Avrupa Savunmasının Geleceği: Trump politikaları gölgesinde yeni bir yol arayışı

* Bilindiği üzere Avrupa Parlamentosu (AP), 12 Mart 2025 tarihinde Avrupa savunmasının geleceğine ilişkin bir rapor kabul etmiştir. 89 maddeden oluşan rapor[1], Trump’ın başkan seçilmesinden sonra çeşitli alanlarda ve özellikle Ukrayna Savaşı konusunda izlediği değişik politikalarla dikkat çekmeye başlamıştır.
-Hazel Çağın ELBİR-
UHA / İnternational News Agency
Analist Hazel Çağın ELBİR, Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM)
Bilindiği üzere Avrupa Parlamentosu (AP), 12 Mart 2025 tarihinde Avrupa savunmasının geleceğine ilişkin bir rapor kabul etmiştir. 89 maddeden oluşan rapor[1], Trump’ın başkan seçilmesinden sonra çeşitli alanlarda ve özellikle Ukrayna Savaşı konusunda izlediği değişik politikalarla dikkat çekmeye başlamıştır. Bu bağlamda, özellikle Batı ittifakının birlik ve bütünlüğü konusunda sahip olduğu görülen değişik düşünceler, uluslararası sorunlarda Rusya ile izlediği paralel tutumlar (Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki ve Güvenlik Konseyi’ndeki Ukrayna konusundaki oylamalardaki benzer tutumlar), Batı ittifakının Avrupa kanadını savunma konularında Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile yol ayrımına gelindiğini düşündürmeye başlamıştır.
Bu bağlamda, Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy’nin kıymetli madenler konusundaki anlaşmayı imzalamak için 28 Şubat 2025 tarihinde Washington’da Oval Ofis’te Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy ile ABD Başkanı Trump ve Başkan Yardımcısı JD Vance arasında geçen ve basın mensuplarının da odada bulunması nedeniyle dünya kamuoyunun bilgisine gelmiş olan hararetli tartışma[2] Avrupa kamuoyunda büyük bir şaşkınlık ve tepki ile karşılanmıştır.
Trump’ın Başkan olduğundan bu yana izlediği politikaları esasen şüphe ile karşılamakta olan Avrupa ülkelerinde, ABD tarafından savunma konularında yalnız bırakılabilecekleri şüpheleri kuvvetlenmiş ve tabiri caizse Avrupa kendi başının çaresine bakma yollarını aramaya başlamıştır. Bu bağlamda, İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Oval Ofis’teki meşhur tartışmadan iki gün sonra, 2 Mart 2025 tarihinde 19 katılımcının yer aldığı bir yuvarlak masa toplantısıyla ortaya çıkan duruma bir tanı koymak ve neler yapılabileceğini konuşmak için Lancaster House’ta bir toplantı[3] düzenlemiştir.
Toplantıya AB’den sadece 11 üye, ayrıca İngiltere, Norveç, Türkiye, Ukrayna, Kanada ile Avrupa Birliği (AB) Konseyi ve Komisyon Başkanları ile NATO Genel Sekreteri katılmışlardır. Toplantının dikkat çeken oluşumu hakkında sorulan sorulara cevap veren Avrupa Komisyon Başkanı Ursula Von der Leyen, ortadaki sorunun büyüklüğü ile orantılı olarak, “Geniş Avrupa”yı yansıtacak bir yapının esas alınmasının gerektiğinin düşünüldüğünü belirtmiştir.
Bu konudaki görüşmeler devam etmiş, 6 Mart 2025 tarihinde AB bir zirve toplantısı yaparken hemen ertesi günü “Geniş Avrupa”lı katılımcılar olarak Avrupa Komisyonu Başkanı Von der Leyen, bu sefer İngiltere, Norveç, Türkiye ve Kanada’yı bir gün önceki toplantıdan haberdar etmiştir. Bu toplantılar sonucunda “Geniş Avrupa” ülkelerinin bir yandan süreç içerisinde ABD ile bağları koparmayan bir politika izlemesinin, diğer yandan da bir “gönüllüler koalisyonu” oluşturarak Avrupa çapında alınabilecek savunma tedbirleri konusunda organize olma yoluna girdikleri görülmüştür.
Yukarıda değindiğimiz, “Avrupa Savunmasının Geleceği” başlıklı rapor, Trump’ın liderliğindeki ABD’nin izlemeye başladığı yeni politika karşısında atılan adımları ve kolektif savunma konusunda gelinen noktayı özetlerken, diğer yandan güvenlik açısından AP’nin tavsiyelerini ve önerilerini irdelemektedir. Raporun ilerleyen bölümlerinde, Avrupa’nın güvenlik mimarisinde ortaya çıkan değişikliklere cevap vermek üzere düşünülen tedbirlerin finansman yönü de ayrı maddeler halinde ele alınmakta ve açıklanmaktadır.
Özetle rapor, Trump’ın ABD Başkanı olmasından sonra izlemekte olduğu politikaların güvenlik konusunda yarattığı endişe ve dalgalanmaları izaha çalışırken, öte yandan Avrupa’nın güvenliği konusunda alınması gereken önlemlere ilişkin tavsiyeler içermektedir.
İkinci Dünya Savaşı’nın sonra ermesinden bu yana, aşağı yukarı seksen yıldır Türkiye’nin gerek Birleşmiş Milletler sistemi içerisinde gerek 1952 yılından bu yana NATO üyesi olarak Batı ittifakında oynamış olduğu önemli rol, Ukrayna – Rusya Savaşı ve bunu takiben Trump’ın izlemeye başladığı değişik tutum ışığında yeniden güçlü bir şekilde ortaya çıkmaya başlamıştır. Nitekim Türkiye’nin gerek Avrupa Komisyonu Başkanı Von der Leyen’in “Geniş Avrupa” gerek İngiltere önderliğinde oluşturulan “gönüllüler koalisyonu” içinde yer alması şaşırtıcı olmamıştır.
Böyle durumlarda, örneğin AP gibi sorumlu kurumların “Avrupa Savunmasının Geleceği” gibi önemli konularda raporlar hazırlarken dikkatli ve sorumlu davranılması kaçınılmaz bir gereksinimdir. Hazırlanacak metinlerde, her kelimenin taşıyacağı önem dikkatle göz önünde tutulmalı ve hassasiyetler yaratılmamaya özen gösterilmelidir. Hal böyleyken AP’nin son raporunun 8. Ve 40. Maddelerinde görüldüğü şekilde Kıbrıs sorunu konusunda gereksiz, Türkiye bakımından haksız ve özensiz ifadelere yer verilmesi raporun bütünlüğüne aykırı düştüğü gibi, Avrupa güvenliği konusu ile ilgili sivil ve asker uzmanları şaşırtacak bir nitelik taşımaktadır. AB üyesi olan ve Kıbrıs konusu ile ilgili iki ülkenin baskılarıyla metne konulduğu anlaşılan bu paragraflar, Türkiye’nin Avrupa güvenliğine katkı konusundaki azim ve kararlılığını hiç şüphesiz etkilemeyecektir, ancak bunun AP gibi önemli bir kurum tarafından Türkiye’ye karşı yapılmış bir haksızlık olduğu da bir gerçektir. Güvenlik endişelerinin zirve yaptığı bu günlerde yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığımız yeni politika ve stratejiler saptanırken, Avrupa’ya ilişkin olarak alınacak karar ve belirlenecek konularda AB organlarından gerekli hassasiyeti göstermekte dikkatli davranmaları beklenir. Avrupa’nın birliğini ve tesanüdünü, içinden geçmekte olduğumuz hassas dönemde bir-iki AB üyesinin oydaşmasını sağlamak amacıyla feda edilmesinin sorumluluğu olacaktır ve bunun her zaman hatırda tutulmasında büyük yarar görülmektedir.
[1] “White Paper on the Future of European Defence – European Parliament resolution of 12 March 2025 on the white paper on the future of European defence (2025/2565(RSP)),” European Parliament, 12 Mart 2025, https://www.europarl.europa.eu/doceo/document/TA-10-2025-0034_EN.pdf.
[2] “What They Said: Trump, Zelenskyy and Vance’s heated argument in the Oval Office,” AP News, 28 Şubat 2025, https://apnews.com/article/trump-zelenskyy-vance-transcript-oval-office-80685f5727628c64065da81525f8f0cf.
[3] “Avrupa, Ukrayna için barış planını kabul etti: ABD’nin de desteğine ihtiyaç var,” EuroNews, 2 Mart 2025, https://tr.euronews.com/my-europe/2025/03/02/avrupa-ukrayna-icin-baris-planini-kabul-etti-abdnin-de-destegine-ihtiyac-var.
***
Yazar hakkında
Hazel Çağan Elbir ,2008 yılında Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek Lisans derecesini 2012 yılında ODTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden “Ermeni Terörü ve Türk Basını (1973-1984)” başlıklı tezi ile aldı. Yüksek lisans tezi aynı başlıkla 2017 yılında Almanya’da bulunan yayınevi Manzara Verlag tarafından kitap olarak yayınlanmıştır.
2006 yılında TBMM’de, 2007 yılında Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM)’da ve Global Strateji Enstitüsü’nde staj yapmıştır. Yine 2007 yılında Avusturya’nın Graz şehrinde düzenlenen Model Avrupa Parlamentosu projesine katılmıştır. 2008 yılında Global Strateji Enstitüsü’nde dört ay süreyle Balkan Uzmanı olarak görev almıştır. Yüksek lisans yaparken 2011 yılında Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM)’de de staj yapan Çağan Elbir, Şubat 2012 tarihinden bu yana AVİM bünyesinde analist olarak çalışmaktadır. Hali hazırda Atılım Üniversitesi’nde Politik Ekonomi doktora adayıdır.
Çağan Elbir’in araştırma konuları arasında Avrupa Birliği, Türkiye – ABD İlişkileri, Kafkasya, propaganda çalışmaları, insanlığa karşı suçlar ve terörizm yer almaktadır.
Çağan Elbir her gün AVİM Günlük Bülten’in Avrupa bölümünü hazırlamaktadır.