Arnavutluk’un Bağımsızlık Yolculuğu ve Küresel Sahnedeki Rolü
TÜRKSAM Avrupa, Asya ve Türk Dünyası Araştırmaları Merkezi Araştırma Asistanı Cem VURAL, “Arnavutluk’un Bağımsızlık Yolculuğu ve Küresel Sahnedeki Rolü” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
UHA / Europe İnternational News Agency
Cemre Vural, TÜRKSAM Araştırma Asistanı
Bugün Arnavutluk Bağımsızlık Bildirgesi’nin ( Shpallja e Pavarësisë) yayınlanmasının 111. yıl dönümü. Arnavutluk’un bağımsızlığı ile sonuçlanan bu tarihsel süreci anlamak bölgedeki mevcut siyasi dengeleri anlamak açısında da oldukça mühimdir. 15- 28 Kasım 1912 tarihleri arasında İsmail Kemal Bey’in başkanlığında Avlonya’da 83 delegenin katıldığı meclis görüşmeleri sonucunda 28 Kasım 1912 tarihinde Arnavutluk, bağımsızlığını ilan ettiğini ve geçici bir hükümet kurulduğunu bütün dünya kamuoyuna duyurmuştur. Bildirge metinini Arnavutça ve Osmanlı Türkçesi ile yazılıp yayınlanmıştır.
Hem Arnavutluk’un bağımsızlığına giden süreçteki entelektüel düşünce mirasını anlamak açısından hem de Osmanlı son dönem aydın profilini anlamak açısından sürecin kilit isimi olan İsmail Kemal Bey’i incelemek bizlere önemli ip uçları sunacaktır. İsmail Kemal Bey, Avlonya’da varklı Tosk[1] bir ailenin çocuğu olarak hayata gözlerini açmıştır. Erken yaşlarından itibaren dillere karşı ilgi duymaya başlamış ve eğitim hayatının ilk dönemlerini bu merakı yönlendirmiştir.
Yanya’daki Zosimea Okulu’nda aldığı eğitimle Fransızca, Yunanca, İtalyanca ve Osmanlıca Türkçesi alanında uzmanlaşmıştır. Buradaki eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul’a gelerek burada Hukuk eğitimi almıştır. Ardından Osmanlı siyasetinde özellikle Meşrutiyet döneminde önemli ve ünlü bir devlet adamı olarak tanınmaya başlamıştır. 1865 yılında Paris Sefareti ataşeliğiyle Avrupa’ya giden İsmail kemal Bey daha sonra Rusçuk mutasarrıfı olmuştur.
Son olarak Trablusgarp valiliğine atanan İsmail Kemal Bey, bu dönemde İngiltere ile yakın diplomatik ilişkiler kurmayı başarmıştır. Ancak 1900 yılına gelindiğinde İsmail Kemal Bey’in gizemli bir şekilde üç çocuğuyla birlikte Avrupa’ya gittiği ve bahsi geçen yılda Jön Türk hareketinde etkin rol oynadığı bilinmektedir.
1902 Şubatı’na gelindiğinde Jön Türkler Paris’te Sultan’ı devirmek için toplandıklarında birçok Arnavut da İsmail Kemal Bey önderliğinde Jön Türkler’e katılmıştır. Bu süreçten sonra Osmanlı siyasetinde inzivaya çekilmek zorunda kalan İsmail Kemal Bey, 28 Kasım 1912 tarihinde Arnavutluk’un bağımsızlığı ile sonuçlanan bildirinin yayınlamasına kadar siyasi arenada görünür olmamayı tercih etmiştir.
Arnavutluk’un bağımsızlığına giden süreci ve bağımsızlığını kazanmasında önemli rol oynayan İsmail Kemal Bey’in hayatını mercek altına aldıktan sonra Arnavutluk’un güncel bölge siyaseti üzerindeki etkisini tartışmaya açmak Arnavutluk’un hem Balkanlardaki etkisini hem de dünya siyasi hayatında nerede konumlandığını tespit edebilmek açısından oldukça faydalı olacaktır.
Arnavutluk dış politikasında 2000’li yılların başından itibaren Avrupa Birliği’ne girmek önemli ve öncelikli bir mesele olarak gözetilmektedir. Bunun yanı sıra 2009 yılından bu yana NATO üyesi olan Arnavutluk’un ABD ile yakın diplomatik ilişkiler kurduğu bilinmektedir. Arnavutluk ve ABD arasındaki dostane diplomatik ilişkiler Kosova’nın 17 Şubat 2008 tarihinde NATO desteğini alarak bağımsızlığını ilan ettiği süreçte güçlenmiştir. Bu durum, ABD’nin, Balkanlarda Rusya’nın etki alanını azaltmak istemesiyle doğru orantılı bir politika olarak görülebilir.
Arnavutluk dış politikası aynı zamanda küresel arenada Arnavutluk’un etkin bir aktör olarak rol oynaması için ciddi çabalar içermektedir. Arnavutluk’un, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası platformlarda barış, güvenlik ve insan hakları gibi temel konularda zaman geçtikçe daha aktif bir roller oynadığını buradan hareketle ilerleyen süreçte de oynayacağını söylemek mümkündür. Ayrıca son dönemlerde Arnavutluk, diasporasının bulunduğu bölgelerde de etkili diplomasi yürüterek ekonomik iş birliği ve kültürel alışverişe odaklanmaktadır.
Sonuç olarak Arnavutluk’un bağımsızlığını kazanmasından bu yana geçen 111 yılda şekillenen dış politikası ile ilgili şunları söylemek mümkündür. Arnavutluk diplomasisi, uluslararası normlara saygı gösterme, demokrasiyi güçlendirme ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkıda bulunma çabalarını kapsayan kapsamlı bir perspektife dayanmaktadır. Bu bağlamda, Arnavutluk, bölgesel ve küresel düzeyde barış, güvenlik ve işbirliği için çeşitli platformlarda diğer ülkelerle birlikte çalışmaktadır.
[1] Arnavutluk’ta bulunan Shkumbin Nehri’nin güneyinde kalan Arnavutlara Tosk, kuzeyinde kalan Arnavutlara Gega denmektedir.
***
Cemre Vural