden Hüseyin Baş, “Maksat da belli, orada Arap Baharı ile birlikte Irak’ı, Libya’yı, Tunus’u, Mısır’ı, Cezayir’i vs. hallettiler. Geriye Suriye kaldı. Suriye’den sonra sıra nereye geliyor? Sıra bizde. İran kaldı, biz kaldık! Dolayısıyla bu propagandaya inanarak, ‘ bak sen potansiyel bir zalimsin, böyle yapma, şöyle yapma‘ dersen işte bu yanlış olur. Bu Suriye’yi parçalama adına kara bir propagandaydı” ifadelerini kullandı.

Hüseyin Baş Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ‘Muhalifler ile Esad uzlaşsın’ şeklindeki açıklaması ve sonrasında Türk bayrağına yapılan saldırıyı da değerlendirdi.
““Biz bugüne kadar Esad rejimi yanlılarının Türk bayrağına zarar verdiğini görmedik. Bu bizim için bir referans… İkincisi, bu bir Müslüman yaklaşımı değil. Benim bayrağım kırmızı üzerine ay ve yıldızdır. O ay Allah’ı, yıldız peygamberi temsil ediyor. Bunu da bütün dünya biliyor. Bir Müslüman bu bayrağa bunu yapmaz. O zaman bunu yapan kişinin ben Müslümanlığını sorgularım. Buradan çıkardığım sonuç şudur; şimdi 1915’te tehcir yasasını çıkardık. 900 bin küsür Ermeninin Osmanlı topraklarından uzaklaştırdığı yönünde bilgiler var. Şimdi bu Ermeniler nereye gitti? Şam’a, Halep’e, Lübnan’a gitti. Hatta Asala terör örgütünün merkezi Beyrut’taydı. Bu örgütün Beyrut’ta ne işi var? İşte zamanında Beyrut’a gidenler vardı. Şam’da, Halep’te Türk bayrağını yakanların Ermeni olup olmadıklarının sorgulanması lazım. Bunun üzerinden bir Müslüman karalama politikasına girmek de ayrı bir tehlike. Müslüman bunu yapmaz. Türk bayrağı bütün Müslümanlar için bağımsızlığın sembolü olmuştur. Bu bayrağın dalgalandığı sınırı çizen Atatürk, bütün dünya Müslümanları için bir sembol olmuştur. Ben bunları söylerken Türkiye’deki Ermeni vatandaşlarımızı kastetmiyorum. Ben Türküm diyen herkese ne mutlu, Atatürk bunu söylemiş zaten. Ancak belli idealleri yaşayan insanlar var. Biz geçmişte bunların örneklerini gördük. Cumhuriyetten önceki dönemi bir açın okuyun neler yaşandı? Büyük Ermenistan kurulacak, Rum Pontus kurulacak… Bunlar fiilen yaşandı, düşüncede kalmadı. Dolaysıyla buna karşı önlem almak zorundayız. Benim bayrağımı yakan Müslüman olamaz. O bölgede Büyük Ortadoğu Projesi için, büyük İsrail projesi için taşkınlık çıkaranın da ben Müslüman olduğuna inanmıyorum. Bu işin arkasında başkaca unsurlar var. Başından beri bizim bu muhalif grupları desteklememiz yanlıştı, bu bizi bir bataklığın içine itmiş oldu.”
HABER : Eyüp Gündoğdu
[UHA Haber Ajansı, 19 Ağustos 2022]
Yorumlar