Yeni Asır Gazetesinden, duayen gazeteci ve siyasetçi konuk yazar Bülent ERANDAÇ, kaleme aldığı “Asya Açılımı’nın jeopolitik yansımaları” başlıklı yazısında, Dünyada lider diplomasisini en etkin yürüten devlet başkanlarının başında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geldiğini dile getiriyor.
Yazar Bülent ERANDAÇ yazısında, bugüne kadar katıldığı zirvelerde, jeopolitik konuşmalarda ve en çok dikkat çeken, ikili temasları ile Türkiye’nin diplomatik aktivizmini dünya siyasetine yansıtan küresel liderin Erdoğan olduğunun altını çiziyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sadece 1 Ekim’den 20 Kasım’a kadar yaptığı ziyaretlerin de öncekiler gibi baş döndürücü olduğunu yazan ERANDAÇ, bunların Arnavutluk – Sırbistan, Kazan/BRICS – Bişkek/Türk Devletleri Teşkilatı, Budapeşte/Avrupa Siyasi Topluluğu, Riyad/İslam İşbirliği Teşkilatı, Bakü/ İklim Zirvesi, Brezilya/G20 Zirvesi olduğunu ve bu temasların, Türkiye’nin küresel aktörlüğünü gözler önüne serdiğine dikkat çekiyor.
KİLİT ROL OYNUYOR
Başkan Erdoğan’ın, Asya’daki gelişmelerin yarattığı fırsatlar ve ortaya çıkan işbirliği potansiyelinden Türkiye’nin daha etkin biçimde yararlanması için 2019 Ağustos ayında “Yeniden Asya Girişimi“ni başlattığını yazan Yazar Bülent ERANDAÇ, 2019’dan 2024’e kadar geçen 5 yıllık süreçte Erdoğan’ın Asya Açılımının, Asya ülkeleriyle ilişkilerimizi bütüncül ve kapsamlı bir strateji temelinde bölgesel, alt bölgesel ve ülke özelinde yaklaşımlar geliştirerek sistematik ve istikrarlı biçimde güçlendirdiğine işaret ediyor.
Batı-Atlantik’in artık güç kaybettiği ve yeni jeopolitik merkezin Asya olduğu gerçeğini iyi okuyan Başkan Erdoğan’ın, Türk Devletleri Birliği’ni ilmik ilmik örerek süreci tam zamanında yakalama şansı yarattığını hatırlatan ERANDAÇ, “Öyle ki, 21. yüzyılın kutup başı olan Çin’in, Pekin’den Londra’ya kadar uzanan “Bir Kuşak, Bir Yol” küresel projesinde Asya Türk Devletleri kilit rol oynuyor” diyor.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping
ERDOĞAN’A YAKIN İLGİ
Yeni Asır Gazetesinden, duayen gazeteci ve siyasetçi konuk yazar Bülent ERANDAÇ, kaleme aldığı “Asya Açılımı’nın jeopolitik yansımaları” başlıklı yazısına şöyle devam ediyor:
“Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde düzenlenen G20 Liderler Zirvesi kapsamında bir araya geldi. Rio G20 zirvesinde Başkan Recep Tayyip Erdoğan’a Asyalı liderlerin gösterdiği yakın ilgi, Türkiye’nin Asya Açılımı’nın başarısını ortaya koydu. Erdoğan ile Asyalı liderler arasındaki samimi anlar, Batılı liderlerin moralini bozacak ölçüdeydi. Başkan Erdoğan ile Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in samimi görüntüleri dikkat çekerken, görüşme esnasında da Çin liderinin kolunu samimi bir şekilde tutması dikkat çekti. Aynı zamanda, Malezya Devlet Başkanı Enver İbrahim’in elinden tutarak konuşması ve Vietnam Başbakanı Pham Minh ile diz dize oturması da çok konuşuldu. Atlantik’in artık güç kaybettiği ve yeni jeopolitik merkezin Asya olduğu daha yaygın bir şekilde dile getiriliyor. 21. yüzyılın “Asya Yüzyılı” olacağını iyi okuyan ve yükselen Asya ile ilişkileri başarıyla yürüten Başkan Erdoğan-Türkiye, bölgeyi şekillendirmede önemli bir aktör.”
Başkan Erdoğan, Malezya Devlet Başkanı Enver İbrahim ile
ASYA EKONOMİSİ DİNAMİK
Asya kıtasının Kuzey, Orta, Batı, Güney, Doğu ve Güneydoğu Asya olmak üzere altı bölgeye ayrıldığını yazan ERANDAÇ, “Bu bölgelerin tamamında 50 bağımsız devlet bulunuyor ve toplam nüfus 5 milyarı geçmiş durumda. Dünya nüfusunun yarıdan fazlasını teşkil eden bu rakamlar bile bölgedeki potansiyeli anlamak için yeterli ” olduğunun altını çiziyor.
Yazar Bülent ERANDAÇ, Kıtadaki Delhi, Tokyo, Cakarta, Dubai, Kuala Lumpur, Mumbai, Seul, Şangay, Karaçi, Pekin, Guangzhou, Osaka, Dakka, Bangkok, Doha, Hong Kong, Singapur gibi şehirlerin dünya genelinde birer finans ve ticaret merkezi haline gelmiş durumda olduğunu yazıyor.
ERANDAÇ, “Asya, 2050’de dünya üretiminin yarıdan fazlasını karşılayacak. Çin ve Hindistan gün geçtikçe yükselen dinamik bir ekonomiye sahip. Güney Kore ve Japonya birer teknoloji ülkesi. Malezya ekonomik refah düzeyi yüksek ve teknoloji geliştiren bir İslam ülkesi. Singapur ve Endonezya da hızla gelişmekte olan ülkeler arasında yer alıyor” diye aktarıyor.
SAYILARLA BRICS GERÇEĞİ
Küresel GSYH’nin yüzde 26’sına, dünya ticaretinin yüzde 20’sine BRICS ülkelerinin hâkim olduğunu yazan Bülent ERANDAÇ, Dünya döviz rezervlerinin yüzde 50’si Asya ülkelerinin elinde bulunduğunu ve Fortune Global 500 şirketler listesindeki 500 şirketin 3’te birinin BRICS ülkelerine ait olduğuna dikkat çekiyor.
ERANDAÇ, BRICS ülkelerinin satın alma paritesine göre G-7 ülkelerini çoktan geride bıraktığını ve 2023 yılında BRICS payının yüzde 32,1 iken G-7’nin payının ise yüzde 29,9’a gerilediğini ifade ediyor.
G-7’nin dünyanın en borçlu yapısı olduğu gibi artık bir tüketim topluluğuna dönüştüğünü dile getiren Yazar Bülent ERANDAÇ, “Oysa BRICS bir üretim topluluğu seviyesine yükseldiğini yazıyor.
Dünya sanayi üretiminin üçte birini ve tarımsal üretimin yarısını yapan BRICS ülkelerinin küresel üretim ve erzak deposuna dönüştüğünü belirten ERANDAÇ, “Küresel maden rezervlerinin yüzde 60’ına sahip olan BRICS, nadir toprak elementlerinin rezervinde ve üretiminde en büyük güç” olduğuna dikkat çekiyor.
TÜRK DEVLETLER BİRLİĞİ
Yeni Asır Gazetesinden, duayen gazeteci ve siyasetçi konuk yazar Bülent ERANDAÇ, kaleme aldığı “Asya Açılımı’nın jeopolitik yansımaları” başlıklı yazısını şöyle sürdürüyor:
“Dünyada nadir toprak elementlerinin üretiminde başta Çin olmak üzere sıra ile Brezilya, Vietnam, Rusya ve Hindistan geliyor. Nitekim yerküremizde nadir toprak elementleri olarak bilinen 17 adet element bulunuyor. Bu elementler teknolojiden, askeri endüstriye, sağlıktan, uydulara kadar birçok alanda kritik rol oynuyor. Bugün Çin, dünyanın fabrikası; Rusya, dünyanın enerji istasyonu; Hindistan, dünyanın destek ofisi ve Brezilya dünyanın çiftliği durumundadır. Brezilya ve Rusya hammadde deposu iken Hindistan ve Çin üretim merkezidir. BRICS oluşumu Asya’dan Latin Amerika’ya ve Afrika’ya uzanan dünyanın çok taraflı, çok medeniyetli, çok dinli, çok kültürlü en büyük ile en çeşitli yapısıdır. 31 Mart 2021 tarihinde Başkan Erdoğan’ın titiz çalışmaları sonucu, Yassıada’da Türk Konseyi’nin ismini TÜRK DEVLETLER TEŞKİLATI olarak değiştirerek kurumsal yapıya dönüştürdü.
Bu Türk cumhuriyetlerinde büyük bir heyecan yarattı. Alınan en büyük karar Türk Dünyası 2040 Vizyonu idi.
Bugün, Türk Devletler Birliği uluslararası bir organizasyon olarak dünya siyasetindeki yerini aldı.”
SONUÇ
Konuk yazar Bülent ERANDAÇ, yazısının ‘SONUÇ‘ bölümünü ise şu sözlerle noktalıyor:
“BAŞKAN Erdoğan liderliğinde Türkiye’nin ASYA AÇILIMI‘nın anlam ve önemi, Yeni Dünya Düzeni’nde çok önemli bir jeopolitik hamledir. Başkan Erdoğan-Türkiye yakın coğrafya jeopolitiği kadar Afrıka ve Asya’da yürüttüğü jeopolitik çalışmalarla BÖLGESEL GÜÇ- KÜRESEL AKTÖRLÜK yolunda emin adımlarla yürüyor. Başkan Erdoğan’ın ilmek ilmek ördüğü TÜRK Devletler Birliği uluslararası bir organizasyona dönüştü. Türk dünyasındaki diğer bütün organizasyonların çatı örgütü durumuna gelirken, ASYA YÜZYILI‘nın temel güçlerinden birisi durumunda. Türkiye, Asya bölgesindeki dominant güçlerin başında gelen Rusya ve Çin ile istikrarlı işbirliğinı derinleştiriyor. Bunun yanında Türkiye’nin açık, diyaloğa dayalı dış politika anlayışı ve ekonomik ilişkilerdeki “kazan/ kazan” prensibi Asya ülkelerinde çok değerli bulunuyor. Bu da, Asya ülkeleriyle olumlu bir ortamın oluşmasına yardımcı oluyor.”